Resmen kafatasımı kusmuşum🤦🏼‍♀️

Kelime hatam da yok yazarken boşluğa mökkem basamamışım da bitişik kalmış🤦🏼‍♀️Ceren abla kalbini bırakmış, bozulmasın diye düzeltmiyorum 🥰

Yemek yapmak, ev işi yapmak (ütü, bulaşık vs) veya temizlik yapmak falan asla sadece kadının görevi değildir. Zaten bu kadının görevi şu erkeğin görevi diye bir şeyleri belli kalıplara sokmak ve insanları böyle düşündürtmek baştan hatalı. (Diyelim ki böyle bir şey var; o zaman Ceren Hanım için de, "kesinlikle tarihçi olamaz, tarihçiler erkek olmalıdır!" demeliydik. Muhtemelen diyenler de vardır ya neyse bu kısmı geçiyorum.) Valla bir erkek olarak hepsini yapıyorum, gayet de güzel yapıyorum, yapmaktan da asla gocunmuyorum. Medya ve toplum baskısı güya erkek egemen toplumumuzun rahatı bozulmasın diye eşine yardım eden insanları simgesel anlamda "light erkek"miş gibi imgelemeye çalıştı. Çünkü bu erkeklerin (özellikle islâmî anlamda artık genlerine kadar işlemiş kadın 2. sınıftır, erkeğin hizmetçisidir) mantığını koruyan ve düzenlerini bozmayan yegane hareket. Erkek maço olur, asar keser, evine gelir, pijamasını giyip göbeğini kaşırken TV'sini izler, karısı da ona hizmet eder. Aferdersiniz de böyle bir düzen olabilir mi ya?! Tarih öncesinde mi yaşıyoruz, erkekler çok kaslı diye mamut mu avlıyor da hâlâ kasmış, güçmüş diye geçinip gidiyoruz? (Bu arada şimdi bunları söylüyorum diye bazı kişilerin aklında belli imajlar oluşabilir diye söyleyeyim gayet heteroseksüel bir insanım, "Fatih Ürek"le falan alakam yok yani.) Bir insan cinsiyeti ne olursa olsun önce kendine yetebilmeyi öğrenmeli. Türkiye'deki çoğu erkek aç kalmıyım, gömleklerim de ütülü işe gidebileyim diye evleniyor. Böyle saçmalık olabilir mi ya, maaşını ver hizmetçi tut, uşak tut, eş diye seçtiğin insana niye zulmediyorsun ki? Hayat müşterektir arkadaşlar, bu lafta değil özde olmalı. Eğer bir ömür boyu mutlu mesut yaşamak istiyorsanız, erkekmiş kadınmış diye ayırmadan birbirinizi sevip saymalı ve modern hayatın size sunduğu tüm gelişmeleri ve rahat yaşam biçimini beraber götürebilmelisiniz. Hiçbir cinsiyet, hiçbir eş birbirinin hizmetçisi değildir, böyle bir zorunluluğu yoktur. Bir gün o size, yarın siz ona bakarsınız. Ayrıca, @düz şirin, kendini eksik hissetmen sana toplumun dayattığı baskı sebebiyle oluyor. Sen bu şekilde kendini geliştirdikten sonra kendini eksik hissetmemelisin. Sana bu duyguyu hissettiren insanlar kendi eksikliklerini örtmek için seni de aşağı çekmeye çalışıyorlar. Tam tersi olarak sen onları yukarıya çekmeye çalışıp asıl o baskıyı sen onlara yapmalısın. Ya da hayatlarından mutlularsa boş vermelisin. Bu arada ilk okul mezunu taksici konusu ayrı mevzu, onun birçok sosyokültürel yanı var. Kimseyi de okuyamadığı için aşağı görmemek gerek. Evet ben de ülkemizin okuma ve bilinç düzeyinin çok iyi yerlerde olmasını istiyorum ama siyasetçiler kendi oy depoları boşalmasın diye halkını böyle pasifize etmek zorunda(!) Çünkü "ignorance is bliss", çünkü okumadıkça gelişmedikçe önüne ne koyarlarsa kabul etmek zorunda kalırsın ve asla da ben niye bu haldeyim diye sorgulamak aklının ucundan bile geçmez.

Aynı taksici abi (taksi kendisinin değil )4500den aşağı çalışmam diyordu o dönem maaşım abinin yarısı civariydi belki o bile beni aşağı gormüştür.asdf Orda amacım aşağı görmek değildi insan ne kadar kitap okursa ne kadar öğrenirse kendiyle ne kadar derdi olursa olaylar karşında o kadar mantıklı olur, mantıklı çözümler üretme ihtimali artar diye düşünüyorum. Şimdi bu taksici abinin zihinsel olarak kendini dünden daha ilereye taşımak gibi bir derdi gayreti yokken tüm günleri birbirinin aynıyken var olan özgüveni ve benim, bizim adeta eskrim yaparcasına havayı dövme halimiz arasındaki uçurumdan bahsetmek istedim. Kadınlar toplumda söz sahibi olmak için sözü gecelim var olmak içın hep erkeklere göre dha cok okumak daha kültürlü olmak zorunda erkekler daha azı ile bile daha başarılı hissettirilerek yetiştiriliyor hep, haliyle onlar daha özguvenli oluyor.Bana göre insanın doğduğu yer, okuduğu okul,yaptığı iş, dini ,dili, zekası bile değil gayreti çabası daha iyiye evrilme arzusuyla harekete geçmesi mühim olan. Beni insanlar hep girişken konuşkan olarak bilir bi arkadaş sosyal fobiyle ilgili kitap aldığımı gördü sen tanıdığim en sosyal insansınn dedi arkadaşımın yaşadığı şaşkınlık asıl bende şok etkisi yarattı .O zaman farkettim ne kadar konuşursam konuşayım ne kadar kendimi ifade etmeye çalışırsam çalışayim dışardan nasıl görünürsem görüneyim kendimi hep tam söyleyememiş tam anlatamamıs tam insanlara karışamamış hissediyorum "hanım kız ol" "kızlar herseye cevap vermezler" "kız çocuklari evin misafiridirler" kazınmış beynime.Matematiği sayısal dersleri hep çok sevdim evet ama belki sanatla ilgili bi mesleğim olsa daha mutlu olacağımı farkettim bu tercihimin altında bile kadınların sayısal bilimlere kafası basmaza kafa tutmak yatıyormuş. Ha insanların fikirleri üzerine seçimler yapmışsın ha değilleri üzerine . Hayatın akışı içinde kişisel olarak aliye veliye öfkeli olmadığım için Ali ya da Veliden daha iyi bi statude olmak bana iyi hissettirmez diye düşünüyorum. Kadınların çoğu iş hayatinda dediginiz gibi yapmaya mecbur birakıliyor bi toplantida kadın zümre başkanı söz alınca amaaan bu da ne diyo boyle tavri gülüp gçemeler ciddiyetsizlikler kadınlar yükseldikçe meymenetsizleşmek zorunda kalıyor.Ben dısardan gorunen haliyle ortalama biri olmayı kabul ediyorum kimseyi geçmek ve kimseyle mucadele etmek zorunda kalmak istemiyorum yapanlara saygim sonsuz.Ben hayattan intikamımı yazdığım kitaplardaki sorularla alıyorum. Berkcan beye ve oğluna kek yaptırıp 3/5ini yedirip kalanının dörtte birini misafire ikram ettiriyorum. Merve hanıma kamyon sürdürüp en fazla kaç koli daha yüklerse üst geçitteki yükseklik sınırna takılmazı soruyorum.Ayşe teyzeye tarlasının miras bıraktırp kız erkek çocuklara daha adil dağıttırıyorum.Mehmeti balet yapıp jüriden aldığı puanların ortalamasını bulduruyorum böyle böyle rahatlıyorum böyle böyle karınca misali su taşıdığımı hissediyorum. (Bu arada 2yıldır atanma durumum var bu eylulde kesin inşallah o yüzden adım ve soyadımla burda bulunmuyorum bu durumun cinsiyetle ilişkisi yok^^ )

düz şirin benzer şeyleri hayatım boyunca o kadar yaşadım ve yaşıyorum ki.. mesajınızı görünce hak vermeden edemedim. Biran hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçti desem yeridir. Fakat kelimeler yaşanılanlar yanında gerçekten bir hiç.. ben de atama bekliyorum umarım sorun olmaz bu minik destek mesajım :) yine de biz pes etmeyelim demek istiyorum size. Ben umuyorum ki atanmakla yetinmeyeceğim ve toplumdaki kadın algısına çevremdeki sığ bakışlara inat akademisyenlik hedefimde ilerleyeceğim. Umarım..

Sevgili Ceren Hanim, biz Strasbourg'da kadin haklariyla ilgili cocuklar icin bilinclendirme atölyeleri yapiyoruz. Christine de Pisan'a ortacag gibi karanlik bir devirde ilk kez bir kadinin ekmegini kalemiyle kazanmasindan ve ilk kez kadin haklarindan bahsetmesi nedeyle yer veriyoruz. Kadinlarin "invisibilisé", Turkcesi nasil cevrilir bilmem ama kadinlarin izlerini gormezlikten gelmek ve tarihte gundeme gelmeyip unutulmalarini saglamak gibi bir anlami var. Bundan dolayi bizde onlari bilinir ve gorunur kilmaya calisiyoruz. Umarim Olympe de Gouge ile ilgili de bir vidyo yaparsiniz. Kendisi bu ilk insan haklari bildirgesi sirasinda (fransizca bu adam haklari bildirgesidir "Droit de l'Homme" ve hatta bugun bile hala boyle diyorlar), Olympe'da magdem oyle bende 3kadin haklari bildirgesi" yayinlarim diyor. Sonunda bu siyasi catismalar sirasinda boynu kesilere olduruluyor.

fr.wikipedia.org/wiki/D%C3%A9claration_des_droits_de_la_femme_et_de_la_citoyenne#/media/Fichier:Olympe_de_Gouges_19178_(D%C3%A9couper).jpg

Haklısınız, bi nevi öyle. Kadınlar maruz kaldıkları ayrımcı düzenin farkında çeşitli yerlerde aslında ama biz sadece bu bilince dair böyle yazılı belge bırakmış veya bıraktırmış olanları ancak bilebiliyoruz. Sayıca daha çok olmalılar ki, Pisan'ın yazdıklarında kendilerini bulmuşlar, kitapları çok satmış.

@@TarihObas iyi ki yazmış. ❣️ Siz de iyi ki anlattınız. İyi geceler. 🌙

Aaa evvelce çevrilmiş şiiri olduğunu bilmiyordum Pisan'ın, çok teşekkürler. Hatta eğer vaktin olursa, bulabilirsen bizimle de paylaşır mısın?

@@TarihObas Rica ederim. Tabii ki paylaşırım. Şiir, İlhan Berk'in hazırladığı "Başlangıcından Bugüne Fransız Şiir Antolojisi" kitabında bulunuyor (kitap Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları etiketiyle Eylül 2001'de çıkmış, ben de şans eseri bir sahafta rastlayıp satın aldım). Aynı zamanda İlhan Berk tarafından iki tane de Rondeau'su çevrilmiş Pisan'ın. Şiir şöyle: BALLADE Hoş geldin, sefalar getirdin, benim Sevgili sultanım! Öp, sarıl bana. Anlat nasılsın bakalım bileyim Gittiğinden beri? Hadi anlatsana Hep iyi, güzel geçti mi günlerin? Yanıma gel otur duymak istiyorum, Hepsini bütün başından geçenlerin; Her şeyi çünkü ben bilmek istiyorum. -Sen ey helallım, sevdalım, güzelim, Kimselere değişmezim (kimse buna alınmasın) sanma ki mutlu değildim Daha önce burada, bunca zaman, asla! Bir tat almadım uzağındayken senin Her şeye kadir aşk diyordu ki bana: ‘Sadıkımdır ben, bana güvenmelisin Her şeyi çünkü ben bilmek istiyorum.' -Sözünü tuttun, sağol, canım benim; Şükürler olsun Aziz Nicaise sana. Artık döndün ya birtanem sağ salim Hem tadını da çıkardık sayılır ya, Şimdi gel de dinlen, anlat sonra senin Neler çektiğini bileyim diyorum: Değeri daha mı çok seninkilerinin; Her şeyi çünkü ben bilmek istiyorum. SUNU -Sözü mü olur senin çektiklerinin Benimkilerinin yanında diyorum; Kaç öpüşe bedel onlar, onu deyin? Her şeyi çünkü ben bilmek istiyorum. Türkçesi: İlhan Berk

@@bahaddint.2956 Çok teşekkürler.

@@TarihObas Ne demek Ceren Abla, en azından bunu yapalım. Var ol. 😊♥️

Biraz öyle ama wattpad daha beter.

@@insmniac6966 Ondaki sabır bende yok maalesef :)

Benim aklıma da kore webtoonları geldi🤭 ama güzel bir şey de farkettim; bu webtoonları okuyan kadınlar ya da kızlar, genel olarak kurtarılmayı bekleyen kadın ana karakterden pek hoşlanmıyorlar hatta kendi kendine yeten karakterleri daha çok destekliyorlar. Yeni nesil bir nebze de olsa bana ümit veriyor bu konuda 😌

Eğitilmezler.

komnini bir prenses, babasının tarihini yazmış. bu kadın emekçi, yazdıklarından para kazanmış.

@@Pouriya787 evet haklı olabilrsinde benim bahsetmek istediğim şey o değildi tarihsel metin içerğinie vurgu yapmak istedim ben.

Erkeğim, ben de insanlar anlasın diye konusu geçince feministim diyorum. Fakat feminaziliği de yeri geldiğinde eleştiriyorum. Daha doğru tabirle eşitlikçi de düşünüyor olabilirim. Belki siz daha önce bu konularda çok fazla düşünmediğiniz için yeni yeni fikirler filizleniyor olabilir. Yani şöyle ki; ta İskitler döneminde bile erkekler ve kadınlar bir arada savaşabiliyorsa, hatta tarih öncesi dönemlerde anaerkillik ataerkillikten daha önemli sayılıyorsa, biz farklı farklı toplumlar olarak bir yerlerde yanlışa düşmüşüz belli ki. O kadar modernleşmiş ve birbirimizle içli dışlı olmuşken ırk, dil, din, cinsiyet, yönelim vs gibi konularla birilerinin birilerinden alçak görülmesi inanılmaz saçma değil mi? Ben erkek değil de kadın doğsaydım ya da interseks doğsaydım başka zorluklarla karşılaşacaktım demek ki. O yüzden hepimizin herkese cinsiyeti vs ne olursa olsun eşit bir şekilde davranması gerek. Haliyle, bu dönemde bir erkek olarak fenimizmi savunuyor olmak kötü bir şey değil. (Çok uç bir şekilde görüş savunmak zaten her zaman olumsuz sonuçlar doğurur ondan bahsetmiyorum) Hatta, gerek gelecekteki/şu andaki eşiniz gerekse çocuğunuzun geleceği için doğru bir şey yapmış olursunuz diye düşünüyorum.

Feminizm iyi bir şey mi kötü bir şey mi önce ona karar vermen lazım demek ki.

Güzel bir şaka mı? Kötü bir şaka mı?