Her halin aşırı tatlı ama koyu saç çooook yakışmış 😍

Kiraz I feel you sis. Ailem Ankara'ya ilk geldiklerinde kapıcı olarak çalışıyorlardı. Servis yoktu o zaman ama maaş da yoktu. Yalnızca ücretsiz 1 odalı sobalı bir kapıcı dairesinde kalıyorduk. "kapıcılık" olayı zaten başlı başına çok travmatik bir durum. Bana kimse sen kapıcı kızısın dememiş olsa bile ben sürekli üst katlardaki komşuların evlerinin bizim olduğunu hayal ederdim. Babam çok çalışırdı 2. sene bir araba almıştık sırf binadakiler bunlar artık fakir değil çıkaralım daireden derler diye senelerce uzaklara park ederdi arabayı. Bok gibi insanlar o kadar çok ki. Senin hep fakir kalmanı bir adım ilerlememeni istiyorlar.

Ortaokulda anne babanin meslegi sorulurken resmen titriyodum sira bana gelene kadar gözlerim doluyor kalbimde carpinti oluyodu. Babam öldü demek o an ortam icinde o kadar zor bir şeydi ki. Öğretmenler neden böyle bir sey yapar ya

Adını Feriha Koydum mu?!?? Sonunda uzmanı olduğumuz bir konu geldi çok şükür ✍🏼✍🏼

✨gabak gibi dangırdıyok✨

Emir Sarrafoğlu bekleyen bana tarikat yurdu sahibi amca şoku

Adını Feriha Koydum’da Zehra, Feriha’nın o kapıcı dairesinden kurtulması için her zaman destek çıkıyordu. Feriha’nın apartmanda iş yapmaması için gerekirse kendisi yapıyordu. Kitapta Dilek, adını feriha koydum’daki Cansu sanırım Feriha da onlara gidiyordu bayılıyordu onların evine ve kıyafetlerinin çoğu Cansu’nundu hatta odasındaki dekorları bile o evden. Dini konular ile ilgili olarak sadece Feriha’nın babası namazında niyazındaydı. Sadece onu giyme çok açık, ahlaksızlık tarzında ‘dinsel’ baskılar vardı. Bir de kadınlar yapamaz erkekler yapabilir gibi klişe tabular vardı. Kitaptaki kadar dini kullanmamışlardı ama İstanbul’a geldik bozuldunuz, İstanbul bizi bozdu gibi göndermeleri vardı çokça. Feriha’nın erkek kardeşi de kız osursa kıskanıyordu aynı kitaptaki gibiydi her zaman aşağıya çekmeye çalışıyordu götüne kodumun mehmeti erkeklik gUrURu kırılıyodu tabii Feriha’nın başarılı olduğu her an

Limon yemenin ayıplanması gerçekten gerçek bu arada. Benim anneannem bir gün limon yerken, kaynanası "Bunun şeyi büzüşmüştür, hastalıklı bu çocuğu olmaz" demiş herkesin içinde. Daha neler neler kitap çok gerçekçi hiç abartı değil, çok iyi yansıtmış

ŞU SAÇLARIN GÜZELLİĞİNDEN BAHSEDEBİLİR MİYİZ ACABA????!!!

Kitap kötü değilmiş. Sadece hikayesinden dolayı çocuklara uygun değil. Zaten ben anlamıyorum bu ülkede çocuklara önerilen kitapları... Ömer Seyfettin'in kol, kafa kesmeli hikayeleri, Kemalettin Tuğcu falan. Pedagoglara sorsalar keşke.

Bu ülkede zengi olmak istediği söylediğin zaman neden sanki kötü biriymişsin de kötü bir şey istiyormuş gibi dawranıyorlar

Meryem, öğretmenlerin önermesi ve sınıflara okutulmasından bahsettikten sonra Kiraz'ın 18 yaşında olma detayı dikkatimi çekti. Anasınıfında staj yaparken staj hocam (ki anasınıfı öğretmeni oluyor harika birisi) ile çocuk kitapları hakkında konuşuyorduk ve kendisi kitap karakterinin yaşının hitap ettiği çocuktan büyük olmaması gerektiğini söylemişti. Daha küçük olursa çocuk zaten o yaşı yaşayıp karakterle yine de bağ kurabileceğini yaşıtsa daha da iyi olacağını söylemişti. Eğer büyükse çocuğu o yaşta hissetmeye ve düşünmeye zorluyor kurgu da olsa gereksiz yere olgunlaştırıp kalıcı izler ve silinmeyen hatıra bırakıyormuş. Çok ilginç gelmişti aklıma geldi konuyla ilgili olarak paylaşayım dedimmmm 18 yaşındaki bir kızın hikayesini gidip 10-11 yaşa önermek manyaklık cidden...

Lisede en yakın arkadaşımın babası ölmüştü ve her " baban ne iş yapıyor" sorusuna babam öldü diyordu. Öğretmenler de başın sağ olsun çok üzüldüm vs diyorlardı. Onlar için 5 saniyelik konuşma arkadaşıma eziyet oluyordu. Öğretmenlere ne kadar sinirlendiğimi hala hatırlıyorum. Şu an 3 senelik öğretmenim ve asla hiçbir zaman böyle bir soruyu öğrencilerime sormayacağım. Öğrencisini tanımak isteyen öğretmen bilgi formu göndersin nedir yani atla deve mi?

Sevgili Maria, çektiğin bütün videolar için minnettarım. Hayatım sakin gözükse de ailemden psikolojik olarak baskı görüyorum. Karışık anksiyete ve depresif bozukluğum var, geçenlerde kriz geçirirken abim "şu pencereden atla da kurtulalım senden" dedi... Videoların sayesinde yanlız olmadığımı hissediyorum, bunun için çok ama çok teşekkür ederim.

Kapıcılara yapılan muamele gerçek. Bizim apartman görevlisini de bundan 1 2 yıl önce ikna etmeye çalışmışlardı her sabah evlerimize ekmek getirin falan diye ama olmadı çok şükür. Diğer apartmandaki arkadaşlarıma gittigimde duyuyordum yok ekmeği geç getirdin yok neden telefonu açmadın. Çocuklarını da ezikliyor bok gibi davranıyorlardı. Bundan 2 3 yıl önce böyleyse o dönemde nasıldı kim bilir. Yaşadıkları evleri de unutmamak gerek. Eski apartmanlarda zemin katın da 1 2 kat altında oturuyorlardı cok zor olmalı gerçekten. Su an en üst katta ya da o apartmana yakın bir yerde oturaviliyorlar sanırım.

Bizim apartmanda da vardı böyle siyasal islamcı zengin bir aile tam Şule Yüksel Şenler standartlarında. Karısı sürekli bana hediyeler alır, İslami çizgi filmler izletir, din dersi verirdi. Her gün giderdim. Şu an ne oldu mesela dinsiz ve solcu bir kimse oldum. Bence yalnız değilim.

Yalnız Kiraz sınıfta yaşıtlarından iki yaş büyük. O yaşlarda gelişim çok hızlı olduğundan bırakın yaşı, aylar bile önemli. O yüzden çok akıllı değil, sadece daha yaşlı. Tabii sınıftakilerden ileri olacak.

Başta intiharın eşiğinde dedin ya aklıma geldi yazayım. O intihar bunalımını en iyi anlatan kitap Peyami Safa'nın Mahşer kitabıydı. Öyle bir an geliyorki o bunalımı siz de karakterle birlikte aynen yaşıyorsunuz. Öyle psikolojinizi etkiler size kötü hissettiriyor gibi değil. Hani bir gerilim filminde kendinizi çok kaptırıp karalterle birlikte aşırı gerilirsiniz ya, aynen öyle işte. Kitabın iyiliği ya da kötülüğünden bahsetmiyorum. Karakterin intihar etmeye kalkıştığı o kısım çok çok etkileyiciydi. Sonda da başka bir karakterle " hayat güzel değil ama büsbütün çirkin de değil" temalı konuşması sonunda ana karalterle birlikte sizin de içinize su serpiyor. Peyami Safa gibi yazabilmek isterdim. Neyse niye bu kadar övdüysem adamı

1:08:37 cuma gunu okuldaydım, kantine iniyordum. benim saçlarım kıvırcık ve gür olduğundan biraz farklı duruyor. babam evden çıkarken ''tarzan gibi olmuşsun bu hal ne'' tarzında bir şeyler söylemişti. her neyse işte merdivenlerden inerken alt sınıfımdan bir kız bana ''saçların gerçekten çok güzelmiş'' diyerek geçti... o kadar sevinmiştim ki böyle bir de aşırı tatlı söylemişti. insanlar bu sözlere nasıl kayıtsız kalabiliyor anlamıyorum.

Jigolo mehmetin bu halleri gözlerimi yaşarttı hahahahahahahaha

Ben böyle büyüdüm. 99 depreminden sonra ailemin maddi durumu kötüleşmişti bodrum katta oturuyorduk annem kira karşılığı apartmanın merdivenlerini siliyordu. Benden bir yaş küçük bir kız vardı annemin kuzeninin çocuğuydu zihinsel olarak pek sağlıklı değildi. Çocukluğumun tamamı ona ödev yaptırmak-yapmak- onu oyalamakla geçti. Hatta birlikte gidecekleri yerlere beni de götürüyorlardı ona gözkulak olmam için. Onun eski kıyafetlerini giydiğimi de hatırlıyorum. İkinci sınıfa geçtiğimde babam toparladı, taşındık ama yine de annem beni bulduğu her fırsatta oraya götürmeye devam ediyordu. Orta sona kadar hem ona hem kardeşine hem de onların iki kuzenine adeta bakıcılık yaptım. Uzaklaşabilmek için liseyi başka şehirde yatılı okudum. Başarılı oldum da. Yine de normal bir çocuk olmak isterdim.

Şu erken yaşta sureleri ezberletmek ve namaza başlatma olayını bende yaşadım. 20 yaşındayım şu an, o zamanlar beşinci sınıfım sınıf öğretmenimiz elimize namaz ağacı denilen bir çizelge verip her vakit namazı kılıp kılmadığımızı kontrol ederdi. Sürekli cehennem anlatır şimdiden kapanın derdi. Arkadaşımla yabancı müzik dinliyoruz diye annelerimizi arayıp kızlarınız bunları dinliyor dinden çıkıyor diye bizi şikayet etmişti. Ve belki aklıma gelmeyen daha bir sürü şeyle bizi tehdit ediyordu. O zaman bana yaşattığı travmayı anlatmam mümkün değil. Uykularımdan oluyordum.

Ben de 97’liyim. Babaannem ve bir grup kadın sırasıyla birbirlerinin evlerinde toplanıp zikir çekerlerdi. El ele tutuşup zikir çekerler kendilerinden geçerlerdi. Kadının biri özellikle odanın köşesinden başlar kafasını sallaya sallaya kapıya kadar uçardı. 😂 Deli gibi korkardık o kadından tüm çocuklar.

Kitaptan çıkardığın ve bizim önümüze serdiğin düşünceler o kadar değerli ki, seni her dinlediğimde daha çok aydınlanıyorum. Çok parlak bir bireysin Meryem. Kendini geliştirmen bize de inanilmaz bir motivasyon veriyor bu konuda.Yıllardır aradığım youtuber olduğunu fark ediyorum

Öznur Yıldırım'ın Yabancı kitabıyla ilgili kesinlikle video çekmen gerekiyor Maria. Ediz Çağıran'ı gömmezsen ölecekmişim

Kitapla dizi arasındaki benzerlikler şimdilik şunlar; 1. Kızın ailesi kapıcı. 2. Kız gerçekten yaşadığı hayattan memnun değil ve sınıf atlamaya çalışıyor. Ama annesi dizide kıza bu kadar kötü davranmıyor tabii aksine bu işlerle ilgilenmesini pek istemiyor, okuyup çok iyi yerlere geleceğini hayal ediyor hep kadın. 3. Dizide de kız apartmanda oturan bir kızın eskilerini giyiyordu. 4. Kızın abisi de (dizide ikizler bu arada) yine böyle Feriha'nın hep Cansulara çıkmasından şikâyet ederdi, hep laf çarpardı kıza o zenginlere özeniyor diye. 5. Dizide de bu sefer kız üniversitedeyken yalan söylüyordu işte ben kapıcının kızıyım diyemediği için onu zengin kızı sanan arkadaşlarını bozmuyodu, zengin gibi davranıyordu yalan söylüyordu kısacası. (*) Bu arada Feriha (Hazal Kaya) senin merak ettiğin tiplerle bir araya gelmiyor pek yani Kur'an kursuna falan gitmiyor ama bir ara kızı zorla Halil diye bi adamla nişanladılar, o adamın böyle cemaat abileri gibi bi tipi, giyimi vardı, Feriha onu hiç sevmiyordu tabii ki. 😂

Adını Feriha Koydum dizisinde de kapıcının kızı o diye sürekli aşağılama vardı. Cansu yani apartmanda ki arkadaşı sınavı kazanamadı diye üvey annesi şey diyordu bir kapıcı kızı kadar olamadı diye... sonra Ferihaya sorduklarında falan bu aşağılama yüzünden yalan söylemişti okuldakilere Emire çünkü bir kere falan oturup konuşacaklar, okulda falan arada görücekti, yani amacı sınıf atlamak değildi sadece ayrım yapmayıp aşağılanmak istemedi. Yalan söylemesini onaylamıyorum ama aynı burada ki gibi aşağılanıyordu ve çevresi ailesi sığ bir düşünceye sahipti hep kapıcı kızı diyip duruyorlardı. O yüzden biraz empati yapınca anlıyor gibiyim ve arkadaşının eski kıyafetleri aynı buradaki gibi veriyorlardı Ferihaya

11:20 o yıllar çok da uzakta değil, apartmanımızdaki görevli her sabah 57 daireyi dolaşıp siparişlerini alıyor hala daha. Ben 19 yaşındayım doğduğumdan beri aynı kişi çalışıyor. Gerçekten çok üzülüyorum adam 50li yaşlarına geldi hala daha böyle ağır bir iş yapmak zorunda. Apartmandaki diğer insanların da gocunmadan utanmadan sipariş vermesi bana çok tuhaf geliyor. Tabii apartmandaki yaşlılar için gerekiyor böyle bir hizmet ama eli ayağı tutanın da sipariş vermesi ne bileyim...

Maria koyu saç renkli makyaj DEHŞET güzel olmuş müthiş müthiş 💜

10:20 bu konu gerçekten çok ilginç bence çünkü benim babaannem de köyde doğup hala orada yaşayan biri ve maalesef aynen böyle cümleler kuruyor.Ne zaman bizimle konuşsa "kızım biz cahiliz, okumadık siz bizim gibi olmayın" der genel olarak benim gördüğüm köyde yaşayan insanlarda böyle bastırılmış ve kabullenilmiş bir eziklik duygusu var

Babasının mesleğini açıkça söylemek istemeyen çocukların serbest meslek demesi ve öğretmenin ısrarla serbest meslek de ne iş yapıyor işte diye sorması

Uzun saç inanılmaz yakışmış Meryem yaaaa. Kısa da yakışıyor, uzun da yakışıyor, pembe de yakışıyor, siyah da yakışıyor aşığım aşık 😍🌺!

Iyyy annemin sürekli ben ortaokula başladığımda "yaşıtların hep Gülten Dayoğlu, İpek Ongun falan okuyor (haklıydı) sen hiçbir şey okumuyorsun" demesine içerlenip halk kütüphanenesinden okuduğum ilk kitap. Gülten Dayıoğlu yazısını görünce anneme yaranmak için direkt almıştım kitabı hatta. Lise sona geldim, kitabı hala dün okumuşum gibi hatırlıyorum. O zamandan beri bir daha hiç genç kız romanı okumadım, hatta İpek Ongun kitaplarının kapakları iğrenç olduğu için elime almayı bile düşünmedim :d Teşekkür anne

bok gibi bookları ve kadın seri katilleri gereksiz fazla sevdiğimi fark ettim. ama bence nadir de olsa arada kendi sevdiğin, okurken zevkten dört köşe olduğun kitapları da bize sunabilirsin. çünkü gerçekten kitap incemelerin hoşuma gidiyor 🥺

YABANCI kitabını bilen bilir 😏 bu serinin nirvanası olma potansiyeli çok yüksek! Ediz çağıranla crriiinge festtt

Son günlerim çok kötü geçiyor, bu gece de ataklarımın ve uyku felçlerimin sonucu sığınanbildiğim tek yer burası. Teşekkürler Maria, bir yerlerde birilerine sarılabiliyorsun.

Sıkıntı bence şu, kitap boyunca Kiraz'ın bir çocuk olarak etrafındaki yetişkinler tarafından travmatize oluşunu okuyoruz yetişkin bir bakış açısıyla bunu sindirmek ve hikaye olarak okumak kolay ama çocukken okuduğumda ben de Kiraz'la birlikte travmatize oluyor gibi hissetmiştim çünkü ben de kiraz gibi kitapta geçen çoğu tema için küçüktüm. Dediğin gibi normalde bu seride incelediğin kitaplara kıyasla o kadar bok gibi book sayılmaz ama çocuklara pazarlanması çok yanlış.

Öğretmen kişiliğinden mi bilmem ama paragrafları açıklamada gayet temiz ve netsin. 5-10 yaşında çocuk bile bir şeyler anlar, fark eder seni dinlerken.

13 yaşında falan okumuştum ben, oldukça türk filmivari olduğu için beğenmemiştim, bi de şu "sen şimdi yeşil bir kirazsın SENİ BEN KIZARTICAM" kısmı baya korkunçtu djıfkgpg bu arada 2. kitabı da var sonu çok ilginç, kiraz çok başarılı bi iş insanı olduktan sonra gidip yine bi iş insanı japonla birlikte oluyo, adam buna sakuram diyo falan shdofkfkf yani kirazın başına gelenlerden sonra tekrar hayata atılıp başarılı olması hoş bi mesaj tabi ama kitap bi türlü arabesklikten kurtulamıyor, o yüzden bok gibi booktur diyorum ben

40:55 babaannenin evinde mevlüt vardır ve bi anda bütün teyzeler headbang yapmaya başlar VE SEN KORKUDAN ALTINA EDERSİN

Ortaokulda iken ogretmenim hep Gulten Dayioglu okuyun derdi.Ama konulari benim hosuma gitmezdi bende gidip daha cok dunya klasiklerine yonelmistim, ogretmenim bunu gorunce benimle dalga gecerdi.”Ne bu sen filozof mu olacaksin da bunlari okuyorsun?!”diyordu.Su an onlari okudugum ve o aptal ogretmenim gibi olmadigim icin kendinle gurur duyuyorum. Su an seninle ayni dusuncelere sahip olmak beni cok mutlu ediyor. Tesekkurler bu guzel yorumlarini bizimle paylastigin icin

5 yıl kapıcı dairesinde yaşamış, kapıcılık yapan bir ailenin çocuğu olarak söyleyebilirim ki insanların temizliğe gelen kişilere davranışı kişiye göre değişiyor. Kimisi halden anlayan, insan yerine koyan naif insanlarken kimisi de para veriyoruz canını çıkartalım der gibi davranıyor. Ve gözlerini sizin bilgisiz biri olduğunuza o kadar inandırmış oluyor ki bir konu hakkında bilgili bir yorum yaptığınızda, görgü kurallarına uyduğunuzda, onun yapabildiği bir işi gayet güzel yapıp ortama göre giyindiğinizi gördüklerinde şaşırıyorlar. Bazen anneme sırf akıllarında olan kapıcı, temizlikçi, çöpçü betimlemesine uymuyor diye ön yargılı, kırıcı laflar sokmaya çalışan kişilere rastlamıştım.

uyku iptal video izliyoz

Din konusu dışında aşırı benziyor diziye. Ama annesi Feriha'ya karşı kaba değil hatta iyi bir yerde okuyup kendini kurtarmasını istiyordu. Dizide Feriha pek konuşkan değil hiçbir zaman sınıf atlamak istediğini dile getirmiyor. Ama hayatından memnun olmadığını söylediği oluyordu. Emir'e parası için aşık olmuyordu kısaca.

öğretmenimin beni ayağa kaldırıp anne ve babamın mesleğini sormasından hep korkardım. meslekleri ile ilgili bir sorunum yoktu fakat o dönemlerde yeni boşanmışlardı ve bu benim için travmaydı çocukken. babamın mesleğini söylediğimde ismini hiç duymadıklarını, nerede çalıştığını soruyorlardı. farklı şehirlerde olduğumuz için söylemeye utanırdım. yalan söylemezdim, doğruyu söylediğimde ise anlam veremezdi öğretmenimiz tuhaf tuhaf bakardı. çocukluk işte kendimi bok gibi hissederdim.

Nasıl zort diye burdayız ama.. 💜

Gülten Dayıoğlu ben küçükken kitaplarını su gibi içtiğim yazarlardandı. Yeşil Kiraz yüzünden linçlendiğini duyunca üzüldüm ve şaşırdım. Ama senin dediğin gibi bu eser aslında, belki de çocukluktan bu yana yaptığı gözlemlerden oluşuyor. Doğru veya yanlış diye karar vermek okuyucuya kalmış. Edebiyatta bunun ayrımını çok iyi yapmak gerek. Birçok ünlü yazar da sadece gözlemlediği çok çirkin olan şeyleri kağıda dökmüştür ve aslında bunlar eleştridir. Düşünmeden okuyan okur bunu yanlış anlar ve yazarı suçlarsa edebiyat denen şey anlamını yitirir zaten. Velhasılkelam güzel incelemen için teşekkürler, kitap hoşuma gitti Gülten Dayıoğlu'nun dilini özlemişim, alıp okumayı düşünüyorum :)

liseden iki yil once mezun oldum ve maalesef hala anne babanin ne is yaptigini soran hocalar var. ozellikle son sene gittigim okulda bursum sayesinde okumustum fiyatlari inanilmaz yuksek bir ozel liseydi. siniftaki herkes ebeveynlerinin sirket sahibi, avukat, doktor vs olduklarini soylerken babam sanayide calisiyor diyememistim. hocaya da o kadar sinirlenmistim ki bu soruyu sordugu icin, bir daha soramasin icinde kalsin diye ozellikle babam oldu dedim. hayir ya mecbur muyuz biz ekonomik durumumuzu baskalariyla paylasmaya? bu durum ister istemez bir suru kisiyi uzuyor bence.

Saat 10:20 şimdi, 11:30'da tez savunma sınavım var. Geçersem mezun oluyorum. Bekliyorum şimdi işte, beklerken Meryem'in yeni videosunu gördüm. Sanki böyle bekleme salonunda bana eşlik ediyormuşsun gibi, hep Meryem'in videoları güzel zamanlarda denk geliyor. Eşlik ettiğin için teşekkür ederim, haberin yok ama uzaktan destek oluyorsun, not in a creepy way lol :D

Şu an 30. dakikadayım ve kesinlikle çocuk yaşta bu şekilde baskılanan çocuklarda bu tutum geri tepiyor. Ben de daha 5-6 yaşlarında daha türkçe okuyup yazamazken arapça okuyup yazabiliyordum (anlamını tabii ki de bilmiyordum sadece kuran sure vs okuyup yazabiliyordum.) Ailem zorla gönderiyordu beni kuran kursuna, ufacık çocukken o saatler hiç geçmek bilmezdi hala çok net hatırlıyorum da çin işkencesi gibi gelirdi o günde 3-4 saat. Şimdi ne oldu peki? Ateistim :D

Bizim sitede de kapıcı vardı, bahsettiğim yıl 2005 falan. Ondan önceki apartmanımızda da vardı kapıcı. Ama onların çocukları küçüktü o yüzden ekmek al, bakkala git demiyordu kimse. 2005 te taşındığımız sitede kapıcının 4 çocuğu vardı ve baannemden bildiğim kadarıyla komple tüm aile apartman için çalışmalı gibi bi durum vardı. Marketten şunu al, bunu al, eskileri vericem oğlunu gönder, halı yıkicam kızını gönder... Anne babası da çocuklarını uzak tutmaya çalışıyordu bu durumdan, her şeye kendileri koşmaya çalışıyorlardı. Herkes öyle davrandığı için biz çocuklar da onları hizmetçi gibi görüyorduk. Oyunlarda bile öyle davranıyorduk. Şimdi düşününce kendimi ve ailemi yargıladım ve gerçekten çok suçluyuz.

Yurtta olduğum için yanında bir şey yiyemeden izliyorum

Adını Feriha koydum da bu kadar dini öge yoktu. Klasik "köylü fakir" yaşamıydi. Böyle giyinin aman şunu giyelim müslüman fln tarzı şeyler yoktu. Hacı Teyze olayı da yoktu ayrıca ama Ferihanin apartmanda yakın olduğu bir zengin kız vardı.

Geçen limon yedim ve artık bakire değilim

10 kez haca gideceğine ihtiyaç sahibi insanlara yardım etseler çok daha güzel olur sonuçta 10 kez gitmekte israf oluyor.

dönerken ölüsü giderdi... Bir insanın başına gelebilecek en ciddi şeylerden biri galiba hapsedilmişlik hissi. Durduk yere dert edinicem kendime 10 yıl... Bu arada konudan bağımsız kaşlarını açmak çook yakışıyo. Koyu renk saç ve açılmış kaşı aşırı iyi taşımışsın. COOL

ben bu kitabı okumadım ama gülten dayıoğlu nun diğer kitaplarını okumuştum ortaokulda. benim çocukluk yazarım diyebilirim. ben kitaplarını çok severek okuyodum. ölümsüz ece kitabı vardı mesela bi kralın kızı mıydı hatırlamıyorum. biri lanetlemişti galiba. sürekli öldükten sonra farklı bi hayatla yeniden başlıyordu. sonra taa günümüze kadar gelmişti. arkeolog bi kadınla karşılaşıyordu ve kazıda kızın gerçek mezarını buluyorlardı sonra kızın artık üstünden lanet kalkıyodu. bunun gibi çok değişik kitapları vardı ben aşırı severek okuyodum.

OHA LAN BU GÜZELLİK NE HAYVAN GİBİ İYİ OLMUŞSUN GÖZÜNĞ SEVEYİM SAÇIN KAŞIN BÖYLE DEVAM ETSİN BU NEDİR

Gülten Dayıoğlu kitapları y kuşağı tarafından en çok bilinen ama bu türden bir içeriğe konu olmamış kitaplardan olduğu için bu videoyu gerçekten keyifle dinledim, zihnine ve nefesine sağlık.

bir öğretmen anne babamın işini sorduğunda benim için bitmiştir ya saygı falan kalmıyor

Adını Feriha Koydum dizisinde Ferihanın anası dışında binada kimse kapalı değildi, ferihanın anasıda normal başörtülüydü öyle siyah çarşaflı değildi ve Ferihayada hiç böyle davranmıyordu tersine ders çalıştığı için işlere anası koşturuyordu Feriha anasına üzülüp işleri onun elinden alıyordu beyle yani

ben de 8 yaşımdan 17 yaşıma kadar hep kuran kursuna gönderildim oysaki başka şeyler yapmak isterdim tüm arkadaşlarım yaz tatilinde ne yaptıklarını anlatırken ben susardım cidden aileme bu konuda çok kızgınım beni zorla gönderdiniz de ne oldu bakın bana 😃

1:00:19 Hizmetçilerin yediği yemek resmen KYK yemek menüsü ağlıcamfjnafuehuqanwf

Köylülerin kendilerini aşağılaması maalesef kendi akrabalarımız ve köyümüzdeki insanlar sayesinde benim de farkettiğim bişeydi. Yazları şehirden köye gidince bize çok yaparlardı. Mesela kadınlara sarılınca ahırda işleri olduğu için kokuyorum miden bulanır demeleri ya da evlerine uğramaya vakit bulamayınca şehirden gelmiş bizi ne yapsın gibi laflar duyunca çok sinir olurdum. Elimden geldiği kadar mütevazi olmaya çalışıyorum ama aslında fazla tevazunun kibirden olduğunu bildiğim için böyle davranmak çok samimiyetsiz geliyor bana. Ama onlar zorluyorlar maalesef.

Normalde kitap eleştiri videolarını sevmem ve izlemeyi tercih etmem ama sen o kadar eğlenceli ve keyifli bı hale getiriyorsun ki tek oturuşta bitiriyorum ve bana farklı bakış açıları kazandiryorsun. iyi ki varsın ❤️❤️

Okuldayken babamın mesleğini sormasın yeni öğretmen diye dua ederdim. Cidden travma ya

Yaşamış biri olarak söylüyorum dünyanın en güzel şeyi ailen tarafından hep haşama giymeye zorlanıp bir gün onlarsız özgürce rahat rahat mayo bikiniyle denize girmek. Yemin ediyorum bu bazı insanların hayatlarındaki en özel ve güzel şey olabiliyor

01:04:28 Bizim bir akrabamız çocuğu mışıl mışıl uyusun tüm gece uyanmasın diye kenevir veriyormuş 2 yaşındaki çocuğuna tam yine bu yıllar. (Tabi köy orası) Birgün çocuk ertesi sabah uyanamamış sonra:( bunu hatırlattı varmış böyle yani garip şeyler

yemin ederim safe place'im bu kanal ya ciddiyim ayni videolari surekli surekli izliyorum ve asssla sıkılmayacagimdan eminim. iyi ki varsın ciddrn

benim üvey babam var ve babamla pek görüşmüyoruz. yıllardır bu böyle. öğretmen her seferinde anne babanız ne iş yapıyor diye sorduğunda hangisini söylemem gerektiğini düşünür çok stres olurdum. tabi insan büyüyünce anlıyor hangisini söylemesi gerektiğini ama yine de o yıllar küçük bir çocuk olarak aklımı karıştırıp canımı çok yakardı bu soru

Kapıcı kızı değilim ben. FERİHAYIM BEN FERİHA!!!!

Hâfız okunuşu: Haafız. Saat der gibi.

videoda bomboş otursan çay içsen yine izlerim o kadar evde hissettiriyor ki videoların, bunalımsavar mısın antistres misin

Abi çocukluğumun travması bu kitap. İlkokulda okumama rağmen bakire olduğunu kanıtlamak için Özgür'le yatmasını aşırı saçma blmştum. Zengin arkadaşı da favori karakterimdi ama yazar ve takıldığı çocuk tarafından slut shaming yemekten kurtulamıyordu tabii ki.

51:14 ‘den geldim. Anne takipci olarak bu yaz yarim saatligine tek basima yuzmek icin 3 yasindaki oglumu 20 yasindaki kardesime emanet ettim. Bir haftalik tatilde kendime ayirdigim bu 30 dk beni cok mutlu etmisti. Candan hanim loading

Sana bayiliyorum ve sacin boyle cok guzel zaten her halinle cok guzelsin 23 yasindayim ve bana oyle guzel bakis acilari katiyorsun ve bazen oyle eglenceli vakit gecirmemi sagliyorsun ki ne kadar tesekkur etsem az sana ❤️❤️❤️

Gülten Dayıoğlu'nun bütün kitapları travma yaşatıyor insana galiba. 12-13 yaşlarındayken en sevdiğim yazardı neredeyse bütün kitaplarını okumuştum. Çok akıcı, güzel bir dili var ama kitaplarının konusu çok tuhaf cidden. Hindistan'daki Ganj Nehri'ndeki atıklar ve balıklardan doğan yaratıklar, her yüzyılda reenkarne olan lanetlenmiş ölümsüz bir prenses, mistik konuları falan anlattığı karakterin nirvanaya ulaştığı değişik değişik şeyler, laboratuvarda üretilen çocuklar... Yazdıkça yeniden ürperdim şu an yetişkin kitabı bunlar ajsjajja

16:19 babam ben kucukken cogunlukla issizdi annem hemsireydi bende arkadaslar dalga gecmesin diye babama hasta bakicisi demistim tabi ogretmen bikiyordu ama sesini cikarmamisti bu benim icin cok uzucuydu ve utandiriciydi

Lütfen bu şekilde uzun videolar atmaya kitap incelemeye devam et maria! Gece uyumadan senin videolarını açıp seni dinleyerek uyumaya bayılıyorum😌

Kitap eleştirisi konusunda gerçekten çok iyisin ve kendini çok iyi ifade ediyorsun. Seni dinlemeyi seviyorum :) bu arada yeni saçların çok güzel olmuş güle güle kullan 😁

Meryem bu ne güzellik ya. Sana renkli saçı daha çok yakistirdigimi saniyordum ama sanirim rengin buymuş

Küçükken okumuştum bu kitabı kac yaşındaydım hatırlamıyorum ama çok etkilenmiştim, şuan fark ediyorum ne kadar çok kendi deneyimlerimden buldum. Anlatılan insanlar, mekanlar, olaylar bile beni küçüklüğüme götürdü yeniden.

Oha beklemiyodum birden bildirim gelince mutluluktan uçtum

7-8 yaşımdayım okumayı anca öğrenmişim babam tutturdu kuran kursu diye anneannem ve annem istemedi küçğcük çocuk türkçeyi zar zor yazıyor ne arapçası eğer ilerde isterse araştırır dedi. babam tutturdu çocuklar için güvenli değil başına bir şey gelebilirde karar kıldılar babam beni odasında eğitmeye başladı yazım kötüleşti sağdan yazmaya alışamadım dikkatim dağılıyordu anlamıyordum dişlerim çıkıyordu bu yüzden telaffuz bile edemiyordum bir gün babama sordum baba neden arapça öğreniyorum türkçesi var ya hem okuma da öğrendim okurum babam 20 saniye kadar suratıma baktı bir daha arapça çalışmadık not babam baya dindar bi adam her konuda dini sohbetine eklemeden geöemez ne kadar güzel kediler ya her tarafı mükemmel şu patilere bak diyip kediyi severdim hemen başlardı kıssalara hisselere abim deist ve babam yüzünden onu bu kadar boğduğu için olduğunu herkes biliyor

Bizim hoca eviniz kira mı diye soruyordu. Ne yapacaksın? Bize yatıya mı geleceksin?

Ayyyy meryem koyu saç koyu makyaj perfectly splendid

bence daha sonra Kemalettin Tuğcu kitaplarını incelemelisin. 2000lerde ilkokul okuyanlar pek bilmiyor ama sanırım 90lar 80lerde çok popülermiş bu yazar. Bana da küçükken babam almıştı, o kadar sefalet ve dramla doluydu ki, biraz okuyup bu nasıl çocuk kitabı deyip bırakmıştım. Arabesk kültürün kitaplara yansıması resmen. Seveni de çok, belki iyi de bir yazardır -bence değil- ama çocuklar için hiç uygun olmadığını düşünüyorum. Birkaç kitabını seçip incelemelisin bence. Belki sen beğenirsin fikirlerini çok merak ediyorum. Benim jenerasyonum pek bilmediği için kimseyle tartışamıyorum.

Saçlarına bayıldım, çok güzelsin 😍🌸!

Bizim yan binada Kapıcı Emin vardı. Bir kadın ona apartmanın hava boşluğunda halısını silkeletti adam düşüp öldü. Şaka gibi ama ne yazık ki gerçek...

Mükemmel seri💜💜💜 Tam Yataga girrmişsin Youtubda anasayfayi yeniliyorsun ve bisey yok tam kapatacakken Hooop bildirim Anlatilmaz yaşanır Saç rengin coook yakısmış bu arada ablacım😄 seviliyorsunnn....

rahmetli feriha da yalan söylemeyi severdi

28:39 ne yazık ki trt belgeselde Reşat'ın sunduğu programda Ürdün'e gitmişti. Orada kadın dayanılmaz sıcaklarda çarşaf ve peçeyle tarlada çalışıyordu, tarla işini kadına yaptırıyorlarmış. Bir de ramazan ayını hiç düşünemiyorum islam coğrafyası için.

Bu inceleme çok hoşuma gitti nedense. Normalde asla açıp okumayacağım bir kitaptan bir sürü şey öğrenebilirmişim onu anladım.

Ohaa resmen bu kitabi bu seri için önermeyi 3 gün önce düşünüyodum çekmişsin. Resmen temiz kalpliyim 🥰🥰

“Daha Adil Bir Dünya Mümkün” kitap incelemesi bekliyoruz.

Şöyle keşfette gidiyordum ve bir an dedim ki ohaa nasıl güzel olmuş çok güzel olmuşsun 💚

bu kitabı ilk okuduğumda 5-6. sınıftaydım kiraz regl olduğunda annesi babasına söyleyip aman biliyomus gibi yapma utanır çocuk diyordu ilk regl olduğumda çok utanıyordum acaba benim annem de babama söylemiş midir kesin söylemiştir diye çok uzun sure babamdan utanmıştım

Ben çok severdim Gülten Dayıoğlu özellikle Barbat Dağının Esrarı ve Hindistan'da geçen reankarnasyonla alakalı olan kitabı harikaydı.

lütfen devami gelsiiiiin

Maria yeni videonu sabırsızlıkla bekliyorum , neredeyse tüm incelemelerini izledim :D Yeni gelsinde artık evde sıkılmayayım diye her gün kanalı kontrol ediyorum