Kolay Yolla Kuranı Anlama ile öğrenilen bilgiler ışığında, Yasin Suresinin önemli bir kısmını anlayabiliyoruz. Bazı pratik bilgilerle birlikte, 330 kelime ve ile Kur’an’daki kelimelerin % 70'ten fazlasını öğrenerek Kur’an’ı anlama doğrultusunda büyük bir adım atıyoruz.
Müslümanların çoğu, Kur’an’ı okusam bile nasıl olsa anlamayacağım ön yargısından dolayı, Kur’an’ı anlamak için değil de sevap kazanmak için veya başka amaçlar için okumaktadırlar. Oysa ki Allah, Kur’an’ı Kerim’de 54-Kamer Suresi 17, 22, 32 ve 40. ayetlerinde tekrar tekrar "Andolsun ki biz Kur'an'ı, anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık." diye buyurmasına rağmen, Müslümanların çok azı buna kulak vermektedir. Peygamber sizce neden “Ey Rabbim, kavmim bu Kur'an'ı bir kenara itip bıraktılar.” (27-Furkan:30) diye buyurmaktadır? Bir kamuoyu araştırmasına gore, Türkiye’de Kur’an’ı Kerim mealini devamlı ve düzenli okuyanların yaklaşık yüzde 5’lik bir kesim olduğu düşünüldüğünde, bu ayetin anlamı daha iyi anlaşılmaktadır.
Alak Suresi 1. ayette “Yaratan Rabbinin adıyla oku!” diye buyrulmaktadır. Bu ayetteki oku (اقْرَ) kelimesinin geçtiği diğer ayetlere baktığımızda, bu kelime ile anlatılmak istenen daha net anlaşılmaktadır.
“Oku kitabını! Bugün hesap sorucu olarak sana nefsin yeter” denilecektir. (17-İsra:14)
İşte o vakit, kitabı kendisine sağından verilen kimse der ki: “Gelin, kitabımı okuyun!” (69-Hakka:19)
“Artık, Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun.” (73-Müzzemmil:20)
Oku! Senin Rabbin en cömert olandır. (96-Alak:3)
Yukarıdaki ayetlerden görüldüğü gibi, Kur’an’ı Kerim’deki oku emri ile asıl istenen, verilen mesajı anlamaktır. Okumak, anlamaya çalışmak için metni seslendirme şeklinde olabileceği gibi, gözlerimizle de metinden takip ederek verilmek istenen mesajı öğrenme şeklinde de olabilir. Türk Dil Kurumunun yayımladığı Türkçe sözlükte “Okumak” kelimesinin anlamı; “Bir yazıyı meydana getiren harf ve işaretlere bakıp bunları çözümlemek veya seslendirmek, Yazılmış bir metnin iletmek istediği şeyleri öğrenmek, Bir şeyin anlamını çözmek” şeklindedir. Bu açıklamalar ışığında, Kur’an’ı Kerim’in oku emrine uymak için anlamını çözmeye çaba harcamamızın veya en azından mealiyle birlikte okumamızın gerektiği açıktır.
İsra suresi 36. ayette “Bir de hiç bilmediğin bir şeyin ardınca gitme; çünkü kulak, göz, gönül; bunların her biri ondan sorumludur.” hikmetince müsülümanlar olarak bilmemiz gereken şeyleri bilmemiz ve bilmediğimiz şeylerin de arkasından gitmeden kulluk vazifemizi yapmamız gerekir.
330 kelime ile Kur’an’daki kelimelerin %70’ten fazlasını bilmekle, Kur’an’ı son derece kolay anlama yolculuğuna önemli bir adım atmış olacaksınız. 5’er dakikalık 33 ders, tekrarlarıyla birlikte yaklaşık 10 saatlik bir çalışma gibi çok kısa sürede sağladığı fayda kıyaslandığında, katkısı çok büyük olacaktır. Bu öğrenme metodundaki hedef, Arapçayı bilen kişilere ilaveten, tüm Müslümanların en azından belli seviyede Kur’an’ı anlayacak seviyeye gelmesidir. Bu seviyeye gelenler, bunu daha da ileriye götüreceklerdir. Bu sayede, inşaAllah Müslümanlar olarak Kur’an’ın hayatımıza ışık tutmasına daha çok katkı sağlayacaktır.
Kuranı anlamak için ciltler dolusu kitap okumak veya şu şu ilimleri yapıp ondan sonra Kuranı anlamaya başlamak Kuranı anlamının önündeki mayınlar gibidir. Bunlardan kurtulduğunuzda Kuranı daha iyi anlamaya başladığınızı göreceksiniz. Geleneksel düşüncede Kuran zaten yüzde yüz anlaşılmıştır, bize düşen sadece onu uygulamaktır. Oysa nasıl uygulamada eksiklerimiz olabiliyorsa anlamamızda da eksiklerimiz söz konusu olabailir. Ancak, siz Allah'tan gerçek manada korkarsanız O size furkanı yani doğruyla yanlışı ayırma anlayışını verir. Bu anlayışa kavuşmamış isek şahsım dahil daha gidecek yolumuz var demektir ki bu birçoğumuz için böyledir.