kzfaq.info/get/bejne/ea2heJWGz9XdkmRq.html

Aynen Saliha hanım makineli tüfek gibi konuşuyor insanı yoruyor

1:23:50 de Mason musunuz soruna verdiği cevap yeter zaten anlamak için. Çünkü bir masona kamunun haberder olabileçeği bir durumda gazete ropartajı , calı yayın v, dergi makalesi vs sorarsanız Mason biri ya kabul eder yada ben mason değilim , yok değilim gibi bir şey diyemez geçiştirir saptırır. Mesala Sülayman Demirel hikayesini bilenler bilir sonrasında ropörtaj yapıldığında bu soru soruyuluyor gazetede verilen cevap şu "Ben bir daha bu topa girmem" 😉 gene kıvrılma anladınız mı ? İzleyin anlaycaksınız.

İyi yakalamışsınız. Mason zaten kendisi. Masonlukla ilgili programlara çağırılması kadar saçma bi şey yok.

Biz içerden derken içimizdeki hainlerden söz ediyor

Biz derken halkı kastediyor arkadaş saka mısınız siz

Konuk cevaplamak yerine çarptırınca , moderatör bölmeyip ne yapsın

Haklısınız ama Türkçe'de "Tanrı" kelimesi "Yaratıcı" kelimesiyle anlam olarak bütünleştiği için kökeninden çok taşıdığı anlam ile kullanılıyor. "Amin" kelimesi de aynı mantıktadır aslında. Amin kelimesinin bir mısır tanrısının adının kısaltması olduğu düşünülüyor. Kendisi, İnsanlar dua ettikten sonra dualarının sonunda kendi adının söylenmesini istiyor ve amin kelimesi zamanla kalıplaşarak ve dilden dile girip kök anlamını kaybederek dilimize yerleşiyor. yine de eksiğim olabilir, araştırmanızı tavsiye ederim.

​@@MarcusJuniusBrutuss Asıl şekli âmîn olan kelimenin kökeni ve anlamı hakkında bugüne kadar çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Üzerinde durulan tezlerin başlıcaları, Mûsevîler ile hıristiyanlar tarafından da amen şeklinde (âmen/âmên telaffuz edilir) ve aynı amaçla kullanılmasına dayanılarak İbrânîce veya Süryânîce’den Arapça’ya girdiği, Arapça emn “inanmak, güvenmek” kökünden türediği ve Allah’ın isimlerinden biri olduğu şeklindedir. Bunların ikincisi ile ilgili olarak ayrıca kelimenin yapısı, lugat ve terim mânaları gibi hususlarda çeşitli fikirler ileri sürülmüş ve lugat mânası “kabul buyur” veya “icâbet eyle” olmamakla birlikte, bu anlama gelmek üzere Allah’a hitaben kullanılan bir terim olduğu görüşü benimsenmiştir (bk. Lane, I, 102; İTA, I, 406-407). Kitâb-ı Mukaddes’in pek çok yerinde amen şeklinde geçen âmîn kelimesi, ana Sâmî dilin (Proto Semitik) ymn “sağ (taraf); doğru, emin, inanılır, güvenilir” kökünden türemiştir ve bütün Sâmî dillerde yer alır. En eski Sâmî dillerden Akkadca’da imnu(m) ve Eski Mısırca’da imn şeklinde görülen ymn kökü, Arapça’da iki ayrı kök halinde gelişmiştir: 1. ymn (يمن) “sağ taraf, sağ el; bereket; yemin” (yemin ederken sağ elin kaldırılması ve kitaba sağ el ile basılması da bu fiilin işaretle pekiştirilmesi içindir); 2. emn (أمن) “inanmak, güvenmek, emin olmak.” Bu durumdan âmîn kelimesinin Arapça’nın öz malı olduğu, ileri sürüldüğü gibi İbrânîce veya Süryânîce’den geçmediği anlaşılmakta ve yapısı da bunu doğrulamaktadır. Çünkü âmîn, iddia edildiği gibi Arapça’da mevcut olmayan fâîl (فاعيل) vezninde değil, faîl (فعيل) veznindedir ve aslı bu vezinde emîn olup sonradan işbâ edilmiştir (harf eklenmiştir; krş. İTA, I, 406). Kelimenin her zaman nida etme, ünleme halinde (vokativ) bulunması sebebiyle başındaki vokal daima uzatılarak telaffuz edilmiş ve bu kullanımın yaygınlık kazanmasından dolayı da vurgulu telaffuz imlâyı etkileyerek hemzeden sonra uzatan elifin konulmasına yol açmıştır. Arapça’da ayrıca emîn sıfatının muhaffefi emin ile yine aynı kökten başka vezinde türetilen ve aynı anlamı taşıyan âmin sıfatının da bulunması, kelimenin bu dile ait olduğu görüşünü desteklemektedir. Kitâb-ı Mukaddes’te âmîn kelimesinin amen şeklinde görülmesi ise İbrânîce ve Ârâmîce-Süryânîce ile Arapça arasında e/i değişikliğinin bulunması sebebiyledir (yine ortak kelimelerden İbr. kôteb, Ârâmîce-Süryânîce kâteb, Ar. kâtib “yazıcı” gibi). Klasik Arap dilcileri âmînin kök yapısından çok fonksiyonu üzerinde durarak onun “esmâʾü’l-ef‘âl” (fiil isimleri) grubundan bir isim veya bir “ismü’s-savt” (ünlem) olabileceğini ileri sürmüşler, dolayısıyla da kelime anlamından çok terim anlamını tartışmışlardır. Yukarıda açıklandığı üzere âmînin aslı ise emîn sıfatı olup lugat mânası “doğru, inanılır, güvenilir”dir. Öte yandan Arapça’da “âmîn demek” fiili te’mîn kelimesiyle ifade edilmektedir ki eş anlamlısı tasdik “doğrulama” olan te’mînin lugat mânası da “inandırma, güvenlik hissi verme, pekiştirme”dir. Bu durumda âmînin İbrânîce ve Ârâmîce-Süryânîce’de olduğu gibi Arapça’da da “doğru, şüphesiz, gerçek” kelime mânasını taşıdığı ortaya çıkmakta ve uygulamadaki kullanılış biçimi de bunu desteklemektedir.

vatan hainleri takipleşiyor

Çok güzel Yakalamışsın

masonluk budur,masonluğu en objektif şekilde ifade etmiştir. bir masondan dinleseniz daha farklı olurdu. sizin istediğiniz Müslümanlık hakkında bir programda İslamı anlatıcının bir Hristiyan ilahiyatçı olması gibi. masonluğu bu kadar gözünüzde büyütmeyin.

kzfaq.info/get/bejne/ea2heJWGz9XdkmRr.html

@@merttoker3311 sende de var bişeyler :) saygılar :)

kzfaq.info/get/bejne/ea2heJWGz9XdkmRs.html

@Antime pelin de öyle

1:23:50 de Mason musunuz soruna verdiği cevap yeter zaten anlamak için. Çünkü bir masona kamunun haberder olabileçeği bir durumda gazete ropartajı , calı yayın v, dergi makalesi vs sorarsanız Mason biri ya kabul eder yada ben mason değilim , yok değilim gibi bir şey diyemez geçiştir saptırır. Mesala Sülayman Demirel hikayesini bilenler bilir sonrasında ropörtaj yapıldığında bu soru soruyuluyor gazetede verilen cevap şu "Ben bir daha bu topa girmem" 😉 gene kıvrılma anladınız mı ? İzleyin anlaycaksınız.

100%

Annene selam

@@MrSecoBaba bilmem kimin evladı annenin kim olduğ belli değil ondan rahatsın tabi böyle ocluk yapıyon ip adresini buldum selamıni polis amcalarına iletiyorum şimdi

1:23:50 de Mason musunuz soruna verdiği cevap yeter zaten anlamak için. Çünkü bir masona kamunun haberder olabileçeği bir durumda gazete ropartajı , calı yayın v, dergi makalesi vs sorarsanız Mason biri ya kabul eder yada ben mason değilim , yok değilim gibi bir şey diyemez geçiştirir saptırır. Mesala Sülayman Demirel hikayesini bilenler bilir sonrasında ropörtaj yapıldığında bu soru soruyuluyor gazetede verilen cevap şu "Ben bir daha bu topa girmem" 😉 gene kıvrılma anladınız mı ? İzleyin anlaycaksınız.