/ ahmetkayaozlemii
186. bölüm (AHMET KAYA) - 15 Mayıs 1998
PORTRELER / NTV (1997-99)
"Ben yalansız dolansız bir türkünün neferi olmaya devam edeceğim. Siz de böyle yaşıyorsunuz, helal olsun. Yürek dolusu sevgiler."
| AHMET KAYA
(Portreler programının hazırlayıcısı ve sunucu Sedef Kabaş'a atfen)
*Türkiye Demokrasisi
Soru : Ahmet Bey, daha düne kadar "Kendinizi üç kelimeyle tanımlar mısınız.." sorusuna şöyle cevap veriyordunuz; "Devrimciyim, Demokratım, Solcuyum". Böyle diyen Ahmet Kaya bugün "Devrim mi yapmak istiyorum, sistemi mi değiştirmek istiyorum, hayır." diye cevap veriyor.. Nedir değişen?
AHMET KAYA : Şimdi aslında içerik olarak, anlayış olarak bende değişen pek fazla bir şey yoktur. Fakat dünyadaki gidişatı, yani tahlil etmeden, etme konusunda, eğer buradan hareket edersek; artık 'değiştirmek' sözcüğü biraz uzak gibi geliyor bana.. Yani insanların "devrimciyim, demokratım, solcuyum" demelerinin altındaki esas gerçeğin sistemi parçalamak, bölmek, yok etmek olmadığını insanlara anlatmaya çalıştım ben.. Aslında tabi ki bu süreçin değişmesi lâzım.. Örneğin bir ekonomik sistemin değişmesi lâzım, yani şu başımızdaki felaketlerin, işte görüyorsunuz, geçenlerde İnsan Hakları Derneği Başkanı Akın Birdal`ın öldürülmesi, buna benzer birtakım karanlık eylemler, işte derin devlet tartışmaları, falan filan gündemdeyken, oturup bugün demokrasi mücadelesini yahut Türkiye demokrasisini ön planda tutmak varken; oturup sistemi sosyal ya da siyasal açıdan değiştirmekten sözetmek biraz yanlış olur. Bu anlamda böyle bir çabam yok, beni yanlış anlamayın; benim meselem devrim değil bu anlamda..
Soru : Ama gidişat eğer kötü değilse, zaten daha radikal değişimler gerekmiyor mu?
AHMET KAYA : Tabi ki, elbette öyle, fakat şu anda diyelim ki önümüzdeki, benim için önümüzdeki yapmamız gereken ya da hissetmemiz gereken tek şey Türkiye demokrasisi. Ben bugün bunu düşünüyorum, yani 'demokratik, bağımsız bir ülkenin dürüst yurttaşları olarak yaşamak' diye bir endişem, kaygım vardı bugüne kadar.. Hâlâ da bir sanatçı olarak bunu düşünüyorum. Yoksa daha uç anlamda bir değiştirmeden sözetmek fazla ütopik olur:)
* Popülizm
Soru : Şimdi siz kasetleri en çok satan isimlerden birtanesiniz .. Acaba kasetlerinizin bu kadar çok satılması, bunun beraberinde gelen şöhret, sizin sanata bakışınızı, böyle söyleminizi törpüledi mi?
AHMET KAYA : Tabi insan yaşamında fazla değişiklikler oluyor..Hem de olumsuz anlamda değişiklikler oluyor, mesela; giderek sosyal yönünüz kaybetmeye başlıyorsunuz, işte daha çoğaldıkça, daha büyüdükçe... İnsanlarla ilişki kurmakta güçlük çekmeye başlıyorsunuz; o kadar çok insan oluyor ki artık hayatınızda.. Bir de insanların ekonomik durumları yükseldikçe, sanattaki duyarlıkları azalmaya başlıyor.. İster istemez böyle birşeyin asla olmasını ben de istemem ama bu insanın elinde değil, böyle birşey.. Farkında olmadan bir bakıyorsunuz ki; duyarlıklarınızda hafif kaymalar, gitmeler, yitirmeler, falan filan oluyor. Bu anlamda olumsuz etkileri çok fazla oluyor tabi...
Soru : Peki bunu farketmek; belli bir telafiyi getirmiyor mu?
AHMET KAYA : Tabi getiriyor; yani daha doğrusu düzeltmeye çalışıyorsunuz, bunun için çaba sarfediyorsunuz.. Örneğin işte ben tekrar eski günlerime, eski yoksul günlerime dönmek için, eski bir evde oturup kendime böyle bir televizyon şeyi gibi, stüdyosu gibi yok rap-dizaynı yapıp orada üretmek falan da söz konusu değil artık.. O da mümkün değil, o tam bir 'popülizm' olur zaten. Ya da işte "belediye otobüsine bineyim, halkın içine karışayım..." falan gibi böyle aslında çok hoş olmasına rağmen, mümkün olmayan şeyleri düşünüp şarkı üretmek mümkün değil.
*Ahlâk Anlayışı
AHMET KAYA : " ... Ha diyeceksiniz ki; peki kasetiniz bu kadar satıyor, peki siz para kazanmıyor musunuz? Hayır! Türkiye'de kasetten sanatçı para kazanmaz. Yani bunu bilmiyorlarsa; gidecekler prodüktörlere soracaklar. Sanatçılar, bu ülkede gazino programlarından para kazanırlar, ekstralardan para kazanırlar, konserlerden para kazanırlar ama Allah devletimize zeval vermesin; bana on şehir ötesinde konser izni vermediği için, para kazanma koşullarını da ortadan kaldırmış. Şimdi ben nasıl bu koşullar varken, ee gazinoda çalışmıyorum, benim ahlak anlayışıma ters geliyor, çok açık söylüyorum yani; 'sarhoşlara şarkı söylememek' diye bir derdim var benim. Barlarda çalışmam, bu da benim anlayışlarıma ters geliyor. Çünkü ben meydanlarda, alanlarda, kenar mahallelerdeki insanlar için yaptım bu şarkıları.. Elbette ki yattaki, kattaki insanlar da dinleyecektir ama ben gidip böyle gazinoda şarkı söylemeyi sevmiyorum."