Rabbim razı olsun hocamızdan mekanı cennet olsun

Rabbim senden razı olsun . Rabbim,bu dersleri ,sadaka-i cariye olarak kabul eylesin. Mekânın cennet, makamın âli olsun.

Allah ım günahlarını bağışlasın ve cennetine koysun hocamızı inşallah

Canım hocam seni ahirete göçtükten sonra tanıdım Rabbim sana çok çok merhamet etsin inşallah

Amin amin değerli merhum hocam.Allahu Tealam razı olsun mekanın cennet derecen a'li olsun

Allah hocamızdan razı olsun kendisne rahmet eylesin

Allahu Teala razı olsun değerli hocam. RABBİM, size ve bizlere de rahmetiyle muamele etsin

ALLAH c.c. razı olsun hocam mekanınız cennet olsun

RABBİM merhametiyle muamele etsin mekanı cennet olsun inşaALLAH hocamızın 🌹

Rabbim razı olsun kıymetli hocamdan. Mekanı cennet olsun. Anlattığı her bir cümle nur eylesin kabrini. Amin🌹

Allah razı olsun höçam

ALLAH CC rahmet eylesin...

☝️☝️

Hocam Allah sizden razı olsun. Ancak aynı zamanda da siz affetsin. neden mi; Talak 4. ayette ;وَالّٰٓئٖ يَـئِسْنَ مِنَ الْمَحٖيضِ مِنْ نِسَٓائِكُمْ اِنِ ارْتَبْتُمْ فَعِدَّتُهُنَّ ثَلٰثَةُ اَشْهُرٍۙ وَالّٰٓئٖ لَمْ يَحِضْنَؕ وَاُو۬لَاتُ الْاَحْمَالِ اَجَلُهُنَّ اَنْ يَضَعْنَ حَمْلَهُنَّؕ وَمَنْ يَتَّقِ اللّٰهَ يَجْعَلْ لَهُ مِنْ اَمْرِهٖ يُسْراً ﴿٤﴾ ''Kadınlarınızdan âdetten kesilmiş olanlar ile ''ADET GÖRMEYENLER'' hakkında tereddüt ederseniz onların bekleme süresi üç aydır. Gebe olanların bekleme süreleri ise doğum yapmalarıyla sona erer. Kim Allah’a saygısızlıktan sakınırsa Allah ona işinde bir kolaylık verir.'' Ayette HENÜZ ibaresi yoktur. Burada LEM olumsuzluk edatı kullanılmıştır. bu edat; gerçekleşmemiş ve gerçekleşme beklentisi olmayan bir olayı ifade etmek için kullanılır. Buna göre meal ''adet görmeyen (kadın) lerin bekleme süreleri '' şeklinde olmalıdır. Sizin ifade ettiğiniz meal; ''HENÜZ'' adet görmeyen ''KÜÇÜK YAŞTA KIZLARIN'' diye bir ifade yoktur. ''Henüz'' manasının verilebilmesi için ''LEMMA'' olumsuzluk edatının kullanılması gerekirdi. oysa Rabbimiz, LEM olumsuzluk edatını kullanmıştır. bu da adet görmeyenlerin '' adet görmemiş KÜÇÜK KIZ ÇOCUĞU ''değil, adet görmesi gereken çağı aştığı halde adet görmeyen kadınlardır. Tıpda, ergenlik denen yaş dönemini geçtiği halde adet görmediği için kızlarını sağlık kurumlarına getiren ailelerin olduğu bir gerçektir. yine aynı şekilde; normalde adet görürken psikolojik, tümoral yada hormonal vb çeşitli sebeplerden ötürü adetten kesilen ve bu yüzden kliniklere baş vuran kadınların sayısı az da sayılmaz. bu durum bugün olduğu gibi eskiden de böyle idi, belki Kıyamete değin böyle devam edecek. Talak 4. ayette ''. adet görmeyenler '' olarak işaret edilen, muhtemelen, çeşitli sebeplerle adet görmeyen kadınlara işaret edilmek istenmiştir. KÜÇÜK KIZ ÇOCUKLARI olması mümkün değildir. çünkü Allah cc EVLİLİK YAŞININ hangi döneme denk geldiğini Nisa 6. ayette belirtmektedir.; Nisa 6 ''Evlilik çağına gelinceye kadar yetimleri deneyin; eğer onların yeterli fikrî olgunluk düzeyine eriştiklerini tespit ederseniz hemen mallarını kendilerine verin, büyüyecekler de mallarını alacaklar diye o malları israf ile ve tez elden yiyip tüketmeyin. .............'' Ayet, bir kişinin kendi işini yürütecek, ya da malını işletecek bir yeteneği kazanacağı dönemin evlilik çağı ile başlayabileceğini işaret ediyor. klasik tefsirlerde iddia edildiği gibi küçük kız çocuklarının evlenmesi ve hatta boşanması gibi absürt bir durum İslamda yoktur. Talak 4. ayet evlilikten değil boşanmadan söz ediyor; Ayete; HENÜZ ADET GÖRMEYEN KIZ ÇOCUKLARI diye meal verenler şöyle demek istiyorlar; henüz adet görmeyen bir kız ile evlenen, evlilik hayatı (cinsel birliktelik ) yaşayan daha sonra da boşanmak isteyen bir adam, bu kız çocuğu hala /henüz adet görmediği için boşanma /iddet süresi olarak üç ay beklemesi gerekir. Olaya nerden baksan felaket! İşte bu yanlış anlayış yüzünden doğuda, özellikle pakitani afganistan gibi ülkelerde 50-70 yaşlarında adamlar 7-8 yaşlarında kız çocuklarıyla evleniyor. bu çocukların bazıları ciddi bir şekilde yaralanıyor, bazıları da hayatlarını kaybediyor. Ayete baştan yanlış mana verdikleri için yanlışlara devam ediliyor. Allahtan korkan, Arap dilini bilmese bile vicdanının ve aklının sesine kulak veren bir mümin de mi yok! İnsanın aklına geliyor; bu kadar basit bir dil kuralını dahi bilmeyen insanların tefsirlerini mi okuyoruz. acaba başka vahim hatalar yapılmış mı? Allahın ayetlerine cehalet sebebiyle / yada başka sebeplerle yanlış mı meal verilip tefsir edilmiş. Rabbim bizi kendine iftira atanlar durumuna düşürmesin.