Рет қаралды 6,820
Hiç kimse ana vatanını bırak, yaşadığı yerle bile çok fazla eleştiri yapılmasından hoşnut olmaz. Peki eleştiri olmadan gelişim ne kadar mümkündür? İşte bugün tamamen kendi analiz ve gözlemlerimle oluşturduğum 11 maddeyi inceleyeceğiz; Türkiye'de yaşamamak için 11 neden
1. Ekonomi, alım gücü: Hepimiz hayatımızı idam ettirebilmemiz için paraya ihtiyaç duyarız. Parayı da çeşitli işlerde çalışarak alnımızın emeğimizin karşılığı olarak kazanırız. Yani genel olarak baktığımız zaman bir ürüne veya bir şeye ihtiyaç duyduğumuz zaman aslında onu zamanımızla, en değerli varlığımızla satın alırız. Peki bugün dünyaca kabul edilen ve dünya ticaretinde kullanılan en değerli para birimi hangisi? Tabi ki dolar. Eğer Türkiye'de dolar cinsinden maaş almıyorsanız şu anda tam olarak ne demek istediğimi anlıyorsunuzdur. Bununla ilgili size satırlarca madde sayabilirim
2. Kaldırımlar, yaya geçidi, yol düzeni; sanırım bunlarla ilgili size bir tane hoşnut insan örnekleyemem. Şöyle bir şey yapalım; dışarıya çıktınız ve elinizde bir bebek arabası olduğunu hayal edin ne kadar rahat dolaşabilirsiniz? Kaldırımda yürüyoruz önümüzde bir trafo, bir ağaç, bir direk ve bir de çöp var. Survivor’da değilseniz eğer Türkiye’ye hoş geldiniz.
3. Bir diğer konu sanırım herkesin şikayette bulunduğu ama hiç kimsenin bu konuda empati duyarak yaklaşmadığı bir konu; kadın olmak. Kadınlara gerçekten saygının ne kadar az olduğunu milletçe biliyoruz. Onları ikinci sınıf vatandaşı olarak görmeye hala devam ettiğimiz sürece sanırım bununla ilgili bir adım bile ileriye gidemeyeceğimiz aşikar. İşte bütün herkesin yakındığı ancak kimsenin önlem almadığı konu: kadın olmak
4. Siz hiç dolandırıldınız mı? Abi, abla olmak, akraba olmak, kardeş olmak, kanka olmak; dolandırılmak için ne kadar güzel sebepler bunlar
5. Adaletsizlik. Yine abi, abla tanıdık için veya tarafından birçok işin daha hızlı yapılması
6. Saygısızlık, kişisel alanlara tecavüz, kıdem saçmalığı. Günümüzde saygı kendinden maddi manevi güçlü olana duyulan korku ve çekinme duygusundan ibaret olmaya başladı. Şöyle bir düşünün dışarıda trafikte insanların birbirine olan saygısızlığı, apartmanda komşuların birbirine olan saygısızlığı, yaptığınız ticarette yapmış olduğunuzu ali cengiz oyunlarından dolayı göstermiş olduğunuz saygısızlıklar. Dışarıda geç saatlerde bağırtılan motorlar, arabalar. Sırf kurallara uyuyorlar diye kurallara uyan insanlara karşı saygısız tutumlar tavırlar. Başkalarının haklarına yapılan saygısızlıklar, sıraların önüne geçmeler, kaynamalar. Binlerce saygısızlık yazabilirim, çeşitlendirebilirim. Peki siz başınızdan geçen en büyük saygısızlıkları veya çevrenizde gözlemlemiş olduğunuz saygısızlıklar neler, aşağı yorum kısmına yaza durun biz bi sonrakine geçelim
7. Samimiyiz sıcakkanlıyız değil mi? İnsanlara hızlı güveniyoruz diye bu güvenin sömürülmesi ve suiistimal edilmesi. Sanırım hepimiz hayatımızda bir kere de olsun böyle bir şeyi yaşamışızdır
8. Bir çoğunuzun hemen hemfikir olabileceği bir neden olabilir bu; Türkiye’de dünyaya yaşamak için değil çalışmak için gelmek. Haftanın altı günü çalışmak, her gün geç saatlere kadar çalışmak zorunda kalmak, haftada bir gün izin kullanmak ve o izin gününde ne yapacağını şaşırmak; uyumak mı, ailenle vakit geçirmek mi, çıkıp bir yerlerde sosyalleşmek mi? Yıllık izinler; hiçbir zaman tatile çıkamamak. Çalıştığın yerden hakkını alamamak. Onlarca sebep sayabiliriz değil mi? Ama dışarıya baktığımız zaman ‘ya bu insanlar ne kadar güzel tatile çıkabiliyorlar, bu insanlar hayatlarını yaşıyorlar’ bir sürü sebep sayabiliriz. İşte bu yüzden başkalarına imrenmek ve kendimizde bunu kabullenip bir türlü hayata geçirememek. Bu gerçekle yüzleşememek
9. Bir diğer konu benim de şahsen karşılaşmış olduğum bir durum: üzerinde Türk Malı yazan, Made in Turkey yazan meyve, sebze veya herhangi bir şeyin yurt dışından daha ucuza temin edebilmek. Burada üretilen bir ürünü yurt dışında burada alabileceğin paradan daha ucuza satın almaktan bahsediyorum … aynen öyle
10. Türkiye’de çok klişeleşmiş bi laf var; ‘Kurallar niçin konulur? Çiğnenmek için’ Kurallar çiğnenmek için konulurmuşçasına iplememek, saygısızlık etmek. Yine saygısızlık konusuna bir nebze değiniyor bu ama tamamen başlı başına bir konu bu. Kurallar ne için konuluyor? Neden biz bu toplumda kurallar çerçevesinde yaşamak zorundayız? Madem böyle bir şey varsa, neden bunlara uymuyoruz? Bunları denetleyen kurumlar neden bu kurallara uymayanlara sıkı ve sert yaptırımlarda bulunmuyorlar? Çok büyük bir soru işareti bu
11. Evet en güzelini en sona sakladım diyebilirim; Eğitim. Aslında saymış olduğum 10 tane maddenin ana temeli. Kişisel gelişimimize ne kadar önem gösteriyoruz? Ne kadar eğitimliyiz? Ne kadar eğitimli olduğumuzu düşünüyoruz? Dışarıda, aile içerisinde ne kadar eğitimli davranıyoruz? Kaç tane kitap okuduk? Öğrenmeye aç mıyız? Aslında birazda kendimizi sorgulamamız gerekiyor. Tüm bu saymış olduğum hoşnutsuzlukların ana temeli eğitim ise önce kendimizden, eğitimden başlamamız gerekir diye düşünüyorum