Kıymetli programlar, kıymetli insanları bize tanıtıyorlar... Teşekkürler öğrenmemizi sağladığınız için.

Size ve konugunuza teşekkürler

Şahane bir program, Rıfat Bali tek başına bir okuldur.

Teşekkür ederim, iyi günler dilerim... Selamlar, saygılar.

cok keyifli program olmus

Yalçın Küçük'ün çok katkısı olduğunu düşünüyorum. Sebateyizm konusunda yazmış olduğu kitaplar, korsan sergilerinde eksik olmazdı. İfademi mazur görün Sebateyist avına çanak tuttu, hazırladığı listelere yenilerinin eklenmesine yol verdi. Maalesef bu ülkede anti-semitik tavrın güçlü olduğunu düşünenlerdenim, tıpkı Ermeni nefreti gibi. Rıfat Bali'nin kitaplarını takip etmeye çalışıyorum ve çalışmalarını çok değerli ve önemli olduğunu düşünüyorum. Benim için "boş sada" değil, daha fazla okuru olması temennisi ile kendisine ve size teşekkür ederim. Esenlikler.

Program için teşekkürler....

Ruşen abinin çok keyif aldığı program😃

Biz kimsenin yahudi, gayrımüslüm, Ermeni, Kürt, Alevi olduğunu bilmezdik he. Bu insanlar susmak, kollektif olarak seslerini çıkarmamak, kültürlerini yaşamamak zorunda olduğundan olmasın???

1019 görüntülenme 99 beğeni, açıklaması nedir acaba?

Ruşen Bey, mensup olduğunuz Loca size Rifat Beyefendi'yi ekrana çıkar dedi sanırım. Uzatmadan kestirmeden sorayım; canlı yayına yetişemedim ama anlaşılan yakın dostunuz; soruları kendisine iletirsiniz ... 1) Yahudi katır Alayı nedir? 2) Olası bir Türkiye-İsrail çatışmasında kimden taraf olur? Yahudi cemaati için tahmini nedir? 3) Güncel Gaza katliamı için ne düşünüyor?

"Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk denir" ifadesi 1920'lerin dünyasında devrimci bir ifadedir. Eğer Tük olmayı bir tür etnik kimlik ekseninde tanımlarsak kaçımız Türk çıkar? "Ben Türk'üm" diyen hiç kimseye hiçkimse "hayır değilsin" demeye cüret etmemelidir. Rıfat Bey'in kitaplarına çalışmalarımda çok yer vermişimdir (kaynak göstererek, tezimde :)) Ancak 1930'lar ve 40'ları değerlendirirken Osmanlı son dönemini, uluslararası güç ilişkileri ve milliyetçilik akımları, işgal dönemi, Kurtuluş Savaşı ve bu süreci gerçekleştiren sınıflar, ayan-eşraf-asker-sivil memur ve şeyh/din adamı ilişkileri, bu gerilimli ilişkide devrimci modernleşmeden yana olan kesimin gücü... bütün bunların analize dahil edilmemesi meseleyi anlamayı engellemektedir. Sonunda bu konuda da kutuplaşmış bakış açısı devam etmektedir; "nefret"/ "şükret" sığlığını kastediyorum. Dilerim 21 . yüzyılda biz bunu aşabiliriz. Yayın için çok teşekkürler..

16.40 d.cündioğlu' nun bilgi edinme yontemi ve dusunce icerigi olarak ne kadar ergen duzeyde bir "fikir" adami oluşu.

.