No video

Asım Bezirci Mezarı Başında Anıldı, 2 Temmuz 2024

  Рет қаралды 100

Ayhan Aydin

Ayhan Aydin

Күн бұрын

Asım Bezirci Mezarı Başında Anıldı
31 yıl önce, 2 Temmuz 1993'de Sivas Madımak Oteli'nde gericiler tarafından katledilen aydınlarımızdan Asım Bezirci, bugün İstanbul'da Zincirlikuyu'daki mezarı başında anıldı.
Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) öncülüğünde gerçekleştirilen anmaya; TYS üyeleri yanında, Kor Yayınları ve EMEP üyeleriyle, Grup Yorum da katıldı.
TYS. adına konuşan başkan Adnan Özyalçıner; Sivas'ta insanlara bir suyu bile çok gördüklerini, çok görmek bir yana insanların sularını, nefeslerini kestiklerini, dostu olan Asım Bezirci ile birlikte nice değerlerin de, ülkenin aydınlığı ile birlikte Sivas'ta yok edildiğini, TYS. olarak her yıl Sivas Katliamı'nda hayatlarını kaybedenleri anmaya devam edeceklerini söyledi.
Anmada Simurg üyelerinden Mehmet Esatoğlu, Kor Yayınları adına bir canımız Asım Bezirci'nin yaşamı, çalışmaları ve Türk düşünce hayatındaki yeri hakkında birer konuşma yaptılar.
Tiyatro Simurg üyelerinin şiirler okunduğu, Gurup Yorum üyelerinin türküler söylediği anmaya; TYS. Yönetim Kurulu Üyeleri Kamil Tekin Sürek (Evrensel Gazetesi Yazarı), Gürel Sürücü, Av. - Siyasetçi Levent Tüzel, Şair Rahime Henden gibi isimler katıldı.
Ayhan Aydın
2 Temmuz 2024
“BU KÖR KARANLIĞA KARŞI NEFESİMİZ, GÜCÜMÜZ YETTİKÇE SUSMAYACAĞIZ!”
Mehmet Esatoğlu da Sanat Meclisi adına şu açıklamayı yaptı:
“2 Temmuz 2024’te diyoruz ki, bundan 31 yıl önce Sivas’ta Madımak otelinin girişinde çakmakla perdeleri tutuşturmaya çalışan kişi ülkesinin hangi değerlerini yok ettiğinin farkında mıydı? 2 Temmuz günü Sivas’ta yüzlerce kişi bir otel binasının önünde “yak, yak” diye bağırıyordu. Otelin içinde ülkenin çeşitli dönemlerinde yetişmiş, kendini geliştirmiş, ülkesini aydınlatmış, yeni insanlar yetiştirmiş sanatçı ve aydınlar vardı. Onlar ülkenin dört bir yanına sanatını, bilgilerini, deneyimlerini taşıyan insanlardı. Şiirleriyle, oyunlarıyla, şarkılarıyla, danslarıyla, fotoğraflarıyla, çizgileriyle insan ruhunun mimarları olmuştular. Dışarda ise ne yaptığının farkında olmayan, yaşadığı kentin tarihine nasıl kara bir gün yazdığının bilincinde olmayan bir kalabalık vardı. Çevrelerindeki kışkırtıcıların ağına düşmüştüler. En arkada ise bu kanlı oyunu planlayan iktidar mensupları duruyordu. Otelin içinde bizim 31 yıldır yokluğunu her an hissettiğimiz bilge Asım Bezirci vardı. Yazarak, anlatarak, düşünsel savaşımlar vererek ne çok şey öğretmişti bizlere. Edebiyatın ve yaşamın doğru yolda ilerlemesi için 70 kitap yazmıştı. Asım Bezirci’ye göre bilimsel yöntemin işlemediği eleştiri, edebiyatın niteliğini yükseltemezdi Dışardakilerin ise “edebiyatın niteliğinin yükselmesi” diye bir dertleri yoktu.
Her gün acılar içinde bir hayatın içindeydiler ama acıları yazmanın ustası bir şairi yok etmek üzere saldırıyorlardı. Metin Altıok insanın acılarını yazıp dururdu. Neden acı diye soranlara da “Bense acımın yurdumuzda var olan somutlaşmış acıyla tam olarak örtüşmediğine inanıyorum. Çünkü bırakın insan olmayı, şair olarak bile yetişemiyorum bütün acılara. Eğer yetişseydim belki de yaşayamazdım. Metin Altıok’u tanımayan, yazdıklarını bilmeyenler ise dışarda bağırıp duruyorlardı. Sağlıkları tehlikedeydi ekmekleri gibi.
Saldırdıkları otelin içinde hem insan sağlığı hem de edebiyatı için çaba harcayan doktor Behçet Aysan vardı. Saldırganlar içinde belki yüreği sevdalılar vardı. Ama emeklerinin hakkını alamadıkları ülkede sevdalıları için bir yuva bile kuramıyorlardı. Otelin içindeyse “Aşkınam” dizeleriyle onların yüreğini dile getiren Sivas Zaralı Uğur Kaynar vardı. Sivas’ta Madımak Otelinin etrafı saldırgan bir kalabalıkla çevrilmişti. Kapının girişine gençler bir barikat kurmuşlardı. Barikatın başında Kameraman Erdal Ayrancı vardı. Erdal ülkesini çok severdi. Anadolu’nun değişik kentlerinin kültürel ve sosyal hikayesini anlatacak filmler yapmayı düşlerdi. Sivas’a Pir Sultan Abdal kültür etkinliklerini filme çekmek üzere gelmişti. Saldırganlar otelin kapısından giremiyorlardı. Kapının önünde ülkenin gençleri omuz omuza duruyorlardı. Ellerinde pirinç küllüklerin metal ayakları. Barikatın ardında fotoğraf sanatçısı Mehmet Atay, oyuncu Muammer Çiçek, Sivas’a bir kamyon kitabı taşıyan Murat Gündüz, aslan yürekli Serkan Doğan, sahnede Pir Sultan’ı canlandıran Sait Metin duruyordu. Saldırganlar onlarla baş edemeyince otele taş yağdırmaya başladılar. Öndeki barikat ise bir adım bile geri atım atmıyordu. Barikatın ardı vatandır diye haykırıyorlardı. Bağlamanın ve şelpenin biri genç biri yaşlı ustaları Nesimi Çimen ve Hasret Gültekin yapışıp sazlarının sapına dimdik duruyorlardı. Sahnede semah dönen kızlar Belkıs, Serpil, Gülsüm, Yeşim, Nurcan, Huriye, Özlem, Yasemin bu saldırganlığa dehşet içinde bakıyorlardı. Muhlis Akarsu yanı başında biri atılan taşlardan yaralandıkça içi kan ağlıyor. Türküsünün sözleri kafasında yankılanıyordu.
Bugün dost yaralanmış
Yine gönlüm hoş değil
Her yanı parelenmiş
Yine gönlüm hoş değil
....
Bu kör karanlığa karşı nefesimiz, gücümüz yettikçe susmayacağız!”

Пікірлер: 1
@celalsever7803
@celalsever7803 Ай бұрын
Ruhu şad mekanı cennet olsun
29 Yıl Öne Sivas'ta Ne Yaşandı? | Hafıza | Referans
8:10
Little brothers couldn't stay calm when they noticed a bin lorry #shorts
00:32
Fabiosa Best Lifehacks
Рет қаралды 19 МЛН
ОБЯЗАТЕЛЬНО СОВЕРШАЙТЕ ДОБРО!❤❤❤
00:45
Arena Programı Sivas Katliamı Show TV - 1994
12:29
şafak güzel
Рет қаралды 85 М.
ESAT KORKMAZ ANMASI: SORU - CEVAPLAR, KONUŞMALAR...
32:29
Ayhan Aydin
Рет қаралды 99
KIRKLAR TÜRBESİ TANITIM
16:45
Din Hizmetleri Müşavirliği KKTC
Рет қаралды 3,7 М.