İçerik hakkında söylediklerinizin geçerliğini bilemem ancak yüreğinizin genişliği için teşekkür ederim.

Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim, sağ olun. :)

Kıymetli yorumunuz için ben teşekkür ederim.

Güzel yorumunuz için teşekkür ederim, sağ olunuz. :)

Güzel yorumunuz ve temenniniz için ben teşekkür ederim, sağ olunuz. :)

Güzel yorumunuz için ben teşekkür ederim.

Mutluluğunuza vesile olmak ne güzel. Hoş geldiniz diyeyim. :)

@ Hoşbulduk. :)

Başarılar dilerim, sağ olun.

İlginiz, alakanız ve güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim, sağ olun. Vakit buldukça içerik yüklemeye gayret göstereceğim.

@ Bu yorumu destekliyorum :)

Güzel yorumunuz için ben teşekkür ederim, sağ olunuz.

Güzel yorumun için çok teşekkür ederim. İsmini de söylersen ona göre hitap edeyim. :)

@ konuşkan öğrenciniz Sudenaz Açar hocam 🙃

Nietzsche, toplumun genelini ''sürü'' olarak nitelendirdiği için oraya pek bakmaz. Kurtuluşu tek tek bireylerde arar. Aksi yöndeki ideolojilerden de tiksinir. Yorumunuz için teşekkür ederim, var olun. :)

@ ben de tesekkur ederim🙂

Katkınız ve kıymetli yorumunuz için ben teşekkür ederim.

Kıymet verdiğiniz ve güzel yorumunuz için teşekkür ederim Ahmet Bey, sağ olunuz.

@ asıl ben teşekkür ederim.

Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim öncelikle. Ben de insanları mutlak olarak eşitlemeye çalışan fikirleri doğru bulmuyorum. Bu, gerçekliğe de tamamen aykırı bir tutum. Ancak Nietzsche kadar ileri gidebileceğimi de düşünmüyorum şahsen.

@ Nietzsche bazı yerlerde görüldüğü gibi materyalist ve duyumcu filozoflara dönük olan birisi. Bunun yanında, doğa bilim keşiflerini takip eden bir filozof. Nietzsche, ortodoks marksistlerin mağdur, çileci olan proleterlerinin aslında sürü insanı olduklarını kolayca söyler, çünkü onlar gerçekten ne marksizmi ne de marx'ın felsefesinde yer eden diyalektiği bilirler. Üstelik, marx'ın aşırı eşitlikçi toplumsal yapı modeli olan Sosyalizm sürü insanın kurduğu hem insana hem de doğaya uygun değil, tabi eğer sosyalizmi kurmak isteyenler, Nietzsche'nin üst insanını da tanımalılardır. Burada marksistlere kötü bir lafım yok! Sadece artık fark etsinler ki, proleter dedikleri geç dönemlerinde, sınıf atlayıp, mülkiyete eriştiklerinde hadi sosyalizmi kuralım, diyecekler mi? Demzeler azizim demezler! Nietzsche marksistlere, pozitivistlerin yapısal-işlevselci ütopyalarına karşı eleştiri sunuyor. Ayrıyeten, bu adamcağız sadece üst insanın temsiline ve kimliğine vurgu yaparken, post-yapısalcı filozoflar daha farklı (ve galiba Nietzsche'nin istemediği) üst insanlığa erişemeden herkesin temsili ve kimliğinin, yapılar olmaksızın kuracaklarını söylüyorlar. Ben Nietzsche'yi anlıyorum, benim gibi kitap okumamış, bengi dönüşü anlamamış ve hakikat hakkında oradan oraya savrulmamış hangi birey yapının, değerlerin üstesinden gelecek sürdürülebilir bir sistem kurabilir ki! Post-yapısalcı filozof Foucault haklı ama şundan emin olmalı, üst insan öyle herkes olamaz, şundan dolayı herkesin yapıyı, değerleri bir kenara yaşamak için ne cesareti ne de önce Nietzsche'yi anlayacak birikimleri var. Neyse ki sizin gibi insanlar var. Bundan dolayı artık, Nietzsche hakkında sallamasyonlar yapamıyorlar! Ayrıca Nietzsche'yi anlamak için felsefe tarihini iyi okumak gerek!

@ Diğer konu Aslan-Ceylan hakkında verdiğiniz örnek. Buna karşı çıkıyorum, eşitlik konusunda verilen bu örnek sosyal darwinisttir. Nietzsche tabi bu örneği verirken doğa bilimcilerden çok etkilenir bazen bilmeden sosyal darwinizme kayabilir. 20.yy filozoflarını yeniden bu yüzyıl içinde okumalıyız, mesela marx, freud bizm dönemiz için çok sert fikirlere sahipler. Zizek diyor ya marx hakkında, dünyayı değiştirmeyelim yeniden yorumlayalım ve ekleme yapar. 19-20.yy filozofu, bilim insanı ve insanları dünyayı değiştirmek için çok çaba sarf etti, bence diyor zizek, gelin 21.yy insanları olarak yeniden dünyayı yorumlayalım! Bu arada ben de kanalımda Schopenhauer videosu yapmıştım eleştirinizi isterim hocam!

@@erenkaraoglu Kıymetli katkılarınız için çok teşekkür ederim. Videoyu mutlaka izleyeceğim. :)

Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. :)

Güzel yorumunuz için ben teşekkür ederim.

Şu sıra özel hayatımla ilgili bir koşuşturmaca içindeyim. İleride mutlaka devam edeceğim Çağla Hanım. Teşekkür ederim ilginiz için. :)

Güzel yorumunuz için ben teşekkür ederim. :)

Ahmet ARSLAN - İlk Çağ Felsefe Tarihi

@ Teşekkürler. İçeriklerinizin devamını dilerim.

Merhabalar yorumunuz için teşekkür ederim. Kamera karşısında konuşmaya pek alışık olmadığım için pek rahat değildim. Buradaki eleştirilere kulak veriyorum, benim için son derece kıymetli. Zamanla bunların da aşılacağını düşünüyorum. Katkınız için tekrar teşekkür ederim. :)

Güzel yorumunuz ve kıymetli katkınız için ben teşekkür ederim. Nietzsche’nin felsefesinin geleceği hakkında benzer fikirlere sahibiz.

@ videoda da söylediğiniz gibi Nietzsche üst insana hayatının sonuna doğru değiniyor ve üzerinde de (diğer meselelere nazaran) çok durmuyor. Bence kendisi de farketmiştir bu fikrin geleceğinin olmadığını. Yine de diğer varoluşçular gibi insanlara hayatın anlamsızlığını farkettirdikten sonra kendince bir yaşama motivasyonu sunduğunu düşünüyorum. Sartre de Bulantı'sında kendi değimiyle insanı varoluştan tiksindirttikten sonra hayatın anlamı yaratmaktır diyor. Ama hepimiz bir beste veya kitap yazacak durumda değiliz. Kaldı ki Tolstoy gibi ünlü yaratıcılar bile hayatın anlamsızlığı ve yaşamı sürdürmek arasındaki tutarsızlıktan yakınıyor. Hal böyle olunca Nietzsche'nin eski putları yıkıp yeni putlar yarattığını düşünüyorum. Zerdüşt ozanların sıkça yalan söylediğini, kendisinin de bir ozan olduğunu söylüyordu öğrencisine. Sizce varoluşçular bunu etik olmak için mi yapıyor yoksa gerçekten inanıyorlar mı söylediklerine? Sizin de bu tarz motivasyonlarınız var mı?

Şahsen Varoluşçuları bu hususta samimi bulmuyorum. Eğer hayat dedikleri gibiyse anlam yaratmanın da hiçbir manası kalmazdı. Nietzsche’nin üst-insan’ı da çık keskin çizgilerle ayrılmış. Hayatın hiçbir zaman bu kadar net olduğunu düşünmedim. Kendini yaratmak vesaire bunlar bana çok anlamlı içi dolu sözler gibi gelmiyor. Hayatın %70’inden fazlasının şans-talih olduğu göz ardı ediliyor. Ben bu hususta Schopenhauer’dan yanayım, gerçeği görmek ve her şeye rağmen olabildiğince vakur bir tavırla ayakta kalmak. Bir ötesi yok bence. Varoluşçu filozofların çok doğruları olmakla birlikte çözüm önerileriyle, önermelerinin örtüştüğünü düşünmüyorum.

@ Söylediklerinize katiliyorum. Nietzsche kendisini hastalıktan ziyade Schopenhauer felsefesinin düşkünlüğe ittiğini söylüyordu. Belki bu yuzden kendisini ve dolaylı olarak okurlarını kandırmayı tercih etmiştir. Yanıtlarınız için teşekkür ederim.

Merhabalar. Evet, Türkçe. İş Bankası Kültür Yayınlarından çıkan Dünyaya Yön Verenler serisi. Bu isimle bulabilirsiniz. Pek nitelikli eserlerdir, tavsiye ederim.

Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim, sağ olun. :)

arkadaki kitaplığı gördüğüm vakit aynı fikirdeydim .D

Modern Siyasal Düşünce ve Nietzsche isimli kitaba göz atabilirsiniz.

Merhabalar. Uzun zamandır pek aktif kullanmadım evet. Hatta siz deyince hatırladım varlığını iyi de oldu. :)

Aslına bakarsanız ben Schopenhauer, Sartre, Camus, Kierkegaard, Nietzsche okurken onları hep aynı masada oturan bireyler olarak tasavvur ederim. Birini okurken diğerinin fikirleri gelir aklıma. Aynı kökten çıkıp farklı dallanan düşünceler gibiler. Cioran da onların Twitter sözcüsü gibi. :) Camus ile Nietzsche arasında bağ kurmanız benim açımdan gayet normal. Fikrimce de Camus'nün Sisifos’undaki anlatım, Nietzsche'nin ve dolayısıyla Stoacıların ''amor fati'' (kaderini sev) düsturu üzerine inşa edilmiş. :)

@ Umarım bir gün de varoluşçu felsefeye ilişkin bir içerikle çıkarsınız karşımıza. ☺

Merhabalar. Öncelikle güzel yorumunuz için teşekkür ederim. Tabloyu kendi şehrimde bastırmıştım, açıkçası ben de internet üzerinde satış yapan sitelerin baskı kalitesine pek güvenememiştim. :)

@ teşekkürler :)

Bu konuda Örsan Hoca’nın güzel bir yazısı vardı. Ona göz atabilirsiniz: t24.com.tr/yazarlar/orsan-k-oymen/marx-ve-nietzsche-baglaminda-din-ve-ozgurluk,4409

@ Teşekkur ederim.

Merhaba, her ikisi de özel yapım.

Merhabalar. Bana Twitter üzerinden ulaşabilir misiniz? Konu uzun zira. :)

Doğu'dan Batı'ya Düşüncenin Serüveni, İnsan Yayınları.

@ çok teşekkür ederim o kitaplarla ilgili video gelecek mi gelirse mükemmel olur :)

@@bazsayfalar3876 Tabii ki ileride neden olmasın? :)

Güzel yorumunuz için teşekkür ederim Ali Bey. Şahsî fikrim Nietzsche'nin eserlerini kronolojik sıraya göre okumanızdan yanadır. tr.wikipedia.org/wiki/Friedrich_Nietzsche_bibliyografyas%C4%B1 bu bağlantıdan eserlerinin kronolojisine ulaşabilirsiniz. Keyifli okumalar dilerim.

Merhaba. Yorumumun doğru olduğunu garanti edemem ancak bu ifadeyi şöyle açıklıyorum ben: Nietzsche, ilk hocası Schopenhauer'dan farklı olarak arzu ve isteklerimizin reddedilmesi gereken şeyler değil aksine kucaklanması gereken şeyler olduğunu söyler. Bunların reddini, hayatın reddi olarak görür. Her arzu yeni bir arzumun tohumu da olsa bizi uçurumlara sürüklese de evetlenmelidir. Bu olgun bilgiye insanın oldukça geç bir vakitte ulaştığını da vurguluyor.

@ Değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Peki bunu sevmemizi hoş bir şey olarak mı görüyor en sonunda?

@ garip,insan nihilizme doğru kaydiktan sonra zaten kendisine soracağı ilk soru,bu dünyadaki hayatımı nasıl en mutlu şekilde geçiririm olucaktir,bunun sonucundada içindeki derin arzuları bulacaktır,bunu hayatın olgun dönemlerinde ulaştığını söylemesi garip geldi,ben hep bunun ilk bulunacak şeylerden biri olduğunu düşünürdüm, galiba insandan insana fark ediyor.

@@Sultan-mw3ko Rica ederim. Evet. Hayatı olumlamamız gerektiğini söylüyor. Arzularımız, isteklerimiz ve diğer bütün varoluşsal getirilerimiz ile bir bütün olarak insan olduğumuzu söylüyor. Dolayısıyla bunların reddini, insan olmanın reddiyle aynı kabul ediyor. Hatta ''güç istenci'' kavramı dahi tek başına çok güçlü bir arzuya dayalıdır.

@@ikarus2650 Aslında hayatı mutlu geçirmenin değil de kudretli geçirmenin yollarını arıyor daha çok kendisi. Gücün zaten mutluluğu peşinde sürükleyeceğine dair kuvvetli bir inancı var.

Kıymetli yorumunuz için ben teşekkür ederim, sağ olun. :)

Kant için ''Königsberglü Çinli'' ifadesini kullanır. İlk olarak hayatı yaşayış şekillerinin dahi çok farklı olduğunu söyleyebiliriz. Nietzsche gezgin bir isimdir, serkeştir ve son derece haşarıdır. Kant ise bunun tam tersi, tam bir disiplin insanı, üniversite kürsülerinin vazgeçilmezi olan bir filozoftur. Kant, aklı egemen kılmak isterken Nietzsche öldürülen Tanrı yerine akıl ve insan putunun yerleştirilmeye çalışıldığını, insana bir bütün olarak bakılmadığından şikayet eder. Velhasıl o, güç istencini egemen kılmak ister. Bütün değerlerin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini savunur ve Kant'ın onları sağlamlaştırmaya, bir mantık çerçevesine oturtmaya çalıştığını fark eder. Nietzsche Platon'a baktığı gözle bakar Kant'a. Onu, Hristiyan ahlâkının ve ortodoks bakışın temsilcisi olarak görür. Anlayacağınız iki uyuşmazdırlar. :)

@ anladım , teşekkür ederim çok değerli yorumunuz için

@@omerfaruksalur5245 Rica ederim.

Merhaba. İnsanı Anlamak 2 isimli eserinde Nietzsche ve Heidegger’i işler. Türkçesi bende mevcut ancak piyasada şu an bulunuyor mu bilgim yok maalesef. İdea yayınlarından çıkmıştı, çevirisi biraz ağırdır.

Sadece Nietcsche üzerine yazdığı bir kitaptan bahsettiğinizi sanmıştım. Bu bilgi aydınlatıcı oldu videonuzu galiba 9 kere baştan sona dinledim Bazı noktalara katılmasam da çıkarımlarınız gayet güzel, katılmadığım noktaları ile buradan belirtmek sanırım doğru olmaz. Video ve yorum için teşekkürler.@

Merhabalar. Anlattığım düşünürlerin fikirlerine katıldığım için paylaşmıyorum, farklı fikirleri görmeye, öğrenmeye ve aktarmaya çalışıyorum. Her akımdan düşünürlerin fikirlerini önemsiyorum. İslam filozofları hakkında da bir seri yayımlamayı düşünüyorum. Özellikle mistik olanlarla ilgili. Fakat yeterince yetkin olduğumu düşünmüyorum, çalışmalarım devam ediyor. Kıymetli katkınız, yorumunuz için ben teşekkür ederim. Saygılar.

@ evvelâ, maksadım sizi aynı düşüncede olmakla itham etmek değil idi. Sürçülisan olmuş ise affola. Niyet hayır, amel de hayır olursa; Neticede hayır olur inşaALLAH. İyi niyetli çalışmalar, hep hayırlı başarılar ile sonuçlanmıştır. Hele, "Bismillâh" diyerek bi başla. Sizinde başaracağınıza inanıyorum ve Kolaylıklar ve başarılar diliyorum.

Basit bir ironiydi. Hesaplama yapmadım. :)

liberalizmin türüne göre

@@ephallus o utangaç solculuktur

@@kira111a4 sosyal liberalizm yani

@@ephallus aynısı işte

bu yorumu arıyordum

Elbette, kaynaksız söz aktarımını eleştiren bir ironiydi. 😊

Maalesef…

Öznel ifadenin kaynağı mı olur? Ortada basit bir ironi var. Orada burada kişilerin kendi fikirlerini büyük isimlere yükleyip pazarlamalarını hoş karşılamıyorum. Neden bu kadar bozuldun, anlamadım. Kişilerden yaptığım alıntılarda, kişilere iftira atmamak için okuduğum kaynakları göstermeye özen gösteriyorum. Bu üslûp ve kararlılıkta yol yürümekten hoşnutum. Esenlikler.

@ Kaynağı olmayan öznel ifadelerin ya yüzdelerini hesaplayabiliyor olmanız ya da bu oranları belirtirken kendi fikrinizi ortaya koyduğunuz anlamına gelir ki bu da; "Kişilerin kendi fikirlerini büyük isimlere yükleyip pazarlamalarını hoş karşılamıyorum" ifadeniz ile çelişki oluşturmaktadır. Saygılar.

@@ozyurterdem Noktalı virgül değil, iki nokta olması gerekiyor. Söylediğiniz gibi cahil kalmayın. Zaten ironinin özü yüzdelik vermemde. Söylediğim ifadenin başkasına ait olduğunu söyleyip pazarlamıyorum, burada bir dilemma yok maalesef. Basit bir şakayı ciddiye alıp mesele yapmanıza üzüldüm. Esenlikler.