Рет қаралды 1,596
Gecenin karanlığında ortaya çıkan kuyruklu yıldızlar, genelde ani bir değişikliğin veya huzursuzluğun habercisi olarak yorumlanır. Bu alevli alametlerin kehanetleriyle yeni imparatorluklar yükselir, eski kültürler yıkılır ve hatta yıldızların kendileri bile göklerden kaybolur...
Asıl gerçekse belki de tüm bunlardan daha vahimdir.
Aurelion Sol olarak bilinen ilah, daha Runeterra'daki fani ırklar ortaya çıkmadan önce bile kadim bir varlıktı. Varoluşun ilk nefesiyle birlikte doğan Aurelion Sol ve ona benzeyen varlıklar, ilahi âlemin devasa hiçliğinde dolaşıyor, bu uçsuz bucaksız boşluğu parıldayan ışıklarına tanık olanlara neşe ve mutluluk getirecek mucizelerle doldurmak istiyordu.
Aurelion Sol, yolculuğu esnasında nadiren kendisine denk varlıklarla karşılaşırdı. Ebedi Suretler hissiz ve kayıtsız şeylerdi. Varoluşa pek bir katkıda bulunmaz, sadece yaratılışın doğasına dair benmerkezci felsefeler türetmekle uğraşırlardı.
Fakat bir gün Aurelion, çağlar öncesinde hayat verdiği önemsiz bir güneşin ışığının altında yatan bir şey keşfetti. Bir dünya. Yeni âlemler.
Bunu kimin, neden oluşturduğunu bilmiyordu ama bu gezegenin kendi eseri olmadığından emindi.
Bu dünyaya sıra dışı şekilde ilgi duyan Suretler, onun buraya yaklaşmasını diledi. Burada hayat, sihir ve kendilerinden daha yüce bir varlığın rehberliği için yalvaran genç medeniyetler vardı. Muhteşem haşmetinin etkisi altında kalan bu yeni kitleyle koltukları kabaran Aurelion Sol, onların kendisine duyduğu hayranlığın tadını çıkarmak için yıldızlardan gelen büyük ve acımasız bir ejderha olarak dünyaya indi.
Targon adlı önemsiz topraklarda yaşayan ufak insanlar, Aurelion Sol'ü güneşin bahşettiği altın ışık olarak adlandırdı ve Suretler bu kişilere ejderha için uygun bir adak sunmalarını emretti. Faniler bölgedeki en yüksek dağın doruğuna tırmandı. Ona sihirden özenle ve kurnazca yapılmış ve üstüne semavi âlemin esrarengiz motifleri kazınmış ihtişamlı bir taç sundular.
Aurelion Sol, taç alnına değer değmez bunun bir hediye olmadığını anladı.
Lanetli şey öyle bir kuvvetle Aurelion Sol'ün başına perçinlendi ki ejderhanın gücü bile onu hareket ettirmeye yetmedi. Aurelion Sol, güneş ve onun oluşumuna dair sahip olduğu tüm bilgilerin kendisine kıyasla çok daha düşük zekâlı varlıklarca çalındığını ve irdelendiğini hissedebiliyordu. Daha da kötüsü, tacın gücü onu göklere geri fırlatarak bir daha o dünyaya yaklaşmasını engellemişti.
Ejderha çaresizce Targon'un sahtekâr Suretlerinin fanilere devasa ve parıldayan bir kurs inşa ettirişini izledi. Bu yapıyı kullanan insanlar, bilinmeyen ve bir gün gerçekleşeceğine inanılan bir çatışmada kullanılacak ölümsüz ilah savaşçılar yetiştirmek için onun semavi gücünden faydalandı.
Discord : / discord
Tiktok : zaunlubilge