Рет қаралды 2,657
@TÜRBEDELİSİ Safer Dal Efendi İstanbul Eğrikapı’da dünyaya geldi. Babasının adı Sadık Ramazan Efendi Annesinin adı Ülker Hanımdır baba tarafından Emir Sultan soyundan Çanakkale şehidi bir babanın kızıdır. Safer Dal, II. Dünya Savaşı’nın olumsuz şartları yüzünden ortaokulu tamamlayamadı. Gençlik yıllarında babasından öğrendiği helvacılıkta ve muhtelif işlerde çalıştı. 1950’de askerden dönünce Haliç’teki Camialtı Tersanesi’nde işe başladı. Sonraki yıllarda Beyazıt’ta pastanecilik ve düğün salonu işletmeciliği yaptı. 1950’de Tophane’deki Kadirihane şeyhi Gavsi Efendi ve Kasımpaşa’daki Ayni Ali Baba Dergahı Kadiri-Rifai şeyhi Muhyiddin Ensari Efendi’nin sohbetlerine katıldı. İstanbul’un meşhur vaizlerinden Büyük Cemal Efendi’nin vaazlarını takip etti. İstanbul tekkeleri ve tasavvuf kültürü konusunda Cemalettin Server Revnakoğlu’ndan faydalandı, çalışmalarında kendisine yardımcı oldu. 1953’te bir mürşide bağlanma arzusu içinde iken şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi’nin yeğeni Nakşibendiyye tarikatından Sabri Hoca kendisine Nureddin Cerrahi Asitanesi şeyhi İbrahim Fahreddin Efendi’yi tavsiye etti.
Osmanlı İstanbulu’nun sosyal hayatını ve görgüsünü Cumhuriyet Türkiyesi’ne taşıyan köprülerden biri olan Fahreddin Efendi’ye intisabı Safer Dal’ın hayatında bir dönüm noktası oldu. Onun vefatına kadar (1966) hizmetinde bulundu. Daha sonraki yılları Fahreddin Efendi’nin halifesi Muzaffer Ozak’ın yanına geçti. Tarikat ayin ve zikirlerini tanıtmak, konferanslar vermek amacıyla ilki 1978 yılında Rennes şehrinde düzenlenen kültür sanat festivaline katıldı. Ardından Amerika Birleşik Devletleri ile Almanya, İngiltere, Hollanda, Belçika gibi Avrupa ülkelerine yapılan seyahatlerde Muzaffer Ozak’a eşlik etti. 1967, 1974, 1976 ve 1980 yıllarındaki hac yolculuklarında onunla birlikte Kudüs, Bağdat, Şam, Kahire gibi şehirlerde Ehl-i beyt ve evliya türbe ve kabirlerini ziyaret etti. Buradaki alimler ve şeyhlerle tanışma fırsatı buldu.
1985’te Muzaffer Ozak’ın vefatı üzerine Nureddin Cerrahi Tekkesi’nin yirminci türbedarı ve postnişini olarak irşad görevine başladı. Türk Tasavvuf Musikisi ve Folklorunu Araştırma ve Yaşatma Vakfı’nın başkanlığını üstlendi. Pazartesi ve perşembe akşamları meşk ve zikir icra eden, cumartesi akşamlarını sadece sohbete ayıran Safer Dal ayet ve hadislerin yorumu diye nitelediği evliya sözleri, nutukları ve menkıbelerinden örneklerle zenginleştirdiği sohbetlerinde tasavvufun en ince meselelerini sade bir dille anlattı. Sohbetlerindeki muhabbetli, zarif ve mütevazi tavrı yerli ve yabancı her kesimden pek çok kimsenin kendisine intisabını sağladı.
Tekke musikisini çok iyi bilen Fahreddin Efendi’ye intisabının ardından musikiyle de ilgilenmeye başladı. Cerrahi Asitanesi zakirbaşıların’dan Ali Haydar Efendi, Albay Selahattin Gürer, Hopçuzade Şakir Efendi (Çetiner), Hüseyin Sebilci (Okurlar), Yarbay Zühtü Bey, Necati Bey, Hafız Hüseyin Tolan, Hafız Yaşar Okur, Hafız Asım Bey gibi bestekar ve musikişinaslarla tanıştı.1980’li yıllarda tanıştığı Kanuni Cüneyt Kosal ve Metin Alkanlı’ya arşivlediği ses kayıtlarını verip bu eserlerin notaya alınmasını sağladı. Türk Tasavvuf Musikisi ve Folklorunu Araştırma ve Yaşatma Vakfı’nda notaya alınan eserleri eski İstanbul tekkelerinde icra edilen zikir usulleriyle meşkettirerek yeni nesillere öğretti.
Günümüzde eser ve icra bakımından hayli zengin durumda olan tekke musikisi kültürü bunu büyük ölçüde Safer Dal’ın gayretlerine borçludur. Musikiye katkıları arasında kendi dokuz bestesini de zikretmek gerekir. Bunların en meşhuru Fahreddin Efendi’nin, “Tevhid etsin dilimiz” nutkuna yaptığı hüseyni bestedir. Safer Dal tekke kültürü hakkında da geniş bilgi sahibiydi. Ayrıca yurt içi ve yurt dışındaki evliya türbelerine tarikatı belirten tac-ı şerif koyarak ve sandukaları yenileyerek hizmette bulunan Safer Dal, 21 Şubat 1999 tarihinde vefat etti.