Beklemiş olmanın bereketini, bugün birlikte yaşarız inşallah…
KENDİMİZE YAPACAĞIMIZ EN BÜYÜK İYİLİK, SORUMLULUKLARIMIZI KUŞAKMAKTIR!
Sorumluluklarımızı, mecburiyet olarak algılıyoruz.
Sorumluluk eşittir, yetkin olmak demektir!
İnsanın, sorumluluklarının farkında olması, kendine yapacağı en büyük iyiliktir.
Allah insana, hürriyet vermiştir, iradesini gerçekleştirmek için, sorumluluk vermiştir, yetkinliğini ilan etsin için…
Allah’ın insanla kurduğu hiçbir ilişkide mecburiyet ilişkisi yoktur.
Sorumluluklarımızı iyi bilmeliyiz ki, inşa etmemiz gerekenleri doğru bir şekilde yerine getirebilelim. Bizler, zihin inşa edeceğiz, bilinç inşa edeceğiz, nesil inşa edeceğiz ve medeniyet inşa edeceğiz.
Medeniyet, iyi insanların yaşama biçiminin adıdır.
Eskiden savaşlar, insanları topraksız bırakmak içinde, şimdi yapılan savaşlar, toprakları insansız bırakmak için…
Yaşanmamış bir hayatın parçası olmaktan çok korkuyorum!
Hac Suresi 78. Ayette geçtiği gibi, “…O size hem daha önce hem de bu Kur’an’da “Müslümanlar” adını verdi ki peygamber size şahitlik etsin, siz de insanlara şahitlik edesiniz. Haydi namazı kılın, zekâtı verin ve Allah’a sımsıkı bağlanın. Sizin Mevla'nız O’dur. O ne güzel Mevla'dır ve ne iyi yardımcıdır.”
İnsan kendini aştığında, kendinden taşmaya başlıyor.
Şahitlikler ve şehitler ölmezler!
Şahid insan, yaşadığı toplumun medeniyet işçileridir.
Cennet rastgele yaşayanların yeri değildir!
Ekranların bu kadar hızlı dünyada dikkatlerimizi toparlayamıyoruz.
Biz, birbirimizin kuyusunu kazmaya devam ettikçe İsrail, Mescidi Aksa’nın kuyusunu kazmaya devam edecek.
Birbirine düşkün olması gerekenler, birbirine düşmeye devam ettikçe, Filistin de düşecek, Doğu Türkistan da düşecek… Biz ağlamaya, elimizde bir kova suyla “nereye yetişeceğiz?” diye, kendi derdimize yanmaya devam edeceğiz.
“Müslüman demek, meşgul olduğu şeyle ihya olan, ihya olmayacağı şeyle meşgul olmayan insandır.”
İnsan, kendinden istifade edebilecek hale gelmeli…
“Onların yok etmek için var olduğu bir dünyada, biz yaşamak ve yaşatmak için var olan bir milletiz.”
Yeryüzüne umudu ikâme etmek isterdim.
... وَلَا يَحُضُّ عَلَى طَعَامِ Mâun Suresi 3. Ayette geçen bu ifade önemli, teşvik etmeye ihtiyacımız var olduğunu gösteriyor.
Umut, insanın kendi varlığını onaylaması demektir.
Kimsenin enkazı olmamalıyız!