pişmanlık evresi için önünde bir ömür var artık :)

Ne tuhaf, insan her yıkılışında aynı acıyı sanki daha önce hic yasamamıscasına yasıyor.

Ne kadar güçlü olursan ol, insan sevdiğine karşı yenilir.( Duygunun cinsiyet ayrımı yoktur, hissediliş farkı vardır, kişiden kişiye değişkenliği birazda karaktere bağlı)

Bu yüzyılda erkekler aşk değil acı veriyor sadece...

Otobüste başladım ağlamaya, yaşlar ince ince süzülüyor. Ağlamamak için sıkıyorum kendimi, toplum içinde sıkıntı olmasın diye eve kendimi attığım da hönkürmeye başladım. 'Erkek ağlar efenim hem de bal gibi ağlar' bu önermeye kesinlikle katılıyorum.

Bana duygusuz derlerdi. 3 ay boyunca Aralıksız ağladım. Hergün. Günde en az 3 saat. 10 kilo verdim acımdan. Sonra beni başkası için terk ettiğini öğrenince midem bulandı ondan. Kendime neyim eksikti diye sorduğumda eksiğim değil fazlam olduğunu gördüm. İstanbul beyefendisiyim, karizmatiğim, boylu poslu hoş bakan ve hoş konuşan bir adamım, mesleğim de herkesin gıptayla baktığı bir meslek. söylemek hoş değil ama ailemde zengin. Tercih ettiği adamı ve bana yaşattıklarını düşününce ağlama krizlerim giderek azaldı. Gözyaşı dökmeyeceğim bu iğrenç insan için demedim hiç; ağlaya ağlaya vazgeçeceğim dedim. Nitekim de öyle oldu. Ağlaya ağlaya vazgeçtim. Artık aklıma geldiğinde sadece midem bulanıyor, tiksiniyorum ondan. Demem o ki güzel kardeşlerim sakın ola ağlamaktan kaçmayın. Gözyaşlarıyla öldürün içinizdekileri. Boğulmalarını izlemek çok keyifli. Gürkan sana da ayrı teşekkür ederim. 7 ay önce tanıştım seninle; iyiki tanışmışım…

İş işten geçtikten sonra acı çekseler neye yarar. Önemli olan hala kadın çabalarken fark edip telafi etmeleri. Ama maalesef sahne hep aynı;kadın artık çabalamaktan bıkıp gitmiş ve erkeğin de aklı başına yeni gelmiş.Zamanlama hatası!

5. evredeymişim. Ama şu cümle çok doğru ''Seven erkeğin kalbinde Aşk acısı varsa hormonlar emekliye ayrılır.'' Çığlıklarımı duymayınca, sessizliğe bürünmek gerekiyor. Takip etmekten çıkıyorsun. Düşüncelerinden erteliyorsun.

Her erkek bir değil gerçekten yürekten sevdiyse o da acı çeker .

Aşk acısı öldürmez süründürür.

Nasıl bir aşk acısı çekıyorlarsa artıık, sonrasında aşka tövbe edip hunharca davranmaya başlıyorlar sonrasında...

Seven erkeğin kalbinde Aşk acısı varsa hormonlar emekliye ayrılır... Valla ne laf etmişsiniz öyle. Ba yıl dım.

Boş verin ne afedin nede bir şans giden dönmez dönsede bir menfaatı vardır yanlız kalın herseyden daha iyi kendinizi sevin erkek sadece mutsuzluk verir...

Asıl mesele herkes olmadıkları karakterlere büründü. Saf duygular iyi niyetler maalesef her geçen gün azalıyor. Yanlış bir ilişkiyi tecrübe olarak bakmak yerine yeni kişiden acısını çıkarmak bundan sonra hayatıma girecek olana ( kadın vs erkek) sevgimi belli etmeyeceğim veya taktik uygulayacağım saçmalığına düşüyorlar. Ve sonuç olarak herkes olmadığı kişilik olmaya çalışıyor. Kimisi alfa takılır kimisi maço kimisi bulunmaz Hint kumaşı...

Her zamanki gibi HARİKA!👍 Videoyu dikkatle izlerken şişe konusuna gelince ciddiyetimi tutamadım ve hala gülüyorum 😂😂😂😂

Çok minnoş anlatıyosunuz Gürkan hocam😎💐

Kanalınızdaki en güzel video bu olmuş 👏🏻👏🏻

Diksiyonunuz çok başarılı tebrikler valla👍👏

Abi gerçeten ağzına sağlık. Vallaha yemin ediyorum ki bu video da herşey çok doğruydu

Bir ilişkide artniyet yoksa veya kişilikler olgunsa ve beklentiler fazlaysa her iki taraf da acı çeker. Ancak terk edilenin acısı genellikle daha fazladır. Medeni kalabilmek her iki tarafın da yapması gereken temel kuraldır. Medeniyeti kaybedince acı daha fazladır, uzun vadeli düşünmek (başlangıçta zor olsa da) gerekir. İşte bu video bunu sağlamak adına çok değerli, teşekkürler...

Anlattiklarinin ne bi eksik ne fazla hepsini yasadik 🚬🚬

Emeginize saglik Hocam yine cox guzel video olmuw agziniza saglik

Kalbinde aşk acısı varsa hormonları emekliye ayrılır 😂😂😂😂😂😂ne çok güldüm çok güzel bir anlatım teşekkür ederiz.🌹🌹🙋

Süpersiniz ya hepsı tutuyor ☺️❤️

Depresyon evresini atlatmak üzereyim aşk acısı çekerken bir başka kadınla beraber olamadım olamıyorum o konuda sonuna kadar haklısınız

Benim gördüğüm aşk acısı çeken erkekler hemen başkasıyla evlenmişlerdi... Nispet mi yapmaya çalışıyodu başkasında teselli mi arıyodu bilemem ama direk nikâhı kıymışlardı

Sevmediği biri ile evlenip ömür boyu aşk acısı çekecek...Ne ağladı ne ağladı bu kadar ağlayan birini görmedim...

Erkek iceriklerini daha cok bekliyoruz lütfen ✌👍🏻👏

Duygusal bağımlılıktan kurtulma videosu çekebilir misin hocam

Kardeşim olmaz olur mu? En büyük örneklerinden biriydim.. evlilik sonrası acıyı atmam, 5 yılımı aldı. Tam bir yıkımdı benim için. Nedenler, niçinler, niteler her soru birbirini kovalıyordu aklımda. İnandığım her şeyin başından sonuna koccaman bir yalan olduğunu görmek, betonarme bir bina inşa ettiğini sanarken, aslında kağıttan bir kule inşa ettiğini anlamak ama hepsinden önce aptal yerine konmanın verdiği utanç anlatılabilecek bir dert değildi. Öyle boktan bir durum ki bu, sonraki ilişkilerinde kendini salmanı, sevgini yaşamanı bile engelliyor.. hormonal denge ve libido denen şeylerden eser bırakmıyor insanda. Hani yaşarken ölmek tabiri tam bu durum için söylenmiş bir söz. Hatta ölsen daha mutlu olacağına eminim. O derece boktan.. sonunda elinde yaşanmışlığın verdiği kocaman bir boşluk, bir yalana inanmışlığın verdiği ahmaklık duygusu ve kimseye inanmamak, sevgi ve aşkın koccaman bir ilüzyon olduğunu anlamak kalıyor elinde. Kadınların vicdansızlıklarına olan inancım halen güncelliğini koruyor. Bir kadına güvenmektense, bir kobra yılanına sarılıp uyumak daha cazip geliyor artık. Ha hikayenin sonunda, ayrıldığım kişi bugün evli hâli hazırda evli olduğu kişiyi mutsuz etmeye devam ediyor. Çocuğumuz dolayısıyla ayda bir falan da olsa görüşüyoruz. İçimde ona karşı artık ne bir öfke, ne bir nefret, ne de bir kızgınlık var. Çocuğumuz olmasa adı bile aklıma gelmeyecek şu hayat koşturmacasında. Tek önerim var, Acınız varsa dibine kadar yaşayın ve sevebileceK bir kalbiniz olduğu ve aşık olabildiğiniz için de Hayata Şükredin. Size kendini sevdirecek birileri mutlaka çıkıp geliyor. Sonuçta hayat yaşamaya değiyor ve en Büyük yaralar Bile Önünde sonunda kapanıyor. sevgiler..

Ayy koptum😂 süpersin👏👏👏

Tesekur edirem ❤️iyiki varsın hocam

Mükemmel tespitler

Erkeklerde de kalp var duygu var tabiki çeker.Sadece gösteremez.Cinsiyet ayırmaksızın ayrılık zor durum.👏👏👏👍🙋🌹💕

Harika anlattım

Bravo 👏

Gürkan bey emin miyiz bu konuda, bana halen umursamıyorlar gibi geliyor😃

Sahura kalktim karsima cikti ve izledim gayet net ve anlasilir bir video olmus agziniza sağlık / birde bu erkekler kadinlara neden sarki gonderir soyleyemediklerini.sarkiylami aktarmak isterler Gurkan Bey ?😂

Bunun kadınlara yönelik versiyonunu da yapar mısınız? Bence kendimizi bilmek karşı tarafı bilmekten daha öncelikli. Bir de bu evreler yaklaşık ne kadar sürüyor(gün, ay), bunları da yazar mısınız?

Manzara süpermiş bu arada

Bu videoda kullandığınız fon bir yana dünyadaki tüm fonlar bir yana..o kadar güzel . ..İlgimi çekmeyen konu olsa da bu fon için izlenir ..Sebebini bilmiyorum sepya tonu da var biraz ondan mi bilmem. Sizin bi fikriniz var mi Gürkan bey ? Bayıldım 🎃🎆

Süpersin ya

çok yakın bir erkek arkadaşım eşinden ayrılıyor , evleri ayıralı 8 ay olmasına rağmen asla unutamadı çok acı çekiyor ve çevresi işinden dolayı güzel kadın dolu ama asla kimseye bir yönelimi yok .... peki kadının eşinin gördüğü ne derseniz çoktan kafada bitirmiş bir adam görüyor ,, hatta kadın geçengün doğumgününde buluşalımmı demiş bizimki kabul etmemiş.. seven erkek kolay kolay başka kadınlara yönelemiyor unutamıyor ve sevdiği kadınada bunu asla belli etmiyor ego ve gurur çalıştırıyor..

Çok sükür öfke evresinde gürkan abiyi izledikte kendimizi geliştirdik yoksa yakmıştık kendimizi.

Teşekkür ediyorum. Gerçekten çok bilgi verici bir videoydu. Açıkçası ben bu aşk acısını çekmeye 8 yaşında başladım (2001). Aşk acısı yüzünden 2010 senesinden beridir aşk şiirleri yazıyorum. Ve hâlâ bu aşk acısı devam ediyor devam ettikçe de ben de yazmaya devam edeceğim. Yalnız benim şiirlerim tehlikelidir. Okuyup anlayanlar sigara müptelası oluyor ya da intihar etmeyi düşünüyor. Saygılarımla.

Çok doğru bilgiler bunları ben yaşadım

3 yıllık sevgilimle 2. senesinde kısa bi süre ayrılmıştık o zaman acı çekmişti ağladı hep üzgün takıldı ben o sıralar hiç umursamamıştım ama sonra barıştık ve keşke hiç üzmeseydim dedim birbirimizin ilk aşkıydık biz

Bir otobüs durağında karşılaşmışlardı ilk kez. Biri tıpta okuyordu, öbürü mimarlıkta. O ilk karşılaşmadan sonra, bir kere, bir kere, bir kere daha karşılaşabilmek için, hep aynı saatte, aynı duraktan, aynı otobüse bindiler. Gençtiler, çok genç! Birbirileriyle konuşacak cesareti bulmaları biraz zaman aldı ama sonunda başrdılar. İkisi de her sabah otobüse bindikleri semtte oturmuyorlardı aslında. Delikanlı arkadaşında kaldığı için o duraktan binmişti otobüse, kız ise ablasında. Sırf birbirilerini görebilmek için, her sabah erkenden evlerinden çıkıp, şehrin öbür ucundaki o durağa, onların durağına geldiklerini, gülerek itiraf ettiler bir süre sonra... Okullarını bitirince hemen evlendiler. Mutluydular hem de çok mutlu... Bazen işsiz, bazen parasız kaldılar ama öylesine sıkı kenetlenmişti ki yürekleri ve elleri hiçbir şeyi umursamadılar. Ayın sonunu zor getirdikleri günlerde de ünlü bir doktor ve ünlü bir mimar olduklarında da hep mutluydular. Zaman aşımına uğrayan, alışkanlıklara yenik düşen, banka hesabında para kalmadığı için ya da tam tersine o hesabı daha da kabarık hale getirmek uğuruna bitip-tükeniveren sevgilerden değildi onlarınki. Günler günleri, yıllar yılları kovaladıkça sevgileri de büyüdü, büyüdü. Tek eksikleri çocuklarının olmamasıydı. Zorlu bir tedavi sürecine rağmen çocuk sahibi olmayınca, "bütün mutlulukların bizim olmasını beklemek,bencillik olur" diyerek devam ettiler hayatlarına. Çocuk yerine, sevgilerini büyüttüler. "Senin için ölürüm" derdi kadın, sımsıkı sarılıp adama ve adma "Hayır, ben senin için ölürüm" diye yanıt verirdi hep... Bazen eve geldiğinde, aynanın üzerinde bir not görürdü kadın, "Bir tanem, kütüphanenin ikinci rafına bak." Kütüphanenin ikinci rafında başka bir not olurdu, "Mutfaktaki masanın üzerine bak ve seni çok sevdiğimi sakın okuya okuya koşturan kadın, sonunda kimi zaman bir demet çiçek, kimi zaman en sevdiği çikolatalar, kimi zaman da pahalı armağanlarla karşılaşırdı. Aldığı hediyenin ne olduğu önemli değildi zaten. Hayat ne kadar hızlı akarsa aksın, işleri ne kadar yoğun olursa olsun hep birbirlerine ayıracak zaman buluyorlardı bulmasına ama kırklı yaşların ortalarına geldiklerinde, daha az çalışmaya karar verdiler. Adam, hastaneden ayrıldı ve muayenehanesinde hasta kabul etmeye başladı. Kadın da mimarlık bürosunu kapadı ve sadece özel projelerde görev aldı. Artık daha fazla beraber olabiliyorlardı. Bir gün sahilde dolaşırken, harap durumda bir ev gördü kadın, üzerinde "satılık" levhası asılı olan. "Ne dersin, bu evi alalım mı?" dedi adama. "Bu viraneyi yıktırır, harika bir ev yaparız. Projeyi kafamda çizdim bile. Kocaman terası olan, martıları kahvaltıya davet edeceğimiz bir deniz evi yapalım burayı." "Sen istersin de ben hiç hayır diyebilirmiyim?" diye yanıt verdi adam. "Amerika'daki tıp kongresinden döner dönmez ararım emlakçıyı. Kaç para olursa olsun, burası bizimdir artık." Sadece bir hafta ayrı kalacaklarını bildikleri halde, ayrılmaları zor oldu adam Amerika'ya giderken. Her gün, her saat konuştular telefonla. Gözyaşları içinde kucaklaştılar havaalanında. Fakat birkaç gün sonra, kocasında bir tuhaflık olduğunu fark etti kadın. Eskisi kadar mutlu görünmüyor, konuşmaktan kaçınıyordu. Onu neşelendirmek için, sahildeki evi hatırlattı ve çizdiği projeyi verdi kadın ama hiç beklemediği bir cevapaldı: "Canım, o ev bizim bütçemizi aşıyor. Sen en iyisi o evi unut." Mutsuzluk, mutluluğun tadına alışmış insanlara daha da acı, daha da çekilmez gelir. Kadın, hiç sevmedi bu beklenmedik misafiri. Derdini söylemesi için yalvardı adama, "Senin için ölürüm, biliyorsun, ne olur anlat" diye dil döktü boş yere. Yıllardır sevdiği adam, duyarsız ve sevgisiz biriyle yer değiştirmişti sanki. Ona ulaşmaya çalıştıkça, beton duvarlara çarpıyordu kadın, her çarpmada daha fazla kanıyordu yüreği. Bir gün, çocukluğunun, gençliğinin ve bütün hayatının birlikte geçtiği arkadaşına dert yanarken, "Artık dayanamıyorum, sana söylemek zorundayım" diye sözünü kesti arkadaşı. "O, seni aldatıyor. İş yerimin tam karşısındaki restoranda genç bir kadınla yemek yiyiyor her öğlen. Sonra sarmaş dolaş biniyorlar arabaya geziyorlar "Sus, sus çabuk, duymak istemiyorum bu yalanları" diye bağırdı kadın. Onca yıllık arkadaşını, kendisini kıskanmakla suçladı. Ertesi gün, öğle vakti o restoranın hemen karşısında bir köşeye sindi sessizce ve peri masallarının sadece masal olduğunu anladı. Kocasının eskiden aynı hastanede çalıştığı genç çocuk doktorunu tanıdı hemen. Bazen evlerinde ağırladıkları kadına nasıl sarıldığını gördü adamın... Akşam kocası eve gelir gelmez, bazen bağırıp, bazen ağlayarak, bazen onasımsıkı sarılıp bazen de yumruklayarak haykırdı suratına her şeyi. İnkar etmedi adam. Zamanla duyguların değişebildiği, insanların orta yaşa geldiklerinde farklılık aradığı gibi bir şeyler geveledi ağzında ve bavulunu alıp gitti evden. Kapıdan çıkarken, "son bir kez kucaklamak isterim seni" diyecek oldu ama kadın, "defol" dedi nefretle. İlk celsede boşandılar. Modern bir aşk hikayesinin böyle son bulmasına kimse inanamadı. Arkadaşlarının desteğiyle ayakta kalmaya çalıştı kadın. Adamın, sevgilisiyle birlikte Amerika'ya yerleştiğini öğrendi. Bazen yalnız kaldığında, onu hala sevdiğini hissedince, ağlama nöbetleri geçiriyor, aşkın yerini, en az onun kadar yoğun bir duygu olan nefretin alması için dua ediyordu. Aradan bir yıl geçti. Her şeyin ilacı olduğu söylenen zaman bile, kadının derdine çare olamamıştı. Bir sabah, ısrarla çalan zilin sesiyleuyandı. Kapıyı açtığında, karşısında o kadını gördü. "Sen, buraya ne yüzle geliyorsun" diye bağırmak istedi ama sesi çıkmadı. "Lütfen, içeri girmeme izin ver, mutlaka konuşmamız gerekiyor." dedi genç kadın. Kanepeye ilişti ve zor duyulan bir sesle konuşmaya başladı: "Hiçbir şey göründüğü gibi değil aslında. Çok üzgünüm ama o bir saat önce öldü. Geçen yıl Amerika'daki kongre sırasında öğrendi hastalığını ve yaklaşık bir senelik ömrü kaldığını. Buna dayanamayacağını, hep söylediğin gibi onunla birlikte ölmek isteyeceğini biliyordu. Seni kendinden uzaklaştırmak için, benden sevgilisi rolünü oynamamı istedi. Ailesine de haber vermedi. Birlikte Amerika'ya yerleştiğimiz yalanını yaydı. Oysa ilk karşılaştığınız otobüs durağının karşısında bir ev tutmuştu. Tedavi görüyor ve kurtulacağına inanıyordu ama olmadı. Gece fenalaşmış, bakıcısı beni aradı, son anda yetiştim. Sana bu kutuyu vermemi istedi..." Gözlerinden akan yaşları durduramayacağını biliyordu kadın. Hemen oracıkta ölmek istiyordu. Eline tutuşturulan kutuyu açmayı neden sonra akıl edebildi. İtinayla katlanmış bir sürü kağıt duruyordu kutuda. İlk kağıtta, "Lütfen bütün notları sırayla oku bir tanem" diyordu... Sırayla okudu; "Seni çok sevdim", "Seni sevmekten hiç vazgeçmedim", "Senin için ölürüm derdin hep,doğru söylediğini bilirdim." "Fakat benim için ölmeni istemedim" "Şimdi bana söz vermeni istiyorum." "Benim için yaşayacaksın, anlaştık mı?" son kağıdı eline alırken, kutuda bir anahtar olduğunu gördü kadın... Ve son kagitta sunlar yazılıydı: "Sahildeki evimizi senin çizdiğin projeye göre yaptırdım. Kocaman terasta martılarla kahvaltı ederken, ben hep seni izliyor olacağım...."

26 yaşında ilk kez birisine aşık oldum ve nihayetinde birlikte olduk. Çok mutlu ve güzel aylar geçirdik. Bazen sorunlar - tartışmalar - kavgalar elbette oldu. Belki benim amatörlüğümden, bilmediğim kıskançlığımdan bilmiyorum, bana karşı tahammülü bitmiş ve soğumuş, 2 gün önce terk edildim. Ne kadar ısrar etsem de konuşmaya çalışsam da hep aynı cevabı aldım: 'İstemiyorum'. İletişimi koparmadık, kendimi mahfetmemem için güzel düzgün arkadaş gibi ayrıldık dışarıdan bakıldığında. Dün de bugün de yazıştık ve konuştuk. Nasıl hissettiğimizi sorduk. Benim gözümde 1 hafta önce her şeyim dediğim ve bana neler diyen kişiye şu an ben bir yabancıyım. Aklım hafzalam durdu, evet kabullenme sürecinde ısrar sürecimde çok ağladım çok kötü oldum. Ancak dün öğleden sonradan beri ağlamasam da içimde gezinen karanlık bir bulut var. Sandığımdan daha mı güçlüyüm yoksa idareten güçlü rolü yapıp patlama anımı mı erteliyorum bilmiyorum. 3 gün önce attığı story de verdiğim gülün üzerine koyduğu şarkıda 'dünya durdukça nefes aldıkça ölüm bile seni benden almasın' yazan birisinin, daha önce de ayrılıkları olduğu için mi bilemiyorum bana da durumu kabullenmem de bana verdiği değer nedeniyle ve ayrıca kendi vicdani rahatlığını sağlaması nedeniyle de sanırım iletişimde kalmamız, marjinal oluşu vs. birçok etmen var iletişimde kalmamız, bana durumu olayı mantık çerçevesinde düzgünce açıklaması, asla umut bırakmaması, bir noktadan sonra hayatımız farklı yönlere akacak demesi, bir gün başka birini seveceksin demesi, işini kur okulunu bitir temennileri, bunun dışında tutunacağın bir şeyler olsun, dünyanın sonu değil, demesi, bugün 1 saat önce dahil nasılsın yazdığımda iyi sen dedikten sonra bilmiyorum demem üzerine beni arayıp neden diye sorgulaması, bana kızgın mısın demesine hayır demem ama kırgınmısın dememe belki evet biraz demem sonrasında kırgınlık kızmaktan daha kötüdür dedikten sonra 5dk ne konuştuğumuzu hatırlayamıyorum, dünden beri içimdeki gereksiz güçlü duruş ve sakinlik ile zamanın her şeyin ilacı olduğu, kimlerin ne dertler yaşadığı, milyonlarca insanın tert edip terk edildiği ve daha kötü-iyi durumlarda deneyimler yaşadığı gerçeğini evet biliyorum ancak insan yine de bitmeseydi diyor, evet psikolojik bir çıkmaz içerisindeyim, ne yapacağımı bilmiyor ve korkuyorum. Üzülmekten korktuğum için kendimi tutuyorum, onunla konuşmak dostlarımın dediği gibi daha mı kötü olacak zamanla yoksa sandığımdan daha güçlü - zamanı algılaması ve psikolojisi yüksek birisi miyim ve iletişimde kalmamız duruma alışmamı daha mı rahatlatacak ve hızlandıracak yoksa içimde kendimin bile kabul edemediği tutunmak istemediği o umut kıvılcımı mı savaş verecek, belirsizlik ve geçmeyen zaman ile birlikte hayatımın da içinden geçmeden ne yapacağımı bilmeden dünden beri yaşıyorum. Birlikteyken şükürsüz değildim, neredeyse hergün şükrettim dua ettim, ayrılma olayı sırasında da saatlerce dua ettim ağlayarak ancak kabul olmadı. Tabi ki vardır bir hayır demek ağızdan kolay çıkıyor ancak yaşarken bu hissettiğim şeyler yerine hiç bir şey hissetmiyor olmayı mı yeğlerdim desem, ölsem mi desem, bilmiyor bilemiyorum ....

Şuan yaşadıklarımı anlattın bana.. hepsi doğru.

Bütün maddeler sonuna kadar doğru

8:29 Allah'ım inşallah öyle bir şey geçmiştir aklından bir kere bile olsa 🙏🏻

Gerçekten çok doğru evet erkek daha çok acı çeker sizin bütün video la ariniza katılıyorum ve beğeniyorum siz süper siniz evet ayrılıktan sonra hep ilk adim karşı tarafta olsun 😉😉

Sevdik ve çektik sağlık olsun

Çeker çeker..ilişki içinde ne kadar yapılmaması gereken şey varsa hepsinş yapar.kadın arkasını dönünce hüngür hüngür ağlamaya başlar..

Aşk acısı çeken erkeği bilemeyebiliriz ki böyle bir şeyi pek göstermezler genel olarak. Ama gerçekten seviyorsa ve bunu gösteriyorsa bunu biliriz, bu arpacık ortadadır. Ben çok güzel ve gerçekten seven bir erkeği biliyorum, o acıyı da çektiğini fazlasıyla hissettim. İnsan bir gün mutlaka, kalbi kalbine benzeyenini buluyor, buna yürekten inanıyorum. Çok şükür buldum da ☺️💕

Kisacasi duygularini aciklamakdir Kadinlar goz yaslari yuzunden suzulur akar Erkeklerinki icine akar o gozden o damla bir ciksa kendini gucsuz hisseder Kadin cabuk unutur dogasi boyle erkekse evlense dahi unutmaz ama bellide etmez Erkekler ve kadinlar farklidir sevgileri de nefretleride farklidir tek ayakda kalacak sey saygi dir

Hangi acı ahahaha kosturuyorlar Instagram'da 😂😂

Ayrılır ayrılmaz eski sevgilisine giden erkek adlı video çekermisinz?

Lise 1de aşık olmuştum ilk kez. Ama sonra olmadı ve yaklaşık bu depresyonun içinden geçen sene çıkabildim. Yaşım 20 oldu. Ve kızı 15 gün görebildim sadece. Zannettiğiniz gibi erkekler ağlamaz değil yani.

Ben aşk açısı çektim emeğine sağlık saygılarımla.

Ne eksik ne fazla sırasıyla hepsini yaşadım geçti..

Bu anlattıklarınız bana çok uçuk geliyor ,ya da biz gerçekten sevip aşk acısı çeken erkeğe hiç rastlamamışız.

Gürkan bey sevgilisinden ayrılan sonra geri dönmek için msj atan kızlar içinde bi video çekseniz msj atıp reddedildikten sonra mesela ne yapmalıyız beklemelimiyiz ama güçlüde olmalıyız işte ne yapmamız gerektigini bizimle paylaşırsanız bizde hata yapmayız bizi bilgilendirirseniz seviniriz...şuanda bu söyledigim videoya çok ihtiyacım var ve sizin bilgilerinize...

Gürkan abi valla benim için aşk acısı çektiğini görmedim ama bir başka kız için gördüm.. Ve hep zaten bana bişi olmaz umurumda değil havasında eski sevgilim

Hemde öyle bir acı çekerki bunu hiçkimse bilemez hele başkasıyla olduğunu bile bile yine dönmesini bekler işte bu gerçek Aşktır. Bunu ancak çekenler bilir. uykusuz geceler,yemeksiz günler geçirir insan ama hep bir umut içinde beklemeye devam eder sevdiğini başkasını gözü görmez. Başka biriyle evlenmeyi bile düşünmez ama sevilen yine gelmez yeni bir sayfa açmakmı? 😏 siz bayanlar öyle sanın seven erkek bekler biz başkasıyla mutlu olsanızda o hep sizi bekler. Gerçek seven adamı üzmeyin her ilişkide tartışmalar,kavgalar olabilir ama bunu başkasıyla birlikte olarak intikam almaya çalışmayın. Onlarında kalbi var unutmayın sevmediğiniz bir şeyi ona yapmayın. 🙏

Tahmini tümü ne kadar süre hocam 😂😅Benim eskısı 6 ay falan sürdü . Yazdı bır kaç gün önce sözlüyüm dedım hocam 💪🏻😂 intikamımı aldım şimdi o düşünsün 😂. Çünkü bu iş bende çoktan bıtmıstı

Allah kimseye çektirmesin ben çekmedim ama cekseydim galiba terketti diyelim birşey yazmadım seven katlanır cunki ama hatasını söylediğin halde aynıysa oda sevmiyodur

Bu kadar komik anlatan birini daha bilmiyorum favorimsiniz

Başta çok güzel gediyordu

sevginin yasi olmaz, tecrübeli insan olmama ragmen yine ayni hatalar oluyor sanki yirmiymis gibi.

Bir sene önce atılmış video ama şimdi izlemek nasip oldu sizlere şöyle söyliyeyim yeni ayrıldım ve gerçekten benim için kırıcı bir şekilde sonlandı yaklaşık dört gün içerisinde biraz arkadaşlarımla vakit geçirerek ve yalnız olduğum yerlerde bol bol ağlayarak geçti ama herzaman şunun farkında oldum duygularımın esiri olup asla son ana kadar onu kıracak birşey söylemedim bu ilişki bana gerçekten güzel şeyler kattı iyisiyle kötüsüyle bu yaşadıklarım benim için hatta ileriki ilişkim için önemli bir deneyim oldu

Hocam sayende aşk acısından kurtuldum Allah min gat razı olsun sizi ilk dinleeken yataktan mutfaka kalkamazdim şimdi çok huzurluyum sizi dinleyerek güçlendim.

Kızlar zamanında aşk acısı çekmiş bi erkek olarak söylüyorum:) aşk acısı çekmez yenisini bulur gibi aşk acısı çeken hem cinslerime haksızlık etmiş siniz.Eski sevgiliniz size aşık değildir yoksa çeker tabi aşk acısı

Bence erkekler yalnizliktan korktuklari icin bir-kac kadini birden idare ediyorlar (birinin pesinde kosar, ötekinden hoslanir, birinide sicak tutar) ve bu yüzden "pisman olabilme" firsati yok. Aslinda bayanlar biraz daha uyanik olup erkegin ilk 3 listesindeki sirasini ögrenip ona göre o listeden ya istifa-karari yada devam-karari alsa daha iyi olur.

Yazarsam abi şu şişeyi alınnn! 😂😂😂 Hiç güleceğim yoktu.

Gürkan hocam cevap verirseniz çok mutlu olurum.4 senedir boşanmış biri eşinin yakanları yüzünden boşandı.Şuan hala içerisinde yalan olan göndermeli story yada post atıyor.Hala onu mu seviyordur.

Hocam hep değer verip hemde deli gibi sevip sonrada o değer verdiklerimiz ve sevdiğimiz karaktersizlerin bizi bırakıp gitmesine ne demeli peki.

O değil de o pişman olana kadar bende aşkı kalmayacak ya çok canımı yakıyor. Bütün hayallerinize ben o pişman olana kadar çoktan veda edicem çok kızgınım

Okulda goruyorum 1 tane en yakin arkadasi habire bana bakip duyor aralarda ben otururken filan oda durgun durgun bi ortamda sadece ikimiz karsilasiyoruz durgun durgun ogle kenarda duruyor yada goz goze gelip ben normal sekilde kafami cevirdigim zamanlar hafifce basini one iyip gidiyor.ama ortak arkadaslarima dedigi seyler eskiden seviyordum simdi nefret ediyorum ve oldu bitti gibi seyler

Gürkan bey sevgilimle aramızda bi engel vardı ama halledemeyecegimiz üstesinden gelemicegimiz birşey değildi aylarca senelerce bu acıyı çekeceğime 1 kere ayrılık acısı yaşarım olur biter dedi. Aylarca yıllarca acı çekmem unuturum dedi. Galiba çok daha kısa sürecek unutması kafaya koymuş:(

Beniminen görüşürken arayış içinde olduğunu farkettim bitirdim bana kafa tuttu iki ay sonra özlüyorum diye yazmış çaresizliği den dönmüştü daha iyi alternatif bulunca belki yine yapacaktı nasıl güven duyarsın aynı şeyleri bir ömür yaşayacaktım bitmeliydi acı duysamda zamanla kapanıyor

Hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçti

Bekleyip görecegiz…

Gürkan beyy sesszice bişey söylemeden giden erkekler için bir içerik gelsin lütfen uzun aylar sonra bana ufacık bir adım attı ve aylar geçmesine rağmen ufacık bir adım olduğunu için kabul etmedim etmicem çok büyük şeyler yapması lazım belki düşünürüm o zaman...

Şu adamın kendi kendine konuşmasına bayılıyorum

Çekmez gururu var inadı var acıdan ölse belli etmez o kadar bu yüzden ne pişman olur ne de acı çeker sanmıyorum

Açtık bakalım kaçıncı evrede çıkacağım , o gideli tam 5 ay oldu

Hocam tam benim 5 yıllık beraber olduğum sırtlanımın yaşadıklarını anlatmışsınız bir süre sonra kapımda 🐕 oldu ama bende artık çoktaaaan ex olmuştu (:

Erkekler aşk acısı cekermi diyenlere sesleniyorum 22 yaşındayım bu yaşıma kadar ilk kez aşık oldum 5-6 aylık ilişkim oldu ve ayrıldım daha doğrusu terk edildim haftası geçmemiş nişanlandı kız ve 2 aydın günü günden çürüyorum sonum nasıl olacak bilmiyorum ama belki yıllar sonra girip buraya yazarım son sözüm şuki kimseye güvenilmez kimseyi hayatının baş rolune koymamalısın

Inşaallah çekiyordur

Aşk acısı denen illet şey o his varya kalbine bıçak saplanır derdini anlatacak kimseyi bulamazsın hele ki o geceler yokmudur ah dili olsada konuşsa bir yıllık ilişkim bitti ve terk edildim yanlış anlaşılmadan kişiliğimi benliğimi kaybettim ama neolursa olsun ayakta durabilicekmiyim bilmiyorum

Zamanın İskenderi bile acı cekti be daha hala canım acıyor görüyorum lakin yapacak bişey yok Allah herkesi sevdiğine kavuştursun

Gürkan bey merhabalar boşanan erkekler neden hemen tekrar evlenme telaşına düşüp çabucak evleniyorlar ? Açıklarsanız çok sevinirim 🌼

aşk umut etmektir umudumu asla kaybetmedim sevdim adam gibi sevdim keşkem olmadı hiç bir ân aklın kimdeyse kalbin ondadır..

Lisenin başları tabii o zamanlarda bir kıza vurulmuştum. Arkadaşlarla muhabbeti geçiyordu "Abi tam evlenilecek kız ya" resmen benim için hayaldi. O kıza sahip olmak, onunla el ele tutuşmak, ona sarılmak ya aklımın ucundan bile geçmezdi :) Sevgili değilken bile sınıfıma gelince heyecanlanırdım. Hiç beklenmedik bir günde bir an bir fotoğraf aldım ondan. Ama ne muhabbetimiz var ne bir şeyimiz. Öylesine atmış. Hala inanamıyorum. O anı saniyesine kadar hatırlıyorum. Neyse öyle başladı sohbetimiz ama nasıl güzel. Gülüyoruz, eğleniyoruz, hayal kuruyoruz çok mutluyuz. Deli gibi tutuldum. Zamanlar geçti, kavgalar yaşandı, sürekli bir ayrılış vardı ama yani sahte bir ayrılıştı :) İnandım sevgisine ve hiçbir zaman bırakmadım onu. Çok mutlu zamanlar geçirdik ilerisinde. Çok güldük, çok eğlendik, çok heyecanlandık. İlklerimi hep onunla gerçekleştim. Çok zıttık ama bir şekilde çok daha bağlanıyorduk birbirimize. Son zamanlarımız biraz daha kavgalarımız arttı. Söylediği sözler bana ağır gelmeye başladı. Çok ilgilenmedi. Tabii ki benim de bu yolda hatalarım bulundu. Son zamanlar "Seni sevmiyorum, bıktım, yoruldum" gibi sözler söylemeye başladı. O anın bıkkınlığı ile hiç yapmadığım bir şekilde "Tamam, bitirelim" dedim. Yine sahte ayrılışlardan biri olduğunu biliyordum. İlişki başında hayallerimizi kurmuştuk fakat 2 yıldır hiçbirini gerçekleştirememiştik. Ayrılık sürecinde kendisini arkadaş olarak gördüğüm bir kıza anlattım bunları. Beni teselli falan etti, onunla yakınlaştım. Sanırım duygusal boşluğa düştüm ve bana bağlanmasına izin verdim. 5 gün falan geçti, kız beni bir yere davet etti. Kızla gittim, konuştum fakat içimde her zaman bir sıkıntı, bir stres. Eve döndüm. Yatağıma yattığım gibi içime bir hançer saplandı sanki. "Ne yaptım ben?" diye. Kızdan özür diledim ve hala o kişiyi sevdiğimi söyledim ve bitirdim. Bir gün sonra sevdiğim kız bana "Ben seni özledim." yazdı. Dünyaları verseler bu kadar mutlu olamazdım. İçimde hala yaptığımın acısı duruyor tabii ki. Birkaç ay geçti. Ortaya bir şekilde çıktı. Öyle bir konuyu karıştırmışlar ki "Seni aldatmış." diye gitmiş benim sevdiğimin kulağına. İnanılmaz kavga ettik. 450 gün istisnasız peşinden koştum. Her gün mesajlar yazmaya çalıştım, her gün olayı anlatmaya çalıştım, çok canımı sıktım, çok depresyona girdim, acaba yeni birisini bulacak mı? sorusu kafamın içini yedi. Her gün öldüm, öldüm ve yeniden dirildim. En son istemediğini anladım. Bana hiç güvenmiyordu. Konuşuyorduk ve o da olmak istiyordu benimle fakat o da olayı atlatamadı. Kolay değil tabii aldatıldığını öğrenmek. En sonunda konuşmayı 5-6 gündür bıraktım. Engelli olduğum hesaplarına mesajlar yazıyorum. Kalbimde yaşatıyorum onu. Daha birçok şeyi anlatmadım fakat zaten kimse okumayacak. Bu evreler geçmiyor arkadaşlar. Gerçekten birini sevmişseniz internette hiç böyle şeyler aratmayın. Gerçekten sevmişseniz yıllarca ne yapsanız da kopamayacaksınız. 7-8 milyarda olan tek şansınızı kaybettiniz. Ben her şeyi denedim fakat unutulmuyor. Başka birini sevemiyorsunuz, konuşamıyorsunuz çünkü her seferinde hala onunla sevgilisiniz gibi hissedip ona ihanet ettiğinizi hissediyorsunuz. Çok zor arkadaşlarım. Belki bir gün olur ama yazmaya bile korkuyorum üzeceğim veya kızdıracağım diye. İlişki başlarında 10 yıl sonra evleniriz diyorduk. "Lise bitti mi daha da ilişkimiz bitmez" diyorduk. Ben seni çok özledim. Ne olur gel.

kanalı takipte yeniyim, oldukça nokta atışlar olmuş pişmanlık evresini bitirip level 6 yani depresyon seviyesine geçmiş bulunmaktaym, yana yana yaşıyorum... ve söylendiği gibi karşı taraf tamamen normalleşmiş acısını yaşamış hayatına devam etmekte yanıtlar olumsuz. 4 senelik hayaller çöp 🤔

Bu nasıl beni unutmaktir ya hafızasını sildirdi mübarek

İnsan yanındakiyle olur, aklındakiyle ölür..

Valla o aşk acısı çekeni geçtim. Aşık olan erkek yok bence...