Gümüşlük Tarihi
Gümüşlük diğer adı ile Myndos Antik Kenti. Hoş yerliler bu antik kentin sular altında kaldığını sonra Rum’lar gelince Gümüşlük’ü kurduğuna inanıyor ancak tarihi olarak böyle bir kayıt yok. Gümüşlüğe iki ayrı yoldan gelinebiliyor. Hatta üç ayrı yoldan. İlki ve en çok kullanılanı Dereköy yolu. Çevre yolundan sonra sağa ayrılan yoldan giriyorsunuz Dereköy ve Peksimet Köyü’nden geçerek Gümüşlüğe ulaşıyorsunuz. Diğer yol ise Yalıkavak üzerinden gelen sahil yolu. Son olarakta Turgutreis’den gelen bir yol daha var.
Gümüşlük iki kısımdan oluşuyor. Sahil kesim ve iç kesim. İç kesim dediğim 2 km. Küçük bir meydanda büyük bir çapa görürseniz işte orası Gümüşlük köyünün merkezi. Nejat İşler’in ünlü dükkanı “Tezgah” tam da burada.
Gümüşlük Gezilecek Yerler
Evler ve market dışında çok bir şey yok. Yolu takip ederek sahil bölümüne geldiğiniz de sağdan yukarı ayrılan yol ünlü Limon Cafe’ye devamında da Yalıkavak’a götürür sizi. O yüzden ya solda ki sokağa gireceksiniz boş yer arayacaksınız kendinize ki bu yazın çok zor yada bir otopark bulacaksınız kendinize.
Gümüşlük sahil size ufak bir entel pazarı ile karşılıyor. Takı ve resim, heykel satılan bu butik pazardan sonra sahil yoluna çıkıyorsunuz. İlk önce sol tarafı keşfediceğiz.
Yürüyüş yapmak için gayet şirin bir yol. 30 metre ileride sol tarafta pastane var tahinli çöreği ünlüymüş. Denedim test ettim onayladım 10 numara tahinli çörek. Hemen karşısında Bodrum Belediyesi’nin Resturan’ı var. Ekonomik bir yer ama asıl ünlü olan hemen orada ufak bir barakada köfte sanat dükkan. Gümüşlük Köftecisi diye geçen bu dükkan dünyaca ünlü desem abartmış olur muyum diye düşündüm köftelerini yemeden önce ama gerçekten çok iyiydi.
Gümüşlük Deniz ve Koylar
Devamında bir kilometrelik plajı var ancak dar bir plaj. Jazz Cafe falan adını duyduysanız hep bu sırada. Daha bir çok iyi mekan var. Deniz bu tarafta biraz yosunlu bilginiz olsun. En sonunda yol bitiyor ve koydan geriye dönüp baktığınız da çok güzel şirin bir sahil köyü görüyorsunuz. Bir bira açmanın vakti.
Gümüşlük’e ilk indiğimiz de sol tarafa doğru yürümüştük şimdi de sağ tarafı keşfedelim. Sağ tarafta balıkçı restoranları var. Fiyatlar orta-yüksek. 2 kişi akşam yemeğinde 500-600 TL’yi gözden çıkarmalısınız. Devam ettiğiniz de restoranlar bitiyor yine dar ama bu kez çok
dar ama bir o kadar güzel bir yürüyüş parkuru var önünüzde. Neredeyse denize sıfır yürüyorsunuz. Harika bir his. Sağ tarafta Uludağ üniversitesi arkeoloji kazı merkezi var.
Gümüşlük Yeme İçme
Gümüşlük
Myndos’u arıyor olabilirler. Biraz daha ilerleyince bembeyaz dekoru ile etkileyici Melengeç manzarası ile karşılaşıyorsunuz. Beyaz melengeç ağaçları ile süslenmiş, Gümüşlüğün en ünlü balık restoranıdır. Fotoğraf çekin, çekilin 1000 TL paranız varsa oturun ve harika ahtoporun, lüferin tadını çıkarın. Ben yola devam ediyorum.
Peki hiç “Balık Yakalayan Şaşı Gözlü Kedi” sokağını duydunuz mu bu güne kadar. Buralarda bir yerler de. Ben yerini size söylemeyeyim bu da sizin keşfiniz olsun. Biraz sorun soruşturun hem buranın eskilerinden birine rastlarsanız ilginç hikayeler dinleme fırsatı da yakalamış olursunuz. Bu sokak gerçekten ilgin. Ve size asıl anlatmak istediğim ve daha önce de aslında blog’ta değindiğim bölüme gelmek istiyorum.
36 yaşındayım, Türkiye’de Güneydoğu Andolu bölgesi hariç heryerini karış karış defalarca gezdim, yurt dışında harika yerlere gittim, ancak
“GÜMÜŞLÜĞÜN BU BÖLÜMÜ KADAR ETKİLEYİCİ BİR ATMOSFERE VE MANZARAYA HİÇ TANIK OLMADIM.”
Bir koy düşünün sakin, dingin, birkaç ağaç altında dergi okuyan, müzik dinleyen insanlar dışında kimse yok. Koydan devam edip Bayraklı Tepe’nin arkasına dolanmaya başladığınız da bir ev var. Paha biçilemez değerde. Evin bir tarafı biraz önce bahsettiğim koya bakıyor diğer tarafı yarımadanın diğer tarafında ki diğer koya bakıyor. Ve etrafta otlayan inekler. Waaaow gerçekten waaow.
Devam ediyoruz, adaçayı ve kekik kokuları arasında Bayrak Tepe’ye orta zorlukta bir parkurdan tırmanıyoruz. Bu parkuru daha önce Herodot Akademisi,’nde ki Trekking ekibi ile de tırmanmıştım. İlgili yazıyı buradan bulabilirsiniz.
Gümüşlük Yaşamak İçin Harika Bir Yer
Ve nihayet tepedeyiz yaklaşık 25 dakika sürdü, birazda yorulduk. Manzaramız bu her şeye değmez mi. Gümüşlük, Tavşan Adası ayaklarımızın altında. İlerde değirmenlerin olduğu yer Dereköy. Güney doğu yönünde Kos Adası. Diğer tarafta Yalıkavak.
Bir bira daha açıyorum, bulduğum bir gölge de şekerleme yapacağım, tatlı tatlı esen rüzgarında tınısı ile hızla uykuya dalıyorum. Sesler ninni gibi geliyor. Manzara rüyama karışıyor.