#uzaybelgeseli #devdünyalar #gezegenbelgeseli
Diğer dünyalar evrenin en gizemli köşeleri. Ufkun ötesinde ne var? Bu soruyu yanıtlamak, insan bilgisini sürekli olarak daha da ileriye götürür, doğal dünyaya ve onun içindeki yerimize ilişkin anlayışımızı genişletir. 1990'da, bildiğimiz tek gezegen ve aylar, Dünya ile aynı sistemde Güneş'in etrafında dönüyorlardı. O zamandan beri ufkumuz, ötegezegen adı verilen diğer yıldızların yörüngesinde dönen binlerce başka dünyayı içerecek şekilde genişledi ve yeni bir bilimsel araştırma alanı ve kozmik deneyimimizi bağlama oturtmak için yeni bir potansiyel açtı. Dünyamız, güneşimiz, güneş sistemimiz benzersiz mi? Yalnız mıyız? Dünya'daki evimizden uzaklara bakarız ve içine doğduğumuz dünyanın türünü hayal etmeye çalışırız. Bugün uzaya çok uzaklara ulaştık. Yakın çevremizi oldukça yakından tanıyoruz. Ancak artan mesafe ile bilgimiz kaybolur. … Arama devam edecek . Dürtü tarihten daha eskidir. Memnun değildir ve bastırılmayacaktır. diyen Edwin Hubble bilim insanlarının hayallerini güçlendirmiştir. Dünya'nın bol suyu, bildiğimiz tüm yaşamı mümkün kılıyor. Ama o suyun buraya nasıl geldiğini bilmiyoruz. Kuyruklu yıldız çarpışmaları yoluyla mı geldi, yoksa zaten gezegenimizin eski kökenli malzemesinin bir parçası mıydı? Gökbilimciler aynı fikirde değiller ve James Webb Uzay Teleskobu'nun onları bir çözüme yaklaştıracağını umuyorlar. Zamanda Dünya'nın ilk günlerine geri dönmenin bir yolu olmasa da, gökbilimciler Webb'i diğer yıldızların etrafında oluşan diğer gezegenlere bakmak ve suyun bu sistemlere nasıl girdiğini keşfetmek için kullanacaklar. Webb gibi kızılötesi ışığı inceleyen NASA'nın Spitzer Uzay Teleskobu, Güneş benzeri yıldızların etrafındaki tüm ön-gezegen disklerinin en az yarısının su buharı içerdiğini buldu. Webb, Spitzer'in bulgularını daha ayrıntılı incelemek için spektroskopiyi kullanacak ve su da dahil olmak üzere disklerin kimyasal bileşimini inceleyecek. Bu araştırma aynı zamanda daha düşük kütleli yıldızlara ve soluk kahverengi cücelere de uzanacak .Bir gezegen öncesi diskte suyun bulunduğu yer , yaşanabilir dünyaların nasıl oluştuğunun gizemine dair önemli bir ipucudur. Bir yıldıza yakın su, gaz halinde olur ve oluşan kayalık bir gezegenden uzaklaşır. Güneş sistemimizdeki gaz devi gezegenlerin, suyun katı buz şeklini aldığı, daha sonra daha büyük yerçekimi kuvvetiyle gazı çekebilen gezegenlerin oluşumunda daha büyük kütleye katkıda bulunduğu yıldızdan neden daha uzakta bulunduğunu anlamamız önemlidir Ancak bu, Dünya'nın sıvı su okyanuslarının nasıl oluştuğu sorusunu yanıtsız bırakıyor; güneş sistemimizde benzersizler, ancak diğer sistemler bize kendi kökenlerimiz hakkında çok önemli ipuçları sağlayabilir. Keşfedilen ilk ötegezegenlerden bazıları gökbilimciler için şaşırtıcıydı. Bazıları bir atarcanın yörüngesinde döner.... ölümcül miktarda radyasyonu uzaya göndererek yaşanılmaz bir ortam yaratan çökmüş bir yıldızın kalıntı çekirdeği. Birçoğu, hem büyük hem de ev sahibi yıldıza aşırı derecede yakın, çoğu maddenin gezegenlere yoğunlaşmak için çok sıcak olduğu beklenmedik kombinasyonuna sahip “sıcak Jüpiter” gezegenlerdir. Ana gezegenimizden daha büyük ama güneş sistemimizin bir sonraki en büyük üyesi Neptün'den daha küçük olan "süper Dünyalar" da var. Güneş sistemimizdeki en büyük gezegen olan Jüpiter'den çok daha büyük ötegezegenler de bulundu yabancı bir dünya için ilk referansımız Ay'dır ve bunun ötesinde güneş sistemimizin diğer gezegenleri, ayları ve cüce gezegenleri. Her biri benzersiz ve Dünya'da bildiğimiz çevreden çok farklı olsa da, mantıklı bir organizasyon olarak kabul ettiğimiz şeyi takip ediyorlar: kayalık gezegenler tarafından en yakın yörüngede dönen orta yaşlı tek bir sarı yıldız. , daha uzaktaki dev gezegenler artı daha küçük cisimlerin geniş alanları - kayalık Asteroit Kuşağı ve buzlu Kuiper Kuşağı, gezegen oluşum sürecinden arta kalan malzeme. Yaşamın olduğu bilinen tek dünya olan Dünya, geniş sıvı su okyanuslarına ve önemli bir atmosfere sahiptir. Uzay aracı misyonları bize güneş sistemimizin uydularının da çok çeşitli dünyalar olduğunu gösterdi. Jüpiter'in Europa'sı, su buharı salan çatlaklarla dolu buzlu bir kabuğa sahipken, uydusu Io, Güneş Sistemi'ndeki volkanik olarak en aktif dünyadır. Satürn'ün uydusu Titan, büyük yüzey metan göllerine sahiptir. Bunları duydukça evrene olan hayranlığınız ve merakınız giderek artıyor sanırım. 1992'de bir pulsarın yörüngesinde dönen ilk ötegezegenlerin keşfedilmesinden bu yana, gökbilimciler, hayal edebileceğimizden daha fazla ve daha garip dünyalar olduğunu fark ettiler ve birçoğu muhtemelen kendi sistemimizde tanıdığımız düzgün plana uymuyor. . Örneğin, bize en yakın ötegezegen olan Proxima b, Alpha Centauri üçlü yıldız sistemi içindedir. Yıldızlarına çok yakın yörüngede dönen Jüpiter büyüklüğünde gaz gezegenleri, devasa kayalık "süper Dünyalar" ve "sıcak Neptünler" de var. .