Çook teşekkür ederim bu tatlı yorumun için, burada oluşturduğumuz topluluk da bir aile gibi zaten benim için. 🥰 Kardeşler arasında mizaç ve karakter farklılıkları normaldir, eminim ikinize özgü bir iletişim şekliniz vardır ağabeyinle 😊

Çok teşekkür ederim 🥰🥰

💕💕💕

🥰❤❤❤

Teşekkür ederim 💛💛 Tatilde çektiklerimi montajlayabilirsem haftaya sessiz vlog yetiştirmeye çalışacağım 🥰

Ayy teşekkür ederim 🥰

Bende öyle motive oluyorum ❤️

Çok ama çok mutlu ediyor böyle yorumlar 🥰 Güzel kitaplarla tanışmanıza vesile oluyorsam ne mutlu bana 🙏❤

Çok teşekkür ederim 💛 böyle bir video çekeceğim sanırım, çok soruluyor son zamanlarda 😊

@@ozgum çok mutlu oluruz :)

Aynen öyle. Zamansız ve evrensel oluşu onu klasik yapıyor zaten. 📚🙏

Merhaba, "böyle konuşmak" derken neyi kastettiğinizi anlamadım, kitabın konusunu ve içeriğini anlatıyordum. Dünyanın neresinde olursa olsun yaşanan siyasi ve sosyal değişimler sonucunda en büyük bedelleri hep halk öder. Tarihsel kaynakları araştırırsanız devrim sonrası özellikle Kızıl Muhafızlar gruplarının gerçekleştirdiği temizleme hareketlerinin birçok insanı yerinden bazen de hayatından ettiğini görebilirsiniz, Türkçe literatürde 60larda yazılan birkaç makale de mevcut. Çin özelinde uzman bir tarihçi olan Frank Dikötter bu devrimi "her alanda büyük bir kayıp" olarak adlandırmakta hatta, kendisinin konuşmalarını ve eserlerini inceleyebilirsiniz. Sevgiler 🙏

@@ozgum @Özgüm Coşkun Evet, doğrudur kitabın konusunu ve içeriğini anlatıyorsunuz ve bu yüzden size teşekkür ederim. "Yazarın Çin kültür devrimine bakışı şudur" şeklinde bir aktarım yapsaydınız buna yönelik hiçbir itirazım olmazdı. Ama "yazar Çin kültür devriminin halkı yoksulluk ve açlığa nasıl mahkum ettiğini çok güzel anlatıyor" biçiminde sunduğunuz zaman kitabın içeriğini anlatmanın da ötesinde Çin kültür devrimine ilişkin kendi fikrinizi de ortaya koymuş oluyorsunuz. "Dünyanın neresinde olursa olsun sosyal ve siyasal değişimlerin bedelini hep halk öder" ifadenizle ise sadece Çin kültür devrimine değil tüm sosyal ve siyasal değişimlere ilişkin yaklaşımınız ortaya koyuyorsunuz ki bu yaklaşımla hemfikir olabilmek için hiçbir şeyin değişmesini istemeyen, her şeyini aynı kalmasını isteyen bir kişi olmak gerekir. Örneğin Fransız Devrimi gibi büyük bir siyasal ve sosyal değişim sonrasında kaybeden halk mı oldu yoksa imtiyazlı soylular mı? Fransa'da bu sorunun cevabını %99 oranında, "bu işte kaybeden halk değil, soylular oldu" şeklinde alırsınız. Ayrıca sadece Fransız Devrimi değil dünya ve Türkiye Tarihi halkın lehine olan pek çok siyasi ve sosyal değişimle, "Vaka-i Hayriye"lerle doludur. Durum böyle olmasına rağmen, Fransız devrimini kötüleyen, imtiyazları ellerinden alınan soyluların çıkarlarını ifade eden pek çok yazar ve tarihçi tabii ki kolaylıkla bulunabilir. Ama bu tür tarihçi ve yazarların varlığı Fransız devrimini olumsuz bir olay yapmaz. Fransız Devrimi için bu söylediklerim Çin kültür devrimi için de geçerlidir. Tabii ki bu olayı kötüleyen yüzlerce tarihçi akademisyen ve yazar bulabilirsiniz. Bu çok normal çünkü Çin kültür devrimi o ülkede yaşayan pek çok zenginin canını yaktı, bu olayın anısı bile şuanda Çinli zenginleri korkutmaktadır. Sadece Çinli zenginler değil aynı zamanda kendi ülkesindeki toplumsal hareketlerden korkan dünya çapındaki zenginler Çin kültür devrimini kötüleyen ve o sırada yaşanan olayları çarpıtan pek çok tarihçi ve yazarı finanse etmektedirler. Bütün bir söylediklerimden sizin Çin kültür devrimi ile ilgili olarak olumlu bir izlenime sahip olmanız gerektiği sonucu çıkmıyor tabii ki. Ama herhangi bir toplumsal olayı değerlendirirken veya incelerken bu konuyla ilgili tek yanlı kaynaklara değil karşı tarafın görüşlerini de incelerseniz bu konuyu daha geniş bir perspektifle değerlendirme şansınız olur.

Bu güzel önerinizi not ediyorum, çekmeye çalışacağım 🙏