Herkesten farklı bir çocuk olduğu ilk günden beri belliydi… Doğumuyla birlikte 17 yıl geçirdiği Güney Afrika’da yaşadığı kentteki tüm kütüphanelerin kitaplarını okumuş, yenilerinin getirilmesi için kütüphane müdürünü ikna etmeye çalışmıştı.
İsteği gerçek olmayınca da kütüphanede okumadığı tek kitapların olduğu, Britannica Ansiklopedilerinin raflarına yönelmişti. Kimseyle arkadaşlık kurmak istemiyor, günde 10 saat kitap okumak onun için sıradan bir aktivite gibi görünüyordu.
Ailesi de dahil kimseyle konuşmuyor, kendisine söylenen sözleri uzaklara bakarak ve sessiz kalarak duymazdan geliyordu. Bir dönem sağır olduğu düşünüldüğü için doktor doktor dolaşsa da asıl gerçek onun hayalperestliğinde yatıyordu.
İçinde bulunduğu durumlardan uzaklaşmak için hayaller kuruyor, okuduğu kitaplardan ilham alarak kendi zihninde, kendisinin yarattığı yeni dünyalar inşa ediyordu. Bu durum gençlik yıllarında da devam etti. Okuyacak bir şey kalmayınca kendisine alınan bilgisayarın kullanım kılavuzuna kadar okumuş, bu sayede kodlama yapmayı bile öğrenmişti.
Sonrasında bir hayal kurdu ve gökyüzüne baktı... Bu hayali nasıl gerçek olacaktı?