Рет қаралды 504
Knidos Antik Kenti - Muğla
Antik dönemin ünlü merkezlerinden Kos ile Rodos adaları arasında kurulmuş olan Knidos, Karya bölgesinin en önemli merkezlerinden biri ve Halikarnassos’tan sonra bilinen ikinci bir Dor kentidir. Peleponnes’ten gelen Dorlar, Rodos ve Kos yerleşimlerinden kısa bir süre sonra Knidos kentini kurmuşlardır.
Strabon, kentin teraslar üzerinde kurulu olduğunu ve bir tiyatro gibi kıyıdan akropolise doğru yükseldiğini belirtmektedir. Gerçekten de arazinin dağlık yapısından dolayı Knidos bir teraslar kentidir.
Şehir dar bir kara parçasıyla deve boynu ya da Kap Krio olarak adlandırılan adacıkla birleşmiştir. Bunun sonucunda oluşan iki koya birer liman yapılmış, bunlardan batıdaki savaş gemileri, doğudaki ise ticaret gemileri tarafından kullanılmıştır.
Knidos, ticareti çok gelişmiş bir merkezdir. Şaraplarıyla ünlü olan kent aynı zamanda ürettiği şarapların ihracatını da yapmıştır. Kent MÖ 6. yüzyıldan başlayarak Hellen dünyasında önemli bir rol oynamıştır.
Başlıca Yapılar
Kentin hem anakara hem de ada kısmı iki yamaç üzerine yerleştirilmiştir. Knidos, plan-kare sistemine göre inşa edilmiş bir kenttir. Yani birbirine paralel uzanan sokakları paralel caddeler keser. Anakara kısmında, akropol ve kenti çevreleyen sur duvarları bulunmaktadır. Şehrin doğusunda ünlü Demeter Kutsal Alanı ve büyük tiyatro yer alır. Bu tiyatro, kente hâkim bir mevkide olup, taşları Dolmabahçe Sarayı'nın yapımında ve Kahire’de Mehmet Ali Paşa’nın sarayı ile camisinde kullanılmak üzere sökülerek kentten taşınmıştır. Günümüzde ise tiyatrodan geriye sadece duvar kalıntıları kalmıştır.
Kentin çeşitli yerlerinde bilinen 5 adet kilise mevcuttur. Doğu-batı caddesi yakınlarında bulunan kilisedeki zemin kaplama bloklarından birinin üzerinde, Arapça kazınmış yazılar göze çarpar. Kiliselerden bazılarının zeminlerinde mozaikler görülür. Ayrıca, kentin doğusunda, çok iyi korunmuş bir durumda, Hellenistik Dönem’den freskli bir villa bulunmaktadır.
Anakara kısmının kuzeydoğusunda Korinth düzende bir tapınak mevcuttur. Bu tapınağa ait mimari elemanlar, olduğu yerde dökülmüş bir vaziyette bulunmaktadırlar. Bu alanın daha batısında, adını burada bulunan yuvarlak bir yapıya ait temel kalıntılarından alan “Yuvarlak Tapınak Terası” yer alır.
Adını, bu terasta bulunan ve Tanrı Apollon’a adanmış olan tapınaktan alan terasın kuzeyinde, oturma sıraları göze çarpmaktadır. Tanrı Apollon için düzenlenen “Apollon Karneios” şenlikleri, bu alanda yapılmakta ve halk da bu sıralara oturarak şenlikleri izleyebilmekteydi. Tapınağın temeli günümüze kadar korunabilmiştir. Burada, Tanrı Apollon’a adanmış bulunan yazıtlı bir de mermer altar mevcuttur. Yuvarlak Tapınak Terasından, Apollon Terasına geçişte ise İon düzeninde, görkemli bir propylon (Antik Yunan mimarisinde anıtsal bir geçit) yer alır. Propylondan geriye devrik vaziyette birkaç sütun tamburu ve temel kısmı kalmıştır. Propylonun doğusunda ise doğuya doğru devam eden genişçe bir cadde (şehrin ana caddesi) mevcuttur.
Bu cadde, 1995 ve 1996 yılları arasında çalışılarak kısmen açığa çıkartılmıştır. Bu kazılar sonucunda, “cloacamaxima (en eski kanalizasyon sistemlerinden biri)” kadar büyük olan görkemli bir kanalizasyon sistemi tespit edilmiştir. Apollon Terasının güneyinde ise yapımında kullanılan yerel taşların pembe renginden dolayı, “Pembe Tapınak” (Pink Tempel) olarak adlandırılan bir tapınağa ait sadece temel kalıntıları mevcuttur. Bu yapı sonradan kilise olarak kullanılmıştır.
Büyük limanın hemen kuzeyinde, küçük tiyatronun batısında, burada bulunan Dionysos Tapınağı'ndan dolayı “Dionysos Terası” olarak adlandırılan alan bulunmaktadır. Söz konusu tapınak, daha sonraları kilise olarak kullanılmıştır.
Burası, en üstte bulunan teras olduğundan kentin her açıdan görülen ve her açıyı görebilen yeridir. Bu konumundan ve antik kaynakların ifadelerinden yola çıkan I.C. Love, ünlü Aphrodite Tapınağı'nın burada olduğunu ileri sürmüşse de son yıllardaki araştırmalar sonucunda, bu yapının Aphrodite ile ilgisi olmadığı, başka bir tanrıya adanmış bir tapınak olduğu anlaşılmıştır. Bu temelin civarında, altar ve geç dönem evlerinin yanı sıra, belki hazine daireleri olabilecek nitelikte küçük yapılar veya ziyafet evleri bulunmaktadır.
Yuvarlak Tapınak Terasının hemen aşağısında ise Apollon Terası yer alır.