Amcaoğullarını sevindiren haber - Gönül Dağı 104. Bölüm

  Рет қаралды 158,337

Gönül Dağı

Gönül Dağı

9 ай бұрын

Dünyaya seslendiğimiz yer: tabii! 💚
• Bizi birleştiren nedir...
Gönül Dağı 104. Bölüm Özeti:
Aradan uzun yıllar geçmesine rağmen Gedelli Kasabası yine bildiğimiz gibidir… Amcaoğulları işleri büyütmüş hayallerindeki Bilişim Vadisi'ni kurmuştur. Roket çalışmaları için izin almakla uğraşan TVR, beklemedikleri bir tehlike ile karşılaşırlar. Roketin düşmesi nasıl engellenecektir?
Amcaoğullarının çocukları okula başlayacaktır. Okulun ilk günü neler olacaktır?
Selma Öğretmen, yıllardır verdiği sözü tutmuştur. Ali'den gelen haberle Selma kendisini beklemediği bir durum içinde bulur. Ali ne yapacaktır?
Bozkırda bir Anadolu masalı #GönülDağı her cumartesi #TRT1’de!
Berk Atan, Semih Ertürk, Cihat Süvarioğlu, Feyza Işık, Ferdi Sancar, Eser Eyüboğlu, Nazlı Pınar Kaya, Serkan Kuru, Hazal Çağlar, Hüseyin Sevimli, Burak Can, Sait Seçkin, Melis Sevinç, Sude Zülal Güler, Hande Nur Tekin, Sercan İnceer, Eren Can Vurucu, Mesude Tosun Türkmen, Süeda Çil, Öge Sözbaş, Faruk Karagül, Kaptan Gürman, Gözde Dernek, Öznur Yağcı, Kaan Efe Şençubukçu, Ataberk Tufan, Ömer Batu Dağlı, Bade Arazlı, Kadir Ege Emengen, Ali Düşenkalkar, Erdal Cindoruk, Nuri Gökaşan, Yavuz Sepetçi, Şebnem Dilligil, Ege Aydan, Ulviye Karaca
Gönül Dağı Resmi Facebook Sayfası: / gonuldagitrt
Gönül Dağı Resmi Twitter Sayfası: / gonuldagitrt
Gönül Dağı Resmi Instagram Sayfası: / gonuldagitrt
-------------------------------------------
TRT 1 Resmi Facebook Sayfası: / trt1
TRT 1 Resmi Twitter Sayfası: / trt1
TRT 1 Resmi Instagram Sayfası: / trt1
TRT 1 Resmi KZfaq Kanalı: / trt1
TRT 1 Resmi Tiktok Sayfası:
/ trt1

Пікірлер: 24
@muratbod9833
@muratbod9833 9 ай бұрын
Eskiden biri koşunca hepsi koşardı şimdi yigenleri kayıp hareket yok hayırdır ramazan veysel
@ahmetkose1960
@ahmetkose1960 9 ай бұрын
Doyurucu bilgiler için teşekkür ederim
@memetcapar4896
@memetcapar4896 9 ай бұрын
İnsanların hayallerine devlet eli değince neler oluyormuş .. Bu ince mesaj çok şey anlattı tabi anlayana Teşekkürler gönül dağı
@yunusyavuz9465
@yunusyavuz9465 9 ай бұрын
Tüm gedelli halkı, Tanerle konuşmasa da Gülsüm öğretmen ve hatta Münir başkan ve Sayın Vali'nin amcaoğullar'ına yardıma koşması muhteşemdi. İşte birlikten kuvvet doğar sözü'nün en güzel hali. Çok güzel bir sahneydi.❤❤
@yasarekmekci
@yasarekmekci Ай бұрын
@
@OMERJK1903
@OMERJK1903 9 ай бұрын
İmece usulü aynı eski günlerdeki bölümlerdeki gibi özlemişiz harikaydı
@umutozturk58
@umutozturk58 9 ай бұрын
arabayla roketi çekmek yerine elleri ile çekmeye çalışmaları dünyanın en saçma en komik sahnesiydi, mahvetmissiniz güzelim diziyi😂
@Nur-hb7zx
@Nur-hb7zx 9 ай бұрын
Bende heyecanlandım
@merveozdemir9766
@merveozdemir9766 9 ай бұрын
Arabalardan birine bağlayıp çekemezler miydi acaba 🤔🤔
@nil3351
@nil3351 9 ай бұрын
Kenan ve Elif diziden çıkmasa keşke
@neslihanyucel4066
@neslihanyucel4066 9 ай бұрын
Elif hemşire keriman diziden çıktılar mı
@zeynepgok5714
@zeynepgok5714 9 ай бұрын
Ya Zahide diziden cikti mi
@emrahalgul840
@emrahalgul840 9 ай бұрын
Çok iyi Dİr
@user-ym7il9mv4p
@user-ym7il9mv4p 9 ай бұрын
👏👏👏👏👏👏👏👏
@user-kx5vi3ug8l
@user-kx5vi3ug8l 9 ай бұрын
Burda çocuk oyuncular iyi bir iş. Çıkardı
@aliertunc7490
@aliertunc7490 9 ай бұрын
Arabalar dan veya kamyon traktörde olurdu ama hiç birinin aklına gelmedi gelmiyor malesef saygılar sunarim
@zafereroglu6315
@zafereroglu6315 9 ай бұрын
Selma taner ❤
@osmantahakoca0740
@osmantahakoca0740 9 ай бұрын
Roketi arabayla çıkaramıyorlar mıydı
@Serhataslan01
@Serhataslan01 9 ай бұрын
1:27 müziği bilen??
@huseyinsen1883
@huseyinsen1883 9 ай бұрын
Umarim ,Kusluk vakti kalkip sayfalarca siir yazan, saclarinin her teline bir umut baglayip benzersiz bir aska tutunan bu sevenin uzulmesine degecek kadar guluyordur yuzun. Sair ruhlu kadinim..
@yasarekmekci
@yasarekmekci Ай бұрын
Tamam o kadar. Ama sen yine, aynı anda iki hafta içinde. , bu da bir gerçek
@futbol_editzm211
@futbol_editzm211 2 ай бұрын
😅p
@mansurmana-yharfi8932
@mansurmana-yharfi8932 9 ай бұрын
İNSAN ASLINDA NEDİR? Garip bir varlıktır insan, hem de çok garip. “İnsan nedir?” sorusuna farklı cevapları felsefe, antropoloji, sosyoloji, psikoloji gibi disiplinlerde bulmak mümkündür. Ancak vahye kulak verildiğinde insanın ne olduğuna dair alınacak cevabın daha muteber olduğu inkâr edilemez bir gerçek. Zira yaratan yarattığını en iyi bilen değil midir? Nasıl yaratıldığından, ne için yaratıldığından, onu neyin beklediğinden, kiminle muhatap olduğundan, kendisinin bile henüz farkında olmadığı şahsiyetinden haber verir. Garip bir varlıktır insan, hem de çok garip. “Garip” yani zavallı, kolay anlaşılmayan; “garip” yani gurbette… Pek çok edip, fakih, arif şahsiyetler eserlerinde insanın “garip”liğine vurgu yapar. Niyazi-i Mısri “Gel ey gurbet diyârında esir olup kalan insan / Gel ey Dünya harâbında yatıp gâfil olan insan” derken gurbetteki insanın esaretinden dem vurur. Ahmed Yesevi de hikmetlerinde “insan” kavramına sıklıkla yer verir. Efendimiz’in (sav) “İslam garip başladı ve çok geçmeden başladığı gibi garip olacaktır. O halde ne mutlu gariplere.”1 müjdesinden hareketle Yesevi otağında “garip” olmak muteber olmuştur. Bir hikmetinde şöyle der, Hazret-i Türkistan: “Vah ne yazık, ne yapacağım gariplikte? Gariplikte gurbet içinde kaldım işte. Horasan’ı, Şam’ı, Irak’ı niyet kılıp Garipliğin çok kadrini bildim işte.”2 “Gariplik” demişken ömrü gurbette geçen ve adının bir anlamı da “zamanın garibi” olan ve Bediüzzaman Hazretlerinden söz etmeliyiz. Çocukları bile ihtiyarlatan Cihan Harbi sonrası Kosturma’da, Tatarların Volga Nehri kıyısındaki küçük camisinde aylarca yalnız kalan ve bazen on beş veya yirmi günde bir misafiri gelen Üstad gurbetin hüznünü çok yakından hisseder. Yaşadığı bu gurbet hayatı ona tefekkür dünyasında yeni kapılar açar ve “fâni misafirhaneden ebedü’l-âbâd tarafına harekete âmâde olan” insan ruhunu fevkalade bir gurbette görür. Kalbinin feryadı dudaklarına dökülür: “Yâ Rab! Garibem, bîkesem, zaîfem, nâtüvanem, alîlem, âcizem, ihtiyarem. Bî-ihtiyarem, el-aman gûyem, afv cûyem, meded hâhem zidergâhet İlahî!”3 (Ey Allah’ım! Garibim, kimsesizim, zayıfım, çaresizim, hastayım, güçsüzüm, senin dergâhından aman diliyorum, affını ve yardımını istiyorum.) Onun bu içten niyazı o yüce dergâhtan geri dönmemiş; birden nur-u iman, feyz-i Kur’ân, lütf-u Rahmân imdada yetişmişti. sırrı ile kapılar açıldı: “Bırak bîçare feryadı, beladan kıl tevekkül. Zira feryat bela-ender, hata-ender beladır bil. Bela vereni buldunsa eğer; safa-ender, vefa-ender, atâ-ender beladır bil. Madem öyle, bırak şekvayı şükret, çün belâbil, demâ keyfinden güler hep gül mül. Ger bulmazsan, bütün dünya cefa-ender, fena-ender, heba-ender beladır bil. Cihan dolu bela başında varken ne bağırırsın küçücük bir beladan, gel tevekkül kıl. Tevekkül ile bela yüzünde gül, tâ o da gülsün; o güldükçe küçülür, eder tebeddül.” İnsan cesurdur; kimi hakikaten, kimi cehaletten cesur... Hazret-i Mevlâna insanı “bir damla su, bin endişe” olarak tanımlar. Geçmişten geleceğe bin tane endişesi olan insandaki cesaret eğer cehaletten geliyorsa terbiye edilmelidir. Yoksa o “cesaret” bir felakete dönüşebilir. Alkollü içeceklerin satıldığı bir dükkânın kapısına asılan “Kaybetmekten korksak burada işimiz ne?” yazısı işte böyle bir “cesaret”in ürünüdür ve tehlikenin ne kadar büyük olduğunu yeterince açıklamaktadır. Ebedi bir hayatı kaybetmeyi göze almak hakikatte “cesaret” değil “cehalettir”. Ancak gerçek cesaret sahibi olanlar, Allah’tan hakiki korkanlardır. İnsan unutkandır. Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür, demiş eskiler. Hatta “insan” kelimesi ile “nisyan” kelimesi arasında etimolojik bir bağ kurulmuş. Unutur insan... Geçmişini unutur, bir zamanlar bir damla su olduğunu hatırına getirmez. Eli ayağı tutmazken şefkatli ellerin ona hizmetkâr yapıldığını da unutur. Nasıl bir inayet ve merhametle büyütüldüğünü de aklından çıkarır. Ona kaçınılmaz sondan haber veren muhbir-i sadıkların haberlerini de... Ama gün gelir, perde kapanır. Hatırı sayılır unvanlar, rütbeler, isimler de toprağın rengiyle silinir ve kaybolur. Unutan da bir gün unutulur. Öyle ki “unutulduğu bile unutulur.” Aceleci ve sabırsızdır insan. Tövbe etmede, borcunu ödemede, namazı vaktinde kılmada, hayırda aceleci davransa neyse... Nereye yetişmekte olduğunu düşünmeye bile vakti yoktur. Hâlbuki durup düşünmek, tefekkür etmek, kalabalıklardan sıyrılıp özüne dönmek insanı fıtratına götürecek bir yolculuktur. “Yavaşlık, Allah’tan bir nur; acelecilik ise şeytandandır. Ay, geceye, yavaş olma konusunda ders verir; sıkıntının yavaş yavaş aşılacağını işaret eder ve şöyle der: ‘Ey ham, aceleci kişi! Dama dayanan merdivenden basamak basamak çıkılır. Ey tencere yavaş yavaş, ustaca kayna! Delice kaynayan yemek, lezzetli olmaz.” der Hazret-i Mevlâna. Allah elbette sabredenlerle beraberdir. İnsan nankördür. Nimete erişinceye kadarki hali başka, nimete erişince başkadır. Darlıkta ve varlıkta bambaşkadır insan. Bu nankörlüğü içinde de kendini başıboş zanneder. Kendisine emanet verilen ne varsa gasp etmeye meyillidir. Kişi nefsine uyduğunda “Ebu Cehil”, kendisine verilen kabiliyetleri hayırda kullandığında ise “Ebu Bekir” oluverir. Zira en güzel surette yaratmıştır onu yaratan. Öyleyse yol ayrımındaki insan karar vermek ve yolunu seçmekte tamamen özgürdür. Bu seçim onu “insan” yapar. “Salih/saliha” kavramının hakkını veren insanlar tarih boyunca olduğu gibi bugün de vardır elbette. Onlar israf etmezler, emaneti korurlar, sadıktırlar. Başlarına gelene sabredip karşılığını Allah’tan beklerler. İffetlerini korur ve takvayı kuşanırlar. Kınayanın kınamasından da korkuları yoktur. Ahlakları Kur’an ahlakıdır. Mazlumu ve yolda kalmışı himaye ederler. “Konjonktüre” göre şekil almazlar. “Çiğner, çiğnenir, hakkı tutup kaldırırlar.” Yaratılış kodlarına uygun hareket eden insan ebedi mutluluğa adaydır. Bu dünyayı imar ettiği gibi sonsuz hayatını da ihya eder. Mutlu olmayı da mutlu etmeyi de bilir. Hayat, ölüm, ölüm ötesi nimet içinde nimettir ona göre. Ancak haddi aşan insan kendini ve etrafındakileri mutsuz eder. Dünyasını da ahiretini de berbat eder. Bu tip insanlar tesadüfen hayata geldiklerini ve şans eseri yaşadıklarını düşündüklerinden hayat, ölüm ve ötesi sıkıntıdan başka bir şey değildir. Dünya hayatı adeta bir suretler çarşısı... Hangi şahsiyete bürünmek isterse onu seçmekte serbesttir insan. Ancak unutulmamalıdır ki, insan tercihlerinden ibarettir. Kaynaklar: 1- Kenzul Ummal (1192) 2- Ahmed-i Yesevi (2000). Divan-ı Hikmet’ten Seçmeler, İstanbul: Kültür Bakanlığı Yay. 3- Mektubat, 6. Mektup, Altınbaşak Neşriyat, s. 17
Taner tüm öfkesini çıkardı!- Gönül Dağı 137. Bölüm @trt1
7:53
когда повзрослела // EVA mash
00:40
EVA mash
Рет қаралды 2,8 МЛН
MEGA BOXES ARE BACK!!!
08:53
Brawl Stars
Рет қаралды 34 МЛН
Ece Sükan ile 3S 2. Bölüm
47:42
Ece Sükan ile 3S
Рет қаралды 10 М.
Gönül Dağı 104. Bölüm  @trt1
2:17:41
Gönül Dağı
Рет қаралды 3,6 МЛН
18. Sezon Final Sahnesi | Arka Sokaklar 680. Bölüm
10:41
Arka Sokaklar
Рет қаралды 828 М.
Bayram namazı kılındı - Gönül Dağı 135. Bölüm @trt1
7:06
Gönül Dağı
Рет қаралды 68 М.
Yetişemedim | Gönül Dağı 54. Bölüm #Asram
8:46
TRT 1
Рет қаралды 461 М.
ПРЕДСКАЗАТЕЛЬ БУДУЮЩЕГО
1:00
КиноХост
Рет қаралды 6 МЛН
Did you believe it was real? #tiktok
0:25
Анастасия Тарасова
Рет қаралды 6 МЛН
Живые куклы и злая племянница! Часть 3! #shorts
0:35
Normal vs Psychopath vs Rich How to heal a cut on your finger ☝️❤️‍🩹
0:19
Все мы немного НИКА!
0:17
Привет, Я Ника!
Рет қаралды 2,2 МЛН