Рет қаралды 138,650
O aramızda olmasa da ruhu başka bir bedende hayat bulurdu bazı filmlerde(tanrılar çıldırmış olmalı) Çocukluğumuzda hakkında efsanaler dinlediğimiz adamdı... başparmağıyla burnunu okşayarak rakiplerine meydan okurdu... Yara almış bedenindeki kanı yalayıp sonra da tükürmek ekolünü yaratanda yine oydu Dövüşürken çıkardığı seslerse yüzlerce filme konu oldu. Efsanevi hocası yip man den aldığı dersler sayesinde dünya da bir efsaneye dönüştü. Derler ki refleksleri bir kediden daha hızlıymıi rivayete göre çalışan dikiş makinesi iğnesinin arasından parmaklarını geçirebilirmiş. kıcacık hayatına bakıp ne kadar erken ölmüş diye üzülsek de hayatı onun gibi dolu dolu yaşayan eminim çok az insan vardır. Şöyle demişti öğrencilerine: "Zihnini boşalt. Su gibi formsuz, şekilsiz ol. Suyu bir bardağa doldurursan, su bardak olur. Onu çay demliğine doldur; o zaman su, çay demliği olur. Bak, su akar, yayılır, damlar ya da parçalanır. Su gibi ol dostum!" Bruse 27 kasım 1940 tarihinde grace lee ve lee hoi chuen çiftinin çocukları olarak san francisco da doğdu. Babası lee hoi chuen bir çinli olsa da annesi grace biraz kafkas biraz alman biraz çinliydi. Soyları çok eski zamanlara dayanıyordu. Bruce birhayli hırçın ve sert bir çocuktu. Daha küçük yaşlarda belli olan bu hırçınlığı onun başını birçok kez belaya soktu. Ailesi de onun bu asi tavrının yok olması için ona kung fu öğrenmesini tavsiye etti. Buruce zamanla içindew birken öfkeyi kung fu ile içinden atmaya başladı.Sokaklarda defalarca kavga etse de zamanla törpülemeyi başardı öfkeli yanını. Gençlik zamanlarındaysa kung fu ustası yip man in öğrencisi oldu. Yip man ona wing chun sistemini öğretti. Bu teknikte en önemli şey hızdı. Yıllar sonraysa hız bruce in diper bir adı olacaktı. Bruce lee wing chun sistemine boksu da ekledi ve bu tekniği daha da geliştirdi. Sık sık karşılaştığı sokak kavgalarında bu teknikle 10 kişilik bir grunu bişrkaç dakika da yere serebiliyordu. Zaten bu dövüş işinin inceliklerini öğrenmek istemesinin içten içe en önemli sebeplerinden biri de, sokak kavgalarında küçük düşme korkusunu aşmaktı. 19 20 yaşlarındaysa mahallenin korkulan serserisi olmuştu. Bruce un en sevdiği aktivitelerden biri de dans etmekti.10 lu yaşlarında dans etmeye başlayan bruce en çok dans ederken hayattan keyif alıyordu. İleri zamanlarda dans ve dövüş arasında bir denge kuracak bu nu da tekniğine yansıtacaktı. En sevdiği dans cha cha idi. hatta 1958 de hong kong da cha cha şampiyonu oldu. 1959 yılında bruce un sokak kavgaları artmaya başlayınca herkes ondan korkmaya başladı. Ailesi bruce için önce hong kong a taşındı. ama burada iyice yoldan çıkmıştı bruce Adı kötü bir şekilde şöhret olmak üzereydi. o yüzden amerikaya arkadaşlarının yanına gönderdiler. Seattle da yaşamaya başlayan genç bruce burada hem garsonuk yapıyor hem de bir çatı katında hayat sürüyordu. Eğitim hayatına da devam eden bruce washington üniversitesi felsefe bölümüne başladı. ama okurken çalışmaya her zaman devam etti. Okul devam ederken bir yandan da kung fu dersleri vermeye başladı. O günde kadar çinlilerden başkasına öğretilmesi yasaktı kung fu ve bruce tabu yu yıktı. Hemen ardından çin kültürünü ve dövüş sanatlarını amerikaya anlatmak için jun fan kung fu dövüş okulnu açtı. Daha sonra kendi geliştirdiği teknikle kung fu da çığır acacak ve bunları da filmlerine yansıtacaktı. Bu yüzden onun filmleri sinema klasikleri arasına girecekti. Bruce özel hayatının düzene girmesiyle sinemaya da geçiş yapacaktı. 1963 yılında amerikalı linda emery ile evlendi ve bu evlilikten 1965 doğumlu oğlu brandon lee dünyaya geldi. Hemen ardından green hornat isimli bir dizide oynayarak ilk macerasını başlattı. İkinci çalışması james garner in başrolde olduğu marlowe isimli film oldu. Bu film çekimleri sırasında sakatlansa da vazgeçmedi ve projeyi tamamladı. Oynadığı ilk barşol filmse big boss isimli yapım oldu. Bu filmle asya kıtasında gişe rekorları kurdu. Büyük patronun ardından fist of fury - öfkenin yumruğu filmiyle bir kez da rekor kırarak gişelerde büyük başarı elde etti. oyunculuk konusunda da geliştirmişti kendi artık daha özgüvenli ve tecrübeliydi. Sİnema için de büyük emek harcıyoyordu brucu. dövüş sahnelerinin kareografileri için günlerce çalışıyrdı. bıçaklar oklar kılıçlar hatta çatala kadar tüm malzemeleri kullanıyordu filmlerinde. aksiyon adrenalin heyecan herşey vardı filmlerinde. Kariyeri öyle bir noktaya gelmişti ki dönemin yıldızı wang yu bile onun gölgesinde kaldı. Tekmeleri, çıkardığı sesler, uzun planlı dövüş sahneleri ve kendine has stiliyle yeni bör dönem açmıştı bruce. Bugünlerin bilinen isme isme jachie chan de bruce lee sayesinde sinemayla tanıştı. jackie chan i Ejder kalesi filminde figuran olarak oynatarak ona sinema kapılarını açtı. ve bruce jackie chan için hem bir efsane hem de bir idol oldu o günden sonra. Brucu filmleriyle zirveye çıktığı yıllarda sırtında ciddi bir rahatsızlık başladı. #Sinema #YabancıFilmler #AksiyonFilmleri #nostalji #sanat #sinema