Alışanlık hastalığı nasıl yenilir?
Alışkanlık hastalığı bize neleri kaybettiyor?
İnsan vücudu bir saray gibi nasıl inşa ediliyor ?
Lemalar Risalesi video serisi için tıklayın;
• Lemalar 📘
00:00 Ülfet
08:33 Ülfetin Psikolojideki Yeri
10:50 İlgisizlik
16:30 İnsan Sarayı (Risale-i Nur kısmı)
#alışkanlık #ülfet
Risale-i Nur'da Geçen Bölüm;
17.lema 14.nota 1.remiz
on yedinci lema on dördüncü nota birinci remiz
ON DÖRDÜNCÜ NOTA
Tevhide dair dört küçük remizdir.
BİRİNCİ REMİZ: Ey esbabperest insan! Acaba, garip cevherlerden yapılmış bir acip kasrı görsen ki yapılıyor. Onun binasında sarf edilen cevherlerin bir kısmı yalnız Çin'de bulunuyor. Diğer kısmı Endülüs'te, bir kısmı Yemen'de, bir kısmı Sibirya'dan başka yerde bulunmuyor. Binanın yapılması zamanında, aynı günde şark, şimal, garp, cenuptan o cevherli taşlar kolaylıkla celb olup yapıldığını görsen, hiç şüphen kalır mı ki, o kasrı yapan usta, bütün küre-i arza hükmeden bir hâkim-i mu'cizekârdır?
İşte, herbir hayvan, öyle bir kasr-ı İlâhîdir. Hususan insan, o kasırların en güzeli ve o sarayların en acibidir. Ve bu insan denilen sarayın cevherleri, bir kısmı âlem-i ervahtan, bir kısmı âlem-i misalden ve Levh-i Mahfuzdan ve diğer bir kısmı da hava âleminden, nur âleminden, anâsır âleminden geldiği gibi; hâcâtı ebede uzanmış, emelleri semâvat ve arzın aktârında intişar etmiş, rabıtaları, alâkaları dünya ve âhiret edvârında dağılmış bir saray-ı acip ve bir kasr-ı gariptir.
İşte, ey kendini insan zanneden insan! Madem mahiyetin böyledir; seni yapan ancak o Zat olabilir ki, dünya ve âhiret birer menzil, arz ve semâ birer sayfa, ezel ve ebed, dün ve yarın hükmünde olarak tasarruf eden bir Zat olabilir. Öyleyse, insanın mâbûdu ve melcei ve halâskârı O olabilir ki, arz ve semâya hükmeder, dünya ve ukbâ dizginlerine mâliktir.
Hayırlara vesile olmak , daha fazla insanlara ulaşabilmek için "KATIL" butonu ile aşağıdaki linkten bize destek olabilirsiniz
/ @hayalhanem
Facebook ; / mehmedimyldz
Twitter ; mehmedimyldz?lang=tr
İnstagram ; / mehmedimyldz
Bize Ulaşın:
Yurtdışı : +90 537 492 71 01
Yurtiçi: +90 531 859 79 91
hayalhanemmersin@gmail.com
ÜLFET
-Etrafında sürekli olan olayların sana sıradan gelmesine ülfet denir.
-Bir insanın havada uçtuğunu görsek, bu olay sıradan olmadığı için çok şaşırırız.
-Peki bir çocuğun doğumu neden bize şaşırtıcı gelmiyor?
-Doğum hadisesi bir mucize iken bizlerde bu olay sıradanlaşmıştır.
-Kuran'ın en büyük gayesi bizdeki bu ülfet perdesini (sıradanlık) yırtmaktır.
SIRADANLIK PERDESİ
-Sıradanlık perdesini yırtarak mevcudata bakalım.
-Muz meyvesini yediğimizi düşünelim.
-Muzda tat var ama toprağın dili yok.
-Dili olmayan toprak, seveceğimiz tadı nasıl analiz etmiş olabilir?
-Muzda renk var ama toprakta göz yok.
-Gözü olmayan bir toprak, rengarenk bir işi nasıl yapmış olabilir?
-Muzda vitaminler var ama toprakta bu vitaminleri yapacak kimya laboratuvarı yok.
-Muzun bütün ağacının planı ufacık çekirdekte yazılı ama toprakta bunu yazabilecek kudret yok
-Şuursuz bir topraktan şuurlu bir netice çıkıyor.
-Şuursuz sebeplerden şuurlu bir neticenin çıktığına inanmak için şuurumuzu yitirmiş olmamız lazım.
ÜLFETİN PSİKOLOJİDEKİ YERİ
-Fare, sürekli zil sesinden sonra peyniri yediği için peyniri zilden zannediyor.
-Bu olaya edimsel koşullanma denir.
-Edimsel koşullanmayı hayatımızda da yaşıyoruz.
-Portakaldan önce sürekli ağacı gördüğümüzden, portakalı ağaçtan zannediyoruz.
-Baldan önce sürekli arıyı gördüğümüzden, balı arıdan zannediyoruz.
-Sütten önce sürekli ineği gördüğümüzden, sütü inekten zannediyoruz.
ESBABPEREST İNSAN
-Sebeplere tapan insan manasındadır.
-Sütün sebebini inekten biliyor.
-İpeğin sebebini elsiz,ayaksız böcekten biliyor.
-Balın sebebini şuuru olmayan arıdan biliyor.
-Esbabperest insanlar bu sebeplere takıldığında;
Huzuru etrafındakilerden,
Rizki patrondan,
Kendindeki gücü de dalkavukluk yaptığı insanlardan bilir.
-İnsan,sebepleri yırtmadan Allah'ın gerçek bir kulu olamayacak.