Рет қаралды 1,572
YOLUN BAŞI
29 Ağustos Pazartesi günü sabah saat 05:00 ‘de uyanıp turun ilk günü için hazırlanmaya başladım. İlk gün erkenden yola çıkıp alabildiğim kadar yol almak istiyordum. Daha önce bisikletle tur tecrübem olmadığı için yolda başıma gelebilecek aksilikler, kamp yeri bulmada yaşayabileceğim sorunları çözmek için fazladan zamanım olsun istedim. 07:00 olduğunda yola çıkmıştım.
Bisikletle tur sadece bisikletle performanstan ibaret değildi. Her gün kamp yeri bulmak, yeterli seviyede besin ve su tüketmek, dışa dönük bir tur yapmak istediğimden tüm bunları video ve fotoğraflarla kaydetmek, bunlar için uygun yerleri tespit etmek, aynı zamanda anı yaşamak… Tüm bunları bir arada hayatımda ilk kez gördüğüm yerlerde yapmak düşündüğüm kadar kolay değildi.
İlk gün aslında şansım yaver gitmesine rağmen birçok muhakeme hatası yaptım. Örneğin yola çıktığım Tokat-Erbaa’dan Samsun’a doğru gidebildiğim kadar gitmeyi düşündüm. Erbaa Samsun arası180-200 km arası bir yol. Yarısı tırmanış, yarısı da iniş olarak düşündüğümden eğer işler yolunda giderse ilk gün belki de Samsun’a ulaşırım diye düşündüm. Fakat 63 günlük tur boyunca 1 günde en fazla 120 km yol yapabildim. B planı olarak da eğer yorulursam Erbaa ile Samsun arasında hemen hemen orta noktada bulunan Ladik gölü çevresinde erkenden kamp yeri bulup dinlenmeyi düşündüm.
Saat 14:00 civarı Ladik gölü girişine ulaştığımda çok yorulmuştum. Öğlene doğru çıkan Ağustos güneşi kısa sürede acı çekecek düzeyde yanmama neden oldu. Taşova çıkışında tamamen dolu olan 1.7 lt suyum çok kısa bir mesafede bitti ve Ladik’e yaklaşana kadar çeşme ya da bakkal bulamadım. İlk gün tahmin ettiğimden fazla tırmanış yapıp tahmin ettiğimden fazla yorulmuştum. Üstelik uzun yıllardır geçtiğim bir yoldan geçmeme rağmen.. Bir yolu araba ya da otobüsle geçmekle bisikletle geçmenin ne kadar farklı olduğunu bir kez daha anladım. Ladik gölünü görür görmez saati kontrol ettiğimde B planını uygulamaya, Ladik’te kamp yeri aramaya karar verdim.
Tokat- Amasya tarafında Ladik’e girişte bir fabrika dışında hemen hemen hiçbir şey yoktur. Haritalar üzerinden Ladik ilçesi ve gölü çevresinde park, bahçe, mesire alanı nereler var araştırmaya başladım. Saat 14:00 olmasına rağmen kalacak yer bulma stresimi halen hatırlıyorum. Biraz ilerleyince ahşap bir yapı gördüm. İladik Tirit evi tabelası vardı. Önünde durup kamp yeri sormaya karar verdim.Yer ararken çok fazla yorulmamak için bölgeyi bilen birine sormak işimi kolaylaştırır diye düşünmüştüm.
İladik tirit evinin işletmecisi Şenol abiyle karşılaşınca bisiklet turuna çıktığımı, geceyi geçirmek için kamp yeri aradığımı söyledim. Restorantın arkasında bulunan araziyi göstererek burada kalabilirsin dedi. Sonra da semaver çayı içmeye davet etti. Gerçekten çok şaşırmıştım. Bir anda tüm stresim geçti.
Daha sonra anın tadını çıkarmaya, video ve fotoğraf çekmeye kendimi kaptırdım. Yolun başında birçok başka güzel duyguyu ilk kez hissettim. Şenol abi çayını, yaşam alanlarını ve sofrasını benimle paylaştı. Uzun uzun sohbet ettik. Gündüz ormanlık alana yakın bir yere çadırımı kurdum. Gece de rahat rahat uyudum. Yol ilk gün ilk sürprizini yapmış, işimi çok kolaylaştırmıştı. Ertesi gün erkenden uyanıp zor da olsa hazırlanarak Ladik’ten Samsun’a doğru yola çıktım…
#yavuzbolat #bisikletletürkiyeturu #erbaa #taşova #amasya #ladik #samsun #iladiktiritevi #ladikgölü