Keşke tüm müslümanlar İslami imanı Halis hocamdan dinlese... Rabbim ömrüne ilmine bereket versin hocam.

Kuranı Kerim 'de her şey bu kadar açık bir şekilde haber verilmiş olmasına rağmen cehalet denizinde çırpınmamız ne kadar ibretli

"Nimeti Allah'tan bilmek şükrün ta kendisidir."

Bu derslerin burda kalması,her zamanın insanına hitap etmesi, dönüp tekrar tekrar dinlenebilmesi çok kıymetli bir sadaka,Allah razı olsun hocamdan ve emeği geçen herkesten

Rabbim sizden ve bu videoların bize ulaşmasına katkı sağlayan kardeşlerimizden razı olsun.Sohbetlerinizi daha geniş kitlelere duyursun

"Nankörlüğü yırtıp atan şey doğru bir bilinçtir."

Doğru dinlemeyi anlamayı idrak edip hayatımıza geçirmeyi cümlemize Rabbim nasip etsin değerli hocamdan Allah razı olsun 🤲

İki yıl önce yayınlanmış olmasına rağmen şu günümüzü depremle olan imtihanımızı anlatan o kadar tanıdık cümlelerle dolu ki insan hayrete düşmekten kendini alamıyor

Keşke daha fazla insan izlese böyle söyleşileri

Allah razı olsun hocam

Kıymetli Halis Hocam.. Kulun Rabbine karşı şükür ve tevazu sahibi olması gerektiğini; buyuklenmemesi, vefasızlık yapmamasi gerektiğini ve Rabbimizin bize borçlu olmadığını verdiklerinin rahmet ve lütuf olduğunu bizlere çok güzel anlattınız. Rabbim çalışmalarınızın karşılığını rahmetiyle ve cennetiyle versin inşallah 🌹

Allah cc razı olsun hocam .

Rabbim bu musibetlerden üzerimize düşen ibreti alıp bir an önce Kendisinin razı olacağı bir hâle dönmemizi nasib eyleye

Allah razı olsun çok güzeldi

Allah sizleri hayr ile mükafatlandırsın

Valla helal olsun en çok da bayan kardeşlerim dinliyor. Allah’ım pak ve tahire eylesin sizi.

Allah razı olsun hocam ✨️🙏

Allah razı olsun hocam..

Allah razi olsun

Allah razı olsun hocamızdan ve emeği geçen herkesten 💐

Ve Aleykumus Selam ve Rahmetullahi ve Beraketuhu

Allah razı olsun.

Allah CC sizden razı olsun

Ya Rabbi nankörlerden eyleme. Binbir nimetine hamduSenalar olsun..İlahi lütuflarını asla yok saymayız. Allahım israf etmeden herzaman şükredenler eyle. VE her zaman kuranın ışığında hocalarımızın nasihatlarına kulak verenlerden eyle.. Amin

Aleykümselam ve RahmetUllahi ve Berakatuhu hocam. Allah,sizlerden hoşnut ve razı olsun inşAllah.💞

Edirne den selamlar 🙋 Allah razı olsun 🤲🌸

Allah cc razı olsun

Allah razı olsun hocamızdan ve emeği geçen herkesten 💐💐

Hocam Allah (cc) razı olsun.

🌷

Ellhamdulillah

Allah razı olsun

🤲🏻🌹

Edirne den selamlar 🙋 Allah razı olsun 🤲

Ve aleykümüsselam ve rahmetullahi ve berekatuhu

Elhamdülillah 🌻

" Kör davranmak tan " ayetlerine karşı görmezden gelenlerden olmaktan , nimet i israf edenlerden olmaktan Rabbim sana sığınırız. Allâh razı olsun Hocam.Öne ala ala dinledim daha iyi kavrayabilmek için. Rabbime hamd olsun.

Allah razı olsun istifade ettik

SubhanAllah

💯💯💯💯💯💯💯

Sayın halis bey beni aydınlattınız hem de çok basit cümlelerle teşekkür ediyorum size

Zümer ﴾7﴿ Eğer inkâr ederseniz bilesiniz ki Allah’ın size ihtiyacı yoktur; ama O, kullarının nankörlüğüne razı olmaz, şükrederseniz bu tutumunuzdan hoşnut olur...

"Salih amelleri yapar ise biz ona hoş bir hayat yasatacağız" <a href="#" class="seekto" data-time="1412">23:32</a>'

Hocam ilminize bereket yağsın,ALLAH razı olsun sizden sohbetlerinizden büyük nasipler alıyoruz.

Allah razı olsun Halis Hocam

🌹

💐💐💐💐

Elhamdulillah

Eğer nimete karşı nankorluk edilirse sanki salgından sonra ne ile sınanacağımızı da Kuran'ı Kerim 'den ayetlerle haber verir gibi bir sıralamayla anlattı hocam.

😔🤲

💐🌹

☝️

❤

Dersten Notlar: “İnsan, Rabbine karşı pek nankördür. Şüphesiz buna kendisi de şahittir; O, aşırı derecede mal sevgisine kapılmıştır.” (Âdiyât Sûresi-7,8,9) Allah azze ve celle Kur’an-ı Kerîm’de insan muhakkak Rabbine karşı nankörlük içerisinde diyor. Ve insanın kendisi buna tanık, farkında. İnsan nankörlüğünün bilincinde. Kur’an-ı Kerîm’de nice ayette Cenâb-ı Hâk başta nimet olmak üzere, nimetin farkındalığını kullarına yaşattığını söyler. Cenâb-ı Hâkk’ın en büyük nimeti kuluna yol göstermesi, hidayet etmesi, bilinç ve farkındalık sağlaması. Bu hayvanlarda olmayan bir şey. Kulun, Cenâb-ı Hâkk’ın kendisine nimetleri sunmak, sağlamak zorunda olduğuna dair yaklaşımı “onun nankörlüğüne” tekabül ediyor. Kulun böyle görmesi çok yanlış. Başta hayat nimeti olmak üzere, Cenâb-ı Hâkk’ı tanıyıp sevebilme imkanlarının tamamı ve diğer tüm nimetler ilahi bir lütuftur ve bu lütuf karşılığını bulmalı. Her nimetin bir hakkı vardır ve hakları verilmelidir. Kul böylelikle nankörlükten uzak durabilir. Örneğin Allah azze ve celle içmesi için su sağlamışsa yemesi için yemek sağlamışsa, kul onları yiyip içerek hakkını verir. Akletmesi için bir kalp sağlamışsa kul aklederek bunun hakkını verir. Eğer kul nimetleri zayi ederse; o zaman kul nimetleri kendisinden bilmeye, Cenâb-ı Hâkk’ın bu nimetleri zaten ona sağlamak zorunda olduğunu sanmaya doğru ilerleyebilir. Bu haliyle kul artık nimetin sahibine karşı kör bir yaklaşım sergilemektedir. Nimeti tüketmekten uzak durmuyor; nimeti yiyen ama nimeti kendisine sağlayana karşı KÖR! Cenâb-ı Hâkk’ın bütün nimetleri birer ayet olarak Cenâb-ı Hâkk’a çağırır, Cenâb-ı Hâkk’ı hatırlatır. Kul bunu göz ardı ediyorsa sert yöntemlerle, sert örneklerle kula yine Rabbini hatırlatan hususlar gelir. Yaşanılan her musibet böyledir, şuan yaşadığımız salgın da (Corona) böyledir. Kul Cenâb-ı Hâkk’a dönerek bu fırsatı değerlendirirse, bu hayattaki en büyük nimetlerdendir. Ama kul hayatı boyunca bu davetlerin hepsini körlükle karşılamış ise ona sıkıntılı bir yaşam, zorlu bir geçim var: “Kim de beni anmaktan yüz çevirirse mutlaka sıkıntılı bir hayatı olacaktır ve onu kıyamet günü kör olarak haşrederiz.” (Tâ-Hâ Sûresi-124) Bu sadece mal mülk olarak anlaşılmamalı. Allah azze ve celle az imkanlarla da hoş ve güzel hayatlar verebilir: “Erkek olsun kadın olsun kim iman edip salih amelleri yapar ise ona hoş bir hayat yaşatacağız.” (Nahl Sûresi-97) Kulun lehine olan nimeti değerlendirmesi; kulun aleyhine olan nimete nankörlükle karşılık vermesidir. Nimeti tanımak, nimetin sahibine şükretmek, nimeti esas alan bir yaşam oluşturmak kulun önünü açarken, nankörlük ise azaba dönüşür: “Eğer nankörlük ederseniz o zaman benim azabım çok şiddetlidir.” (İbrahim Sûresi-7) Nimeti tanımak bazılarının sandığı gibi kuru bir şekilde nimete değer verip onu muhafazadan ibaret değil, onu israf etmemekten ibaret değil. O nimetin kim tarafından sağlandığını da bilen bir anlayışla yaşamak.. Bu boyut eksik olursa o nimeti baş üstünde taşısan da, nimeti en itinalı şekilde kullansan da bir anlam ifade etmez. Nimeti kulun doğru tanıması; nimeti sunan Allah azze ve celleyi bilerek ve nimeti O’nun verdiği ölçülerde kullanmasıdır. Madem ki nimeti sunan Cenâb-ı Hâkk’tır,onun istediği şekilde kullanıp şükretmek.. Bunu aşmak nankörlük. En büyük nankörlük nimetin sahibine karşı körlüktür. Bazı kullar nimeti daha çok sevip baş tacı eder, onu nimetin sahibine tercih eder. Sözgelimi Cenâb-ı Hâkk’ın verdiği mal,mülk,servet nimetini çok sevip de Allah azze ve celle uğrunda buradan infak etmeyen kimseler böyledir. Nimet niçin var? Cenâb-ı Hâkk’ın ayetlerini göresiniz diye (Lokman-31) Eğer kul Allah azze ve cellenin nimetleri üzerinden ayetlerini görür ise ve şükrederse işleri güzel gider. Bu gelen hoş çağrının kulda güzellikle karşılık bulmasıdır. Ama eğer bu yumuşak çağrıları (ayetleri) kul göz ardı ederse, Cenâb-ı Hâk bu nankörün yakasını bırakmaz. Elhamdulillah ne güzel Rabbimiz bize bu büyük imkanı sağlamış, demek.. Nimeti Allah’tan bilmek şükrün ta kendisidir. “Ben yolumu kendim buluyorum” değil, O bana yol gösteriyor. Ayetlerini köşe bucak koyuyor. Beni bilginin peşinde kılavuzluyor. Dolayısıyla ilmi Allah azze ve celleden bilmek, şükürdür. İsabet eden acının, zararın, hastalığın da Allah’tan ve çözümün de Allah’tan olduğu bilinci.. Dolayısıyla nankörlüğü yırtıp kaldırıp atan şey doğru bir bilinçtir. Hayatı bütün nimetleriyle ve bütün akışıyla Cenâb-ı Hâkk’ın yürüttüğü bilinci. Bu bilince insan aklederek ulaşır. Allah’ın şifa nasip ettiği bir kimse, “hastalığı yendim!” diyorsa.. “Şöyle yaptım da hastalığı yendim, virüsle savaştım, sonunda galip gelen ben oldum, virüsün hakkından geldim.” diyerek olayı böyle tanımlıyorsa; zaten hem hayrın,hem şerrin kaynağını hem de hayattaki her şeyin Allah’tan olduğunun bilincini kaybetmiş demektir. Bu kimse nankörün ta kendisidir. Çünkü Allah’tan olduğunun farkında değil. Kul nankörlük etti diye Cenâb-ı Hâk onu birdenbire gözden çıkarmaz. İşte çoğu kulun anlamadığı taraf budur. Çoğu insan Cenâb-ı Hâkk’ın yumuşak,kolay olanlarından sonra sert yöntemlerle kulunu yine kendisine çağırmasını anlamamaktadır. Eldeki bilgi nimetini Allah’tan bilmemek, onu kul işi zannetmek… Bugünkü bilim ve teknolojinin Var Edici’ye karşı en üst perdeden gerçekleştirdiği meydan okuması var. O yüzden modern zamanlardaki en büyük tanrısı bilim ve teknoloji oldu. Bununla Cenâb-ı Hâkk’a meydan okuyor. Kendisini biraz güvenli saydığı anda hemen Rabbine karşı cüretkar davranan, O’nu görmezden gelmeye, hayatında yer vermemeye dönen nankör varlıktan bahsediyoruz. Ne mutlu yumuşak çağrıların kendilerinde karşılık bulduğu ve böylece Rablerine boyun eğen kimselere. Yine ne mutlu sert çağrılarla da hizaya gelen kimselere. Baskıyla değil iradesiyle Cenâb-ı Hâkk’a saygı duymayı tercih edenler, onlara da ne mutlu. Cenâb-ı Hâk iyi şeylerle de kötü şeylerle de koşulları değiştire değiştire sınar ve kendisine çağırır ki kulun Allah azze ve cellenin huzuruna çıktığında hiç bir mazereti kalmasın. Eğer Cenâb-ı Hâkk’ın bize ne demek istediğine dair soruyu sormaktan imtina edip,konuyu Cenâb-ı Hâk ile olan ilişkimizde anlamlandırmaya kalkmaz isek, yarın başka bir azaba dönen nankörlük ile hayatımız gerek fert olarak gerek toplum olarak devam eder. Geçmiş toplumların sınandığından farklı bir mecrada değiliz. Cenâb-ı Hâk bunca nimeti (özellikle bilim ve teknoloji alanında) önceki ümmetlere yaşatmadığı büyüklükte bize yaşatırken bunu Allah’tan bilip O’na karşı saygımızı çoğaltacağımıza; “Biz dünyaya artık muktediriz, ona artık her istediğimizi yaptırıyoruz, biz bu sahipsiz uzayın yegane sahipleriyiz” gibi zannetmeye başladığımızda.. O kadar Allah’sız bir düşünce ile yaşadığımızda, hayatın Sahib’i tekrar bize Kendisi’ni hatırlatır. “Dünya hayatı gökten indirdiğimiz bir su misalidir ki, insanların ve hayvanların yediği yer bitkileri o su sayesinde gürleşip birbirine girer. Yeryüzü bu güzelliğe kavuşup süslendiğinde ve sahipleri bu güzellikleri kendi güçlerine bağladıklarında oraya, bir gece vakti yahut güpegündüz emrimiz ulaşır da onu -sanki dün de yokmuş gibi- kökünden biçilmiş hale getiririz. Düşünenler için âyetlerimizi işte böyle açıklıyoruz.”(Yunus Sûresi-24) Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR

SELAMUN ALEYKÜM AĞIR KONUŞSUN LÜTFEN MÜDAHALE ETMEYİN. BİZ YAŞLILARDA DİNLİYORUZ ...AMA SES ÇOK KISIK GELİYOR. LÜTFEN İLGİLİLER ,İLGİLENEBİLİRMİSİNİZ TŞK.LER AEOLUN HOCAM SİZİNDE YOLUNUZ,BAHTINIZ ACIK OLSUN..ÇOK FAYDALANIYORUM...

Hocam bahsettiginiz konu harika ilminiz ve bilginizden suphemiz yok ama keske genclere hitap ederken biraz daha dinamik ve guncel orneklerle renklendirseydiniz ben bile dinlerken uykum geldi ağır ve heyecansız konuştunuz Allah ilminizden istifade edebilmeyi tum insanlara lütfetsin

Allah razı olsun hocam

Allah razı olsun hocamızdan ve emeği geçen herkesten 💐

Allah razı olsun hocam.

Allah razı olsun hocamızdan ve emeği geçen herkesten 💐💐

Allah razı olsun

🌹

Allah razı olsun hocam

Allah razı olsun hocamızdan ve emeği geçen herkesten 💐💐

Allah razı olsun hocamızdan ve emeği geçen herkesten 💐

Allah razı olsun hocamızdan ve emeği geçen herkesten 💐

Allah razı olsun hocam