0:00 Giriş 1:06 Rick and Morty’den Justin Roiland’ın geri alınmaması üzerine 5:33 Kevin Spacey geri döndü 6:47 Oscar ödülleri 7:50 Erkek Oyuncu 8:43 Yardımcı Erkek Oyuncu 11:13 Kadın Oyuncu (ve Oscar snob’u olan çeşitli filmler) 17:21 Yardımcı Kadın Oyuncu 20:14 Animasyon Film 24:57 Görüntü Yönetmenliği 27:29 Kostüm Tasarımı 28:59 Yönetmenlik 32:12 Kurgu 33:57 Uluslararası Film 34:17 Makyaj ve Saç Tasarımı 34:55 Müzik (Score) 36:29 Müzik (Song) 37:18 En İyi Film 42:30 Yapım Tasarımı 44:25 Ses 45:36 Görsel Efekt 48:09 Uyarlama Senaryo 50:16 Orijinal Senaryo 51:58 Ayla ve Müslüm’ün yapımcısı Mustafa Uslu ülkeyi terk ediyormuş 55:55 Akira Toriyama’nın ölümü üzerine 1:00:39 Alec Baldwin davasında gelişme 1:03:06 American Fiction 1:27:51 Poor Things 2:02:44 Haftaya “Kuvvetli Bir Alkış” ve “Kuru Otlar Üstüne”

2:55 CS, James Gunn'a 5 yıldır Peter Gunn diyor.Hiç şaşmaz.

Poor things çok iyiydi. Ailecek izlenmesi gereken bir film.

Kutudaki ayakkabı Tancan abinin arkasında bin yıldır dururken cs nin yeni fark edip sorması hayatımdaki en anlam veremediğim olaylar top listeye girdi şu an mdmsjdjskjdjdksks

Tancan abi'nin kadın mangaka sorusuna cevaben; Japonların inanılmaz ataerkil yapısına karşın kadın mangaka sayısı bazı alanlarda yarı yarıya diyeceğimiz kadar yüksek. Full metal Alchemist, Dorohedoro, d-gray-man, kimetsu no yaiba(demon slayer), Magi, Inuyasha, Beastars, Blue Exorcist, Mushishi, dress up darling gibi top listeleri zorlamış bazıları gelmiş geçmiş top listelerinde olan ve şu an aklıma gelmeyen çok sayıda manganın, mangakası kadın. Shoujo, joseilere girmiyorum(sailor moon, nana, fruits basket vb.) onların çoğu kadın zaten. Doujinji, hentai gibi pornografik kısımlarda da çok sayıda kadın var ama o bilgide bende kalsın :D . Korelilerde bu durum yok bu arada Cs'nin tahmin yürüttüğü gibi, Japonlarda ''ifade özgürlüğü'' adı altında geniş çaptaki imkan, mangakaların popüler olsa bile kimliklerini gizleyebilmesi, hem cinsel hem de diğer çoğu anlamda uç fantezilerde eser üretip alıcısını bulabilmeleri sayesinde açık ara bu kadar erkek kokan piyasa olmasına rağmen kadın sayısı inanılmaz derecede fazla. Hatta detaya girmeyeyim ama çoğu harem, ecchi serisinin mangakaları kadın çıkabiliyor. Yani baya sapık bir erkek yapmıştır diyeceğin eserin arkasından kadın çıkabiliyor. Birde bir pro tip: Kadın mangaka shounen, seinen yapıyorsa okuyun. Düzgün kadın yaptıklarından ve daha oturaklı erkek yazdıklarından çok ilginç perspektiflere sahip olabiliyorlar. Magi, Kimetsu, Fma gibi

ilk defa yatay bakista can sungurun odası gunduz

2:00 başlıyor rick and morty 5:25 Leyla ile Mecnun hakkında bir şeyler 8:55 oscarlar 12:45 Emma Stones beau is afraid 20:29 yardımci kadın oyuncular ve oscarlar devam... 28:36 kostümler oscar 30:00 yönetmenlik 32:11 Kurgu 38:24 zurna 1:27:50 poor things

Dune bölümü bekliyorum,ben kitleyim

Oha cansız yatay bakış

yorgos lanthimos'un sinemasını epey seven biri olarak konuşuyorum, poor things lanthimos'un filmografisinde bile en iyi 4 film arasına girmez. Özellikle siyah-beyaz açılış kısımlarında yamuk bakılmış bir Frankestein(canavar doktor ve güzel yaratığı) anlatısı ve bir Cronenberg (ameliyatlı kesmeli biçmeli gore) filmi gibi başlayan film bir anda roller coaster bir disney hikayesine dönüşüyor ve şahsen benim sinema zevklerim için bütün ilgisini o dakikadan itibaren kaybetmeye başlıyor ve aşağı doğru çöküyor. filmin finali ile birlikte epey yüksek başladığım film bir anda gayet 2-3 mesaj vermek için zorlanmış, hiç de ahım şahım bir sanatsallığı olmayan sahne tasarımlarıyla ve düpedüz ana akım olsun diye özene bezene yaratılmış ana karakteri Bella Baxter'la komple bir karmaşaya dönüyor. Can hoca'nın aksine ben hiçte bu filmin öyle ana akım bir film olmadığını düşünmüyorum. Oppenheimer benzeri blockbuster olmadığı aşikar tabi ki fakat film hem basbaya Lanthimos'un en ana akım ve en derinliksiz ve en meme olması için yaratılmış eseri. 120 milyon dolar hasılat yapmış bir sanat filmi olmayacağı hele de Lanthimos'un bundan önceki filmlerinin 8-10 milyon çapında hasılatı zor yapan filmler olduğunu düşününce. (Sinemasının değişme sinyallerini ilk kez verdiği bir önceki filmi Favorite hariç) Poor Thnigs filmi bence hikayenin gelişmeye başladığı kısımdan itibaren biraz feminizm biraz kitsch estetik soslarına bulanıp önümüze konulmuş çiğ ve oturaksız bir film olmaktan öteye gidememiş. Yönetmenin diğer filmlerini düşündüğümde maalesef bu filmde ne Killing of a Sacred Deer'ın o mitolojik gerilimini, ne Loobster'daki o özgün senaryoyu ne Dogtooth'daki o derinlikli alegorileri ne de Favorite'deki dönem filmi estetiğini düzgün bir şekilde ele alabildiğini veya aktardığını görüyorum. Üstüne benim özellikle bayıldığım ve çoğu filminde de bol bol kullandığı (ama Dogtooth'tan itabren giderek azalttığı) Weird Acting imzasının da artık bu filmde hepten bir Hollywood wommbocombosuna dönüşmüş olduğunu görmekten de epey hayal kırıklığına uğruyorum.

poor things tam bir male gaze feminizm örneği. bu filmin bu kadar beğenilmesi şaşırtıcı.

Poor Things izleyince aklımda şöyle bir soru oluştu benim; kadının özgürlüğünün tek yolunun, cinselliğini özgürce yaşamasıyla mümkün olduğu gibi bir anlatısı var sanki. Bu böyle mi gerçekten acaba? Öylesini hayal edip, düşünemiyoruz çünkü, öylesini filmde alternatif bir evren gibi de vermiyor, sadece bizim karakterimiz bu şekilde yaşıyor hayatını, bütün kadınların bu şekilde yaşadığı bir ortam tasviri yok zira... Yani şu anda var olan düzen içindeki outline bir karakter üzerinden kadınların özgürlüğü tartışılamaz aslında. Anlatamadım tam dediğimi sanki ama neyse yazdık o kadar enter.

Poor things yorumları çok iyidi. Yeni bakış açıları kattı bana. Ağzınıza sağlık.

Geçen hafta kuru otlar üstüne filmini izler izlemez hemen yatay bakış videolarına baktım. Bulamayınca boşluğa düştüm bayağı. Çünkü bir filmi izler izlemez yatay bakışı açıp yorumlarınızı ve kaçırdığım detaylı analizlerinizi dinliyordum. Poor thingsi izledikten sonra direkt videoyu açtım ve gerçekten ürettiğiniz içeriğin ne kadar değerli olduğunu anladım. Haftaya kuru otlar üstüne filmini yorumlamanızı dört gözle bekliyorum efenim. Nice dolu dolu yatay bakışlara. Seviliyorsunuz ❤

Dune çevirilerinde en iyisi Sarmal yayınlarıdır. Okumak isteyenler e-kitap olarak bulabilir. İthakideki eski Kabalcı çevirileri, onlar da okunabilir belki ama diğerleri çok daha yerinde çeviriler.

yapay zekaya yatay bakış yaptırmışlar be... programın adı yapay bakış olarak değişir mi ?

Bayan mangakalar tarafından yaratılmış en çok bilinen shounenlerden bazıları: Inuyasha, Full Metal Alchemist, Hitman Reborn! ve D.Grayman

Poor Things; üç, dört yaşındaki bir çocuğun beynine (gerçek anlamda) sahip birinin, cinselliği keşfedişini ve yaşamasını hunharca gösterip "furious jumping" ile espri malzemesi yapmış bir film. "Ama yetişkin vücuduna sahip" demek "küçüğün rızası vardı", "o bölgedeki kadınlar erken olgunlaşıyor" demekle aynı tiksinçlikte.

Tancan ve Can abi. İyi ki varsınız. Yaptığınız programlar, paylaştığınız fikirler bana çok şey kattı. Teşekkür edeirm.

Merhaba kadın mangakalardan bazılarının eserleri; Full Metal Alchemist, Gangsta, Dorohedoro, Sailor Moon , Nana, Kuragehime. Oldukça sevilen hatta kendine hayran bırakan eserlerden yazmak istedim. Daha çok var aslında. Tam o kısmı izlerlen yazmak istedim😅 (Ayrıca sevgili Can Sungur dedemin adı Mehmet Öztürk🤣) İyi günler dilerim 🙏🌸

Kadın mangaka olarak herkes aynı şeyleri yazmış ama 2023 yılının hiti bocchi the rock'tan bahsetmemiş kimse. K-on'un bıraktığı mirası çok iyi taşıyıp çok daha da iyi bir band animesi yaptılar, 2023 yılında en çok para kazandıran 3. anime-manga markası oldu öyle diyeyim. Ki zamanında K-on'u da csnin övdüğü bir tweetinde ilk defa görüp izlemiştim

Önemli kadın manga yazar çizerlerinden biri Rumiko Takahashi, 1978 yılından beri kesintisiz eser veriyor. Çok büyük etkisine rağmen yakın zamanlarda haberdar olduğum biri, hayatını ve eserlerini araştırmak isteyenler olabilir diye not düşmek istedim

Poor Things'i beğenmemiştim ama yorumları görünce "Ben bu adamlarla aynı kümede olmak istemiyorum" dedim. Bu kanalın izleyicisi bile bu durumdaysa durum vahim

1:22:40 Benim hatırladığım bir sahne var. Filmin başında, Monk telefonla konuşurken "Artık ırklara inanmıyorum" gibi bir şey dediği esnada durdurmaya çalıştığı taksi, onun yerine 10 metre ilerideki beyaz adamı almıştı. Monk'un taksinin arkasından bakışı baya komikti.

Seyircilere saygınız olsun

kadın mangakalar da var tabii ama japonyada kadınlar kendilerini ön plana çıkaramadıkları için isimleri pek duyulmuyor. popüler seriler dışında çok güzel nish işler ortaya koyanlar da var. Fullmetal Alchemist, Dorohedoro, Demon Slayer, Mushishi vb. gibi daha pek çok serinin mangakaları kadın.

Abi nasıl ya? Yani filmi ne kadar "masum" okumuşsunuz, ne kadar çabuk ikna olmuşssunuz süslü dünyasına ve her şeyi "mış" gibi yapıp öylece bırakmasına. Tancan, sanki Godwin karakteri "ben hadım edildim, cinsel olarak işlevsizim yoksa tabii ki farkındayım Bella'nın ne kadar güzel olduğunun... Ayrıca ben yarattığım için bir nevi çocuğum gib, görüyorum" filan dememiş gibi aktardı videoda bu kısmı konuştukları sahneyi. Film resmen God karakterinin Bella'yı ilk olarak kendisi için istememesinin sebebini ebeveyn gibi olması değil, cinsel yetersizliğe bağlıyor ve Bella'yı, o sırada zihni bir bebek zihni vücuduysa yetişkin bir kadın vücudu olan Bella'yı yardımcısına pazarlıyor adeta. Üstelik, sanki daha heteronormatifin dışında gibi görünen genç bilim insanı karakterimiz buna ikna oluyor! Film bunları bu şekilde anlatabilir tabii ki, buradan yola çıkarak bize başka bir politik okuma yaptıracaksa. Gelgelim günün sonunda film, sadece ama sadece cinselliği üzerinden olgulaşan bir kadın karakter veriyor bize ve bunu da approve etmemizi istiyor! Üstelik finaline doğru bu "özgürleşen" kadın kararkterimiz kendisini istismar eden iki erkekle de inanılmaz bir şekilde helalleşiyor! Hatta yetmiyor evlenmeye ikna oluyor yaw hahahah. Yani inanılmaz içi boş, beslendiği şeylerin hiçbirini düzgünce kavrayamamış veya kavramak istememiş bir film var günün sonunda elimizde. Sadece renkli bir dünyanın arkasına gizlenen, yönetmeni kolpa Yorgos'un insanların beğenisini nasıl kazanır nasıl Oscar'a yürürüm diye çektiği, tek numarası "Tuhaflık" çekmek olan bir film. Büyük bir çoğunluk nasıl bu filmi bu kadar hype trenine atlayıp beğendi anlamıyorum işin doğrusu. PR'ın gücü valla.

Madem lafı geçti birtakım kadın sanatçılardan çıkan mangalar listesi yapalım bilmeyenler için: Fullmetal Alchemist Demon Slayer Kuroshitsuji Noragami Mushishi Ao no Exorcist Beastars Dorehedoro

Oo canlı yayin değil artık

poor things konuşması 1:27:53 başlıyor

Poor things benim izlerken estetik anlamda haz duyduğum bir film oldu. Hatta diyebilirim ki son yıllarda çıkan ve izlediğim filmler arasında izlemiş olduğum için en mutlu hissettiğim eserdi. Keşke böyle bir film çekseydim diye düşündürdü bu film bana. Aynı hisleri ilk sin city filminde de yaşamıştım. İki film de gözümün önünde yeni bir anlatım tekniği denediler. Normal şartlarda Oppenheimer ile Nolan'ın en iyi filmi hak etmesi gerekirdi ancak bence tam da o "ya burada yeni bir şey var" ifadesini kurdurabildiği için poor things gerçek hak eden oldu.

Yatay bakış deyince ben de dedim heralde böyle uzaktan bakış anlamında falan :D her şeyde de bi mana aramamak lazımmış :)

1:23:06 Ağabey taksi, bizim abi yerine ilerdeki beyaz bir adamı alıyordu ilk sahnelerin birinde.Ben onu hatırlıyorum.

1:22:41 aslında bir sahnede gösteriyordu. Jeffrey abi taksi çevirmeye çalışırken boş taksi ilerideki beyaz adamın yanında durmayı tercih ediyordu.

Bence müzikte Killers Of The Moon hepsinden açık ara öndeydi. I'm Just Ken makarasına yapılmış bir şarkı, What Was I Made For ise başyapıttı. Sahneye Billie Eilish çıktı bu arada, harika da söyledi.

yaratılan izlemedim. ancak yorumunuzla ilgili netlik aradığım bir yer var. yaratılanla ilgili frankenstein'ın temel karakter özelliğini değiştirmesinden dolayı, temel mekaniğini bozmasından dolayı eleştirdiğinizi anlıyorum. ancak biraz ileride poor things'in bella bexter'ın kadın ve güzel bir kadın olmasının , frankenstein'ın temel özelliklerinden olan çirkin olmasını değiştirmesini övdüğünüzü anlıyorum. karakterin çirkinliği ve güzelliğinin temel mekanik olduğu da sizin yorumunuz üzerinden değerlendiriyorum. sanırım ben anlayamadım, bu yorumda bir çelişki midir yoksa benim ıskaladığım nokta neresi? Filmin Paris sekansının "kadın cinselliğini keşfetti, bak bi de üstüne para kazandı" kısmının sorunlu olduğunu düşünüyorum. Şöyle ki; kadın zorunda kaldığı için, para kazanmak için vücudunu satmak zorunda kalıyor, "bella bak hem cinsellik yaşadı hem de para kazandı oh özgür güçlü kadın" narasyonu olarak algılamamız filmin yine kadın cinselliğine tam erkek gibi baktığını göstermez mi? eğer ana fikir kadının cinselliğini keşfi ise bunun vücudunu satmaya zorlanması veya toplumun sadece onun güzelliğine değer verdiği gibi alt metinleri bu narasyonun içinde nereye konumlandıracağız? kadın veya erkek istediğiyle cinsellik yaşayabilir, eğer baskı yok ise para karşılığı da olabilir. ancak realitede 1000 tane beden işçisinin yalnızca 1 tanesi özgürce bu işi yaparken muhtemelen yüzlercesi binlercesi yine bir erkek tarafından "abuse" edilerek bu işi yapmak zorunda kalıyor. o yüzden beden işçiliğinin hele ki bir kurum çatısı altında, kadınların kasaptaki et gibi sergilendiği bir yerde bunu yapan kişilerin övülebileceği veya güzellenebileceği gibi bir okumanın sorunlu olacağını düşünüyorum. birileri o kadın üzerinden para kazanıyor ve bizim bunu çok sevimli, sempatik görmemiz bekleniyor ise bunu kabul etmek ve anlamak zor geliyor bana. bu sorunluluk halini yaratan filmin ta kendisi. bir erkek olarak beni bile düşündürdü filmin bakış açısı. Film tam olarak ehe ehe mehe mehe şeklinde karikatürize bir halde inanılmaz güzel fikirleri çok kolayca çarçur etmiş gibi geldi. "Barry Lyndon için set hazırlanmış da sanki filmi Tarantino çekmiş" cümlesi oluştu kafamda. Genel olarak "ergen erkeğin kadınlarla olan hayalleri" gibi bir film geldi bana. Hani erkekler "abi ben kadın olsam kesin esc olurdum yeaa kehkeh" der gibi bir film. "Kadın özgürleşmesi dünyaya çıkıp yine bir takım erkeklerin yanında, erkekler üzerinden kendini tanımlayarak en son da yine çok evcil bir şekilde evine dönüp, rolünü ve yerini kabul ederek olur" teması benim kafama pek yatmadı. Üstüne onu yaratana kızmadı bile, yine Frankenstein'da olan temel mekaniklerden biri de bu değil miydi? Neyse, Yorgos beni bile s.j.w yaptın tebrikler.

"Orusbu, Orusbu, Orusbu" ve "fil hortumu gibi oynuyor" yorumlarında gümledim Tancan abinin.

1:00:00 Fullmetal Alchemist ve Demon Slayer kadınlar tarafından yazılmış aklıma ilk gelen battle shounen mangalar.

yatay bakış çok bozdu eskiden canlı yaparlardı ah ah gev gev

Bir Zamanlar Anadolu'da izleyip konuştuğunuz bir bölüm gelir mi acaba...

59:55 kadın mangaka full metal alchemisti yazmış arakawa ablamız var daha ne olsun :D

Poor Things'i eğer max 2 yaşındaki bir çocuğun genç kadın bedeninde p*d*filiye uğradını göz ardı edersek baya iyi bir film dokunduğu her nokta rahatsız edecek derecede iyi özellikle Emma Stone şov yapmış hakedilmiş bir ödül.

"En iyi yönetmenlik" derken size ifade ettiği şey nedir? Aynı şeyi "sinematografi ödülü" içinde sorayım. Umarım cevaplarınız.

Poor Things konusunda kesinlikle güzel bir film olduğunu düşünmüyorum. En iyi ihtimalle sinematografisi güzel olan ortalama bir filmdi. Çıkış noktası olarak aslında güzel dururken ve çok iyi bir potansiyeli olmasına rağmen yolda alınan kararların tamamen tutarsız ve yanlış olduğunu düşünüyorum. Bir kere bir kadının cinselliğini keşfetmesini uç noktalara çekmeleri kesinlikle yanlış bir karar. Kendimizi bir anda kerhanede buluyoruz saçma sapan bir nedenle. Tamam öyle bir kerhane bölümü koydun diyelim ama bir kadının cinselliğini tamamen kerhane üzerine indirgemek çok doğru gelmedi. Gemi yolculuğu kısmı tamamen bir fiyasko zaten oradaki adam gel sana gerçek dünyayı göstereyim diyor. Bir bakıyoruz restoranda yemeğe oturmuşlar hasbelkader arkadan bir çığlık geliyor ve ondan sonra aşağıdaki insanlara bakmaya gidiyor ana karakterimiz. Ya göstereceksen aha bu da gerçek dünyadır diye açık açık göster ya da sana gerçek dünyayı göstereyim diye götürme karakterimiz rastlantı sonucu o manzarayla karşılaşsın ki bir vuruculuğu olsun. Ve her sahnede uçarı şeyler gösteren filmimiz bu noktayı nedense 10 saniyede geçiveriyor.Daha sonra karakterimiz üzülüyor ediyor en büyük karakter değişimini bu 10 saniyede yaşıyor ama filmin geri kalanında bu mevzu hiç olmamış orayı hiç görmemişiz gibi devam ediyoruz. Diğer bir konu karikatürize edilen karakterler yüzünden filmin anlatacağı bir derdi varsa da bu dertler çoğunlukla havada kalmış. Yardımcı doktorumuzun bu kadına sevgisi nerden geliyor, Mark Ruffalonun oynadığı karakterin bu kadınla tanışma kaynaşma motivasyonu ve sekansı tamamen üstünkörü geçilmiş. En son kocasının ortaya çıktığı bölümden sonra zaten film tepetaklak oluyor ne anlattıkları belli değil. Filmde ayrıca tempo sorunu da ayrı bir mevzu, şu noktada kendimi kaptırdım filme diyebileceğim tek bir nokta bile yok. Sinematografi ve estetik açıdan hoştu ama orda da zaten nerdeyse Wes Anderson u kopyalamaya çalışmış gibi yönetmen. Mark Ruffalo başta olmak üzere oyunculuklar şov yapmış o konuda size katılıyorum. Zaten onlar da olmasa izlenebilecek bir film değildi. Yorgos Lanthimos un bir dünya hayal edeyim yolda hallederiz mevzusu Lobster da olmadığı gibi burada da malesef tutmamış. Ama böyle filmler denemeye devam eder umarım bir gün ondan potansiyelinin hakkını vermiş bir şaheser görebiliriz umarım.

Öncelikle ağzınıza sağlık, Poor Things izlemesi keyif veren ama beni tam olarak tatmin etmeyen bir film oldu, izlerken ya keşke biraz daha felsefe konuşsalar dedim. Frankenstein'ı okurken de keşke Frankenstein ile canavarı arasındaki diyalog daha uzun olsaydı diye düşünmüştüm aynı şeyi burada da hissettim. Yaratıcısı ile yaratılan arasındaki diyaloğu Bella'nın eve dönüşündeki hali ile daha derinlemesine olması çok hoşuma giderdi.

Poor things tuvalette rengarenk ve prizmatik bir 💩 görmek gibi. VAY CANINA diyorsun. Enterasan ve göz alıcı yerleri kesinlikle var. Ulusal bilim projesinde "ayet okuyan turşu" dan sonra duyduğun en fantastik olay diyebilirsin. Ha sonra mı.. İste bu da böyle bi 💩 diyip sifonu çekiyorsun.

52:00 Keşke Kayhan Yıldızoğludan da bahsetseydiniz. Ruhu şad olsun.

Kemal sunalın Hanzo filmi vardı ondan esinlenmiş

Poor Things e uyuz oldum. Film ara vermeden salondan çıktım. Keto'ya dalan Medyum Memiş gibi Poor Things e saldırmak istiyorum.

Poor things övüşü dinlemeye geldim 😂

poor things'e en fazla 15 dk dayanabildim.Ter döktüm kıvrandım ama seyredemedim filmi...Tancan Frieren seyretmez inşallah, şeytan krala da "liberal bu" diye giydirir

Poor things sinir bozucu derecede kötü bir film, emma stone’un çirkin sarı şortuna en iyi kostüm,genel olarak 12 yaşında kendini zeki sanan bir çocuğun midjourneye yaptırdığı görseller gibi duran yapay çiğ bir set tasarımına en iyi yapım tasarımı ödülleri nasıl gitti, emma ablanın çocuk taklidine en iyi kadın oyuncu nasıl gitti anlamış değilim.Kör göze parmak alegoriler, sexin ne olduğunu bile anlayacak bilinçte olmayan bir çocuk zihninin kötü yola düşmesi, oluşturulmaya çalışan güçlü kadın figürünün herhangi bir becerisi ile değil yine erkekleri müşteri edinerek ayaklarının üstünde durması, son sahnede adama değil aslında keçiye ceza veriyor olması ve bunu neredeyse kimsenin anlamayıp filmden tatmin olması, hikayenin bir unsuru olmayan gereksiz sahnelerle filmi uzatan berbat bir editing, hiç bir ucu birbirine bağlanmayan bir senaryo, karton karakterler vs vs…Bana göre son yılların en ahududu filmidir, sadece kameranın karakterleri takip ettiği bir iki sahnede fisheye lens iyi kullanılmış geri kalan herşey, espri anlayışından hikaye anlatıcılığına kadar berbattı

Bi sonraki hafta sarı Mercedes filmi konuşulmalı bence

Black panther müzikleri çok iyiydi Killmonger theme ❤

Canıma can katan o yatay bakışın olmasa ❤ Canlı cansız hiç farketmez şefim yapıştır gelsin

33:10 çok boşluğuma geldi kahkaha attım

1:19:39 Yatay Bakışta Angara Bebesi referansı alacağımı hiç düşünmezdim

Dune bölümü bekliyoruz

American Fiction'da güncel ırkçılık hiç gosterilmemiş demişsiniz ama ufak bir sahnede var aslında unutmuşsunuz bu kadar konu arasında doğal olarak. Taksi çevirme sahnesinde bizim yazarın önünde durmuyor bir ilerideki beyazın önünde duruyor taksi.

Abi canlıdaydan göz kırp

1:23:04 filmde adam reel ırkçılıkla hiç karşılaşmıyor değil aslında, sadece çok ufak tek bir sahnede de olsa var, adamı polis çevirmiyor belki ama filmin başında taksici siyah profesörümüz için değil beyaz adam için duruyor, müsait olduğu halde onu görmezden gelip.

😢

Poor things beğendiğim çok şeyler vardı ancak sex sahneleri biraz rahatsız etti. Mısır’a gittiği bölüm çok sahte ve saçma geldi.

Fullmetal Alchemist'in mangakası kadın ve en sevdiğimdir❤

Türkiyede 10 milyon kişinin pasaportu var 1 milyon yeşil pasaportlu kişi var.

1:19:30 Kanal ismi alabilir miyim?

Full metal alchemistin mangakası kadın. Demon slayerın mangakası kadın.

oscar kadar sıkıcı ve maliyetli bir event daha yok. gelecek hafta olsun da eğlenceli bir yatay bakış dinleyelim alt tab'da

1:15:49 Bizim yaradılış efsanemiz kurttan nasıl nefret edelim köpekten.

Benim bildiğim Demon Slayer ve Frieren mangalarının yaratıcıları kadın.

algoritmaya spining heel kick

Yatay bakış yayın değil video olarak gelmiş, iyi de etmiş. Yayının bitmesini beklemek sinir bozucuydu

Kusura bakmayın da şarkı sözü yazarlığı konusunda yıla damga vurdu kız. 22 yaşında 2 tane Oscar'ı aldı es geçiyoruz diyosunuz. Fısıltı tonuyla şarkı söylemek her baba yiğidin harcı değildir. Grammy'de Song of The Year alıp bi de peşine Oscar'ı almak tesadüf değil. I'm just Ken aday bile olmamalıydı Dua Lipa'nın Dance the Night gibi bir şarkısı varken. Gecenin en kesin ödülü onların ödülüydü.

Benim için bir dönüm noktası. Yıllardır ilk kez cs ile ayrı düştüm, poor things açık ara hayatımda izlediğim en kötü filmdi. Saçma sapan netflix filmlerinden bile kötü bir filmdi. Hayret ettim.

poor thingsi dünya üzerinden tek beğenmeyen benim herhalde. eşimle izlerken sıkıntıdan geberdik sonlara doğru artık çıksak mı falan dedik hatta. hayatımda izlediğim en kötü filmler arasında net ilk 5'e girer. tancan filme bayılırken CS'nin bu "ne skm film ya karı oraya buraya gidip veriyor millete" şeklinde gömmesini izlemek için geldim büyük hayal kırıklığı yaşadım. allah kahretsin

oppenheimer'ı bu kadar beğenmeniz beni üzüyor:((

Your name mi ciden başyapıt gibi gören var mı

Yılın en iyi yapımı olan Örümcek Evren 2 nin animasyon ödülünü alamaması şaka mı yoksa Oscar mı ? Yılın filmi bence aşırı abartı film niye neden bu kadar koptu gitti anlamadım

Tancan da norm türk tipi var.

Poor Things'in gözünden öpüyorum. İyi ki var. Benim için de yılın en iyi filmi oldu salondan çıktığım gibi.

Poor Thingste neyi begendiniz bu kadar anlamiyorum. Resmen porno. Sevismekten baska birsey gormedim filmde

🥳🖖🏻

Uzun zamandır bu kanalı izlemiyodum HAVELSAN olayı neymiş bakayım diye açtım aşağıda Poor Things'i görünce aha dedim Cyberpunk'ta kadın karaktere sik takınca cinsel devrim yaptığını sanan bu ikili şimdi Kadının cinselliğini keşfi, muhafazakarlığın ikiyüzlülüğü vesayre diye öve öve bitirememişlerdir şu derin sanılan ortalama filmi dedim harbi aynısı oldu. Bu kadar öngörülebilir olmayın be kardeşim 2 sene geçmiş hala aynı sığlık

abi oppienheimer

Bellanın kocası Alfie bellayı hadım ettirmeye çalışmıyor, cinsel ilişkiden haz alamaması için sünnet ettirmek istiyor *sadece belirtmek istedim*

Zaten hardcore "ırkçılık" üzerine bir film, birde başrolün beyaz polis tarafınıdan kötü muamele görmesi filmin havasını/hissiyatını/ritmini çok bozardı.

rıck and morty yenı sezon fena değıldı

Poor thing’i umarım gömerler ya izlemesi aşırı eğlenceli olur

Öncelikle ben Poor Things'e bayıldım. Bu senenin Best Picture'ını da Cinematography'sini de Director'ını da alması gerektiğini düşünüyordum, hakkı aşırı yendi. Biraz da yazacağım bu arada ama öncelikle şunu söylemem lazım: Can abi "kadın kadının kurdudur" gibi iğrenç bir söyleme çanak tuttun bir kısımda. Olay iki taraflı falan değil, kadınların bir kadına baskı kurmasıyla, erkeklerin kadınlara baskı kurması kesinlikle aynı şey değil. Kadın, ataerkil öğretiler tarafından uyutulduysa bu yine erkeklerin boktanlığıdır; bunu kadınların "suç"u gibi görmek de zaten yine başlı başına ataerkil bir öğreti. Olay iki taraflı değil yani, tek taraflı, o problem de erkeklerin öğretileri. Bunları geçersek kitap aslında -bence- Bella'nın gözünden, çünkü kitabın yarısından fazlası zaten Bella'nın yaşadıklarını mektupları ağzından anlatıyor, evet, kitap Archibald'la (filmdeki Max) başlıyor ve bir noktaya kadar onun anlatısıyla geçiyor ama kitap Bella'yı Bella'nın ağzından anlatıyor aslında. Kitaptaki sosyalist ve politik söylemlerin kısılışı biraz canımı sıktı, sexwork sekansında kitaptaki anlatının (doktorların gelip zührevi hastalıklara baktıkları bir bölüm var) bazı kısımlarının atılması biraz canımı sıktı, ve birkaç sahnenin değiştirilmesini de isterdim. Bunun dışında Godwin karakteri kitapta Bella'ya aşık, ve hatta Bella'yı yaratmasının ana sebebi de literally kendisine eş istemesi; bu anlatının değiştirilip God'un "baba" portresiyle işlenmesini çok sevdim. Mary Shelley'nin Frankensteinındaki "Yaratılanın Tanrıya olan sorumlulukları ve vice versa" temasını işleyişi zaten çok güzeldi, bence Frankenstein'ın anlatısından çok daha progresif bir yol seçiyor. Film hakkında sevdiğim birçok şeyden bahsetmişsiniz zaten, filmin kadın bedeni üzerindeki tahakkümün ve kadın cinselliğinin baskılanmasının tarihin başından itibaren büyük problemler olmasını "normlardan, tabulardan ve social constructlardan arınmış bir kadın" üzerinden anlatmasını çok sevdim. Film ve kitap her ne kadar koca bir Viktorya dönemi ahlakı eleştirisi olsa da günümüzle de aşırı uyuşan tarafları çok. Filmin cinsellik ve sexual liberation üzerine olan anlatısı her ne kadar radfemlerin çoğunluğu tarafından sevilmemiş olsa da (ki ben politik olarak farklı konumlarda durduğumuzu düşünüyorum) bence film gayet güzeldi, ki anlattığı tek şey de zaten sexual liberation değildi. Film hakkında fark etmediyseniz bir detay da ben atayım bu arada: filmin başındaki siyah-beyaz çekimler Bella'nın yolculuğa çıkmasıyla renkleniyor, bence bu "hayatı tecrübe etme" açısından çok güzel bir sembolizm. Bunun yanında kitapta McCandless Bella'yı gördüğünde onun "gökkuşağı"na benzediğini söylüyor, gökkuşağı da sembolik olarak birçok yazında karakter gelişimini simgeler, filmde Bella'yı olabildiğince renkli yapmaları da bu açıdan mükemmel durmuş.

Kadın mangakayı bilmemde hemen hemen tum shonenlerin başrol seslendirmecileri kadın Hayvan gibi girtlak patlatiyorlar Gomu nomun noooo Rasengann

Not live wow

Tancan abi eskortluğu da normalleştirmessin artık ya

rise of tezene 😂😂😂😂

Poor Things kötü bir film değil ama bence sizin söylediğiniz kadar iyi de değil. Film bana sürekli bir film izlediğimi hatırlatıp durdu ve nedense bir türlü sevemedim. Yönetmenlikten oyunculuğa her şey iyi olmasına rağmen filmin içine girememek benim için tatsız oldu.

Abicim şu barbie neden bu kadar övülüyor oldukça rezalet bi feminazi filmiydi yani inanılmaz. Ryan Gosling in olduğu sahneler hoştu komikti onun dışında çöp.

Black pantherin muzikleri aşşşşşşsiri guzel . mukemmel bir album. ama evet o kadar yok ki filmde muzikler insan sasiriyor , bu da mi balck pantherdanmış dedirtiyor her seferinde. ama ben black patheri kebdrick lamarin albumu olmasundan dolayi kendrick lamar alsi diye hatirliuorum.

Can sungur Sou Sou no frieren izleyene kadar yorum yapıyorum yorum 5

Algoritmaya tokat

yazdığım yorumu, altında denyonun biri "pis sjw'ler" muhabbeti yaptığı için kaldırdım. denyoya kendi leş fikrini söyleyebilmesi için platform olmaya gerek yok.

vanilyani godzilla