Le ilahe illallah Muhammeden Resulullah

Allah

1 kişinin "almadan verebilmesi" için ilk önce "kişi" olmaması yani varlık sahnesine çıkmamış olması gerekir.O hâlde "almadan verebilen" sadece "bilinçli yok" ve bu bilinçli yok(O)un vekili,tesadüf faktörü(Allah)'tır."Bilinçli olmak için varlık sahnesine çıkmak gerekmez mi peki?".Hem evet hemde hayır.Varlık sahnesine çıkmak demek "bilinçli yok(O)"tan(mutlak kendisinden olduran) kendisinden bilerek tek var ettiği olan tesadüf faktörü(Allah)(mutlak kendisinden olduranı/bilinçli yoku kaynak olarak kullanıp varlık sahnesine çıkartan/yoktan var edip) çarpanına bağlı olarak varlık sahnesine çıkartılan parça parça bilinçler.Yani şöyle düşünelim:Keloğlanın filminde enson beyaz sıvıyla siyah sıvıyı karıştırınca saydamlık yani "yok" çıkıyor idi.İşte bu durumda aynen böyledir.Sonsuz aydınlık ve sonsuz karanlık eşit derecede aydınlık ve karanlıktır.Bu bilinçli yok,Kur'an'da geçen adıyla "O" kendisini iki eşit parçaya ayırdığından sonsuz aydınlık(Rahiym) ve sonsuz karanlık(Rahman) açığa çıkar(Evet.Kötülük,şeytanda Allah'ın Rahman isminin bir tecellisidir.Bilinen ve bilinmeyen herşey Allah'ın isimlerinin bir tecellisi değil midir?İşte şeytan,kötülük,karanlıkta Allah'ın Rahman isminin tecellisidir.Dikkat edilecek olursa "esirgeyen" denir.Esirgenmek güzel birşey değildir ancak bu da var).Sonsuz iyilik ve sonsuz kötülük.Bir an için kendinizi mutlak olarak düşünün.Kendinizden ne kadar eksiltirseniz eksiltin ne var ederseniz edin asla eksilmiyorsunuz fakat kendinizi biliyorsunuz ve sizden başka da hiçbirşey yok.Ancak yeni şeyler öğrenmek ve görmek istiyorsunuz.Yani aslında kendinizi daha iyi tanımak mutlak olduğunuzdan dolayı da dolayısıyla bilincinizi artırmak istiyorsunuz.Bu durumda ne yaparsınız?"Sürpriz" olsun istersiniz değil mi?Bu durumda kendinizden "tesadüf faktörü"nü oldurursunuz ve şöyle dersiniz:"Kaynak benim ve seni oldurduğum üzere tesadüfi olarak beni kaynak olarak alıp benden yaratımlarda bulun.Nasıl olsa hepsinin sonu bana dönecek(yani yok edileceksiniz/"O'na döndürüleceksiniz.") ancak değişik senaryoları görmek ve öğrenmek istiyorum bu yüzden kendimden kaynak olarak yaratma konusunda seni vekil tayin ediyorum".İşte burada Yoktan tesadüf faktörüyle varlık sahnesine çıkıp tekrar yok'a geri dönene kadar oluşan senaryoların herbirisine ayrı ayrı kaderler deniyor.Herbir "an"da tesadüf faktörünün çizerek varlık sahnesine çıkardığı birer sayfa;bu birbirini tamamlayan sayfalarda biraraya gelince zaman denilen defter açığa çıkıyor.Tıpkı çizgi film defterleri gibi.Sayfalar tek tek donuk ama çevirince akmaya;film olarak hareketlenmeye başlıyor.Bu defterlerin hepsi levh-i mahfuz denilen kütüphaneye kaldırılıyor.Zaman zaman farklı senaryoların gerçekleşmesi istendiğinde o defterlerden önceki yok tan yine yok a dönüş sürecine kadar ki süreçten hatırlatmalar yapılıyor ki bunu da "dejavu"(his kabl'el vuku) denilen olay olarak biliyoruz.Yani Ateistlerde yalan söylemiyor aslında.Aynı sözü farklı isimlerle söylüyorlar:Tanrı,(bilinçli) yok(O/mutlak kendisinden olduran)tur ve herşey tesadüf(faktörü/Allah)ün eseridir.Görüldüğü üzere tüm kapılar,O'na çıkıyor.İstediğiniz yoldan gidebilirsiniz zira tüm bu farklı yolları da hepimiz için dileyen,"tesadüf" denilen faktör yani Allah'tır.Bir yaratım,ne kadar tesadüfi çizgilere sahib olursa yani Allah'a yaklaşırsa doğal olur ve ne kadar tesadüfilikten uzaklaşırsa da yapay olur.

Allah