Рет қаралды 97
''İhsan kadehini kaldırdı:
Sonra bu güzel denizin bize hediye ettiği şu balıkları yiyeceğiz. Ve şu bahar saatinde bu lokantada, bu denizin karşısında olduğumuza şükredeceğiz. Sonra da kendimize mahsus, şartlarımıza uygun yeni yeni bir hayat kurmağa çalışacağız. Hayat bizimdir; ona istediğimiz şekli vereceğiz. Ve o şeklini alırken, kendi şarkısını yapacak. Fakat fikre, sanata hiç karışmayacağız! Onları hür bırakacağız. Çünkü, onlar hürriyet, mutlak hürriyet isterler. Masal bir anda, biz istiyoruz diye teşekkül etmez. O hayatın içinden fışkırır. Hele mazi ile bağlarımızı kesmek, garba kendimizi kapatmak! Asla! Ne zannediyorsunuz bizi! Biz şarkın en klasik zevkli milletiyiz.
Her şey bizden bir devam istiyor.''
Yazarın, Doğu ile Batı, eski ile yeni, aşk ile toplumsal sorumluluk arasındaki çatışmayı ve bu çatışmanın doğurduğu bireysel bunalımları irdelediği ‘’Huzur’’ adlı kitabından.
Huzur, yazarın hayatından izler taşımasının yanı sıra aynı zamanda yazarın İstanbul’a olan derin sevgisinin de bir ifadesidir.
Ahmet Hamdi 1901’de İstanbul’da doğar, kadı olan babası sebebiyle ilk yaşlarını Ergani Madeni, Sinop, Siirt, Kerkük, Musul ve Antalya gibi farklı kentlerde geçirir.
15 yaşında Antalya’ya geçer ve burada 2 yıl kaldıktan sonra İstanbul’a dönerler. Bu yılların anıları Huzur ve Sahnenin Dışındakiler’de geçer..
Üniversiteyi bitirme tezi “Hüsrev ü Şirin”dir. 1923’te Erzurum’a edebiyat hocası olarak atanır. Bir buçuk yıl kaldığı Erzurum’u büyük deprem yerle bir eder, orada Atatürk ile karşılaşma fırsatı bulur. Deprem sonrasında Erzurumlu Tahsin ile tanışır ve bu olay “Erzurumlu Tahsin” öyküsünü yazmasını sağlar.. Erzurum’dan sonra Beş Şehir’den de bildiğimiz gibi Konya, Bursa, Ankara ve İstanbul’da geçirir hayatını. Siyaset’e, müfettişliğe, gazetelere de, çevirmenliğe de girer.
2. Dünya Savaşı öncesi seferberlik emri ile tekrar silah altına alınır ve Kırklareli’nde geçen bu dönemi, Aydaki Kadın romanına ilham verir. Yıllar boyunca Avrupa’ya gitmek isteyen Ahmet Hamdi’nin Avrupa kültür ve sanatıyla kucaklaşması nihayet 1953’de gerçekleşir.
Usta edebiyatçının, Türk insanının Doğu ile Batı arasında bocalamasını irdeleyen
"Saatleri Ayarlama Enstitüsü" eseri 1961’de yayımlanır.
Ahmet Hamdi Tanpınar geçirdiği kalp krizi nedeniyle 23 Ocak 1962'de istanbul'da vefat eder.
Aşiyan Mezarlığında Yahya Kemal'in mezarının yanıbaşına defnedilir. Mezar taşında, kendi dizeleri olan "Ne içindeyim zamanın
Ne de büsbütün
dışında" ifadeleri yazar.
Tanpınar'ın tamamlayamadığı ve öldükten sonra notlari içerisinden toparlanarak yayına hazırlanan romanı "'Aydaki Kadın" 1987'de basılır.
Ahmet Hamdi Tanpınar Kimdir?
Instagram : emreyurttak...
Facebook : profile.php?...
Web : www.emreyurttakalin.com
KZfaq : / emreyurttakalin
#emreyurttakalın #şiir #şair #seslişiir