Büyük Atatürkçü Ayhan Sicimoğlu hastasıyız.

Mustafa Kemal Atatürk gençliği olarak şahsım adına onun mirasına sahip çıkacağıma söz veriyorum, Emekleriniz için teşekkürler

Girişimci insanlarımızın olması sevindirici. Aynı zamanda tarihi önemi de olan, Savanora yatını kazandıranlara teşekkür ederiz. Keşke Bandırma vapuruna da, sahip çıkılabilinmiş olsa idi. Büyük ATATÜRK'ümüzün aziz Ruh'u şad ve mekanı cennet olsun.

hastasıyız......

bu adamı kültür ve turizim bakanı aynı zamanda çevre ve şehircilik bakanı ve milli eğitim bakanı yapmak lazım

kaliteli adam her halinden belli.

Gözümden bir yaş, kalbimden derin bir 'ah' bıraktım videonuza sayın Sicimoğlu. Emeğinize sağlık.

Teşekkürler..

Ayhan Sicimoğlu değerli insan Allah senden razı olsun. İzlerken ağladım ne kadar vefasız bir milletiz.

ömrünüze bereket Ayhan Beyciğim.. varolunuz.

çok güzeldi, teşekkür ederim Ayhan Bey

tsklrr

Bu naif söylesin için çok teşekkür ederim güzel insan 👏❤🇹🇷❤

Ya sizi tebrik ederim.Bu belgeselinizi yeni gördüm ve kendime kızdım bunca yıl sonra mı izlenir diye.Bu kadar mı başarılı anlatılır . Bence siz belgesel türünde gerçekten büyük usta olmuşsunuz.Başarılarınızın devamını dlerim

Çok teşekkür ederim ilgi ile izledim

hastanım ayhan abi;-) dünyanın en samimi adamısın

1962 senesinde Teymen çiktiktan sonra 39 luk Kamara da Avrupa seyahatimizi hatirlattiğiniz için tesekkurler. Makina dairesi ve şaftin sonunda ki lumbuzdan kiçaltina çikarak gece boyunca gecirdigim keyfi hatirliyorum. Kanat Arbay. Eski Philadelphia Baş Konsolosu.ABD.

I don't understand a single word of this, but the very talkative gentleman is wearing my favorite color combination of black, tan, and white. I would like to be gifted this beautiful yacht.

Gözlerim dolu dolu izledim. Atamıza saygı, sevgi ve hasret ile...

süper cekim süper bir program yolun bahtın acık olsun omründe uzun olsunki böyle programlara imzanı atıp yapasın gittigin yol en güzel yol aydınlık bir yol bizde bu yoldayız her daim atamızın izindeyiz yaşamış görmüş gecirmiş hiç bir zaman benim dememiş büyükle büyük kücükle kücük cahille cahil akıllı ile akıllı olmuş nerde bu meziyetlere sahip olan biri işallah yarısı oaln gelirde tanırız işallah....

10 numara adamsın ayhan abi

güzel adamsın.

ulan be askere gitmeden görmeyi çok istiyorum şu yatı

36:41 "bir çocuğun oyuncağını bekler gibi heyecanla beklemiştim onu"

Seyrettikçe içinde yaşadığım yillarimi paylaştığım ırkdaşlarımdan nefret ettim,hiç kıvırmadan içimden geçen his bu...

Ahhh Ata’m ahh...

👌🙏🤝👏👏

Yanlış. Odadaki fotografta 2 beyaz elbiseli yaverler. Soldakı Kılıç Ali, sağdaki Salih Bozok'tur.

Ölürüm ölürüm

Dakika 32 , basılı haritanın hastasıyız ! Fcuk GPS ...

Ayhan abi arka planda çalan türküleri kim seslendiriyor ya da bilen kişiler yazabilirler mi, çok seviniriz.

BU GEMIYI UMUMHANE OLARAK BILE KULLANDILAR... RUSLARI BU KONUDA COK TAKTIR EDIYORUM.. BUGUN 2. DUNYA SAVASININ BITISININ 75. YIL DONUMUNU KUTLUYORLAR (9 MAYIS 1945) " ZAFER BAYRAMI" VE DEDELERININ RESIMLERI ILE TOREN YAPIP ONLARA TESEKKUR EDIYORLAR... BIZDE ISE "2 AYYAS" DIYE ANILIYORLAR!... AYAKLAR BAS, BASLAR AAYAK OLURSA BOYLE OLUR...COK YAZIK!...

erkammmmmmmmmmmm damaaaaaaaaaaaat

Gemiyi ilk sahibinden alan kişinin Adolf Hitler olduğunu 2012'de bı konferansta duyduğumda çok şaşırmıştım 🙃

ayhan bey abim. : ) taner ben .. lütfen bu yaptığınız rehberlik tanıtım video...vs vs vs... neyse... :) saygılarımla :) ingilizce konuşarak yada ingilizce bir belgesel uzmanı .. belgesel şekilde siz ayhan sicimoğlu tarzında... duygularınızı yansıtacak şekilde sizin yönetiminizde anlatacak sizinde adınızın gececeği... şekilde lütfen bir tanıtım... yapabileceğimiz... türkiye turu yapan rehberlerede yardımcı olacak... alman ca ve çince .. latince... vs vs vs diğer dilleri çevirilmiş bir movies yapabilirmiyiz... ki... dünya avrupa amerika, asya bizi daha iyi tanısın... saygılar... ATAMIZI ve BİZİ :) lütfen abi sen yaparsın bu seriyi... tarihimizi... ANLATALIM.. OSMANLI DAN İTİBAREN BİR TÜRK SERİSİ... .

Bal Mahmut.

ALINTIDIR: ATATÜRK ÇOK KIZDI Tarih 4 Eylül 1936. Yer İstanbul. Atatürk’ün canı bir olaya çok sıkkındı. O gün, İstanbul’a gelen İngiliz Kralı 8’inci Edward’ın şerefine Moda koyunda yelken yarışı düzenlendi. Atatürk yarışı Kral Edward’la birlikte yaşlı Ertuğrul yatında izledi. Fakat Ertuğrul manevra yaptıkça etrafa yağlı kurum yağdırdı. Edward, beyaz elbisesine konan kurumu üfledikçe elbisesi daha da berbat oldu. Atatürk’ün canı sıkıldı; durumu kurtarmak için, “Majeste bu yat epey zamandır çalışmadığı için, kazanları ısınıncaya kadar bu kurumlar bizi rahatsız edecektir” dedi ve Kral’ın koluna girerek bitişikteki İngilizlerin görkemli kraliyet yatına geçtiler. Atatürk akşam yemeğinde yanındakilere, “Efendim medeniyet iddiası lafla olmaz, Bu iddiaya girenlerin her malzemesi her hususta tamam olmalıdır. Yoksa insan işte böyle kepaze olur.” Kuşkusuz… Bir tek bu olay Savarona’nın alınma sebebi değildi. Bir başka neden de Atatürk’ün sağlığıyla ilgiliydi. Atatürk’ün hastalığı ağırlaşıyordu. Doktorları, deniz havasının Atatürk’e iyi geleceğini söylüyorlardı. Savarona bir umuttu; umudun adıydı. Ama tek başına bu da Savarona’nın alınmasının nedeni değildi. Gözden kaçan bir olgu var: Atatürk hayatının son döneminde genç Türkiye Cumhuriyeti’nin deniz işleriyle çok alakalıydı. O dönemde neredeyse sadece Denizbank’ı kurdurmak, Türk deniz ticaret filosu oluşturmak, Deniz kuvvetlerini güçlendirmek gibi projeler üzerinde çalışıyordu. O yıllarda Almanya’ya Sus, Trak, Marakaz, Etrüsk gemilerinin sipariş edilmesinin sebebi de buydu. Bunların tümü Savarona’nın alım nedeniydi. HİTLER, SAVARONA’YI SATIN ALDI MI Atatürk Savarona’nın fotoğraflarını görünce çok beğendi. Berlin Büyükelçisi Haydar Apak Cadwalader ailesiyle temasa geçti. Ardından Cumhurbaşkanlığı özel kalem müdürü Hasan Rıza Soyak başkanlığında bir komisyon kuruldu. Heyet Almanya’ya gitti. Tercümanları ise Atatürk’ün manevi evladı Abdurrahim Tunçak idi. Ayrıca incelemeler yapması için de Sakarya gemisi motor makinisti Adil Aşıroğlu görevlendirildi. Çünkü Savarona 5 yıldır Hamburg limanına demirliydi. Bazı tamiratların yapılması elzemdi. Fakat Türk heyetini bekleyen bir sürpriz vardı. Savarona’nın alımında karşılarına bir engel çıktı: Adolf Hitler! Hitler, Savarona’yı Alman denizaltıları için ana gemi olarak kullanmak istiyordu. Kimi iddialara göre Savarona’yı satın almışlardı. Sadece devir işlemleri yapılmamıştı. İşte tam bu sırada Türkiye teklifini vermişti. Yani araya giren Hitler değil, Türkiye idi. Almanya ile Türkiye Savarona yüzünden karşı karşıya geldi. Atatürk geri adım atmaya yanaşmadı. Sonunda Hitler Savarona’dan vazgeçti. Niye? Bir iddia; Hitler, Savarona’yı Atatürk’ün çok istediğini duyunca almaktan vazgeçti. Çünkü Atatürk’ün askerliğine hayrandı ve Atatürk’ün hastalığını biliyordu. Kim bilir belki de, Avrupa’yı işgale hazırlanırken Atatürk gibi bir askeri karşısına almak istemiyordu. İkinci iddia ise, Cadwalader ailesi, Hitler’in Savarona’yı hangi amaçla istediğini anladılar ve kuşkusuz ABD’nin dayatmasıyla satmaktan vazgeçtiler. Neyse, Türkiye sonunda Savarona’yı 23 Şubat 1938’de resmen aldı. Ödenen para 1 milyon 200 bin dolar idi. Ve Savarona 1 Haziran 1938’de Dolmabahçe önüne demirledi. Atatürk çok heyecanlandı ve hemen Dolmabahçe’den Acar motoruyla yata gitti. Çok beğendi. Yata “Güneşdil” adının verilmesine karşı çıktı; Savarona adı güzeldi; “öyle kalsın” dedi. Savarona’da ilk emrini Çankaya Köşkü Kütüphanecisi Nuri Ulusu’ya verdi; “Nuri oğlum, kitaplarımı getirdin mi? Hepsini kamarama muntazam koy, herhalde pek dışarı çıkmayacağım için bol bol okuma fırsatım olacak.” Savarona’yı görünce sevinci ve heyecanını saklayamayan Atatürk, Savarona’da sadece 56 gün yaşadı. Evet, iki ay bile değil. İlk günler rahatsızlığı hafifler gibi oldu. Fakat daha sonraki günler, -kendisine o kadar iyi bakmasına, perhizlerine harfiyen uymasına rağmen- iki kez kriz geçirdi. Hastalığı artınca, 25 Temmuz gece yarısı saat 01.00’de Dolmabahçe’ye nakledildi. Bir daha Savarona’ya hiç gidemedi. Ve ne yazık ki Savarona, Atatürk’e derman olmadı; uğurlu gelmedi. SAVARONA HEP GÜNDEMDE KALDI Atatürk Savarona’da 56 gün kaldı. Ama Savarona Atatürk’le özdeşleşti. Ata’nın emanetiydi. Buna rağmen hep politik tartışmaların odağında oldu. 1946 seçimleriyle TBMM’ye Demokrat Parti’nin meclis oturumlarında en çok eleştirdikleri konuların başında, “Cumhurbaşkanlığı yatı” Savarona vardı. Sadece Savarona değil Atatürk’ün “Beyaz Treni” de polemik konusuydu. Savarona’nın masrafları CHP’ye yük olmuştu. Aslında DP’lilerin iddia ettikleri gibi “Milli Şef” İsmet İnönü yatı pek kullanmıyordu. Hatta Savarona’nın Deniz Kuvvetleri’nin hastanesi olmasını önermiş; ancak bu dönüşüm çok masraflı bulunduğu için vazgeçilmişti. Keza İnönü, II. Dünya Savaşı’ndan sonra; 1948’de “bütçeye yararı olur” diye Savarona’nın satılmasını gündeme getirdi. Bu nedenle yurtdışındaki Türk büyükelçilerine haberler gönderildi. Savaş sonrasının yoksulluğuna rağmen bir İngiliz firması Savarona’ya talip oldu. Satış gerçekleşmedi. Çünkü Türk basınında “Savarona bize Atatürk’ün emanetidir, satılamaz” yazıları çıktı. Bu işin öncüsü ise Ulus Gazetesi’nden Nurettin Artam’dı. “Kamuoyu baskısı var, madem satamıyoruz, o halde turizm amaçlı kiraya verelim” fikri ortaya atıldı. Trabzonlu denizci Mehmet Şeber Savarona’yı kiralamak için Ulaştırma Bakanlığı’yla masaya oturdu. Anlaşma olmadı. Basın tepkiliydi. Peki, ne yapılacaktı? Diğer yanda Savarona masraflıydı; bu nedenle senelerdir İstanbul/Küçüksu sahilinde demirlemiş duruyordu.

Bu adamlar nerde yetişiyor ? Böyle nezaket böyle üslup

Yatta turizm dışında neden içki olmasın. İçki yaşadışı bir şey değil.

Atatürk'ün Savarona'yı terk etmesiyle ilgili şöyle bir bilgi edinmiştim ne kadar doğru ne kadar yanlış bilmiyorum ama mantıklı geldi. Savarona'da artık son zamanlarıdır Paşa'da bunun farkında Savarona'yı çok sevmekte ve arzusu son zamanlarını burada geçirmektir. Fakat Savarona'nın başına gelenlerin Dolmabahçe Sarayı'nın başına gelebileceği öngörüsüyle saraya geçmiş. Sonucunda Savarona'yı kaybetmişiz ama Dolmabahçe Sarayı bize kalmış. Tersi durumda Dolmabahçe Sarayı en iyi ihtimalle otele çevrilmiş olacak ve halk bu eserden mahrum kalacaktı.

keske o donem Sebnem Ferah hayatta olsaydi da Atamiz bu muziklere mecbur kalmasaydi..