Büyük bir devlet üniversitesinde profesörüm. Hem idari hem de akademik olarak çalışıyorum. Günlerden Pazar ve 7 saattir mesaideyim. Öğrenimimin büyük bir kısmını yurtdışındaki seçkin üniversitelerde (çift anadal) tamamladım. Öğrenim derecelerimin çoğu cum laude. Vatanıma borcum var diye yurt dışındaki işimi bırakıp döndüm. Kendi olanaklarımla kitap çıkarıp makale yazıyorum arada... Bölümüme 9 senedir bir tek öğretim elemanı alınmıyor. İş yüküme hiç girmiyorum. Doğru düzgün okuma yazması olmayan, daha çalıştığı birimi bilmeyen pek ahlaklı şahıslar ''sistem gereği'' profesör oldular, güzelce yatıp ahkam kesiyorlar. Sistem gereği tüm itirazlarıma rağmen niceleri de akademik olarak ''yükseliyorlar''. Şu anda işçi memur ile öğretim görevlisi mesai arkadaşım aynı maaşı alıyor. Bu arada, öğretim görevlisi arkadaşım nice öğretim üyesinden kat kat donanımlı. Devam edeyim mi?

Sadece üniversite için değil genel olarak acınacak haldeyiz.

Hocam buz gibi gerçekleri yüzümüze çarpıp yine uyanmamızı sağladınız teşekkürler.

Depremzedelere bağışta bulunmaya devam ettiğiniz için teşekkür ederim, gerçekten bizi unutanların sayısı her gün artıyor.

Bir prof hocamın öncesinde mesaj atıp müsaitlik durumunu sorup kabul aldıktan ve odasında olduğunu öğrendikten sonra bir arkadasım ile odasına gidip rahatsız olduğumuz konuları söylemeye gittik ( sınıflarda değil odasında ders işlemesi, ders saatlerini kafasına göre planlaması, notlandırma sistemini kendi kafasına göre uydurması gibi konular) Bizi odasına almadığı gibi kendi okulumuzun koridorundan bile kovdu ve sonrasında bana lanet ettiği bir mesaj attı. Ve aynı hocamız okulumuzda yapılan eylemler sonrasında göz altına alınan diğer öğrenci arkadaşlarımızın yanında olduğunu belirten ses kayıtları paylaştı sınıf gruplarımızda. Tezatlıklarla dolu, çürük bir akademi sistemi..

Hocam daha lise ögrencisiyim ama bilginiz ve bilginizi cesurca ifade edişiniz, çabanız bana büyük cesaret veriyor. Çoğu videonuzu konuya çok hakim olmasam da izliyorum. Umarım bu çabanızı bir gün yetkililer duyar ve birşeyler düzelir. Umarım üniversiteye geçince sizinle tanışma fırsatı bulurum. İdolümsünüz valla😅🤍

En kisa zamanda sorunlarin cözülmesi dileklerimle! Sizleri ve bagis yaptiginiz yerleri destekliyorum. Yolunuz acik olsun hocam!

hocam üniversite idari personeli olarak prof çocuklarının meslek yüksekokullara doldurulduğuna ve çalışmayan okula uğramayan hocalara yapamaz bu diye idari iş vermediklerine bizzat şahidim. ben mühendisim yüksek lisans yapıyordum prof akrabam olmadığı için bir yerlere varamayacağımı görüp bıraktım

Hatırı sayılır bir üniversitede uluslarası ilişkiler okudum. Okulum %100 İngilizce eğitim veriyordu. Sadece Türkiye Dış Politikası’nı Türkçe aldık. Bir dönem boyunca Türkiye Dış Politikasını Koç Üniversitesi’nin bir hocasının makaleleri ile tamamladık, başka bir kaynak yok sanki. Haklısınız sadece birkaç hoca çalışıyor, diğerlerine ait bir makale yok.

Her zaman yanınızdayız hocam. Şu an yaşımız genç olsada geleceğin ipleri biz vatan perver türk gençlerinin elindedir ve şu an ister yetkililer duysun ister duymasın ama bu düzen değişeçektir Allah izniyle. Dediğiniz gibi bu iş kamuoyu oluşturmakla olaçaktır. Son olarak temennim sözleriniz gençlerin (bizim) kulağımıza küpe olur inşallah

Hocam öncelikle sizi tebrik ederim.Çok güzel konulara değişmişsin. Bu sıkıntılar sadece Üniversitelerde de değil , tüm devletten maaş alanların sorunu.Yatan ile çalışan ayrışmalı , maaş ve izin ile ödüllendirilmeli. Hatta iş feshi yapılmalı, ama tarafsız kuruluş ile denetleme yapılma şartı ile. Toplum olarak zaten iyi para kazananın dünyası farklı laylaylom , gariban ise zaten sadece reels ile eğleniyor.Sorgulayacak kimse kalmadı neredeyse. Beni bu video da tek umutlandıran sizi hala kovmuyor olmaları.(KESİNLİKLE BUNU İSTEMEM İRONİ OLARAK SÖYLÜYORUM TAM TERSİNE DAHA DA SAYINIZ ÇOĞALMALI)

Hocam, bir üniversitede öğretim üyesi (prof.vs.) olarak iyi bir konum elde ettiği halde bunun hakkını vermeyenler yattığı yerden de boş durmuyorlar maalesef. Onlar etrafta bir şeyler yapmaya, filizlenmeye çalışanların canına okuyorlar. Nobel yayınlarından çıkan “Vay Tezimin Başına Gelenler: Akademik Dünyadan İbretlik Manzaralar” adlı kitabım buna dair çarpıcı örneklerle dolu. Desteğinizi bekliyorum. Selamlar.

Sırf bu tür rezillikler yüzünden bu ülkede okumaya olan inancım yıllardır kayıp. Vereceğim yıllar emekler kayıptan başka birşey olmayacak gibi hissediyorum. O yüzden yurtdışında okuyorum. Umarım bir gün elimdeki güç bu sistemi yıkıp yeni ve doğru olanı inşa edecek kadar güçlü olur. Emin olun bu videoları izleyip bırakmıyorum anlattıklarınızın çoğu aklımda ve unutmuyorum yeri ve zamanı geldiğinde elimden geleni yapıcam hocam saygılar.

2022 yks ile diş hekimliğine yerleştim. İlk dersimiz biyoistatistikti. Hocamız bizimle tanıştıktan sonra aynı sizin bu videoda bahsettiğiniz gibi bize sayılarla örnekler vererek Türkiye 'de bilim konulu bir konuşma ile derse başladı. Makalelerin aldığı atıf sayılarını söyledi, siz makale yazıyorsunuz ama sizin dediğinizin bir önemi yok dünya sizin dediginizi umursamıyor demişti . Oradan da istatistiğe giriş yaptı böylelikle bazı küçük ayrıntıların nelere mal olduğunu görmüş olduk. Hocamızın değimi ile: ayrıntıya dikkat etmeyip istatistiğin ilkelerine uygun araştırma yapmıyorlar sonra da bilim yapıyoruz diyorlar bu bilim mi? 3 kere yks ye girdim . Mezuna kaldığımda çok zorlandım, o zamanlar üniversite benim gözümde müthiş bir şeydi ama şimdi anladım ki hiç de kendimi yıpratmaya gerek yokmuş. Buradan istediğimiz bölüm için çabalamaya gerek yok gibi bir anlam çıkmasın. Tabii ki okumak istediğimiz bölüm için çabalamamız lazım :) Kendimce değinmek istedigim sey şu ki üniversite kesinlikle benim hayal ettiğim gibi çıkmadı😅. Bundan sonra ne olur bilmiyorum umarım daha iyi olur.

Hocam sadece akademide değil, her sektörde tam olarak anlattığınız şekilde süreçler yaşanmakta. Bunun için ilkokuldan başlayıp üniversiteden mezun olana kadar aldığımız temel bilimler, sosyal bilimler, yabancı dil dersleri gibi her sene ama her sene ahlak dersinin verilmesi gerektiğine inanıyorum. Ülkemizin problemidir ahlak.

Videolarinizin gerekli yerlere ulaştığını kimilerinin sevinip kimilerinin kızdığını bilmek güzel. Demek ki bir etki yaratıyorsunuz. Turk akademisine guzel katkilar sunuyorsunuz .. Öte yandan Ortadoğu'da işler maalesef ahbap çavuş yürüyor. Cok ciddi anlamda toplumsal dönüşüme ihtiyac var ama acikcasi benim umudum yok. Bu videoyu izleyip size hak verenler arasında bile kayirmayla bir yerlere gelmis insanlar vardir. Cok ciddi bir kültürel yozlasma içerisindeyiz. Kendimizi duzeltmezsek ülkemizin de düzeleceği yok

Sistemin bazen getirdikleri, götürdüklerinden fazla olabiliyor. Dolayısıyla sizin ifade ettiğiniz noktada hocam, çalışma kültürü.. Bununla ilgili çok şey yazılıp ve çizilir ama, bazı hataların hata yapılmadan önce telafi edilmesi gerekirken, ülkemize gelen felaketler ve ekonomik kriz gibi olgular yaşandıktan sonra bilim insanları önemini kazanıyor. Öte yandan bu önem kazanan bilim insanlarımızım yeterince nitelikli (genele yayılmadan söylenmiştir) olmaması ve fayda sağlamaması oldukça üzücü bir durum. Ancak işin mikro boyutunda, geçmişte aldığım eğitime (lisans & yl) nazaran söylüyorum. Çalışma kültürünün evrilmesine ve bazı noktalarda kötüleşmesine sebep olan bir yapısı olabiliyor. Tabi bu noktada genelleme yapmak doğru olmayabilir ve güzel işleri ayrım göz etmeden her zaman desteklediğimi ifade edebilirim. Bunun yanı sıra Linkidin’de buna dair bulunulan kurumun gruplaşma olmadan, değer kattığını ön görerek gurur duyulması gerekliliği ifade edilirken, bazı noktalarda bu bütünleşme mantığı gerçekleşmiyor ve grup dışı kalabiliyorsunuz, Buda bu noktada; sizin ifade ettiğiniz ötekileştirme veya desteklememe mantığına sürükleyebiliyor.

Twitter'dan kavga etmediğim akademisyen(!) kalmamıştı, gerçekleri yüzlerine vurduğunuz için tekrardan teşekkürler hocam.

Daha üniversiteye gitmedim ama lisede yaşadığım bir olayı anlatmak isterim. Meslek lisesinde okuyorduk ve bilen bilir her şeyi yarım yamalak olur öyle okulların. Gerçi pek bir sıkıntım yoktu ama bir dönem ilimizde doğal afet meydana gelmişti. Hocalarım, arkadaşlarım ve çoğu insan etkilendi bu durumdan. Yakınlarını kaybedenler oldu ve tahmin edersiniz ki inanılmaz bir ders açığımız vardı. Her günümüz boş boş oturmak ve laklak etmekti(Sadece matematik dersi ve her okulda uygulanan bir derslik okuma saati vardı ki çoğumuz uyurduk,hoca da dahil). Bir gün (tahmini bir hafta sonra) bu matematik dersinin de kesilmesi söz konusu oldu. O dönemin üst sınıf öğrencilerinin matematik hocası yoktu ve bizim dersimize bakan hocanın onlara ders vereceği, bizim ise olan tek dersimiz matematiği de bir süre göremeyeceğimiz ortadaydı. Birkaç kişi toplandık ve bu durumu müdürle konuşmak istedik. Öyle bir hale gelmişiz ki her gün keşke ders kaynasa diyen biz, şimdi de ders olmadığı için yakınıyorduk. Neyse işte,iki senedir o okulda olmama rağmen ilk kez müdür beyimizin yoluna yüz sürdük ve tahtını görme şerefine nail olduk. Odanın girişindeki iki eşli sapık sekreter (başka bir sıfat bulamadım) bir yana oda şöyle : Kocaman bir masa,koca koca çiçekler, müthiş bir balkon, odanın bir köşesi tamamen kitaplık. Görgüsüz gibi gelebilirim size ama dört senedir sırf pis diye tuvaletini kullanmadığım okul tuvaleti aklıma gelince kafam atıyor. Ha bir de gördüğümüz muamele de cabası. Aynen iletiyorum, "Siz kimsiniz ki böyle meseleleri kalkıp bana anlatıyorsunuz, beni böyle saçma şeyler için rahatsız ediyorsunuz?". Okul müdür yardımcısı afedersiniz çirkef bir kadındı, diğeri ise he he demek dışında bir işe yaramazdı. Sorsan gece gündğz kitap okur, en güzel yemeklerin çıktığı gün haricinde gelip yemekhane yemeği yemez (beleş yer bu arada), üstüne koridorda banyo terliği ile şlap şlap gezer, sapık sekreter yetmezmiş gibi sapık hademe de tanıdığıdır... Neyse işte, şuan üniversite yolu gözlerim. Allah belalarını versin, okuduysanız teşekkür ederim.

gerçekler acı olabilir ama kabullenilmesi lazım zira kusurunu görmemek en büyük kusur zaten.fakat gördükten sonrada bunun düzeltilmeye çalışılması lazım .yıllar sonra bu tarz videoların yayınlanıyor olmasıda bu gerçeğin artık örtbas edilmemesi ve edilmemesi gerektiği gerçeğindendir. bence türkiye artık yeni bir sahfaya giriyor. ve bunun için gereken gerçekler söylenmeye ve bedeller ödenmeye başlanıyor.ve tabi enkazdan sonra onarım devride başlayacaktır diye tahmin ediyorum zira türkiye artık bunu hakediyor.Ne yazıkkı söylenenler gerçek ve gerçekler kendini eğitimdede gösteriyor üniverstelerde buna şahit oluyoruz . inşaallah türkiye yine hakettiği yeri alır ve eski hüviyet-i asliyesine ulaşır .bu imkansız değil çünkü o patansiyel var.çalışmalarınızdan dolayı teşekkürler hocam

Hocam, lütfen bu tarz gerçekleri yüzümüze vuran videolara devam edin

2016 yılında KHK ile üniversiteden ayrılmak zorunda bırakılmış yakın bir tanıdığım var. O yıl henüz yeni öğretim üyesi olmuştu. O yıldan günümüze kadar hiç durmadan çalıştı. Toplam şu anda 35 e yakın SSCIE/SCI da taranan makale, toplamda 60 yakın ulusal ve uluslararası yayın, sosyal bilimlerde geliştirilen 5 yeni endeks, 1750 atıf, Nature (Scientific Data) dahil bir çok üst düzeyde dergide hakemlik ve editörlük, VU Amsterdam'da (Dünya sıralamasında 110. Sıra) 6 öğrenciye master Supervisorlüğü, üst düzey dergilerde en çok atıf alma ödülü vs. TR de hiç bir başarı karşılıksız kalmaz. O tanıdık kişi, bu yorumu yazan kişi...

Saat 5 itibariyle masa başında olmanın verdiği huzurla bu videoyu izlemek üniversiteyi türkiyede okumam gerektiğini ve elimden geldiğince ülkemin ve bulunduğum üniversitemin malum durumunu geliştirmek gayesiyle azimli ve istikrarlı bir şekilde çalışma bilincimi aktif hale getirdi . teşekkürler sevgili hocam ... nasipse ilerde görüşmek dileğiyle... anı olarak bu video için yorum yapmak istedim. Kalıcı hale gelirse ne mutlu bana... in the computer room (11.sınıf) Yusuf Tokmak 11.06.2023 11.51

Sonuna kadar haklısınız hocam. Umarım sizin gibi hocalarımızın sayısı artar. (seviliyorsunuz)

Hocam liyakatsiz ve niteliksiz torpilli insanlara videolarınızdaki gibi bu sistemde torpil ve liyakatli insan sorunu olduğunu anlatsanız, anlattığınız kişi de evet çok doğru söylüyorsun deyip hiç kuşkusuz size katılıcaklardır ama asıl sorunun kendilerinin o insanlar olduğunu hiçbir zaman göremeyeceklerdir bana göre de böyle bir sorun daha mevcut

Teşekkürler hocam sayenizde akademisyen olmaktan vaz geçtim. Fiziğe karşı çok büyük bir merak vardı bende artık üniye gitmeyeceğim ya da gidip öğrenmem gerekenlere odaklanacağım.

Ben Y kuşağıyım 87 liyim Üniversite bizim zamanımızda kazanması zor, bitirdin mi ise iş bulması yada memur olması kolaydı. Mezun az devlette ve kurumsal şirketlerde pozisyonlar boştu, bizim üniversiteli kuşak son kez ekmeğini yedi. Şimdi diploma değil işi güzelce bilip yapabilmen gerekiyo

Hocam o bahsettiğiniz grafikteki hocalara ulaşıp doğrudan çalışmayı bırakmalarinin sebebini öğrenip bunuda grafik haline getirirseniz çok çarpıcı bir çalışma olur ve yetkililer nereden başlaması gerektiğini anlayabilirler . Herşey için teşekkür ederiz ...

İyi günler hocam, Öğrenmeyi kalıcı ve hızlandırıp hızlı ders çalışma taktikleri ile ilgili bir video bekleriz. (Videolarınız çok işe yarıyor)

Hocam emeğinize sağlık, tüm akademiyi taramalıyla serdiniz. Akademiklink'in askerleriyiz.

Güzel video. Buraya bir parantez acmakta fayda var: Bilimsel bilginin de makale yayini sayısıyla alakalı olmadigi da bir sonraki tartışma konusudur (aşağıdaki bağlantıya bkz, tarihin değerli bilim adamları bugunun bati bilimi ölçüleriyle başarısız). Henüz biz daha ilk aşamayı halledememisken belki başka bir boyutta atlayış yapmaya kalkisiriz ve basarili oluruz: Sanayi-universite is birliği, ve onun sonucu bilimsel utetkenlik kazanmak (a.k.a. kaliteli makale yazmak). Asistanlık yaptığım zamanda bilimsel bilgi uretiyoruz diye yabancı literatüre katkıda bulunmaya çalışıp, kendi ülke dinamiklerimize katkıda bulunmadığımızı düşünüp akademiye yabancılaşma hissetmiştim. Buradaki soru: O sanayi is birliğinin de kapisini liyakatsiz hocalar tutarsa ne olacak (ki savunma sanayisi - ankara üniversiteleri ilişkisinde gözlemlediğim kadarıyla durum böyleydi gibi 🤐) www.experimental-history.com/p/science-is-a-strong-link-problem

Kitap gibisiniz hocam. Yarıda kalmıştı video ama yine de gelip devamına bakıyorum

Üniversite hayatımda şuana kadar gördüğüm hocaların öğrenip öğrenmediğimden çok sınavda kopya çekiyor muyum diye düşündükleridir. Kopya çekmemem için verdikleri emeğin yarısını ders anlatırken kullanmıyorlar.

Üniversite sınavına girecek tüm gençlere başarılar diliyorum. Umidinizi kaybetmeden iyi çalışın, özellikle üniversitede okurken uluslararası kaynakları ve literatürü de takip edin. En az bir yabancı dili çok iyi öğrenmeyi hedefleyin.

HOCAM SİZDEN RİCAM VİDEONUZA BİR HAFTA ARA VERMENİZ BEN ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA SONU YKSYE GİRECEM BİR SONRAKİ PAZARA ATSANIZ OLMAZ MI İZLEMEKTEN KORKUYORUM ❤❤❤❤

Ben açıklayayım hocam: 12 yıllık akademisyenim, bir çok bildirim olsa da evet 1 tane makalem var sadece. 35. Madde ile doktora yaptığım süreçte bölüm başkanımızı aşıp ta makale yapamazdin yayın işlerini belli kişiler yapardı tezimi kavga ede ede bitirdim. Döndüm geldim üniversiteme, 3-4 hoca ile dönen bir bölüm, kadromu almadan yar doclardan fazla ders vermeye başladım kadrom geldi ders sayım iyice arttı. Sonra evlendim ve üst üste iki çocuğum oldu. Pandemi oldu. Üniversitenin kresi vardi fakat kapalıydı , talepte bulununca bakabileceginiz kadar çocuk yapın denildi! Hem çocuklara bakıp hem ders anlatmak zorunda kaldik.Benim tüm vaktim samimiyetle söylüyorum derslerimi nitelikli geçirmeye geçiyor. Bekliyorum ki tatil olsun da çalışmalarımı makaleye dökeyim. Şu an üzerimde 6 tane ders var. Söylediğinizde haklılık payı var illaki, benimki de bir savunma değil ama yatmaktan başka sebepler de var. Onlara dikkat çekmek istedim. Kadın olmak, anne olmak, dersleri önemseyen öğrencileri dikkate alan bir hoca olmak, taşra üniversitesinde hoca olmak vs vs..yani yayın sayısı bir ekosistem sorunu hocam...

Hocam bende bir anımı anlatayım Hacettepe Üniversitesinde okuyorum Genel kimya dersimiz sadece slayttan okunarak işleniyordu. Doğal olarak bizde sıkılıyoruz ve uyukluyoruz(saat 9'daydı ders). Bunu hoca görünce ben sizin için burada boğaz patlatıyorum diye bize çıkışıyordu.

Hocam, mütevazılığınızı çok seviyorum. :)

Denetleme mekanizması nin çok sağlam olması gerekli. kişiler e bağlı olmadan prosedür yoluyla uygulanması gerekli. O yüzden düzelmez hocam. Genele yayılmış bu sıkıntılar.

Mezuna kaldım içimi rahatlatmak için izliyorum merhaba

Ben akedemisyen değilim ama çevremde çok fazla var. Tüm cümlelerin altına imzamı atarım. O kadar doğru ve yerinde tespitler ki. Hele ki şu maaş konusu kesinlikle olmalı. Çalışan ile çalışmayan aynı maaşı almamalı.

Zamanında üniversiteye çok anlam yüklerdim daha sonra daha mantıklı bir plan buldum şuanda diploma almak için okuyacağım sonrasında iş hayatına gireceğim lakin kademe kademe yavaş yavaş saygılar

tübitakta türkiye ikincisi olduktan sonra da videonuzu izlemek oldukça sarıyor hocam

İtiraz edenler akademinin gelişmesini arınmasını istemeyenlerdir! Bizleri böyle tiplerden ayırt edecek turnusol kağıdı AkademikLink'tir. Yine teşekkürler, yine tebrikler. Çok da şey etmeyin.

bu online eğitim dalgası beni çok tembelleştirdi gelecek dönemlerde de bu mevzular dönerse bom boş mezun olacağım...

1- Sosyal bilimde SSCI yayını nasıl yapalım 2- Haftada 40 saat ders veriyorlarsa nasıl performans gösterip biseyler yazalım. (arş. görevlisiyken daha fazla derse giriyordum başkası adına) 3- Paralı makale basan yerlerde yayınlanan makaleler performans olarak değerlendirilebilir mi? Akademik teşvikte görüyoruz nerde çapsız adam var allem edip kallem edip hileyle hurdayla 100 puanı dolduruyor. Performans dediğiniz şey ona dönerse ne olacak? 4- Üniversitelerin ödeneğinin çok bol olduğu zamanlarda da akademisyenlik yaptım o zaman da aynı şaklaban hocalar yalandan yerler bulup onları da kurulda kafaladığı adamlara konferans diye ma-aile gezmeye gidiyordu, parasını da bizden (arş. görevlisinden) tehditle almaya çalışıyordu. Bu parayı bana vermezsen seni süründürürüm tezden atarım, işinden gücünden olursun demekle kalmıyor, aleyhine kampanya başlatıyordu. Sonra da bizim yazdığımız ve ingilizceye çevirdiğimiz makale ile gezip geldiği yetmiyor doçentlik puanına yazıyor, bizim ismimizi yanına bile yazmıyorlardı. Doktorayı bitirdikten sonra 2 sene sıra bekledim ve başka bir vatandaşı (hocanın metresi olduğu gerekçesiyle) doktorayı bitirdikten 15 gün sonra kadroya aldılar. Bu konuda en çok konuşacak kişi benim. Anlatacak çok şeyim var. Senelerce mobbinge, tacize ve hakarete uğradım. İdealizm uğruna psikolojim bozuldu kliniğe yattım. Senin anlattıkların harikalar diyarı hocam. Keşke senin anlattığın seviyede olsa herşey. Benim çocuğumun öldüğü hafta bi hocanın sınavında gözetmenlik yaparken, sırada oturuyorum, ayakta durmuyorum diye soruşturma açtılar ve doktora jürimden çekildiler daha ne diyim. Ne azimi ne istikrarı hocam bu dediklerin uygar ve insanlık vasfı olanlar için geçerli. Zihniyet değişmedikçe bir şey değişeceği yok kendinizi boş yere yormayın.

Üni bitti, bu durum iş hayatında da var maalesef. Sen daha fazla özverili olursun lakin konumun herkesle eşittir. Bu da böyle bir şey işte

Videoda bir tane boş veya gereksiz anlatim yok çok iyisiniz hocam siz anlatın biz dinleyelim, aydınlanalım, farkında olalım ve değişim için çabalayalim

Ben İstanbul Üniversitesinde okuyorum, sağlık bölümler ( tıp, dış, ecza) ve diğer ölümler arasında yayın konusunda öyle bir uçurum var ki inanamazsınız. Hocam cidden gece gündüz kadar fark var.

Fizik okumak istiyordum. Son hazırlık okuyan Anadolu lisesi mezunuyken ve o zamanlar kpssden 100 alıp atanamayan öğretmenlerin hikayeleri anlatılırdı. Bir sene sonra afyonda istatistik okumaya gittim şehire 6 ay dayanabildim. Bir sonra ki sene samsunda ziraat mühendisliği. Çok alakasız yaprak gibi savruldu. İngilizcem gelişsin diye samsunda hazırlık okuyum dedim. İlk okul seviyesinde bir İngilizce ilgim kayboldu. O ara ülke iyice bozuldu. Okula ilgimi tamamen kaybettim. Hocaların durumu zaten ortada. Mühendislik desen hak getire. Ticaret yapan mühendisler dolu ülkede. Başarı ne diye sorsan bir saat konuşurlar ama totelde ne yazıkki bankada ki 000larla ölçülen bir başarı sistemi ile başbaşayız. İnsan kalitesi Herşeyin başı. Okumak kalite sahibi yapmıyor maalesef.

Size sevgi ve saygılarımı sunarım hocam çıkıp böyle açık yüreklilikle konuştuğunuz için teşekkürler.

üniye başladığım ilk yılı anladım bunu hocalar bize muhtaçlar slayt okuyup geçiyorlar aralarında toplanıp her ay öğrencilere maaş bağlamaları lazım 100-200tl baklava vs almalaları lazım derslerde çünkü biz derse geldiğimiz için para kazanıyorlar

22 yaşımda mezun oldum, öğretmenlik atamalarından 2010 yılında malum sınavların kopya mevzularından dolayı umudumu kestim özel sektöre gönül verdim 35 yaşıma kadar hem özel sektörde çalıştım hemde yüksek lisans yaptım, dosya gönderdiğim ilan sayısı 40'a yakındır. Nihayet 35 yaşımda bir Myo'ya atandım. Çevremdeki insanlar o kadar önyargılılar ki torpille atanmadığıma ikna edemiyorum. Özel sektörde maaşım akademidekinden 2 kat daha fazlaydı, atandğım kurumda da hocalar neden burayı tercih ettiğimi algılamakta güçlük çekiyorlar. Çünkü bir çoğunun gözünde herşey para... Evet özel sektör daha çok kazandırıyor ancak yıllarca çocuğuma kendime vakit ayıramadım, akademiye geçince insalığımı daha çok hissettim ve en güzeli de sevdiğim mesleği öğretmenliğimi yapabildim. Bence burada liyakatın yanı sıra mesleğini sevmek de çok önemli. Bu bahsettiklerinizi göreve başladığım ilk yıl gözlemledim, bır kısım rektörlük angaryalarıyla uğrasırken bir kısım rahat rahat dil çalışıyor, doktorasını yapıyor, akademik teşvik için puan topluyor. Bu arada bahsettiğiniz maaşı performansa göre yaparsanız yine dengesizlik çıkar hatta daha çok çıkar yine kafasını idari vs. işten kaldıramayan grubun performansı düşük olacaktır. Liyakat sağlanır, ekonomik özgürlük de gelirse tüm sorunlar ortadan kalkar. Örneğin, kapanmış bölümlerdeki biyoloji, fizik, kimya, böte mezunlarının diğer tüm bölümlere salça olmaları engellenirse büyük bir adım atılmış olur...

İstanbul ankara izmir ve birkaç büyükşehir hariç taşradaki üniversiteler çooğunlukla verimsiz malesef bunu uzaktan eğitimdeki verimsizliklerinden anlayabilirsiniz. Veya derslerde öğrenciye biriey katmak istiyorlar mı ve oraya giden öğrenci bilgi peşindemi buna bakabilirsiniz. Eğer üniversite tercihi yapacaksanız büyükşehirlern dışına pek çıkmayın derim.

Hocam neden akademide kimse bilgi paylaşmıyor. Herkes bildiğini kendine saklama peşinde. Kanalın formatı değişti ama SSCI dergilerde makale yayınlamak için bir rehber hazırlasınız çok güzel olur.

Atıl bölümler kapatılıp oradaki akademisyenler bir şekilde diğer bölümlere aktarılsa kaliteli profesörler proje yapabilecek zamanı bulabilir. Bu profesörlere haftada en fazla 12 saat derse girme yükümlülüğü verilse ve 2 yıldan daha uzun bir süre boyunca proje açmak istemeyen (yatan) profesörler görevden alınsa sistem büyük ölçüde rahatlar. Bu sayede yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin tamamı bir yandan bilimsel bir projenin parçası olurken diğer yandan öğrenimlerini görürler ve maaşlarını alırlar. Herkes ödev değil bilim yapar. Yayın sayısı artar. Tüm bunlar maddi refah olarak ülkeye döner.

Hocam ders çalışmaktan daralmıştım yatıyodum. Sağolun iyi bi yer kazanmak zorunda olduğumu hatırlattınız. Kalkıp eksiklerimi gözden geçiricem

hocam yatanları kaldırmak pek mümkün görünmüyor ama çalışanları daha çok göz önüne çıkaran, alkışlanmasını sağlayıp şevkini arttıran başka bir sistem bulunabilir mi geçici süreliğine diye düşündüm,

Cesur yürekli insanlar varmış ❤

Bu veriler anladığım kadarıyla sosyal bilimler için. Türkiye'de zaten Tıp, Mühendislik, FEF (kimya bölümü özellikle) ve Teknoloji fakülteleri üretiyor SCI makaleleri.

Evet biliyorum tamam susun lütfen😭 sınava gireceğim ben😭😭😭

Beni daha çok sinirlendiren hiçbir şey yapmadan yükselenlerin, kendini bilime adayarak çalışanların yükselip yükselmemesine karar verici pozisyona getirilmeleri. Yoksa istediği kadar para alsın, ne yapıyorsa ya da yapmıyorsa umrumda değil. Emeğinize sağlık, anlattığınız gerçekleri daha fazla yüzlerine tokat gibi çarpmaya devam hocam..

Hocam o kadar haklısınız ki. Aynı olayları ben daha üniversiteye gitmeden lisede yaşadım. Anadolu liseslerinin çoğu çöp. Öğretmenlerin hepsi yan gel osmancı maalesef. Arasından dediğıniz gibi 1 2 kişi okukun namusunu kurtarıyor. Ama o hocaları da rahat birakmayip onları da islerinden ediyorlar. Ve en kotusu tum bunlar yuzunden ben 1 yilimi kaybettim. Dediginiz gibi hicbir sey 156 sayısını aciklayamayacagi gibi hickimse benim kaybolan 1 yilimi bana veremeyecek. Daha da vahimi benim gibi bir sürü öğrencinin olmasi. Gerçekten üzücü ama mücadele etmek zorundayız. Kendimiz ve geleceğimiz için.

Parayla yüksek lisans doktora yaptırılmasın.Parayla doktor mühendis olunmasın.Kim başarılıysa o olsun .

Hocan devlette performanstan bahsetmişsiniz ancak daha öncede burada yorumlarda ayzmıştım. Zaten kurum toplam personel sayısının %10'unu geçmemek üzere yılda iki kere performans ödemesi yapılabiliyor çalışan personele teşvik için. Ancak uygulamada bu performans sürekli aynı kişilere veriliyor. Devlette çalışmayan personeli işten atabilseler öncelikle en çalışkanlar atılır, göze fazla battıkları için.

Ağızına sağlık hocam. Canımızı yaksada,içimizi karartsada-Lütfen sorunları tekrar tekrar,yüzümüze,kocaman vurmaya devam edin- Kurtuluş ancak bu şekilde olacak.Tebrik ve tşkler..

Hocam biz sizden razıyız❤

20- 25 sene önce Selçuk üniversitesinde okurken, dönemin rektörü kampus girişine kadar gelen tramvayı içeri sokmamıştı. Yıllarca o uzun yolda gidip geldik. Yaz, kış, sıcak, soğuk... Tabi gidip gelirken kendisini minnetle anar, kulaklarını çınlatırdık. Kendinin makam aracı olduğu için çok rahattı. Bir gün bile kendisini Tramvayda görmedim. Bu arada kendi oğluda aynı üniversitede hukuk fakültesinde öğretim üyesiydi. Hepsi alın teriyle bu noktalara gelmis adamlar... Yıllar sonra dünyanın en iyi on üniversitesinden birinin, profesörlerinin bisikletleriyle veya metroyla okula gelip ders verdigini gördüm. Farkı siz anlayın. Liyakat var olma, yada yok olma meselesidir. Gerisi teferruattır.

Oktay Sinanoğlu, Aziz Sancar, Fuat Sezgin vizyonuna sahip genç veya deneyimli, pırıl pırıl araştırmacılar var. Akademik hayatımın geri kalanında sadece böyle insanlarla muhatap olma lüksü istiyorum. Buna sahip olmak için çemberin dışında kalan çevrelerle ilişkilerimi koparmaya hazır ve razıyım.

Hocam bu en iyi dergiler hangileridir sosyal bilimler alanında, yüzde kaçlık dilimdeler, ne kadar aralıklarla yayın yapıyorlar, h1 Q1 ler havada uçuşuyor ama yüksek lisans savunmasını verecek biri olarak bu konularda süper bilgiliyim diyemem bu konuda da bir video çekseniz, tamam bu dergilerin nereden aranıp taranacağı hakkında bilgi sahibiym ama siz paylaşınca bu bilgileri daha bilgilenidirici oluyor ve fakir biri olarak teşvik edici oluyor hocam:)

Gercekleri dile getirilmesi guzel olmus, en azindan bunu dert eden akademisyen arkadasimizi tebrik ederim

Ne yazık ki bu anlattıklarınız sadece üniversitelerde değil özel sektör dahil tüm çalışma hayatında böyle 😢

Hocam samimisin kaliteli adasın keşke herkes siz gibi olsa Türkiye sistemi değişmez ama torpil ülkesi olunca böyle oluyor.

Meslek yapın, yarın arabanızı tamir edecek bir usta bulmak konusunda zorluk yaşarsanız şaşırmayın. Meslek eğitimi için devletin yatırım yapması gerektiğine inanıyorum. Avrupa'da, özellikle Avusturya'da olduğu gibi, bu sistem örnek alınabilir. Usta, üniversite seviyesinde eğitim almaktadır ve istediği takdirde bu eğitimle ilgili alanda üniversiteye devam edebilmektedir

Hocam bu kadar acı gerçeğin rezaletlerin hepsinin farkındayız ama şunu net bir biçim de ben söyliyim bu ülke kesinlikle böyle bir rezil ortamı hak etmedi ve hak etmeyecekte bizim ülkemizin bilim ülkesi olmaya hemen ihtiyacı var ! Umarım bu bir gün gerçekleşecek

İdari işler, eğitim ve araştırma için farklı akademisyenler olmalı bence üniversitede.

YÖK ve YÖKAK kaliteyi(!) sağlıyor sayın hocam. Sürekli angarya işler yapmaktan, raporun raporunu yazmaktan veri toplamaya, yayın yapmaya vakit bulamıyoruz. (ve işin kötüsü yayın önemli değil önemli olan bunları yapmak diyen idareciler var)

bu hayattan acı gerçeklerle ayrılacaksınız hocam ...

Lisede biyoloji ve edebiyat hocamız vardı birkaç kere torpiliniz varsa ülkede rahat yaşarsınız demişlerdi sınıfta. Öğretmenler adaletli, karakterli öğrenciler yetiştirmeli. Ben adaletli bir ailede büyüdüğüm için çok sinirlenmiştim. Aile yapısıda önemli ama ailemizden daha çok okulda hocalarımızı görüyoruz liyakat sistemi eğitime gelmeli. Bir ülkede eğitim sistemi bozuk olunca her alan bozuk oluyor.

Ben master yaptıktan sonra ya phd yapıp akademi deneyecektim ya da özel sektörde beyaz yaka. Hem Türk hem yabancı hangi hocayla konuştuysam bana "akademiden başka seni mutlu edecek bir meslek şansın varsa onu seç" dedi. Üstelik bunu hem Türkiye hem Kuzey Amerika'daki akademi sektörü için dediler. Zor iş hocam gerçekten. İşin Türkiye'deki torpil kısmı bir dert, kalifiye biriyseniz de yurtdışındaki publish-or-perish sistemi çekilecek çile değil. Vakıf üniversitelerindeki süperstar meselesi de can sıkıcı. Master'ımı Boğaziçi'nde yapıyordum. Tez yılı geldiğinde birlikte çalışmak istediğim iki hocadan birini Koç birini Bilkent kaptı, kısmen ortada kaldım. Son 5-10 yıl içerisinde Boğaziçi ve ODTÜ gerçekten vakıf üniversitelerine çok hoca kaybetti. Özellikle Koç bu konuda bir numaralı hoca hırsızıdır.

Merhabalar. Evet kime sorsanız bu sorunlar yok diyemez. En büyük sorun "peki bu sorunu nasıl çözeceğiz" iradesi yok. Öyle bir dönem de yaşıyoruz ki, işini layıkıyla yapan kişi veya tıkır tıkır işleyen bir sistem neredeyse hiç yok. En kötüsü de, bu durumu dert edinen, ne bir idareci, ne de bir halk var. Herkes halinden memnun. Çok yazık.

80'li yıllarda Yıldız Teknik'den de bahsedilidi. Artık esamesi okunmuyor.

Merhabalar hocam size bir sorum olacakti. Ben yuksek lisans yapmak istiyorumda okulumdaki bolumden iki puanla kaciriyorum ama bu sene lisansimi bitirdim ve fakulte birincisi oldum sizce basvurumu yapsam kabul edilme sansim var mi diger tum istenilen yeterlilikleri yerine getirdim. Fakulte birincisi olarak girebilir miyim? Oyle bir sansim var mi? Cevaplarsaniz sevinirim hocam.

Akademisyenlerin görevi araştırma yapmaktır. Bazen bu araştırmaların ucu kendilerine de dokunabilir. Güzel bir araştırma olmuş. Tamamını dinlemedim ancak, anladığım kadarıyla nicelik için nitelikten vazgeçilmiş. Memleketin her şehrinde bir üniversite kurmanın bir bedeli olacaktı elbette.

Sosyal bilimlerden mezun lisans öğrencisiyim. Yüksek lisansa girerken bu gerçeklerin birkaçını danışmanıma söylediğim için 'hadsizlik' ile suçlandım 'akademisyene görevini öğretiyorsun' nutuklarını dinledim. Akademiyi korumanın akademisyenin tutumlarıyla olacağını anlatmaya çalıştım fakat bu videoyu izledikten sonra ülkemizde akademinin ve akademisyenin olmadığını anlayarak danışmanıma hak verdim. akademinin olmadığı yerde akademiden söz etmek hadsizlikti.

Abi iki adımda bir apartman dairelerinde üniversitesi açtırırsan ne nitelik kalır ne kalite. Hani durumumuz şu bir tarafta bizim dershanede 1000 tane öğrenci kayıtlı diyip 20 tanesini üniversitesiye gönderiyor" nicelliğe önem veriyor" , bir tarafta da 200 öğrenci kaydı alıp 100 tanesini üniversitesiye gönderiyor. Durum bu; biz çok üniversitemiz var diye övünüyoruz ama diplomalı işsizlerimizi görmüyoruz

Ben olsam, birşey üretmeyen üniversitelerin kapısına kilit vururum. Mesela, "size 10 yıl mühlet" yoksa kapatırım bölümü, olmadı mı? Üniversiteyi kapatırım.

Sadece universite degil ki! Ben doktorami bitirdikten sonra, bir ozel sirket bana bir doktora o kadar eder mi demisti. Ingiltere'den vize cikmasi 6 saat surdu. Londra'dan sevgiler.

YÖK de geçen makale indirdim Hes ile alakalı. Acınacak halde makale. Yazının bir kısmı sağda bir kısmı solda arada sayfalar boş birbirine giren yazılar var. O makale oraya nasıl girmiş merak ediyorum

Hocam keşke incelemesini yaptığınız alanı söyleseydiniz. Çünkü bazı arkadaşlar üniversitenin tamamında hicbir bölümde iyi makale basılmamış olarak anlamış.

Altınbaş'in isminin olması gururlandı. 2022 1 Haziran itibariyle 2023 30 Mayısa kadar 6 SCI-index makalelerimle katkım oldu. Gururluyuz:))

Sınava 6 gün kala çok iyi video teşekkürler

Hocam Harikasın Harika Kalmaya Devam Lütfen!

Hocalarım tavsiye verirmisiniz ? Önlisans muhasebe okuyorum ama dgs ile ortalama bir ünide (marmara , istanbul) işletmeye geçersem hangi alanda uzmanlaşsam ? Muhasebe ve denetim yada pazarlama arasındayım

Hocam bir de kendini geliştirmemiş hocaların ogrencilere verdiyi katkıyı değerlendirseniz rica etsem. Tabi üniveristede öğrenci bireysel olarak da kenrini gelistirmeli sadece okul ogretmiyor fakat biyle hocakarin öğrenciye yapacağı katkıyı da degerlendirir misiniz?

Yurtdışı üniversitelerin yaptığı yayınlarla keşke karşılaştırdaydınız daha iyi anlardık konunun ciddiyetini

7:54 Yusuf Akçiğit hocayı iki kez Teke Tek'te izledim galiba. Durumun ne kadar vahim olduğunu verilerle grafiklerle gösteriyordu :/

Hocam inşallah "Yeter ulan ben mi uğraşıcam bu kadar sorunla?" deyip kanalı kapatmassınız.

Eğitimci değilim ancak kendi yaptığım meslekle ilgili bazen öğrencilerden sorular geliyor emin olun dörtte biri hatalı ve çocuk hiç bir şey anlamamış. Eğitim sistemi gerçekten çok kötü. Çocuğa durumu örnekle samimi bir şekilde anlattığım zaman asla unutmuyor. Bunu yapmak çok mu zor? Ben kendimi kurtardım, bana ne ile devam edersek geleceğimiz ne hale gelir? Bizim en büyük eksikliklerimiz empati yapmamak ve sorgulamamak.

Katılıyorum hocam. Tespitiniz doğru. Bunu acil düzeltmeliyiz. Peki hangi yöntemle?