Merhabalar sevgili Refika hanım isminiz ne kadar güzel. Anlamını biliyormusunuz?

Canım benim sağol sana da hayırlı cumalar olsun.

Merhaba Ayşe hanım Çok güzel ifade etmişsiniz. Aynen öyle.

Ben teşekkür ederim

Merhabalar Yazdığınız tüm güzel yorumlar için çok teşekkür ediyorum bende size sevgilerimi selamlarımı gönderiyorum. Sizi mutlu edebildiysem ne güzel. Tanışmadan görüşmeden aynı duyguları paylaşmak ta mümkünmüş. -Bitkiyi yeni aldığınızda en az 3 hafta saksı değişimi yapmayın. -Eğer yeni aldığınız bitki çiçekliyse yine saksı değişimi yapmıyoruz. Yaprağı güzel gibi bitkiler mevsimlik ve en fazla bir yıl yaşıyorlar sonra tamamen bitiyorlar. O yüzden en güzeli hiç saksıyı ellemeden üstten biraz taze toprak eklemek yeterlidir. Yeni toprak eklerseniz bütün yaz açmaya devam eder. Allah’a emanet olun

Çok teşekkür ederim🪷

@DenizErdogan-gs6ll rica ederim

Kışın açan çiçekler yazın kış uykusuna yatıyor. Onlarıda aynı şekilde sulamadan gübrelemeden sessiz bir ortama alıyoruz. Yazın kış uykusuna yatan bitkiler, sıcak yaz aylarında aktif büyüme dönemlerini durdurarak dinlenme evresine girerler. Bu bitkiler, genellikle sıcak ve kurak ortamlarda hayatta kalabilmek için bu uykuya ihtiyaç duyarlar. İşte yazın kış uykusuna yatan bazı bitkiler: Mesela Çöl ortamlarında bulunan birçok sukkulent bitki yazın aşırı sıcaklardan korunmak için büyümelerini durdurur. Örneğin, *Aloe* ve *Agave* türleri. Yine *Nergis* (Narcissus) ve *Lale* (Tulipa) . Bu bitkiler, yaz aylarında su ve besin ihtiyaçlarını minimize ederek dinlenme dönemine girerler. Bu bitkiler yazın dinlenmeye çekilir ve kış aylarında çiçek açar. Bu bitkiler yaz aylarında yüksek sıcaklık ve kuraklıkla başa çıkabilmek için bu uyku dönemine ihtiyaç duyarlar. Bu dönemde su ve besin ihtiyaçları azalır ve genellikle su verilmemesi gerekir.

Bu konuyu kitabımda detaylı olarak anlattım. Googla da baktığınızda bir bölümünü veriyor. Bitkilerin canlı olduğu ve çevreleriyle etkileşimde bulundukları bilimsel olarak kabul edilmiş bir gerçektir. Ancak bitkilerin hissetme ve bilinç seviyeleri, insanlar veya hayvanlardan farklı. Biz onlarla aynı frekansta olmadığımız için farketmiyoruz ama bu onların cansız ve hissiz oldukları anlamına gelmiyor. Bitkiler canlıdır ve çevrelerindeki değişikliklere tepki verir. .Örneğin, güneş ışığına yönelme (fototropizm) ve dokunmaya tepki verme (tigmotropizm) gibi hareketlerle bunu gösterirler. Makasla yaklaşıldığında gösterdikleri tepkiler var biz sadece çıplak gözle görmüyoruz ama bunları ölçebiliyoruz. Yani sesleri var ama biz duyamıyoruz diye onları görmezden gelemeyiz. Yine bitkiler yaralanma veya stres durumlarında elektriksel sinyaller yayıyor. Bu sinyaller, bitkinin kendini koruma mekanizmalarını harekete geçirmesine yardımcı oluyor. Yani bağırıyorlar ama bizim kulaklarımız onları yeterince duyamıyor ama bağırıyorlar. Ayrıca kesildiğinde veya zarar gördüğünde salgıladıkları kimyasallar diğer bitkiler tarafından algılanıyor ve savunma mekanizmalarının devreye girmesine neden oluyor. Yani haberleşiyorlar. Bitkilerin insanlarla aynı frekansta duyguları ve algı düzeyleri yok. Ancak bitkiler, kök salgıları ve havaya salınan kimyasallar yoluyla birbirleriyle iletişim kurarlar. Yani çiçekler çevresel değişikliklere tepki verir ve hayatta kalmak için çeşitli mekanizmalara sahiptirler. Ancak, insanlarla bitkiler arasındaki algı ve hissetme kapasiteleri oldukça farklıdır. Bitkilere özen göstermek ve onlara zarar vermemek zorundayız. kzfaq.info/get/bejne/qMqVntxh0L3Pj6M.htmlsi=MKfM2dCUN9E6NtSE

Merhabalar Tabiki yağmur suyu olmadığında mecburen Çeşme suyu ile sulamak zorunda kalıyoruz. Elbette arıtma su çok çok daha iyi.

☘️

Ben sadece bilgilerimi paylaşıyorum. Gerisi size kalmış

Çok çok güzel bir tesbit hayranım size çok çok doğru aslında teşekkür ediyorum ❤

@ayseevirgen9531 Çok teşekkür ederim Ayşe hanımcığım. Anlattıklarım ancak bir kum tanesi olabilir keşke çok daha fazlasını idrak edebilsek.

Kesmek, budamak (hatta sürmek) gibi eylemler "dogal olmayan tarim" tarzlarina özgü davranis bicimidir, dogada böyle eylemler yoktur. Buna gülüyor olmaniza üzülmedim, buradaki bilgiden yoksun olusunuza üzüldüm. Masanobu Fukuoka bu konuda öncü isimdir. Ek olarak bitkiler simetrik olarak varliga gelirler, toprak üstündeki bir dalin yerin altinda bir simetrisi vardir ve yapilan her toprak-üstü müdahale toprak-altini da etkiler. Belki bu size ait olan çok sığ aciklamanin tekrar gözden gecirilmesine vesile olur.

Tamda o sulardan bahsediyorum. Yıkadığınız sebze ve meyvelerin hepsinin üzerinde ne kadar kimyasal ilaç varsa hepsi toprağa geçiyor. Bu sular toprağı kirletiyor hatta. Toprağın içindeki canlıların ölümüne yol açıyor. Ayrıca şekerli sular,vitaminli sular bs vs toprağı kirletir. Bitkiler sadece yağmur suyu yada Çeşme suyu ile sulanmalı.

Ben kendimin yetiştirdiğim marul ıspanak yıkayınca döküyorum birde hayvanlarim olduğu için süt yikadigim kovalara biriken suyu döküyorum yanlismi yapiyom acep

@sefikaemiri1656 kendi yetiştirdiğin sebzelerin sularını dökebilirsin çünkü kendi yetiştirdiğimiz sebzelere kimyasallar kullanmıyoruz. Oysa dışardan alınan hemen her sebze ve meyve ler sürekli ilaçlanıyor. O ilaçlı sularla çiçekler sulandığında tüm kimyasal maddeler toprağa geçiyor. Sen kendi sağdığın sütlerin kovalarını kullanıyorsundur muhtemelen. Çiçeklerin çok şanslı.

Teşekkürler