Gözyaşları ile izledim ne kadar şükür edilse az gelir ne yapsakta Şeyh Muhammed Mutaa ve Haznevilerin kaddesAllahu sirrahüm ecmain haklarını ödeyemeyiz Allah c.c derecatlarını ali ve mübarek kılsın
@@user-yg4ts4zt7l مسكين الله يحفظك ويخليك يارب العالمين
@mehmetsaitagrman75674 жыл бұрын
Şeyh Muhammed Haznevi
@othmaanalothmaan70722 жыл бұрын
الله يطولنا بعمرك يابو
@mehmetsaitagrman75674 жыл бұрын
Yabommm
@alicagran512811 жыл бұрын
yaboo
@Osmanli7153 жыл бұрын
Yunus Süresi ﴿ اَلَٓا اِنَّ اَوْلِيَٓاءَ اللّٰهِ لَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَۚ ﴿٦٢﴾ اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَكَانُوا يَتَّقُونَۜ ﴿٦٣﴾ لَهُمُ الْبُشْرٰى فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَفِي الْاٰخِرَةِۜ لَا تَبْد۪يلَ لِكَلِمَاتِ اللّٰهِۜ ذٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُۜ ﴿٦٤﴾ ﴾ 62-64. Haberiniz olsun ki, muhakkak Allah’ın evliyâsı için bir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır.* Onlar, îman etmiş ve takvâya sarılmışlardır.* Onlar için hem dünyâda, hem de âhirette müjdeler vardır. Allah’ın kelimeleri aslâ değişmez (vaadi haktır). Bu müjde, büyük kurtuluştur. İzah: Âyet-i Kerîme’de geçen ″Evliyâ″ kelimesi, dostlar anlamına gelmektedir. ″Evliyâullah″ ifadesi de, Allah’ın dostları demektir. Bunlar da; Peygamberler, ulemâlar, şehitler ve sâlih kullardır. Bu hususta Allah’u Teâlâ Sûre-i Nisâ, Âyet 69’da şöyle buyurmuştur: ″Her kim Allah’a ve Resûle itaat ederse, işte onlar Allah’u Teâlâ’nın, kendilerine nîmet verdiği Peygamberler, sıddîkler, şehitler ve sâlihler ile beraberdirler. Onlar ne güzel arkadaştırlar.″ Said b. Cübeyr Radiyallâhu anhu’dan nakledilen Hadis-i Şerif’te, şöyle buyrulmuştur: سُئِلَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ أَوْلِيَاءِ اللّٰهِ فَقَالَ الَّذِينَ إِذَا رُءُوا ذُكِرَ اللّٰهُ (ابن جرير الطبرى، جامع البيان ك عن سعيد بن جبير) Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem’e: ″Allah’ın evliyâsı kimlerdir?″ diye sorulunca, buyurdu ki: ″Görüldüğü zaman, Allah’ın hatırlandığı kimselerdir.″[1] Yine bu hususta Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: خِيَارُكُمْ مِنْ ذَكَّرَكُمْ بِاللّٰهِ رُؤْيَتُهُ وَزَادَ عِلْمِكُمْ مَنْطِقُهُ وَرَغَّبَكُمْ فِى الْاَخِرَةِ عَمَلُهُ (الحكيم عن ابن عمرو) ″Meclisinde bulunacağınız en hayırlı kimseler, görüldüğünde size Allah’ı hatırlatan, konuşması ilminize bereket katan ve ameli âhirete rağbetinizi artıran sâlihlerdir.″[2] Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem bir diğer Hadis-i Şerif’inde de şöyle buyurmuştur: إِنَّ مِنْ عِبَادِ اللّٰهِ لَأُنَاسًا مَا هُمْ بِأَنْبِيَاءَ وَلَا شُهَدَاءَ يَغْبِطُهُمُ الْأَنْبِيَاءُ وَالشُّهَدَاءُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ بِمَكَانِهِمْ مِنَ اللّٰهِ قَالُوا يَا رَسُولَ اللّٰهِ أَخْبَرَنَا مَنْ هُمْ وَمَا أَعْمَالُهُمْ؟ فَإِنَّا نَحْبُهُمْ لِذَلِكَ قَالَ هُمْ قَوْمٌ تَحَابُّوا فِي اللّٰهِ بِرَوْحِ اللّٰهِ عَلَى غَيْرِ أَرْحَامٍ بَيْنَهُمْ وَلَا أَمْوَالٍ يَتَعَاطَوْنَهَا فَوَاللّٰهِ إِنَّ وُجُوهَهُمْ لَنُورٌ وَإِنَّهُمْ لِعَلَى نُورٍ لَا يَخَافُونَ إِذَا خَافَ النَّاسُ وَلَا يَحْزَنُونَ إِذَا حَزِنَ النَّاسُ وَقَرَأَ هَذِهِ الْآيَةَ اَلَا اِنَّ اَوْلِيَاءَ اللّٰهِ لَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ (هب عن عمر بن الخطاب) ″Allah’ın kulları arasında öyle kimseler vardır ki, onlar ne Peygamberdir, ne de şehittirler. Fakat mahşer günü, Allah katındaki makamlarının yüksekliğine Peygamberler de, şehitler de gıpta ederler.″ Denildi ki: ″Yâ Resûlallah! Bunlar kimlerdir, amelleri nedir? Bize haber ver, biz de onlara dost olalım!″ Bunun üzerine Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: ″Bunlar, Allah’ın kullarından bir taifedir ki, aralarında ne bir akrabalık ve ne maddi bir alâka olmaksızın, Allah için birbirlerini severler. Allah’u Teâlâ, onların yüzlerini nûrlandırır. Şüphesiz onlar, nurdan minberler üzerinde olacaklardır. İnsanlar korktuğu vakit, onlar korkmaz ve insanlar mahzun oldukları vakit, onlar mahzun olmazlar.″ Daha sonra Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem: ″Haberiniz olsun! Muhakkak Allah’ın evliyâsı için bir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır″ mealindeki Sûre-i Yûnus, Âyet 62’yi okudu.[3] Nakledilen bir Hadis-i Kudsi’de de Allah’u Teâlâ şöyle buyurmuştur: مَنْ عَادَى لِى وَلِيًّا فَقَدْ آذَنْتُهُ بِالْحَرْبِ وَمَا تَقَرَّبَ اِلَيَّ عَبْدِى بِشَيْءٍ أَحَبَّ اِلَيَّ مِمَّا افْتَرَضْتُهُ وَمَا يَزَالُ عَبْدِى يَتَقَرَّبُ اِلَيَّ بِالنَّوَافِلِ حَتَّى اُحِبَّهُ فَاِذَا أَحْبَبْتُهُ كُنْتُ لَهُ سَمْعُهُ الَّذِى يَسْمَعُ بِهِ وَبَصَرَهُ الَّذِى يُبْصِرُ بِهِ وَيَدَهُ الَّتِى يَبْطِشُ بِهَا وَرِجْلَهُ الَّتِى يَمْشِى بِهَا وَاِنْ سَأَلَنِى أَعْطَيْتُهُ وَلَوِ اسْتَعَاذَنِى لَأُعِيذُنِيهِ (خ حب ق عن ابى هريرة) ″Her kim Benim evliyâmdan birine düşmanlık ederse, Bana karşı harp ilan eyledi. Kulum Bana farz namazı kılarken yakın olduğu gibi başka bir şey ile yakın olamaz. O kulum, nâfilelere devam ettiği sürece, bu yakınlığı devam eder. Hattâ o kulumu severim. Bir kulumu seversem; onun işiten kulağı Ben olurum, Benim ile işitir. Gören gözü Ben olurum, Benim ile görür. Tutan eli Ben olurum, Benim ile tutar ve yürüyen ayağı Ben olurum, Benim ile yürür. Benden ne isterse istediğini veririm. Bana sığınır ise Ben de onu muhafazama alırım.″[4] Bu âyetlerde Allah’u Teâlâ, evliyâsına dünyâ da iken vereceği İhsan-ı İlâhiye’sini haber vermiştir. Yani Benim vereceğim dereceler yalnız âhirette değildir. Oraya mahsustur, sanmayın. Âhirette vereceklerimi bu dünyâda sağ iken de evliyâlarıma vereceğim, diye buyurmuştur. İşte bu müjde, Gurbiyet-i İlâhi’dir. Yani Allah’u Teâlâ’ya yakınlık kazanmaktır. Allah’a yakınlık kazanan bu zâtlar, daha dünyâda iken, temiz bir hayat kazanırlar. Bu husus Sûre-i Nahl, Âyet 97’de şöyle geçmektedir: ″Erkek ve kadından her kim, Mü’min olarak sâlih amelde bulunursa, elbette ona dünyâda yeniden temiz bir hayat veririz ve âhirette de onu, amellerinin daha güzeliyle mükâfatlandırırız.″ [1] Kenz’ul-Ummal, Hadis No: 1783; Sünen-i İbn-i Mâce, Zühd 4 (benzeri İbn-i Cerir et-Taberî, Câmi’ul-Beyan, c. 15, s. 120. [2] Kenz’ul-Ummal, Hadis No: 1787. [3] Beyhakî, Şuab’ul-Îman, Hadis No: 8714; İbn-i Cerir et-Taberî, Câmi’ul-Beyan, c. 15, s. 121. [4] Sahih-i Buhârî, Rikâk 38; Râmûz’ul-Ehâdîs, s. 330/3.
@ayseakan41474 жыл бұрын
🥰🥰🥰
@user-tl1kh3gh8x2 жыл бұрын
اللهم صل على سيدنا محمد اللهم احفظ شيخنا الفاضل المطاع البار الصبور الشيخ محمد مطاع قدس سره شيخ الطريقة النقشبندية الخزنوية الاب الحنون وراعي النخوة والشهامة الله يحمي علماء الشيخ ومريدين الشيخ محمد مطاع قدس سره ويحمي عتبة الشيخ قدس سره
@azersezar97194 жыл бұрын
yaboooom
@sabanklc37504 жыл бұрын
El ele tutuşarak ne söylüyor bilen varmı?
@melihtepe24352 жыл бұрын
Tarikat dersi veriyor..Ya Rabbi ben pişmanım yaptığım bütün günahlardan keşke yapmasaydım inşallah yapmam bir daha diyor karşıdaki de bunları tekrar ediyor
ياتلاميذ محمدمطاع لاتنغشوا بمطاع وملاليه وصوافيه الخونه الحواوين والله يضيعوكم وضيعوا كثيرا من الملالي والطلاب ماعندهم شيء لله كلها للدنيا والسمعه والمنافع تل خرفان عمرمن مال الفقراء واليتامى
@Ali-og7gy5 жыл бұрын
Muta Şeyh değil kendisi fakka dır diye biliyorum Şimdiki haznevi tarikatın şeyhi Şeyh Abdullah haznevi hazretleridir Şeyh Abdullah Şeyh ahmet elhaznevi nin ve Şeyh İzzeddin nin makamlarında oturuyor telmarufta kalıyor Ama fakka muta ilmini daha tahsil etmedi
@Selen99yanhesapp4 жыл бұрын
s
@gulhaznevim55794 жыл бұрын
Şeyh Muhammed {ks}'in yegane varisidir. Kurban oluruz O nun tacına .. Top yekun Resulullah {sav} varisine kurban oluruz. İslamı yayan O dur şu ahor zamanın fitneleri arasında..
@gulhaznevim55794 жыл бұрын
Fakka dediğin O büyük mürşid {ks} e saygısızlığın Rabbin hoşuna gider mi??? Akıllı ol
@gulhaznevim55794 жыл бұрын
Daha ilmini bitirmemiş kişiye sadatlar Resulullah {sav} hilafet verecek. Bi aklını kullan. Sonra yaz
@gulhaznevim55794 жыл бұрын
O MUTA {ks} dediğin Zat Mürşidi kamil {ks} senin mürşidim diye tuttuğun kişinin şeyhi ŞEYH MUHAMMED EL HAZNEVİ NİN {KS} VARİSİDİR.