Рет қаралды 155,490
Sivrisinek, Kuran-ı Kerim’de Allah’ın özellikle dikkat çektiği canlılardan biridir. Sivrisinek, yapısal olarak küçük bir boyutu vardır ve işlevsel olarak insanoğlunun direkt faydalandığı bir canlı değildir. Hatta kimi zaman insanlara rahatsızlık vermesi ve çeşitli hastalıklara yol açması sebebiyle de insanlarda olumsuz bir etki bırakmıştır. Oysa sivrisinekler, dişisi ve erkeği ile değersiz ve sıradan bir canlı olmanın ötesinde üzerinde durulması ve incelenmesi gereken büyük mucizelerle dolu bir canlıdır. Allah sivrisineğe öyle yetenekler vermiş ki birazdan anlatacaklarımı duyduğunuzda gerçekten sizlerde çok şaşıracaksınız.
Cenab-ı Hak Kuran-ı Kerimde şöyle buyurmuştur:
“Ey insanlar! Size bir örnek verildi. Şimdi ona iyi kulak verin. Sizlerin Allah'ı bırakıp taptıklarınız bir araya gelseler, bir sinek bile yaratamazlar. Hatta sinek onlardan bir şey kapıp götürse, onu dahi kurtarıp geri alamazlar. İsteyen de âciz, kendisinden bir şey istenilen de!” (Hac, 73)
Bakara Suresinin 26. ayetinde de:
“Allah, (hakkı açıklamak için) sivrisinekle yahut ondan daha küçüğüyle misal vermekten çekinmez...” buyurmuştur.
Bu ayette ismi geçen sivrisinek BEÛDAT’ şeklinde yer alır. Kelimenin sonundaki ‘t’ harfi kelimeye dişil bir anlam yükler. Yani ayette sivrisineğin dişisinden bahsedilmektedir ve misal olarak özellikle dişi sivrisinek seçilmiştir!
Kuran’ın, özellikle dişi sivrisinekten bahsediyor olmasının elbette büyük bir hikmeti vardır. Ancak bu hikmet, ayetin nazil olduğu zamandan yüzyıllar sonra, bilimsel bir dizi araştırmalar sonunda ortaya çıkmıştır. İşte sivrisinekte bulunan esrarengiz özelliklerden birkaç tanesi şunlardır:
* Sinekler herhangi bir yüzeyde istediği şekilde gezinebilme özelliğine haizdir. Bunu ayaklarındaki yapışkan bir madde üreten kıllar sayesinde yapabiliyorlar. Bu kıllar sayesinde sinek düz ya da ters yüzeylerde rahatlıkça tutunabiliyor.
* Sivrisineklerle ilgili olarak genelde bilinen, onların kan emici yaratıklar oldukları ve kanla beslendikleridir. Oysa bu pek de doğru bir bilgi değildir. Çünkü sivrisineklerin tamamı değil sadece dişileri kan emer. Ayrıca dişilerin kan emme sebepleri beslenme ihtiyaçları değildir. Hem dişiler hem de erkeklerin besinleri çiçek özleridir. Dişilerin, erkeklerden farklı olarak kan emmelerinin tek nedeni, taşıdıkları yumurtaların olgunlaşmak için kanda bulunan proteinlere ihtiyaç duymalarıdır. Başka bir deyişle dişi sivrisinek sadece türünün devamını sağlamak için kan emer.
Sivrisineğin “kan emme” tekniği ise akıllara durgunluk verecek kadar detaylı ve karmaşık bir sisteme bağlıdır.
Hedef üzerine konan sivrisinek, hortumundaki dudakçıklar aracılığıyla önce bir nokta belirler. Sivrisineğin şırıngaya benzeyen iğnesi özel bir kılıfla korunmuştur. Kan emme işlemi sırasında işte bu kılıf iğneden sıyrılır.
Deri, sanıldığı gibi iğnenin basınçla deriye batırılması yöntemiyle delinmez. Buradaki asıl görev, bıçak keskinliğindeki üst çene ve üzerinde geriye doğru eğimli dişlerin bulunduğu alt çeneye düşmektedir. Alt çene testere gibi ileri-geri hareket eder ve deri üst çenenin yardımıyla adeta kesilir. Açılan yarıktan içeri sokulan iğne kan damarına ulaşınca delme işlemine son verilir. Sivrisinek artık kan emmeye başlayacaktır.
Ancak bilindiği gibi insan vücudu, damarlardaki en ufak bir zedelenme karşısında kanı anında pıhtılaştırarak, o bölgedeki kan akışını durduran bir enzime sahiptir. Aslında bu enzimin sivrisinek için büyük bir sorun oluşturması gerekmektedir. Çünkü sineğin açtığı deliğe de vücut anında tepki gösterecek, o noktadaki kan hemen pıhtılaşmaya başlayacak ve yara onarılacaktır. Tabii ki bu durumda sivrisinek kan ememeyecek demektir.
Ama sivrisinek için bu sorun tamamen ortadan kaldırılmıştır. Sivrisinek kan emmeye başlamadan önce, vücudunda salgıladığı özel bir sıvıyı soktuğu canlının damarında açtığı deliğin içine bırakmaktadır. Bu sıvı, kandaki pıhtılaşmayı sağlayan enzimi etkisiz hale getirir. Böylece, pıhtılaşma sorunu olmadan, sivrisinek besinine ulaşabilir. Sivrisineğin soktuğu yerde oluşan kaşıntı ve şişmeye neden olan da işte bu pıhtılaşmayı engelleyici sıvıdır. Bu durum, kuşkusuz olağanüstü bir işlemdir ve karşımıza doğal olarak şu soruyu çıkarır:
Sivrisinek, insan vücudunda bu tür bir pıhtılaştırıcı enzim olduğunu nereden bilmektedir? Tabi ki onu böyle inanılmaz, olağanüstü ve hayranlık verici bir sisteme sahip kılan, insanı da sivrisineği de yaratan, “göklerin, yerin ve her ikisi arasındakilerin Rabbi olan” Allah’tır.
* Sivrisinekler kanatlarını saniyede 500 defa çırpabilecek bir yeteneğe de sahiptir. İnsan, kollarını mümkün olan en hızlı şekilde çırpmak istediğinde bunu saniyeler içinde oldukça sınırlı sayıda gerçekleştirebilecektir. Ancak bir sivrisinek, kanatlarını saniyede 500 defa çırpabilecek bir yeteneğe sahiptir. Bu, Allah’ın bu küçük canlıya verdiği üstün bir yetenektir.