Takvimler 1976 yılını gösteriyordu. Serin bir bahar sabahıydı.
Şener Şen ve Kemal Sunal, yeni çekilecek Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı filminin ilk toplantısına gitmek için erkenden uyanmıştı. İkisi de işine oldukça önem veriyordu.
Her ikisi de erkenden kalkmış, en iyi şekilde giyinmiş ve senaryoyu eline alıp rolünü gözden geçirmişti.
Birbirleriyle hiç tanışmamışlardı. Ama Ertem hocanın ne kadar disiplinli bir insan olduğunu ikisi de çok iyi biliyordu. İşlerine verdikleri bu önem bile ne kadar uyumlu olduklarının bir göstergesiydi.
Tabii su götürmez bir gerçek vardı ki Kemal Sunal daha şanslıydı. Çünkü uzun zamandır Ertem abisiyle çalışıyordu.
Ancak Şener Şen için işler öyle değildi. İnek Şaban rolünü gazeteye ilan vermesine rağmen rahatlıkla Kemal Sunal’a veren Eğilmez, Şener Şen konusunda tereddüt etmişti.
Şener Şen’i Tele Spor programında komedyenlik yaparken keşfetmişti. Bundan çok da memnun kalmamıştı. Badi Ekrem rolü için kendisi tavsiye edildiğinde Şener Şen için “bundan bir bok olmaz” demişti.
Şener Şen o zamanlar ne iş bulsa yapıyordu. Bakması gereken bir ailesi vardı.
Tiyatroya gönül vermişti; ancak bundan para kazanamıyordu. Seslendirmeye de gidiyordu, figüranlık da yapıyordu, komedyenlik de…
İşte seslendirdiği kişilerden biri de Hababam Sınıfı filmindeki Tulum Hayri idi. Zaten bundan sonra önerilmişti Şener Şen Eğilmez’e.
Ama ünlü yönetmen hiç oralı değildi önceleri.
Ertem Eğilmez kimsenin sözüyle hareket etmezdi. Onun ne zaman neye karar vereceğini de kimse bilmezdi.
Başka türlü düşünürdü o…
Her fikrî ve görüşü en ince detayına kadar araştırırdı. Ününe ün katacağı oyuncuları bir arkeolog gibi titizlikle toprağın altından çıkarırdı.
Şener Şen konusunda da böyle davranmıştı…