Zeki Müren… O doğduğunda takvimler 6 Aralık 1931’i gösteriyordu.
Kereste tüccarı Kaya Bey ile Hayriye Hanımın tek çocuğu olarak Bursa’nın Hisar semtindeki 2 katlı ahşap bir evde dünyaya geldi.
Müziğe olan ilgisi çocuk yaşlarda başladı. Henüz 3 yaşındayken şarkılar söylemeye başlamıştı bile.
İlkokulu Bursa Osmangazi İlkokulu’nda bitiren Zeki Müren, okula girdiği ilk yıl siyah defter kapaklarını plağa benzeyecek şekilde yuvarlak kesip, ortalarına yapıştırdığı kağıda ise büyük harflerle “OKUYAN ZEKİ MÜREN” yazıyordu.
Onun sesinin güzelliğini keşfedenler ise, ilkokuldaki öğretmenleri oldu. Okul müsamerelerinde başrol oynayan Zeki Müren’in ilk rolü, çobandı.
Ortaokul eğitmini Bursa’daki Tahtakale İkinci Ortaokulu’nda tamamlayan Zeki Müren’e artık Bursa şehri yetmiyordu. İstanbul’a gitmek için can atan Müren, bu arzunu babasıyla paylaştı. Ailesinden onay alan usta sanatçı, Boğaziçi Lisesi’nde yatılı olarak eğitimine başladı.
Tıpkı ilkokulda olduğu gibi lisede de okul müsamerelerinde rol aldı. Arkadaşları onun sesine o kadar hayrandı ki, ders aralarında bile şarkı söyletiyorlardı.
1949’da lise eğitimine devam ederken, sinema yönetmeni ve senaryo yazarı Arşavir Alyanak’ın babası ve ünlü musiki üstadı Agopos Efendi ile, udi Kirkor Efendi’den dersler almaya başladı. Aynı yıl, ilk şarkısı ve akrostişi, ‘Zehretme Bana hayatı cananım’ı besteledi. Bu şarkı İstanbul Radyosu’nda Suzan Güven tarafından ‘Bursalı Zeki Müren’in acemkürdi’ anonsuyla okunduğunda henüz 17 yaşında bir lise öğrencisiydi.
Lise sonda ilk plağını çıkaran Zeki Müren, Şükrü Tunar’ın Bir Muhabbet Kuşu bestesini yorumladı.
Bu plaktan 15 gün sonra TRT İstanbul Radyosu’nun açtığı sınava girdi. 186 kişinin girdiği sınavı kazanan tek kişi oldu.
Zeki Müren, kendisi için bir stajyerlik süreci beklerken hiç de öyle olmadı. Ünlü sanatçının hayatını değiştiren olay 1 Ocak 1951’de yaşandı.
O gün TRT sanatçısı Perihan Altındağ Sözeri, rahatsızlanması üzerine radyoya gidemedi. Refik Fersan, radyo akışında oluşan bu boşluğu doldurabilmek için hemen telefonla Zeki Müren’i aradı ve şu sözleri söyledi;
“Oğlum 1,5 saat içinde nota dosyanı kap ve radyoya koş.”
Büyük bir heyecanla radyoya giden Zeki Müren, dinleyicilere 45 dakikalık müzik ziyafeti yaşattı. İlk okuduğu şarkı Her zahmı ciğer süze devakar aranılmaz’dı. O dönemler radyoda bant yayın değil, canlı performans sergileniyordu.
Zeki Müren radyodaki ilk deneyimini şöyle özetliyor;
“O dakikalar nasıl geçti, anlatması imkansız… Bir asır kadar uzun. Bir salise kadar kısa.”
Programın bitmesiyle birlikte radyoya telefonlar yağdı. Zeki Müren’i ilk tebrik eden sanatçı, yıllar önce çocukken Bursa’da öğle yemeğinde tanıştığı Hamiyet Yüceses oldu.
Bir Muhabbet Kuşu plağı ve TRT’de sergilediği 45 dakikalık müzik dinletisinin ardından ismini tüm Türkiye’ye duyurdu.
Usta sanatçı aynı zamanda Güzel Sanatlar Akademisi’ne kayıt oldu. Disiplinli ve başarılı bir öğrenci olan Zeki Müren, 1955 yılında Akademi’yi birincilikle bitirdi.
Akademiye devam ettiği sırada beyazperdeye de adım attı.1954 yılında Cahide Sonku ile başrolü paylaştığı Beklenen Şarkı filminde oynadı.
Henüz hiç sahneye çıkmamıştı; insanlar onun sadece sesini duymuştu. Bu eşsiz sesin yüzü herkes tarafından merak ediliyordu. Vatandaşlar, usta sanatçının yüzünü görebilmek için sinema salonlarına akın etti.
#ZekiMüren #ZekiMürenKimdir #ZekiMürenHayatı