Рет қаралды 5,243
Çağla Şıkel, Türkiye güzeli olduğunda henüz 18-19 yaşlarındaydı. Güzellik yarışmasıyla birlikte hayatının akışı tamamen değişti.
Sadece Türkiye’deki büyük defilelerin değil, yurt dışındaki podyumların bile aranan ismi haline geldi.
1997-2003 yılları arasında Fransa, ABD, Almanya, Çin, Rusya, Yunanistan, İsviçre ve Mısır'da defilelere çıktı.
1998’de ise önce Emel Müftüoğlu ve Çelik’in kliplerinde oynadı. Mankenlik kariyerinin zirve yaptığı dönemde, “Mankenden iyi oyuncu olmaz” ön yargısını kırdı ve ilk olarak Zehirli Çiçek dizisiyle, televizyon oyunculuğuna adım attı.
2004-2007 yılları arasında ise, dönemin sevilen dizisi Cennet Mahallesi’nde hayat verdiği Sultan karakteriyle oyunculuktaki başarısını bir kez daha gösterdi.
Dizide başrolü paylaştığı Alişan’la muhteşem bir ikili haline gelen Çağla Şıkel, partneriyle birlikte Her Şey Dahil isimli programı hazırlayıp sundu.
Mankenliğin yanına oyunculuk ve sunuculuğu da ekleyen Çağla Şıkel, 2008’de yaklaşık 4 yıl boyunca aşk yaşadığı Emre Altuğ ile nikah masasına oturdu. Aynı yıl bebek beklediğini duyursa da, hamileliğinin 1. Ayında bebeğini düşürmenin acısıyla sarsıldı.
Sabah saatlerinde rahatsızlanarak apar topar hastaneye kaldırılan Çağla Şıkel’in önce üşüttüğü düşünüldü ancak yapılan kontrollerin ardından ünlü mankenin düşük yaptığı ortaya çıktı. Yaşanan bu üzüntü verici olayın ardından evine kapanan Çağla Şıkel, sunucusu olduğu Her Şey Dahil programına da bir süre ara vermek zorunda kaldı.
1 yıl sonra ise, hasretini çektiği annelik duygusunu tattı. Zor günleri geride bırakan Çağla Şıkel ve Emre Altuğ 2009’da dünyaya gelen çocuklarına Kuzey ismini verdi.
Anneliği çok seven Çağla Şıkel, 2012 yılında ise ikinci çocuğu Uzay’ı dünyaya getirdi. Ünlü manken Gökhan Çınar’ın sunduğu Katarsis programında annelik duygusunu şu sözlerle ifade etmişti;
"Anlatamadığım bir duygu anne olmak. Çok enteresan bir sevgi hissediyorsun ve belki de hayatta en zorlandığım yanım anneliğim olabilir. İki farklı çocuk var karşımda ve ikisini de aynı şekilde öpüp koklayarak büyüttüm. İkisine de aynı sevgiyi verdim. Kafalarına şampuanı bile aynı sıktım bir diğerine hak geçmesin diye. Bence bir delilik hali annelik. Endişenin hayatına dahil olduğu ve senin peşini hiçbir zaman bırakmadığı bir hal."
Örnek aile yaşantılarıyla parmakla gösterilen Çağla Şıkel ile Emre Altuğ çifti, 2015 yılında sürpriz bir şekilde boşandı. Boşanma dediysek, kavgalı, gürültülü ve en önemlisi düşmanca bir ayrılık değildi. Bu süreçte ne kendilerini ne de çocuklarını yıprattılar. Örnek bir anne baba olmayı başaran ikili bugün bile hala bir araya gelebiliyorlar.
Çağla Şıkel, Jülide Ateş’in sunduğu 40 programında Emre Altuğ ile neden boşandığını şöyle açıklamıştı;
“Benim 2 erkek çocuğum var ve babası onların idolü! Çocuklarımı biz beraber büyüteceğiz. Emre çok iyi bir baba. İyiki de öyle bir babaları var. Çocuklarımızın mutluğu için daha mutlu bir anne lazımdı, daha mutlu bir anne ve baba için ayrılmamız gerekiyordu.”
Çağla Şıkel ve Emre Altuğ, boşanmalarına rağmen birbirlerine karşıyı saygıyı hiçbir zaman kaybetmediler. Emre Altuğ ise, Armağan Çağlayan’ın programında eski eşi Çağla Şıkel’le ilgili şunları söylemişti;
"Biz arkadaş değiliz. Aynı çocukların annesi babayız, öyle bakmak lazım. Bizim bir arkadaşlığımız yok şey anlamında yani devamlı birbirimizle görüştüğümüz arkadaşlığımız yok doğal olarak yani. Egomuzu bir kenara bıraktık”
Her şey iyi güzel gidiyordu ki, 2017 yılında babasının ani ölümüyle sarsıldı. Bu kayıp onu derinden etkilemişti. Çağla Şıkel, Gökhan Çınar’ın Katarsis programında babasını kaybettikten sonra neler yaşadığını şöyle anlatıyor;
“Çok ani bir kayıp oldu. Bu bir şok oldu aslında hepimiz için. Daha öncesinde bir iki kez kalp krizi geçirmişti ama hiçbir zaman babamızın gideceğini düşünmemiştik. Bir gün kendi ofisinde kalp krizi geçirdiğinin haberini aldık. Ambulans biraz geç gelmiş sanırım. Bu haberi alır almaz o yoldan nasıl gittiğimi hiç hatırlamıyorum.
Babamın ofisine gittiğimde yerde öylece yatıyordu. Gömleğini açmışlardı. Ona sarılıp sarılmadığımı hatırlamıyorum sadece bağırdığımı hatırlıyorum. Bizi yaklaştırmamışlardı yanına. O an hayatıma kazınan bir tablo gibi oldu hep. Yerde yatışı hiç unutmam. Ne kadar güler yüzlü hatırlamak istesem de o an benim hayatımda hep kaldı. Kalmalı da bence. O benim babamdı unutmaya çalışmak gibi bir durumum yok.
Sonrası bizim için çok zor oldu. İnanması ve kabullenmesi epey zaman aldı. Ölümün ne demek olduğunu bu şekilde anlamak hiç kolay olmadı. Hayatımda bundan sonra ani bir şey olur mu kaygısını taşıdım. İnsanı alt üst eden bir duygu bu. Babamın hayatta olmayacak olması bana şunları dedirtti; Keşke bir şeyler daha duysaydım ondan, onunla daha çok konuşsaydım ve daha çok sevseydim onu. Minik minik pişmanlıklar oluyor ve onun hiçbir zaman geri gelmeyeceğini bilmek gerçekten üzücü.”
#ÇağlaŞikel #ÇağlaŞıkel