Bu söyledikleriniz kulaktan dolmadır bence… Rabbim neden ölümü acılı yapsın ? Siz, hep bu şekilde rivayetlerle büyüdüyseniz, Allah’ı hep acı veren, gazap eden, zulmeden bir güç olarak görerek öğrendiyseniz, bunlara HEMEN inanmanız normal… Allah RAHMETTİR. Allah NURDUR Yani SEVGİDİR. Hiç kuluna zulmeder mi ? Lütfen hocamı daha çok dinleyin ve tasavvufu daha çok öğrenin. Selametle kardeşim.

Aminn😢

merhaba devamı gelecek kanala abone olup bildirimleri açarsanız kaçırmazsınız sevgiler

Sevim Hanımcıgım ben de oğlumun hesabından yazıyorum. 10 yıl önce annem vefat etti.Dediginiz gibi hiç unutamıyorum . Bende bir uzmandan dinlemiştim. Annenizle ilgili duygularınızı iyi kötü ne varsa kağıda yazın demişti. Bunu uyguladım eskisi kadar çok üzülmüyorum. Denemenizi tavsiye ederim. İyi akşamlar .

İbadet ederek rahatlama sağlanır.Ölüm unutulmaz kayıplar ne kadar çok ise üzüntü o kadar derin oluyor.Benim düşüncem er geç hepimiz öleceğiz, bazıları ölümle genç yaşda tanışıyor bazıları geç yaşta.Sonuçta hep ölümle yüzleşeceğiz böyle bakın olaylara. Gidenler birde yaşamaya devam edenler hep var olacak.Bu dünyada düzen böyle.Ben iman ederek yaşadığım için bu düzeni kabul etmişim.

ÖNCELİKLE MEKANI CENNET OLSUN..ANNE ELBET UNUTULMAZ ..O EBEDİ ALEMİNE KAVUŞMUŞ ONA BOL DUA EDİN ,,ÇÜNKÜ ŞİMDİ ONA İHTİYACI VAR. İNSANIZ GİNAHIMIZ VAR BİLEREK YADA BİLMEYEREK ,, GÜNAHININ AFFI İÇİN RABBİM CENNETİNDE BULUŞTUR DİYE DUA EDERSENİZ PSİKOLOJİKMEN RAHATLARSINIZ

bu vıdeo yu tekrar dıkkatlı dınleyınız...

Sevim hanım,size sabır diliyorum 😓🤲🏼 Halinizi çok iyi anlıyorum. Anneciğim gittiğinde 67 yaşındaydı,ben de 42 öğle ağladım isyan ettim ki,sanırım ruhunu rahatsız ettim,bir gece yüzü asık bir şekilde rüyama girdi,topraklıydı ama bana öfkeliydi,geldim işte dedi ,sen istedin geldim. Soz verdim tamam dedim ağlamiycam diye. Hepimizin bir yas dönemi vardır, inşallah 😓 sizi de o döneminiz tamamlanır ve acınız hafifler. Cemalnur hocayı dinleyin,ölüm yan odaya geçiş gibiymiş. Tekrar sabır diliyorum. Anneciğinizin mekanı cennet olsun .

farz emir olmadıgı için oldugunu söylemişti kuranda böyle bir emir yazı yok buda yanlış bir bilgi bu yüzden gazi hocayı dinlemelisin oda kuranda böyle bir emirin olmadıgını söyler yerine mevsimine göre giyinmek emir olarak yazılmış ayetleri gazi hoca araştırmışacıklıyor tesettür geleneksel kıyafettir farz emir degildir demişti zaten bir saçın günah algılanması kadar saçma bişey yok hayvanda tüy erkekde saç bir tek kadının ki mi günah az aklınızı kullanın kuranda bile defalarca aklını kullanmazmısın düşünmezmisin diyor düşünsek böyle birşeyin yazmadıgını anlardık yazılmayan bir şeyin yazıyor demek şirktir günahtır yaradanın adına konuşmaktır bu günaha ortak olmayın cahillerin sayesinde doğru diye binlerce şeyi yanlış ögrenmişiz bir çok ayette türkçe mealde yanlış çevirilmiş art niyet sebebi ile

Kuranımız’ın çevirlerinin çoğu yetersizdir, yüzeyseldir ve yanlışlar barındırmaktadır. En önemli iki sebep şunlardır : 1. Altıncı ve yedinci yüzyılda kullanılan çok eski bir Arapça ile yazılmıştır. Ve artık o dili bütünüyle konuşan kalmamıştır. O çok eski Arapça’da: Eski Sanskritçe, eski Farsça, eski Mezopotamya dilleri (kendiniz araştırın lütfen), şu anda yaşamayan bir sürü dilden kelime kullanılmıştır. Her Arapça bilen, her ilahiyat hocası, her Medrese, her cami hocası Kitabımızı çeviremez. Çevirdi zannedilir ama içinde yanlışlar mutlaka olur. Neden : Dünya’da yukarıda saydığım eski dilleri ve Arapçanın çok eski halini bilen kaç kişi vardır ? Bu dilleri ve bu dillere ait olan, Kuran’da geçen ama : a) Mealen, Arapça’da herhangi bir anlama oturmayan, b) O ayette bir bozukluk oluşturan, c) Ayetin anlamını Kuran’ın ruhuna ters düşüren, d) Kalplerimizdeki Allah’ın Vedud ismine ters düşüren kelimeleri bilebilecek , bir avuç insan vardır yeryüzünde… Onlar kimdir ? Tarih ve dil bilimciler, Kuran çevirisi yaparken titizlik gösterip, Kuran ruhuna, yaşamın doğasına, pratiğine, Rabbimizin isimlerine ters düşen anlamlar veren kelimelerin Arapça anlamlarını çok çeşitli eski kaynaklardan araştıran, bir kelime için aylarca, yıllarca uğraşan ilahiyatçılardır… Bir örnek verirsek: Kadınların dövülmesi konusundaki ayet, hiç bir zaman Rabbimin isimleri/vasıfları ile uyuşmamaktadır. Bir ilahiyatçımız (ve diğerleri de), uzun yıllar bu kelimenin germek anlamını çalışmışlardır: “DARABE” Kelimenin gerçek anlamı, Kuzey Afrika’da 1950 lerde geçen bir filmde konuşulan Arapça duyulunca anlaşılmıştır. O filmde, bir ev kadını, aynı evde yaşadığı kocasının metresini, kocası evde yokken kovuyor ve O’nu dışarıya doğru iteklersen şöyle diyor “DARABE” Yani “GİT, UZAKLAŞ” Kendiniz o filmi izleyiniz. O bölüm Arapçadır. Dublaj yapılmamış. Umarım izah edebilmişimdir. Başka bir örnek: Kıymetli Süleyman Ateş hocamızdan bir tercümesinde şöyle denmektedir: “ İçinizden biri sıkıntı çektiğinde (özet olarak yazıyorum), Allah’ın ipini alsın ve kendini assın” Sizce Rabbim böyle bir emir vermiş olabilir mi!!! Hoca bu çeviriyi belki son yıllarda düzeltip yeni bir baskı yapmıştır. Eski baskı çevirilerini bulmalısınız. Oysa ki ayetin doğru çevirisi, sonradan yapıldığı üzere şöyledir: “ İçinizden biri sıkıntı çektiğinde (özet olarak yazıyorum), Allah’ın ipin sarılsın “ 2. Kuran çevirilerinde farklar ve yanlışlar olmasının bir başka sebebi de şudur : İnsanoğlunun yüzyıllar içinde, geleneği Kuran’a yüklemiştir. Ayrıca, o dönemde ilk müslümanları yöneten, dinden ve ahlaktan uzaklaşmış , nefsine ve güce aşık olmuş muktedirler, kendi çıkarları İçin gereken anlamları çıkarmak ve toplumu kolay sömürebilmek adına, bazı ayetleri kendi işlerine geldiği şekilde anlaşılır kılmak İçin çalışmışlar ve başarılı olmuşlardır maalesef … Yani çevirler onların anlamak istediği şekilde , toplum içinde yayılmıştır Son olarak size iki noktayı hatırlatmak isterim/ Peygamberimiz devrinde ve akabinde bir süreliğine kadın ve erkekler beraber abdest alıyorlardı. Ayrıca İslam inmeden önce ve yeni yeni yayılırken, Arap kadınları göğüsleri tam ve yarı açık gezmekte idiler. Yani memeleri görünmekte idi. Bu konuya dair meseller bulunmakta. Zaten o dönem yaşayışını anlatan tarafsız tarih kitaplarında bu bilgi mevcuttur. Ayrıca, erkeklerin de zaman zaman erkeklik organları görünmekte idi. Bu konuda da meseller mevcuttur. Dolayısı ile İslam, çıplaklığın had safhada olduğu bir topluma inmiştir desek yanlış olmaz. Kadınlara “göğüslerinizi örtün, örtülerinizi göğüslerinize indirim” Erkeklere de “ diz altına kadar örtünün” denmesinin sebeplerini buna bağlıyoruz. Selametle. Aklımızı kullanalım. Yani sadexe kendi kendimize düşünmemin yanı sıra, farklı kaynaklardan araştıralım.

evet, yeni videolar yakında kanalımda :) takipte kalın

@@simgefistikoglu Müthiş haber çok severek dinliyorum

hayır, maksat daha çok tık almak değil :) videoları kaçıranlar varsa bir hatırlatma yapmak. sevgiler :)

@@simgefistikoglu BEN YENİ GÖRDÜM YENİ KARŞIMA ÇIKTI ,, ÇOK TEŞEKKÜRLER VESİLE OLDUĞUNUZ İÇİN

Ne yaziyor

Peygamber efendimize kendileri diye saygıyla hitap ediyor.iyi dinlemissiniz.on yargimiz bizi üzer

Çünkü nefsin senin sadexe “peygamber” kelimesinin duymanı sağlıyor. Hanımefendinin , peygamberimiz için kullandığı diğer ifadeleri sana duyurmuyor. Çünkü sen ön yargın ile, şeytanın / nefsinin kölesi olmuşsun. NOT: Hiç adetim olmadığı “sen” şeklinde hitap ettim. Yaşlı bir hanıma “bu kadın” diyen bir zat, “siz” hitabını haketmiyor . Hadi yallah, halas… Rahatsız olduğun zatı dinleme!