Levent Yüksel… O doğduğunda takvim yaprakları 21 Ekim 1964’ü gösteriyordu.
Hülya Kalender ile İhsan Yüksel çiftinin çocuğu olarak Antalya’da dünyaya geldi. O doğar doğmaz annesi ve babası ayrıldı. Fakat Levent’in 9 yaşına kadar bundan haberi olmadı.
Müziğe olan ilgisi henüz 4-5 yaşlarındayken başlamıştı. Kemanı gitar gibi tutarak çalan küçük Levent, evde kendi kendine şarkılar söyleyerek iyi bir müzisyen ve aynı zamanda solist olacağının sinyallerini veriyordu.
İlkokul eğitimi için Özel Antalya İlkokulu’na kaydolan Levent, daha sonra Antalya Hızırreis Ortaokulu’na devam etti. Bağlama çalmayı da öğrendikten sonra, gitara ilgi duymaya başladı.
Hikayenin başında demiştik; annesi ve babası Levent doğar doğmaz ayrılmıştı. 9 yaşına gelen Levent olanlardan habersizdi.
O güne kadar anne dediği kişi anneannesi, baba dediği kişi babasıydı. Asıl trafik olan ise, abla dediği kişinin öz annesi olmasıydı… Ünlü sanatçı, Ayşe Arman’a verdiği röportajında şunları söylemişti;
“El bebek, gül bebek büyüdüm. 9 yaşına geldiğimde Hülya Ablam, ‘Gel Levent seninle bir şey konuşmam lazım’ dedi. Aldı beni odaya götürdü ve ‘Ben senin annenim’ dedi.”
Levent’in baba dediği dedesi de, öz dedesi değildi. Anneannesinin ikinci kocasıydı. Levent Yüksel kafaları allak bullak eden hikayesinin devamını şöyle anlatıyor;
Hülya Ablamla, yani annemle 2 sene de bir görüşüyorduk.. O hep yurt disindaydi. Lubnan'da, Kanada'da yasadi. Dort kocasi olmus. Evlenip, bosanmis, evlenip bosanmis. Beni dogurdugunda daha 17, 18 yasindaymis. Annesi de, sen hayatina devam et, Levent'e ben bakarim demis.
Bes yasindayken beni yanina almak istemis, Kanadali bir kocasi varmis ama ben anneanneme ‘‘Anneeee n'olur gelin beni alin’’ diye aglamisim. Digerleriydi yani bana annelik babalik yapan.”
Levent Yüksel’in aile trajedisi sadece çocukluğuyla kalmadı. Ünlü sanatçı, babasını ilk kez 35 yaşındayken gördüğünü Merve Yurtyapan’a şöyle anlatmıştı;
“Annem dediğim insan, annem değil. Baba dediğim insan baba hiç değil; hiçbir kan bağımız yok. Anneannem ve dedem baktı, büyüttü beni. Dedem de anneannemin ikinci eşiydi. Sonra birden bakıyorum babam diye 35 yaşında bir adam çıkıyor. Hayatımda enteresan şeyler oldu.”
Düğünlerde gitar çalmaya başlayan Levent Yüksel, lisedeyken profesyonel bir müzisyen olmaya karar verdi. Mezun olduktan sonra annesiyle birlikte İstanbul’un yolunu tuttu. Ancak birbirlerine sadece 3 ay dayanabildiler.
18 yaşında İstanbul’a ayak basan Levent Yüksel Üsküdar’daki bir Bodrum katında hayata tutunmaya çalıştı. Ünlü sanatçı Armağan Çağlayan’a verdiği röportajında o günleri şöyle anlatmıştı;
“İstanbul’a 18 yaşında geldim. 22 yaşına kadar yokluk içinde yaşadım. Bir çuval patatesim, yağım ve tüpüm vardı. O patatesi şekilden şekle sokup yiyordum. Ev kirasını ödeyemediğim günler oldu”
İstanbul Belediye Konservatuvarı’nın kontrbass bölümüne kayıt olan Levent Yüksel, eğitimi sırasında bas gitarist olarak çalıştı.
Vatani görevini Denizli Çavuş Talimgah Taburu’nda yapan Yüksel’in dağıtımı Ankara Silahlı Kuvvetler Armoni Mızıkası’na çıktı. Askerliğini bitirdikten sonra yeniden İstanbul’un yolunu tuttu.
Piyasada bilinen bir bas gitarist olan Levent Yüksel, Sertab Erener ve Levent Yüksel’in solistliğini yaptığı bir orkestrada çalmaya başladı. Levent Yüksel’in çalıştığı gece kulübü İstanbul’un bilinen gözde mekanlarından biriydi. Çok sayıda başarılı müzisyenin olduğu orkestrayı izlemeye dönemin yıldızları da geliyordu.
Bir gece Sezen Aksu, Onno Tunç ile birlikte dünyaca ünlü müzisyenler Jose Feliciano ve Lenny White da mekanın müşterileri arasındaydı. İlerleyen saatlerde Sertab Erener ve Fatih Erkoç, mekanın bu ağır misafirlerini sahneye davet etti.
Mekana eğlenmeye gelen yetenek avcısı Sezen Aksu, gözüne 2 genci kestirdi. Birisi solist Sertab Erener, diğeri ise bas gitar çalan Levent Yüksel’di.
O gece, hem Levent Yüksel’in hem de Sertab Erener’in hayatının dönüm noktasıydı. Birkaç gün sonra Levent Yüksel’in telefonu çaldı. Telefonun ucundaki kişi müzisyen Aykut Gürel’di…
Sezen Aksu’nun orkestrasında hem bas gitar hem de vokal olarak görev alan Harun Kolçak rahatsızlanınca, Minik Serçe’nin aklına Levent Yüksel geldi.
Sezen Aksu’nun orkestrasında eksik olduğunu söyleyen Aykut Gürel, Levent Yüksel’i Minik Serçe’nin provasına gönderdi.
#LeventYüksel #LeventYükselKimdir #LeventYükselHayatı