Рет қаралды 43,500
fussilet Kuran Merkezi Vakıa Suresi - Shamil Gadzhiev @fussiletKuranMerkezi Mekke döneminde inmiş olan Vakıa Suresi 96 ayettir. Sure ismini birinci ayette geçen "elvakıa" kelimesinden almıştır. Gerçekleşen, meydana gelen olay anlamına gelen "vakıa" kelimesi burada kıyameti ifade etmektedir. Surede kıyametin kopmasından önceki ve sonraki dehşetli durumlar ve insanların amelleri bakımından konumları anlatılmaktadır.
ANA SAYFA
/ fussiletkuranmerkezi
VİDEOLAR
kzfaq.infovideos
OYNATMA LİSTELERİ
kzfaq.infoplay...
SHORTS
kzfaq.infoshorts
KATIL
kzfaq.infojoin
TOPLULUK
kzfaq.infocomm...
HAKKINDA
kzfaq.infoabout
Vakıa Suresi
O beklenen müthiş olay olduğunda,
Onun oluşunu yalanlayacak kimse yoktur.
O, alçaltıcıdır, yükselticidir.
Yer şiddetle sarsıldığı,
Dağlar parçalandığı,
Dağılıp toz duman hâline geldiği,
Ve sizler de üç sınıf olduğunuz zaman,
Sağdakiler, ne mutlu o sağdakilere!
Soldakiler, ne bahtsızdırlar onlar!
Hayırda önde olanlar, ecirde de öndedirler.
İşte onlardır yaklaştırılanlar.
Naim cennetlerindedirler.
Çoğu önceki ümmetlerden,
Birazı da sonrakilerden.
Mücevheratla işlenmiş tahtlar üzerinde,
Karşılıklı yaslanmışlardır.
Hiç ölmeyecek genç hizmetçiler aralarında dolaşır,
Kaynağından doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle.
Ondan ne başları ağrır, ne sarhoş olurlar.
Ve beğendikleri meyveler,
Canlarının çektiği kuş etleri,
İri gözlü huriler;
Saklı inciler gibi,
Yaptıklarına karşılık olarak.
Orada ne boş bir söz işitirler, ne de günaha sokan bir şey.
Duydukları söz, yalnız “Selam”,“Selam”dır.
Sağdakiler, ne mutlu o sağdakilere!
Onlar, dikensiz sedir ağaçları,
Salkımları sarkmış muz ağaçları,
Uzamış gölgeler altında,
Çağlayarak akan su kenarlarında;
Pek çok meyve arasında,
Tükenmeyen ve yasaklanmayan!
Ve yükseltilmiş döşekler üzerindedirler.
Kadınları da güzel bir biçimde yeniden yaratmış,
Hepsini bakireler yapmışızdır.
Eşlerine aşık ve onlarla aynı yaşta,
Bütün bunlar sağdakiler içindir.
Birçoğu önceki ümmetlerden,
Birçoğu da sonrakilerdendir.
Soldakiler, ne yazık o soldakilere!
İçlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içinde,
Kapkara dumandan bir gölge altındadırlar.
Ki o, ne serindir, ne ferahlatıcı.
Çünkü onlar, bundan önce varlık içinde şımarmışlardı.
Büyük günah üzerinde ısrar ediyorlardı.
Ve diyorlardı ki: “Biz öldükten, toprak ve kemik yığını olduktan sonra mı, biz mi bir daha diriltileceğiz?”
“Evvelki atalarımız da mı?”
De ki: “Öncekiler de sonrakiler de.”
“Belli bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaksınız.”
Sonra siz, ey sapık yalanlayıcılar!
Elbette bir ağaçtan, zakkum ağacından yiyeceksiniz.
Karınlarınızı onunla dolduracaksınız.
Üstüne de kaynar su içeceksiniz.
Hem de susamış develerin suya saldırışı gibi içeceksiniz.
İşte din gününde onlara sunulacak ziyafet budur.
Sizi biz yarattık. Hâlâ tasdik etmeyecek misiniz?
Attığınız meniyi gördünüz mü?
Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan biz miyiz?
Aranızda ölümü takdir eden biziz ve bizim önümüze geçilmez.
Böylece sizin yerinize benzerlerinizi getirelim ve sizi bilmediğiniz bir yaratılışta tekrar var edelim diye.
Andolsun, ilk yaratılışı biliyorsunuz. Düşünüp ibret almanız gerekmez mi?
Ektiğiniz tohuma ne dersiniz?!
Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz?
Eğer dilemiş olsaydık, gerçekten onu bir ot kırıntısı kılardık; böylelikle şaşar kalırdınız.
“Doğrusu biz, ağır bir borç altına girip zorlandık.”
“Hayır, biz büsbütün yoksun bırakıldık” derdiniz.
İçtiğiniz suya ne dersiniz?!
Onu buluttan siz mi indiriyorsunuz, yoksa indiren biz miyiz?
Dileseydik onu acı bir su yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi?
Tutuşturduğunuz ateşe ne dersiniz?!
Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz?
Biz onu hem bir ibret, hem de ihtiyaç sahiplerine bir yarar kıldık.
O hâlde, O yüce Rabbinin adını tespih et.
Hayır! Yıldızların yerlerine yemin ederim ki,
Eğer bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir.
O, elbette şerefli bir Kur’an’dır.
Korunmuş bir kitaptadır.
Ona, arınmış olanlardan başkası dokunamaz.
Âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.
Şimdi siz, bu sözü mü hor görüp küçümsüyorsunuz?
Ve o kitaptan nasibiniz, yalnız onu yalanlamaktan ibaret mi olacak?
Can boğaza geldiğinde, onu geri döndürsenize!
Oysa siz o zaman bakıp durursunuz.
Biz ise ona sizden daha yakınız. Fakat siz göremezsiniz.
İşte o vakit, eğer siz ceza görmeyecek iseniz,
Geri çevirin çıkan canı, eğer doğru söylüyorsanız.
Eğer ölmek üzere olan kişi Allah’a yakın olanlardan ise... Surenin devamı için videoyu izleyebilirsiniz.
Tüm dünyanın izlediği Türkiye'nin en büyük Kur'an-ı Kerim platformu fussilet Kuran Merkezi tarafından hazırlanan mealli Kur'an videolarıyla Kur'an-ı Kerim'i bambaşka şekilde okuyun!
Başarımız Allah'ın yardımı iledir.
#fussiletKuranMerkezi
fussilet Kuran Merkezi orijinal içeriğidir.