Türkiye'de herkes futbol bilir ama aslında kimse de bilmez ;)

Bana 70’lerden itibaren milli takımı seyretmek nasip oldu. 60’larda fena değildik, 70’lerde ise çok başarılı sonuçlar aldık. İzmir Atatürk stadında oynanırdı nerdeyse her maç. İyi bir takım vardı. Ziya, zekeriya, alpaslan, fatih, engin, b.mehmet, metin kurt, cemil , vs…rusyayı yendik, polonyayı yendik, almanyada 1-1 berabere kaldık, isvçreyi defalarca yendik. Ancak şu unutulmamalı : o yıllarda demir perde vardı. sonradan bazı ülkeler parçalandı, bölündü… Ama o yıllarda Çekoslavakua vardı, Yugoslavya vardı. çok güçlüydü yugoslavya. şimdi tek bir yugoslavya’dan Hırvatistan, sırbistan, slovenya, kosova, bosna hersek, karadağ, makedonya…. bunların tabii bir kısmını şimdi yenebiliyoruz. ama o dönemde yugoslavya’yı devirmek bizim için çok zordu. bugün sırbistan-hırvatistan karmasını bir düşünün…. Sovyetler çok güçlüydü. Bugün estonya, litvanya, letonya, beyaz rusya, gürcistan, moldova, ukrayna, özbekistan, kazakistan, ermenistan, azerbeycan… vs… bunların çoğunu yenebiliyoruz… ama o günlerde sovyetleri yenmek çok zordu. ona rağmen izmirde mağlup ettik. en iyi oyuncuları blokhin idi. dinamo kiev takımı bir sovyetler birliği takımıydı…

Açık ara en iyi vidyon olduğunu düşünüyorum. Türk futbolunun 80lerde kanayan yaralarına parmak basmışsın. Bense hem o yıllarda hem de hala hiç değişmemiş futbol yaramıza değinmek isterim. İş disiplinimiz yok. Basit rakipleri ciddiye almıyor, bazen de ciddiye almayı hayaecanlanıp becerememek olarak anladığımız için küçücük rakiplere puan kaybediyorduk. Gurup liderini yenip, çok basit rakiplere kaybettiğimiz yığınla maç gösterebilirim. Çok iyi hücum oyuncularına sahip olduğumuz halde, hiç takım savunması yapmadığımız, koşup mücadele etmediğimiz için kaybettiğimiz dünya maç var. Fatih Terim ve Rasim Kara bunu değiştirmişti. Takımı savunma yapmayı da becerir hale getirmişti. Mücadeleye azmettirmişlerdi milli takımı. O genetik hastalıklarımızsa hala aynen duruyor bugün bile. Çok geri pas yada luzümsuz yan paslar, maç içinde dönem dönem plansız oynama, plana sadık kalmama, iş disiplinsizliği, puan kaybetmememiz gereken maçlarda mücadele eksikliği, koşma eksikliği, rakiple ikili mücadeleye girmeme, hava toplarına girmeme, zaman zaman top rakipteyken son 18imize kadar rakibi seyretme, hatta bazı bazı taktiksizlik yada öyleymişiz gibi oynama...vb. Dünyanın en iyilerini yenip en kötülerine puan bırakma... NOT: Hakan Çalhanoğlu en az 5 yıldır emekli olmuş bir harmandalı oyuncusu. Hareket edemiyor. Acilen milli takımdan çıkarılmalı !! Acil !! Kıpırdayamamasını geçtim. Herhangi bir 10 numara özelliği gösteremediği gibi, top kendiyken herhangi bir ofansif hareket de yapamıyor, aacil !!

Şortların dar gönüllerin bol olduğu ,hep kaybettiğimiz fakat bir golle bile mutlu olabildiğimiz çok güzel senelerdi.Evet 46 yaşındayım:)

Harika anlatmışsınız! Amcam hep 8 yediğimiz İngiltere maçını anlatırdı 😂 4-0 yenik durumdayız, İngiltereye golümüz yok ve gol olmak üzere spiker; ‘’Uğur golü at tarihe geç’’ 😂 O da gidip direğe vurmuş 🤣🇹🇷🇹🇷🇹🇷 bu arada 84 doğumluyum

O yıllarda çocuktum. Kaybetmek kaderdi o zamanlar. Yalnız şu da var. O yıllarda yabancı hakemler aleyhimize çok fazla haksız karar verirdi. Çok değerli bi analiz olmuş. Eline sağlık.

Kral video mu izledik profesyonel belgesel mi izledik bu işi çözdün sen

O meşhur Pirlo kitbını Türkçe'ye senin çevirdiğini de kimse bilmez Yiğido 😂😂

Son dönemde bu kadar harika bir video izlemedim. Mükemmel anlatım görüntüler eksiksiz ve tam yerinde... Detaylar ve karşıt görüşler çok iyi işlenmiş

kaliteli belgesel tadında çok güzel bir video olmuş emeğine sağlık kardeşim .

Yiğit abi, futbol içeriklerini takip etmek çok keyifli. Umarım bu tarz videoların devamını da izleyebiliriz. Kolaylıklar dilerim ve teşekkür ederim.

Korkunç gecen seneleri çok güzel anlatmışsinz. Kimse bize 2000 öncesini anlatmamısti ve belgesel tadında videosu yoktu. Sanırım kabus gibi geçtiğinden kimse ağzına almak istememiş 😂

Türk futbolunda dönüm noktası: Haziran 1993'te düzenlenen Akdeniz Oyunları'na katılan Olimpik millî takımın başında da Fatih Terim bulunmaktaydı. Daha sonra Galatasaray'da beraber çalışacağı ve kupalar kazanacağı Hakan Şükür, Arif Erdem, Tugay Kerimoğlu, Ergün Penbe'nin yanı sıra Sergen Yalçın, Emre Aşık, Alpay Özalan gibi o dönem daha yıldız olmamış genç isimleri kadroya dahil etti. Türkiye, Zinedine Zidane'lı Fransa'nın olduğu grubu birinci bitirdi ve yarı finalde bir kez daha eşleştiği Fransa'yı 1-0 yenerek finale çıktı. Finalde de Cezayir'i yenerek, altın madalyayı kazandı.

Mükemmel video emeğine sağlık abim. ❤

80 li yıllardaki milli futbolcuların, şimdiki futbolcuları eleştirme hakları elinden alınmalı.

Seri devam etmeli emeğinize sağlık 😉

Cidden harika bir video olmuş bu tarz videoların devamını bekleriz

Arşiv niteliğinde, Türk sporuna kazandırılmış bir video daha...Thankss!!!

Sanırım videonun en kilit noktası Avrupa Şampiyonu olan ümit milliler için dediğiniz artık bir planımız var cümlesiydi. Ülkemizde pek çok konuda olduğu gibi takım sporlarında da belki en beceremediğimiz şey bir plan tasarlamak ve sabırla o planı uygulamak. Bu plan hem saha içinde belli bir taktik benimsek hem de saha dışında doğru tesisleşme konuları gibi çok geniş bir yelpazede değerlendirilebilir. Düşünün günümüzde bile stadyumun çimleri yeşil gözüksün diye yeşile boyamaya çalışan bir zihniyet var. İşte böyle bir zihniyet varken ülkemizden başarılı takımların çıkması için iki çok önemli husus var bence. İlki altın jenerasyon (futbolda 70-72 doğumlular jenerasyonu yada basketbolda 78-79 doğumlular jenerasyonu gibi) bulmak. Sonra bu jenerasyon üstüne sabır gösterecek ve yatırım yapabilecek inatçı bir yönetici (Şenes Erzik, Fatih Terim, Alp Yalman, Aydın Örs ve Çetin Çeki vb...) olması. Bu tür dönemlere denk geldiğimizde hem takımlar hem de milli bazda takım sporlarında başarılı sayılabilecek dönemler yaşayabiliyoruz. Fakat bu başarıları asla bir ekole çevirmeyi başaramıyoruz. Ne zaman ki elde edilen başarı temelinde herhangibir sporda "Türk Ekoü" üretebiliriz bence esas o zaman makus talihimiz yenmiş sayılabiliriz.

Eline sağlık çok güzel olmuş yine.

cok iyi, bekledigim bir videoydu. piontek konusunda ben yararli oldugu kanaatindeyim. videoda da degindigin gibi onun zamaninda anadolu'da futbola cok buyuk destek veridigi hep soylenirdi. asil iddia ise bir cok sehirde yerel maclari izlettirip video kaydi yaptirdigi ve buradan oyuncu sectigi idi. hasan sas filan bu videolarda gozune carpmis. iddia yanliz bu :). gercegi nedir bilmiyorum. ama gorunen bir sey var ki hem Denizli hem de Terim bu iki ismin yardimciligini yapip sonraki 15-20 seneye damgalarini vurduklarina gore bir miras biraktiklari kesin.

Gördüğüm en iyi futbol yayını. Tebrik ederim

Allah Fatih Hocaya uzun ömürler versin

ellerine saglikkk su kanala yeni videolar gelsin diye merakla bekliyorum. Emegine saglik..

Yiğit Bey devamını bekliyoruz.

müthis bir yapit olmus emeginize saglik

30. saniyede başlayan 80'ler melodisi hangi şarkıya ait? Ayrıca çok güzel içerik olmuş.

çoğu kişi sevmesede FATİH TERİM türk futbolunun kaderini değiştiren adamdır emekleri çok büyüktür

Şampiyonların kahvaltısı tadında ama daha çok kaybedenler kulübü gibi bir içerik olmuş emeğinize sağlık... Hatay da depremin ardından uzunca bir süre sonra içerikleriniz rehabilitasyon etkisi yarattı bende özlemişim:) naçizane bir önerim var 90 ların 2. yarısında Bruno Rodriguez isimli Korsikalı bir golcü vardı Metz de parladı sonra PSG forması giydi yaşadığı sakatlıklar sonrası maçlara iğne ile çıkmak zorunda bırakıldı 33 yaşında futbolu bıraktı sanırım geçen yıl bir bacağı kesildi ve ampüte kaldı çok sevdiğim bir oyuncuydu harika ayak içi şutları vardı topa çok güzel falso verirdi dönemin yıldızlarının gölgesinde kaldı hakkı teslim edilemedi son raddede endüstriyel futbolun kurbanı oldu bence onunda hikayesi şampiyonların kahvaltısı tadında olur ne dersiniz ?

buna hikaye demek az kalır, belgesel tadında 🚀

Benden videolarda gördüm videoların içinde😀Gerçekten çok güzel hazırlamışsın benim aklımdada vardı böyle bir şey hazırlamak benden önce davranmışsın.O günleri yaşayan biri olarak en azından piontekli yıllar gözümde canlandı

Çok güzel anlatım. Markasın abi 😁👏

Çok iyi video inşallah futbol ve FORMULA 1 içerikleri sık sık gelir abi 9:18

kaliteli videoydu. Yemek yerken bana eşlik ettiğin için teşekkürler yiğit abi

Merhabalar Yiğit Abi, türkçe olarak youtubeda Joe Louis ile ilgili bir içerik bulamadım. Sen kanalında da malum müthiş boks belgeselleri yaptın. Hem tarih olarak çok eski zamanlarda geçen bir hikaye olması hem de kaynak eksikliğinden dolayı bence kanalında olması gereken bir içerik. Herhangi bir planın var mı bununla ilgili?

Senden futbol dinlemek ayrı bir keyif usta

Trt belgeseli tadında muhteşem bir iş.

Müzikler ve anlatım harika

Yukarıdaki yorumlarda da değinilmiş gerçi ama Doğu Bloğunun dağılması öncesinde tek bir ulke olan Sovyetler Birliği ve Yugoslavya milli takımlarını ve yine o ülkelerin liglerinde derece elde edip Avrupa Kupalarına katılma hakkını elde etmiş takımları alt etmek çok zordu. 60-70 ve 80'li yıllarla 90'ların başlarına kadar ki o başarısız dönemlerde futbolumuzun en temel sorunu henüz yeterince şehirleşmemiş ve modern yaşamın gereklerine tam anlamıyla adapte olamamış Türk toplumunun bütün katmanlarıyla en zirveden en alt basamağa kadar futbolu basit bir iş olarak görüp kayda değer bir yatırım yapmayı anlamsız bir davranış olarak kabul etmeseydi. Tabi birde Osmanlı Devleti'nin son üç yüz yılındaki askeri başarısızlıklarından ötürü adeta ruhumuza sinen "bizden adam olmaz" kompleksi de spora yatırım yapılmamasının en önemli faktörleri arasında bence. O yıllarda bir çok Anadolu şehrimizde altyapi ligleri 16-18 yaş grubuyla başlıyordu. 16 gibi futbola başlamak icin aslinda gec bir yaşta başlıyordu futbola sonradan mili takımlara kadar yukselen bir cok oyuncumuz. Yine o yıllarda futbola ne kadar az yatırım yapıldığı konusuna bir diger örnekte stadların zeminlerinin hâlidir. O dönemde adı 1.lig olan bugünkü Süper Ligimizde yer alan kulüplerin büyük bir bölümünün sahasının zemini futbol oynamaya hic elverişli değildi. Hatta 1985-86 sezonunda Galatasaray'ı Kupa Galipleri kupasından eleyen B.Uerdingen takımının o zamanki teknik direktörü olup sonradan G.Saray'ı çalıştıracak olan K.H. Feldkamp Ali Samiyen stadının zemini icin futbol sahası değil tarla bile olmaz bu zeminden demişti. Bir cok super lig kulübünün sahalarının zemini tamamen topraktan oluşuyordu zaten. Koskoca GS kulübü 1984, BJK ise 1986 yılına kadar lig maçlarına hazırlandıkları antrenmanlarını toprak sahalarda yapmaktaydılar. Hele hele altyapılar 2000'li yılların ortalarında ancak kavuştular çim yada sunî çim zeminli sahalara. Tesisleşme, sponsor desteği, kalifiye altyapı hocası eksiği, devletin ve özel sektörün futbolu ciddi yatırım yapmaya değen bir uğraş olarak görmemesi, yatırım yapilsa bile başarının geleceğine inanmamalarına yol acan batıya karşı duyulan derin aşağılık kompleksi o zamanlarda ki başarısızlıkların ana nedenleriydi. İki kutuplu Avrupa'da sanayi devrimiyle zenginleşmiş refah toplumlarını oluşturan Bati Avrupa ülkeleriyle her türlü spor branşını kendi Marksist ideolojisinin propaganda aracı olarak gördüğü icin spora olağanüstü yatırım yapan Doğu Avrupa ülkeleri arasında iki arada bir derede kalmış gariban bir futbol ülkesiydik o yıllarda biz.

Lütfen daha cok video

Çok guzel bir video olmuş. Ben de bu sekilde videolar hazırlamayı denedim ancak pek başarılı olmadı. Ses tonum, anlatı şeklim ve diksiyonum sizin gibi olsun isterdim.

Çok genç yaşlarımda Simon Kuper’in “Futbol asla sadece futbol değildir” kitabını okuduğumdan beri bu spora bakış açım başka. Biz de bu sözden nasibimizi fazlasıyla aldık.

Hastasıyız böyle içeriklerin

Piontek bir saçmalıktı. O hariç kim gelse 92 Avrupa ve 94 Dünya kupasını zorlayabilirdik. Büyük ihtimalle giderdik. Geldi, sanki bir sistemimiz varmış gibi olmayan sistemimizi değiştirdi, 3-5-2 gibi hem efor hem de zeka gerektiren taktiği uygulamaya çalıştı. A milli takım, su akıtan çatı gibi oldu. Aynı taktiği Hiddink Fenerbahçe'de denedi, kendi evinde 6 yedi Aydın'dan. Fenerbahçe taraftarına üçlü defans denilince tüyleri diken diken oluyor hâlâ, otuz senelik travma bu. Neredeyse kulüp tüzüğüne yazılacak üçlü defans oynatmak yasak diye.

Abi tekrar hoşgeldin :) Kanalın şifresine hatırladığına valla sıkı takipçilerin olarak çok sevindik :)

Demek ki alman ve Danimarka ekolü bize uymuyor şimdi İtalyan hoca ile çok iyi durumdayız bence şampiyona da iyi işler başarıcaz.

Abi futbolla alakalı daha fazla içerik gelsin

müthiş içerik

Futbol ile ilgili daha çok içerik gelsin

Bir an 32. Gün izliyorum sandım. Taa ki Tezcan ee i lemeyinceye kadar😅

Elinize saglik

1990 dünya kupası elemelerindeki kadro, 2002dekinden daha yetenekliydi, gruplara kalsa ne güzel olurdu

abim yine yapmış ya eline sağlık

İrlandaya 5 0 yenildiğimiz maçı çok iyi hatırlıyorum tüplü televizyon da izliyordum bizi perişan etmişlerdi o zamanlar futbol da çok kötüydük şimdiyle kıyaslanmaz 1 gol yediğimizde hemen dağılırdık nedense ))) yaş 43

O kadar stoper bulamıyoruzki kaç yıl boyunca Hakan Balta-Mehmet Topal ikilisiyle oynadık ve buna rağmen güzelde başarılar elde ettik bence.

Sistem falan elbet önemli; ama biz ne zaman başarı yakaladıysak, kadromuzda yeteneğiyle milli ruhu birleştiren futbolcuların fazla olduğu zamanlarda başarılı olduk. Kim ne derse desin, biz hafif “gaz” ve yoğun milli duygular yaşadığımız dönemlerde başarılı olduk çoğu zaman.

Her zaman dev aynasında gördük kendimizi , 8 yiyen kadroya bakıyorsun ,, ne kadar 'efsane' dediğimiz topçu arsa orda. Halbuki hiçbiri efsane değildi. Özellikle 80ler berbattı ! Realite ile karşılaşınca da hep suçlu aradık. Bu ülkeye futbol devrimini 80ler sonunda Derwall , 90lar başında da Piontek yapmıştır. Onlar olmasaydı bugünden daha kötü bir haldeydik.

Evet fatih hoca mustafa hoca Şenol Güneş hoca turkiye futboluna milli takıma değer katmış başarı sağlamış hocalar ama yenileri gelmiyor ben en son Bi sergen yalcinin milli takımın başına geçmesi tarafındayım gerçi yeni yabancı hocada tuttu ama milli takıma genede Türk teknik direktör yakışır derim emeğinize sağlık teşekkürler.

Ben 1957 doğumluyum. 1977 ye kadar sevindiğimiz maçları sayıyorum. Almanya 1-1, Rusya 2-0,(kaleci Ali) İtalya 0-0 (Kaleci Sabri) ,İsviçre 2-1, Bulgaristan 5-2. 20 yılda 5 maç!

Fatih Terim'in Türk milli takımı ve Galatasaray üzerinde emeği çok büyük. Fatih Terim Türk futboluna ne kattı diyenler iyi izlesin. Eskiden önümüze gelenden fark yiyorken şimdi nisbeten mücadele ediyor ve arada sırada da olsa şampiyonalarda boy gösterebiliyoruz.

teşekkürler:)

Türkiye'de futbol Derwall öncesi ve sonrasi olarak iki farklı dönemde incelenmelidir.

Önce Derwall sonra da Piontek , çok önemlidir , siz bilmezsiniz Piontek ten önce ki maçları bir de Piontek in zamanında ki maçları 90 dakika seyredince farkı anlarsınız, Piontek maç kazanamadı ama düşünce değiştirdi

İşte bu

bnmde ilk hatırladığım elemeler italya 90 elemeleri.avusturya deplasmanında hakemin katlettigini hatırlıorum.içerde izlanda macı kacan penaltı, çok üzülmüştük o dönem hayal mayal hatırlıorum.sanmarino macı ankaradaki rıdvanın son, okanın ise ilk milli macıdır, beraber aynı formayı ıslatmışlardı..sifo mehmet ve aykut kocaman gibi iki futbol efsanesinin cok cok az, hatta 0 a ykn milli oluşlarıda enteresan dipnotdur.tanju çolak biraz kendine bksa 96 avrupa sampiyonasına giden takımın oyuncusu olabilirdi, fenere gittikden sora hiç milli formayı giymedi.

Milli takımı ilk kez 2002-de Japonyayı yendiyi maçda izlemiştim

Oğlum şu videoları artır konusunun önemi yok video yap ve konuş yeterli izlemek aşırı keyif (her videonu)

Kuntz gibi eğitici piontek de öyllei ama ,insan faktörü önemli ,bu İtalyan Akdeniz insanı bizim gibi ama bize ilk başta biri egtim verecek sonra Fatih gibi denizli gibi biri gaz verecek

Milli takım ile video yapılıyor ve görüntülerde bu takımın en cok gol atan oyuncusunun bir tane resmi dahi yok

En cok uzuldugum 90 elemelerini son macta kacirmistik izlandayi yensek biz gidiyorduk avusturya yi 3.0 gelmistik ama onlar gitmisdi kupaya

Yenildik ama serefli bir maglubiyet aldik dedigimiz gunlerden sonra geldi Sepp Piontek. Bu kadar yapabildi bu futbol ve calisma kulturune sahip ulkede

Döneminin San Marino'su

Kenan Evren kaleci Yaşara: Oğlum ingiltere macı kac kac bitti Y Kaleci Yaşar:Sormayin pasam,8-0 kaybettik Kenan Evren : Oğlum sana eski maci sormadim,dünkü maci sordum.

şenes abiye ayrı video gelsin

O sonda konuşan kova yaşar dedikleri mi? 😂😂😂

Sepp Piontek Fatih Terimi milli takıma aldı. Kendine yardımcı yaptı. Aynı zamanda da Ümit Takımı'nın başına geçirdi. Hep Fatih'i korudu ve kolladı. Ümit Takımı'nın maçlarını Fatih'in yanında izledi. Kendi iddiası kalmayınca A Takımı oyuncularını Fatih Terim'in Ümit Takımı'na verdi, kendi ertesi gün yedeklerle sahaya çıktı.. Sepp Piontek görevden ayrılması söz konusu olunca "Benim yerime Fatih Terim'i atarsanız, tazminat maddesini işletmem" dedi ve ayrıldı. Bu arada bana "Genç Takımı Avrupa Şampiyonu yapan Serpil Hamdi Tüzün'ün de Fatih istemedi diye görevinden ayrıldığı" söylendi. 4haziran 1998 sabah hıncal uluç

Yiğit Tezcan icin boksun bittiği zaman?

80’lere kadar fizik olarak oynanmazdı futbol. pres yoktu. kaleciye geri pas vardı. uzatma dakikaları yoktu. önce tek bir değişiklik hakkı vardı. sonralardan 2 değişiklik hakkı geldi. takımlar 70’lerin başında tek bir yedekle sahaya çıkardı. sonradan bu 16 futbolcu oldu. sahada 11, yedek 5 futbolcu. kırmızı kart 60’larda yoktu. zaten fizikli kora kor mücadele de yoktu, futbol tekniğe dayalı bir oyundu. o yüzden biz 60’larda ve 70’lerde başarılı sayılırdık. Ancak 80’lerde futbol birden bire tamamen fizik kondisyona dayalı bir oyuna dönüştü. ispanyollar çok zorlandılar, real madrid hüsran yaşadı, barcelona keza öyle. milli takımları öyle. Almanlar, ingilizler ve doğu avrupa takımları öne çıktı. Çekler, polonya, doğu almanya, Sovyetler vs….. bu fizik üstünlük olimpiyatlara da yansıdı. Sovyetler ve doğu almanlar doping yardımıyla da, amerikayı hezimete uğrattı… biz ise 80’lerde darmadağın olduk. çünkü fiziksel ve kondisyon açısından çok gerideydik. ne zamanki hem türkiye hem diğer ülkeler fizik kondisyon açısından büyüklere yaklaştı, o zaman durum oldukça dengelendi. nitekim 90’larda başarılı sonuçlar almaya başladık.

arda şimdi reale gitti ya yetenekli diye. 80'lerin sonları ve 90'larda her mahallede en az onun kadar yetenekli 2-3 çocuk olurdu. o zamanlar özellikle okulların bahçelerinde falan hep futbol oynanırdı çocukların başka eğlenceleri yoktu sadece futbol vardı. o kadar güzel top oynayan arkadaşlar vardı ki hala isimlerini net hatırlarım. ama işte aileler izin vermezdi top oynamasına çocukların. bir şekilde herhangi bir takımın altyapısına girenler de ne kadar yetenekli olursa olsun ilerleyemezdi çünkü işin içinde para olduğundan adam kayırma olurdu, yetenekliler değil tanıdıkların çocukları seçilirdi. (bunu camiadan birisinin anılarında da dinlemiştim). Bu yüzden o zamanlar gelişmedi futbol. hep kazmalar vardı.

Arka fondaki müzik konu ile hiç alakası yok

Çok güzel bir özet olmuş. Açıkçası daha fazla lafa gerek yok, hepsini 16 dakikada anlatmışsınız. Sadece benim bir düşüncem var, arkadaşlar bana kızabilir ama ben yinede paylaşayım. Bence türk ırkı futbola çok yatkın değil, başka deyişle çok kabiliyetli değil. Yugoslavlar mesela çok yatkın. ispanyollar, italyanlar çok yatkın. güney amerika en yatkın olan milletler orada. ama onlarda italyan ve ispanyol göçmenleri , bu unutulmamalı. kuzey afrika çok yetenekli çok yatkın. cezayir, fas özellikle. Zidane Cezayirli. Benzema Cezayirli, Fransa ‘da parlayan bir çok yıldız Faslı yada Cezayirli. Ama yinede ben bizim almanlardan daha yetenekli olduğumuzu düşünürüm. Buna rağmen 1970’lerde almanya’ya giden türkler bunca sene sadece iki elin parmağı kadar yıldız oyuncu çıkardı. yinede Mesut’un, Hakan’ın, hatta Kerem Demirbay’ın tekniği ve estetiği almanlarda yok. Birde güreş sporuna bakın. Türk milleti kadar yatkın hiç bir ırk yok. Mindere çıktıklarında diyorsunuzki : işte güreşçi…

Piontekin sistemi suanki futbolumuza uygun

Abi az bir yatirim ve dogru bir yapilanmayla bir anda kalkinmisiz ama derwallin yaptigi devrimin devami gelmedi ne yazikki

Şimdi Avrupa şampiyonasına katıkmakla atlatılan bir şey yok Öyle bir şey yazabilmek icin en az peş peşe Dübya kupası,Avrupa şampıyousuna katılıp Avrupa kupalarında 5-6 takımla mücadele edip en az bir takımın final oynadığı zaman Zor yılları atlattık diyebiliriz Almanya,İngiltere ,Fransa ,İtalya vs gibi 😜😜

Serpil Hamdi Tüzün Beşiktaş ın alt yapı hocasıydı Beşiktaşı Ajax yapabilirdi ama önü kesildi.

Sepp piontek dibe vurmayı sağlayan etken idi

İlk Avrupa şampiyonası, Avrupa şampiyonasında ilk kez 3. lük, İlk UEFA kupası hepsinin başında Fatih Terim varsa bu tesadüf değildir.

Türk futbolunun makus talihi , Galatasaray 3-0 kaybettiği Neuchatel maçını burda 5-0 alıp bu takımı eledikten sonra değişti..

🇹🇷♥️🇦🇿

Fatih Terimin bu büyüklüğü halis mi

şu anda tv lerde spor yorumcusu olarak konuşan akıl veren hatta kendi yaptığı hatalarını unutup ahkam kesen emekli futbolcular maalesef kendi aktif futbol yaşamlarında bol miktarda yenilgiler goller ve hatta gol yeme rekorları mı dersin fakat günümüzde ise sohbet muhabbet geyikleri yaparak üstelik oldukça yüksek rakamlar paralar kazanarak bir kısmı dolar euro olarak lüks yaşamlarına devam ediyorlar

Sahadakilerin 11i nerdeyse yabanci iyi atlatmis yani bide atlatmasa ne olurdu

Serpil hamdi tüzün derim bu video çok çok eksik kalır

Türkiye bir futbol ülkesi değildir! Ayrıca yetenek eksikliği her zaman vardı. Yetenekli futbolcular ise birkaç istisna dışında asla olmadı. Futbol oyun bilgisi ve fizik gücü ise zaten her daim kanayan yara idi. Sonuç, 100 yılda sadece 1 UEFA Kupası, 1 UEFA Süper Kupa, 1 Dünya Kupası yarı finali ve 1 Avrupa Şampiyonası yarı final, hepsi bu !

YENİLE YENİLE YENMEYİ ÖĞRENDİK.

Bir Galatasarayli olarak serpil Hamdi tuzunun hakkı yendigini dusunuyorum

Halen pek bişey değişmedi bence saman alevi gibi arada bir iyi kadro çıkarsa iyiz 2000,2002 ve 2008 gibi (birde şimdiki) ama genel olarak tam bir sistem yok. 20 küsür senedir 4-5-1 oynuyoruz takım iyi olursa kazanıyor olmazsa kaybediyor fark bile yiyoruz 6-1 hollanda maçı gibi

İngiltere Türkiye maçı nı Televizyon dan seyrettim TEK Kale maç oldu İngiliz ler az bile Attılar çünkü tek kale maç

Türk futboluna, yabancılar daha fazla hizmet etmiş. Dıj güjler bizi kıskaniii.

Cannavaro Ballon Dor almıştır