Gerçekten öyle anlaması ve anlatması oldukça zor olmasına karşın araştırmak ve öğrenmek benim çok hoşuma gidiyor

@@Akif_Potter Bilim insanın merak duygularını kabartan bir alan. Kuantum başta olmak üzere bir çok alt disiplini insanın ufkunu genişletecek bilgiler sunuyor. Ama maalesef ülkemizde bilgi, düşünce yerine din, iman gibi ipe sapa gelmez şeyleri hayatın merkezi yapmak İçin her türlü sahtekarlığı yapan bir kesim var. İnsanın düşünce dünyasının içine edip yaşama arzusunu sömürüyorlar. Bu tarz bilim, felsefe içerikli mecralarda olmasa ne yapacağız.

Oyle hersey bi enerji

hahahah, herkes anlamadığı şeyi anlatmaya çalışıyor :)))

Kuantum üzerine bir sürü video yaptılar git izle.

@@harunkucuk_ Hangi videolar?

@@scofield529 kzfaq.info/get/bejne/gZ-kqJB1ydi7YKs.htmlsi=1tGqGeOgpesDR5NI kzfaq.info/get/bejne/o9iqmdWh2cnXgqc.htmlsi=o2ttpVvHvCnFXo46 kzfaq.info/get/bejne/ec2SlMmKnt2npGg.htmlsi=DecY7tkx0VESchWo kzfaq.info/get/bejne/n6mWY9qA0riWg5s.htmlsi=l_9hF0reTPSX4Gmy kzfaq.info/get/bejne/od51iq5026vPgZ8.htmlsi=2zsiM0miTldKjxZ7 Doğrudan kuantum ya da kuantumu da ilgilendiren birkaç videoları.

Kennedy boş yapma

Nicelik demektir quantum.. Nicelik, sınırı olan bir miktarı anlatır. Örneğin bir adet elma bir niceliktir ve bir adet pakettir.

Bir fizikci ve matematikci değilim ama yine de bildiklerimi yazayım bu konuda : Önce kuantum mekaniğinin en temel gerçeği ile başlayalım... Kuantum mekaniğinin en şaşırtıcı gerçeği maddenin varlık ve yokluk arasında dans etmesidir. Bir ay ışığı parıltısında denizde oluşan yakamozlar gibi madde bir an var ve bir an yoktur. Varlık ve yokluk arasındaki bu titreşim madde ve enerjiyi gösterir. Her yakamozun oluşumunu sağlayan bir deniz olduğu gibi her parçacığın da oluşumunu sağlayan bir kuantum alan vardır. Bu alanlar enerji alanlarıdır ve enerji seviyeleri de denebilir. Kuantum mekaniğinde bu enerji delhizleri birbirlerinin üzerinde katman katman bulunabilir. Yani üst üste konmuş sıfır hacimde cisimler gibi sürekli değil üst üste konmuş planck uzunluğundaki paketler gibidir. Klasik mekanikde bir hareket sürekli olarak tanımlanır adeta bir tenis yopunun hiç bir engele çarpmadan sonsuza kadar gitmesi gibi. Ama kuantum mekaniğinde süreklilik yoktur hareketler ve olaylar periyodik olmakla birlikde paketler halindedir. Adeta bir tennis topunun sürekli zıplaması gibi zıplama olayı periyodiktir ve belirli bir uzunluğu vardır ayrıca belirli bir zaman sürer. İşte kuantum mekaniğinde en minik olay yani en minik zıplama planck zamanı kadar sürer. Şimdi dalga mekaniğinin temeline çok sevdiğim bir analoji ile girelim : Bir çember hayal edin ve bu çemberin herhangi bir noktasında size doğru bakan ve çembere dik bir kalem yapıştırın. Hayalinizdeki bu çemberi yarım tur çevirin, pekala ne görüyorsunuz ?. Göreceğiniz şey kalemin zemine düşen gölgesinin belirli bir mesafe hareket etmesi olacaktır. Siz diğer yarım turu da çevirince belirli bir mesafe hareket eden o gölge tekrar geri aynı noktaya döner. Buna titreşim denir. İşte bu titreşim gibi evrenin en temelinde her biri bir olay olan her cisim bir titreşim hareketidir. Titreşimi yaratan şey ise işte o çemberdir yani periyodik bir harekettir. Bir çember çevirmek tabiki de periyodiktir kaç defa çevireceğinizi sayabilirsiniz. Şimdi bu çemberin altındaki zeminde kalemin gölgesi oluşmuştu, ona şimdi bir hayali halat bağlayın. Pekala ne görüyorsunuz ? Çember çevrildikce kalemin gölgesi bir ileri bir geri gider periyodik olarak ve bu gölgeye bağlı halat sallanarak bir adet dalga tepesi oluşturur. Aynen elinize bir halat alıp bir aşağı bir yukarı sallamanız gibi. Elinizi sallamanız periyodik ve sıralanabilir bir olaydır ve bu olayın sonucu da evet tahmin ettiğiniz gibi bir dalga ortaya çıkartır. Şimdi bu çemberin daha hızlı sallandığını düşünün bu durumda elinizdeki halatı daha hızlı sallamanız gibi olurdu. Böylece dalga tepeleri hem birbirine yaklaşır hem de küçülürdü. O halde demekki biz çemberi daha hızlı salladıkca halatda oluşan dalga boyu küçülüyor. Demekki bu dalga boyunu oluşturan zaman ile çemberi hızlı sallamamızı sağlayan Enerji ters orantılıdır. Matematikde ters orantılı nicelikler birbirleriyle çarpılır mesela 4.3=12 ise ve 4 sayısını iki kat azaltmamıza rağmen sonucun aynı kalmasını istiyorsak 3 sayısı iki kat artmalıdır. Öyleyse sabit bir sonucu olan her çarpım bir ters orantıyı tarif eder. Öyleyse Enerji ve zaman sonucu sabit olan bir ters orantıdadır : E. T= h ( planck sabiti) İşte bu sabit planck sabitidir ve enerji ile zamanın çarpımıdır çünkü enerji artarsa çember daha hızlı döner ve aynı mesafeyi daha kısa zamanda kat eder. Çemberin bir tam turunda geçen süreye periyod denir. Bir olaya bir periyod diyorsak bu en minik olayı oluşturan maksimum enerjinin bir sınırı vardır. Çünkü ışığın hızı aşılamaz ve çember sonsuza kadar hızlanamaz. Bu yüzden de o halatda oluşan dalga tepeleri sadece belirli bir mesafeye kadar küçülebilir. İşte bu da planck uzunluğudur. İşte bu çember analojisinde olduğu gibi bir olayı gerçekleştirecek enerji periyodiktir ve sıralıdır asla sürekli değildir. Bunu fırın analojisi ile anlayalım : bir fırında ekmeğin tanesi 10 liradır ve sizde 25 lira varsa iki adet ekmek alabilirsiniz. Kimse size iki buçuk adet ekmek vermez. İşte kuantum mekaniğine göre temel bir olayın oluşabilmesinin bir ücreti vardır ve bu ücret enerjidir. İkinci bir olay daha oluşturmak istiyorsanız o ücreti vermek zorundasınız yani bir olay oluşması için çember bir tam tur dönmelidir. Şimdi bir dalga tepesinin formuna bakın. Yukarı çıkan bir tepe ve aşağı iniyor tekrar. Bir tümsek gibi. İşte bu şeklin sol tarafı kalemin gölgesinin gidiş hareketidir ve sağ tarafı ise kalemin gölgesinin geri dönüş hareketidir. Periyodik bir olay periyodik bir titreşimdir ve bir dalga tümseği üretir. İşte bu dalga o olayın olabileceği konumların bir fonksiyonunun şeklidir. Bir parçacık veya bir nesne bir olaydır ve her olay bir titreşime sahipdir. Bu titreşimin olduğu tüm konumların toplamı bir dalga tümseğidir. Şimdi elektronu düşünelim enerjinin katman katman periyodik olduğunu yukarda anladık aynen fırındaki ekmeklerin ücreti gibi her olay katman katman ücretle oluşur. İşte elektron da cebindeki parası yani enerjisi kadar olan katmanda bulunur. Bu katmanlara enerji seviyeleri denir. Siz bir atoma fazladan enerji verirseniz bu elektron cebine giren fazladan parayla yeni bir olay yaratmaya başlar ve üst enerji katmanına hareket eder. Hareket eder derken bir anda zıplar( zamandan bağımsız) ve daha sonra her olayda olduğu gibi titreşiöin doğası gereği geri dönmek zorunda kalır çünkü çemberin diğer yarısı da döner ve gölge geri döner. İşte geri dönerken fazladab kazandığı o enerjiyi bir dalga olarak yayımlar. Aynen elinizdeki halatı sallarken oluşturduğunuz dalga gibi elektron da bu hareketiyle bir dalga oluşturur ve biz buna IŞIK diyoruz. Elektronlar potansiyel farklarla enerji kazanmaya zorlanırlarsa olayın doğası gereği geri dönerler ve titreşim yüzünden ışık ortaya çıkar. Lambalarınız böyle yanarlar. Şimdi kuantum mekaniğinin en temel noktasındaki serüven de zaten ışıkla başlamıştı desem yanılmam : 19.yy sonlarına doğru sokakları aydınlatmak için iki teknik savaş halindeydi. Bir tarafda sokakların gaz lambasıyla daha iyi aydınlatılacağını söyleyenler ve diğer tarafda bunun elektrikle olabileceğini söyleyenler vardı. Tam o anda şu akla geldi : acaba ideal bir ışık kaynağı ne olmalıydı ? en iyi patlatan ve herşeyden daha iyi olan o ışık kaynağı neydi ?. Bu soruya kafa yoran dönemin bilim insanları bunun karanlık bir boşluk olabileceğini düşündüler. Eğer bu boşluk ışıkla doldurulursa bu boşlukdan saçılan ışık yapılfığı malzemeden bağımsız olurdu ve zaten ideal bir ışık kaynağı da onu oluşturan malzemeden bağımsız olmalıydı. Bunun deneyi yapıldı ve bir boşluk etrafındaki bir tel ısıtıldı. Isıtmak elektronlara enerji vermekdir ve onlar da olayın doğası gereği ışık yayarlar. İşte bu ışık o boşluğa dolup oradan yayılır. Buna KARACİSİM IŞIMASI dediler. Ancak bu deneyde çok beklenmedik bir sonuç da ortaya çıktı. Enerji verdikce yani teli ısıttıkca karacisimden yayılan ışığın yoğunluğu belirli bir enerji seviyesinden sonra garip ve öngörülemez bir şekilde artmak yerine azalmaya ve sert bir düşüş göstermeye başlıyordu. Teli ısıtıyorsunuz ve telden çıkan ışık daha parlak oluyor ama belirli bir noktadan sonra artık ısıttıkca sönmeye başlıyor. İşte bu olay kuantum mekaniğinin doğum sancılarıydı. Bundan sonrasını anlatırsam çok uzun olur bu yüzden burada keseyim ..

​@@BilimBaykusu Çok güzel yazmışsınız. Elinize sağlık. Radyasyon yani ışıma atomun hareketinin bir yan ürünü oluyor anladigim kadariyla

@@BilimBaykusu bak yarıda kestiğin olayı çok merak ettim şuan, nedenmiş? dalga boyu değişip görülür seviyeden uzaklaştı mı?

bebar* bencede o

Evet

Galiba buralarda yenisiniz.

@@harunkucuk_ kime dediniz

@@krmzpelerinliay6985 Yorumu yazana dedim.