Videoda özellikle basa basa tavsiye edilen yaşam tarzı ve beslenme şekli gut hastalığı cihetinde gerçekten çok doğru. 17 sene gut hastalığın bayağı ileri seviyesini yaşamış birisi olmam hasebiyle bazı tecrübelerimi belki birilerine faidesi olabilir düşüncesiyle acizane arz edeyim dedim.. Bünyeye, yaşa ve hava şartlarına ve ortama ve hatta cinsiyete göre değişkenlik gösteren su içmeyi aksatmadım. Süt, yoğurt, peyniri kısaca süt ürünlerinden (tere yağı biraz yenebilir) uzak durdum. Ve meyveleri frukozdan dolayı tatlıları glikozdan dolayı kısıtladım. Ama hakiki baldan ilaçlık yedim. Ve bana 57 senelik hayatımda çok önemli görünen tecrübe ettiğim ve öğrendiğim şeyden bir tanesi de şudur. İnsanlar farklı birçok mizaçlar üzerinde yaratılmış. Ve mizacına göre beslenmesi icap ediyormuş. Ve kadim (önceki) tıp bunu iddia ediyor. Nasıl ki aynı ilaç herkese aynı faide vermediği gibi.. Aynen öyle de, ilaç gibi düşünürsek yediğimiz gıdalar bazılarına faide verirken bazılarına faide vermediği gibi, tam tersine tahrip derecesinde zarar da verebiliyor. Mesela bazılarına faideli olan BİBER (bütün çeşitleri) meğer gut noktasında benim azılı düşmanımmış. Daha sonra internette bir makalede rastlamıştım orada biber, pul biber, patlıcan, patates, domates gutu tetikleyebilir yazıyordu. Aslında herkesin bünyesi (dinleyebilsek) ne yememiz lazım ve ne yemememiz lazım aşağı yukarı söylüyor. Mesela ben çocukluktan ve gençlikten ta askerlik sonrasına kadar acıyı sevmediğimden yiyemediğim halde, askerden sonra faideli diye acılı şeyler yemeye başlamıştım. Hatta o zamanlar şöyle, "küllün mirrin deva" yani acı her derde deva diye hoşuma giden bir tabir de duymuştum. Yarı doktor candan eder kabilinden, yok efendim çiğ köfteymiş, yok efendim acılı yemeklermiş, yok efendim yemeklerin yanında acı biber turşusu imiş vesaire, artık var ya durdurabilene aşk olsun, yedikçe yüzüm gözüm kızarırdı hatta yüzümden şıpır şıpır terler akardı. Bu ne hal diye soranlara, efendim biber içerdeki hastalıkları atıyor derdim. Meğer herkesin farklı olan bünye denen motoru zorluyormuşuz. Gel zaman git zaman ilk, 39 yaşıma geldiğimde sağ ayağımdakı baş parmak eklemimde şişme ve kızarıklık ve şiddetli ağrı ile karşılaştım. Daha sora bilekte ve daha sora diğer ayağım ve dizlerim ve hatta dirseklerimde ağrılar ve hatta kulaklarımda gut tofusları çıktılar. Derken bir arkadaş bu hastalığı duymuş ki dedi sende gut var. İlk kez duyduğum bu kelimeden dolayı arkadaşı arkasından gut gut diye gülüyordum. Daha sora doktora gittiğimde ortaya çıktı ki arkadaşın dediği gibi malesef gut hastası olmuştum. Bazı günler veya geceler hiç belli etmeden bir bakmışsın birden davetsiz misafir gibi ataklar gelivermiş. Dayan bakalım ağrısına dayanabiliyorsan. Değil kalkıp gezebilmek, ağrısından yatağa ayağımı koyamıyordum bile. Tabi ki yine doktorların Allah eksikliklerini göstermesin, malesef herkesin malumu klasik bir yöntem olan hemen ağrı kesici ve beraberinde (isimlerini belirtmeyim) iki üç çeşit gut için ilaç ve yanında mide ağrısı ilacı yazıldı; bazan ağrılar öyle bir seviyeye gelirdi ki ağrı kesiciler bile tesirsiz kalırdı. Ve ağrılar dayanılmaz bir hal aldığından Allah afvetsin ya Rab al canımı diye çok kez dua ettiğim oldu. E diyeceksiniz ki netice: Tabiki hastalık bir iken ilaçlar sayesinde hastalığımın nur topu gibi yavruları olmuş, hatta analarını bile geçmişler "badı harabil basra" anladık. Başta böbrekler çalışma fonksiyonlarını kaybetmiş, araştırma hastahanelerinde yüzde 26 çalışır hale gelmiş olduğu tespit edildi. Ve haliyle hipertansiyon ve hipertansiyondan dolayı beyin kanaması bile geçirdim. Ama herhangi bir hasar bırakmadı elhamdülillah. Doktorlar şükret dediler böyle beyin kanaması geçirenlerin yüzde 80 ni ölüyor veya kalanlarında bir tarafına felç vuruyor demişlerdi. Biraz sarstı ama hastalığı ayak üstü geçirmemin bir sebebini en iyisini Allah bilir fakat, her sene resülüllahın (sav) bir sünneti olan hacamat olmama verdim. Yani vücuttaki fazla kanı aldırıyordum. Hani bazıları kızılaya kan bağışı yaptıkları gibi. Hatta bazı seneler bir kaç ay arayla iki kez bazan üç defa hacamat olduğum olurdu. Ve yine halen her sene sürekli kan aldırırım vs. Her ne ise. Eğer geç te olsa uyanıp bu fuzuli yanlış ilaç kullanma alışkanlığından tam dönüş yapmasa idim. Maazallah sonunu düşünmek istemiyorum. Belki diyaliz artık bilemiyorum, yok belki imamın kayığı.. yine en iyisini Allah bilir diyelim. Bu sentetik ilaç meselesini güzel bir üslüpla anlatan işin uzmanının güzel ve espirili bir videosunu youtube de izlemiştim. Aklıma geldikçe beni tebessüme getiriyor. Diyor ki, hastalandığınız zaman hastalığınız için doktora gidin. Çünkü doktorun yaşaması için para lazım muayenenizi olun. Ve yazdığı reçete ile eczaneye gidin, çünkü eczacının da yaşaması için para lazım, size yazılan ilaçları alın. Eve geldiğinizde bütün ilaçları toplayıp çöpe atın çünkü sizin de yaşamanız lazım... Evet bu güzel espiri ile büyük bir hakikatı ki selam olsun anlatmaya çalışmış. Allah hakikatleri çekinmeden sadece Allah rızasını gözeterek anlatanların sayısını çoğaltsın. Amin. Onun için çok zaruri değilse veya daha lüks olsun diye hemen ilaçlara yönelmemek ve mümkünse doğal yollarla atlatmak lazım gelir anladım. Şimdi gut hastalığına dair hiç bir ilaç kullanmıyorum elhamdülillah. Ama malesef bu kadar badireler ve yine maalesef fuzuli kullandığım ilaçlar neticesinde yüksek tansiyondan dolayı tansiyon ilacı kullanıyorum. Ama onunda üstesinden nasıl çıkacağım diye araştırıyorum. Bu tansiyon için de benim mizacıma uygun doğru bir yaşam tarzı muhakkak vardır Allah hayırlısı ile onuda nasip eder inşaallah. Belki bunca sene kaldığım hareketsizlik yüzünden de olabilir. Ha bunu da söyliyeyim gut hastalığının şiddetli ağrıları netıcesinde ekseri zamanlar hareket kısıtlılığından dolayı kireçlenmeler ve zayıflayan kaslarım yüzünden yürüyemez ve bilhassa merdivenleri çıkamaz hale gelmiştim. E dile kolay tam 17 sene. Ama elhamdülillah biberleri terkettiğim andan itibaren belki yüzde yetmiş ve diğerleri de süt ürünleri ve fruktoz ve glikoz ve hatta patlican ve patates ve domatesten uzak durarak beş altı aydır hiç bir ilaç kullanmadığım halde bütün ağrılarım tamamen, üzerine basa basa diyorum tamamen gitti. Ve artık vücudum yavaş yavaş açılıyor ve artık rahat bir şekilde yürüyorum ve bütün kendi işimi rahatlıkla görebiliyorum. Birde şunu söylemeden geçemeyeceğim, guttan dolayı bana protein bilhassa et yeme demişlerdi. Halbuki hani mizaçların bir iddiaya göre, kan guruplarının diyetleri farklılık kazanıyor ya, benim kan gurubum 0 negatif, meğer kırmızı et 0 kan grubundakilerin ilaçları imiş. Ben kırmızı etin bütün çeşitlerini haşlaması olsun mangalı olsun hatta köftesidir kebablarıdır (bibersiz olmak şartı ile) yağlı yağsız (miktarınca) tükettiğim halde hiç bir zararını görmedim, hatta ilaç gibi geliyor. Acizane tavsiyem herkes kendi mizacına göre veya tabir-i diğerle kan grubuna göre beslensin, bera-yı malumat. İslâm hükemasının Eflatunu ve hekimlerin şeyhi ve feylesofların üstadı, dâhî-i meşhur Ebu Ali İbn-i Sina, yalnız tıb noktasında, külü veşrabu vela tüsrifu (yeyiniz içiniz israf etmeyiniz) ayetini şöyle tefsir etmiş. "İlm-i Tıbb'ı iki satırla topluyorum. Sözün güzelliği kısalığındadır. Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra dört beş saat kadar daha yeme. Şifa, hazımdadır. Yani, kolayca hazmedeceğin mikdarı ye. Nefse ve mideye en ağır ve yorucu hal, taam taam üstüne yemektir." diyor. (Lemalar kitabı). Allah bütün mazlum ve masum hastalara acil şifalar versin. Allah'a emanet olun.

Profesyonel ve çözüm odaklı... KZfaq ilk defa amaca hizmet eden bir videoya eşlik etmiş

Harika bir video. Net ve anlaşılır. Emeklerinize sağlık...

Şuana kadar izledigim enguzen sunum brovooo

Harikasınız

Cehalete savaş açan kanalıniza minnetlerimi sunuyorum👏

💐.

Efendim psoarisis ile ilgili video gelecek mi?

20 Yıldır çoğunlukla ellerimde şiddetli ağrılar kızarıklık ve şişlik çekiyorum. Bazen tutulan parmağım içe doğru kıvrılıyor. Nadiren ayak küçük parmaklarda oluyor. Bazen kulağımda ve nadiren diz ve dirsekler tutuluyor. Dr lar sebebini bilemedi. Sıvı örneği alın diyorum almıyorlar nedense, böyle çekmeye devam et der gibi. Benzer sorunu olan var mı?

Hangi ilac alinmali.?