Bende👍

Degilmi nazife kalplerin yumusak oldugu donemler simdikilere insan bile diyemiyorum yazik oysaki ölüm cök yakin

zengin değilsen acından ölürdün yada yoklukla arasında perişan olurdun. sadece 1938 te 3500 çocuk açlıktan öldü istanbul da şimdiki ilçeler bu rakama dahil değil .eski yıllarda açlık perişanlık vardı yetmedi üstüne giyecek bir libasında olmazdı baldırı çıplaklardan olurdun. elbisende zengin değilsen yamalıklarla dolu olurdu. o devirde ya üst kademe memur yada zengin olmalıydın. o dediğn yıllarda portakalın ne olduğunu bilmeyen insanımız nüfusun yarısıydı büyük ihtimalle köylüydün köylü isen durum daha perişandı hükümetin vergisiyle elinde ne varsa alınıyor perişanlık kol geziyordu. erkeksen 4 yıllık askerlik yapardın. şehre çalışmaya amele olarak gidersen aldığın maaşla anca 1 ekmek alırdın oda anca 1 gün idare ederdi. cebinde paran yoksa yol vergini ödeyememişsindir kesin yol vergisi için 10 gün çalışırdın yılda birde geliş gidişler hesap edilmez çok uzak yerse açından bedava yol çalışmasında ölebilirdin devlet bir kuru ekmek vermez di. lakin yediklerin lezzetli ahbaplarına hakikisini bulurdun komşuluk ilişkileri süperdi. insanlar fakir lakin sıcaktılar akraba insan ilişkileri sıkıydı. seçmen değildin oy moyda kullanılmazdı şaşırma.

​​@@nahitakyel2284 Hiç utanmadan yalan söylüyorsun yahu. Haydi bu palavraları o dönemleri bilmeyen yeni nesillere yedirirsin de, bizler gibi yaşını almış Türk Vatandaşlarına yutturamazsın. Üstelik bu tipik bir AKP ağzı. Haydi kendimi geçtim, 1952 ile 1954 yılları arasında İKİ YIL ASKERLİK YAPAN rahmetli babamın zamanında bile 4 yıllık askerî hizmet yoktu. En başta buradan belli oldu yalan konuştuğun. Bununla birlikte ilkokullarda YERLİ MALI HAFTASI düzenlenen ve millî tarımı ile kendi kendini doyuran, yerli ürün fazlasını da dünyaya ihraç eden bir TÜRKİYE vardı o zaman. Köylerdeki geri kalmışlığın faturasını da oralara ülke genelinde 47 tane FABRİKA KURMUŞ ve yurdun en ücra köşelerine kadar çağdaş eğitim gitsin de, en ücra köylerden ÖĞRETMENLER/SANATÇILAR ve hatta ZANAATKARLAR yetişsin diyerek KÖY ENSTİTÜLERİ açan Bilge Önder ATATÜRK'ÜN ışıklı özlü devrimlerinin çizgisindeki o dönemin CHP'sinden değil, o enstitüleri KAPATTIRAN ve o FABRİKALARI ELOĞLUNA PEŞKEŞ ÇEKEREK ÖZELLEŞTİREN sağcı dinci muhafazakâr siyasi partilerden soracaksın. Bu ülke tam 70 küsur yıldır ABD Emperyalizminin dümen suyundaki sağcı dinci muhafazakâr oluşumlar tarafından yönetiliyor. Son 20 küsur yıldır da zaten her anlamda iyice topu dikmiş ve ayvayı sapıyla yemiş vaziyetteyiz. Depremle gelen dolarseksüel yobaz hırsızlar, bir depremle DEFOLUP GİDECEKLER. Eski TÜRKİYE'DE İNSANLIK VARDI İNSANLIK. Biz, İstanbul'un en mutena semtlerinden biri olan Şişli'de apartman dairesi kapılarını bile kilitlemezdik gündüz vakti. İyi bir komşuluk vardı, yardımlaşma vardı insanlarımızın arasında. Elbise konusunda da doğruyu söylemiyorsun sen. Yahu bu ülkenin o yıllarda MİLLÎ MENSUCAT ve YÜNSA gibi ALTINYILDIZ gibi kumaş fabrikaları vardı. Semt pazarlarında bile ihtiyacın olan ebatta elbiselik kumaşını alır, ya evinde hanımına kızına elbiseni diktirirdin ya da bir terziye aynı işi belli bir ücret karşılığında yaptırırdın. Öyle bugünkü gibi hastanelerde de 6 ay ya da 1 yıl sonrasına sıra vermek, elin Arap parazitlerine bu ülkenin has vatandaşına yapmadığın şekilde ayrıcalıklı muamele yapmak veya öncelik tanıyıp BEDAVAYA SAĞLIK HİZMETİ VERMEK diye bir rezalet yoktu. Köylerdeki SAĞLIK OCAKLARI, DİSPANSERLER ve KLİNİKLER gerekli hizmetleri kimseye ayırım yapmadan eşit olarak veriyordu zaten. Uzun lafın kısası sen herhalde bizimle aynı TÜRKİYE'DE DEĞİL de hayalindeki fantazi ülkesinde yaşamışsın ve de çok boş yaşamışsın.

@@Fretboard_Frenzy yalan söyleyen senin gibi olsun. insanın zihniyeti bozulmuşsa dünyaya senin gibi 4 gözlükle bakıyorsa hatta bazıları gibi arkasını dönüp . necip millet şu ülkede sığıntıdır pek çoğu her yerden geldiler muhacirler buraya.

@@nahitakyel2284 Laf salatasını bırak sığırcan. Sen bu Cumhuriyetin, Osmanlı'dan kalan borçları Bilge Önder ATATÜRK'ÜN fikriyle ve İtalya'dan getirttiği PORTAKAL 🍊 FİDANLARINI yurdumuzun iklimi müsait bölgelerine ektirerek ürettirdiği YERLİ MALI NARENCİYE ÜRÜNLERİNİ SATARAK ÖDEDİĞİNİ bile bilmeyecek kadar cahilsin cahil. Bir de zerre utanmadan sıkılmadan diyorsun ki, ülkenin yarısı portakal nedir bilmezdi. Ayrıca 1938'de vefat ettiğini ileri sürdüğün o 3500 çocuk hakkında da yine eksik bilgi vererek ajitasyon yapıyorsun. 1938 yılında İKİNCİ CİHAN HARBİNİN BAŞLADIĞINI ve Hitler Almanyası'nın ta burnumuzun dibine kadar gelip, Atina'yı bile işgal ettiği bir savaş ve yokluk ortamında o çocukların DÜNYA ÇAPINDAKİ BUHRAN NEDENİYLE vefat ettiklerini idrak etmeye yetmiyor o kıt aklın. Hepsinin aziz ruhları şad olsun. 🙏 Ayrıca ne mutlu bize ki, akıllıca bir siyaset ve diplomasi sayesinde TÜRKİYE CUMHURİYETİ olarak NÖTR kaldık da o korkunç harbe dahil olmadık. Bu sayede kayıplarımızı minimumda tutabildik. Son ders niteliğinde bir şey daha, MUHACİRLİK başka şeydir. Türklüğü ayaklarının altına aldığını söyleyen bir ARAPÇI ve gayrı millî oluşumun sırf ülkedeki demografik yapı değişsin ve ülke TÜRKSÜZLEŞSİN amacıyla yurdumuza 13 MİLYON (!) NE OLDUĞU BELİRSİZ NİTELİKSİZLERİ DOLDURMASI bambaşka bir şeydir. Aradaki farkı anlayacak kapasite var mı sende? Boş adamsın boş.

Bir yıl önce izledim defalarca izlerim o zaman ne corona ne şuanki benim pozizyonum gözlerim görmüyor kilo verdim moral sıfır şu ölümlü dünyada niye ben çocuklarım hayırsız çıktı ama kırk altı yıllık eşim ise oda hayırsız ve acımasız velhasıl durumum hiçte iyi değil sağlığım bozuldu ve filmi izlediğim bir yıl önce her şey çok iyiydi o günler geri delirmiş çok zor Allah kimseyi sevdikleriyle imtihan etmesin

Bugün ğirmi altı temmuz çocukluğumdan beri kim olursa olsun mutlu olsun isterim benim yüreğimin içinden geldiği gibiyim mesale film mutlu sonla bitti dileğim oki ayrım yapmadan herkes mutlu olsun dil din ırk renk ayrımı yapmadan coronasız savaşsız sağlıklı huzurlu yarınlara inşallah herkesin hepimizin daha iyi oluruz inşallah saygılar sevgiler herkese tüm dünya insanlara

Anacimin ayni gozluklerin vardi

rahmetli ayhan ışık'ı kendi sesi ile neden konuşturmamışlar ?oysa ses şok yi.GÖNÜL BELASI şarkıyı kendi sesinden dinladimde

@@sabahattinbuyukbay5212 aynısını ben de düşünüyorum. Üstelik konuşması da düzgün.

Bi de kısa komedi bölümlerden oluşan internet dizimize göz atıp abone olur musunuz? kzfaq.info/love/5obSBO81y1WfPODOKFzM5g

aynen..

Maskeli Cılgpoın

Bide izzet günay

Y.Güney de var

kardeş, Sadri Alışık'ın zaten jenerikte de adı geçmiyor, filmi seyrettikten sonra özellikle baktım dikkatli, yok, belki de karısı Çolpan İlhan'ı bırakmaya ya da almaya film setine gitti, 5 saniyelik sen de görünüver demişler, sonuçta şöhretli bi adam, film de nasıl olsa matrak, eğlencelik. o sahne de filme renk katmış zaten

😊

Paris´in Casimpacha banliyösinden gelmis iste :))

Filmin girişindeki şarkı (Sevdiğim Adam) ve ilerde klip şeklinde söylenen şarkı (Boşvermişim) Ajda Pekkan'a ait... Sevdiğim Adam şarkısını Ajda Pekkan daha sonra ENBE orkestrası 2007 Albümünde yeniden söylemiştir.

@@4thesakeofitname 1:03:10 da giren fon müzik hangi parcaya ait

@@savasylmaz9553 Yanılmıyorsam, çok bilindik yabancı bir şarkı, İspanyol, Meksikan veya Fransız kökenli olabilir.. 1960'lardan (veya daha önceden) kalma olması lazım, ancak ismini hatırlamıyorum, arşive bakmam lazım. 1950'ler, 60'larda trompet, saksafon, romantik ballad dans müziği olarak youtube'da aratırsanız belki bulabilirsiniz...

@@4thesakeofitname teşekkür ederim buldum zaten

@@4thesakeofitname yanılmıyorsam el cordobes olacak

O bir hata değil küçük hanımefendi filmlerine gönderme orada adı hep ayhan ve rakipler

Dostum bunu senin gibi bende fark ettim sırf sadri alışık var diye izledim oda 5 saniye görüldü o sahnede filmden ayrı bir şekilde senaryo gerregi degil sadece rolünü ne kadar iyi oynadığı ile ilgili tebriklerini iletiyordu

Filmin girişindeki ve sonundaki şarkı (Sevdiğim Adam) ve ilerde klip şeklinde söylenen şarkı (Boşvermişim) Ajda Pekkan'a ait... Sevdiğim Adam şarkısını Ajda Pekkan daha sonra ENBE orkestrası 2007 Albümünde de yeniden söylemiştir... Gökkuşağının tüm renklerini içinde barından muhteşem sesiyle, asaletler kraliçesi Ajda Pekkan, onu duyan herkesi adeta büyülüyor, ayaklarını yerden kesip, insanı bambaşka cennet gibi alemlere götürüyor...

@@4thesakeofitname biliyorum

Dans etikleri müzik seni beklerim öptüğüm yerde değıl mi

Vahi öz 1965te öldü herhalde hayaleti oynamış😂😂😂😉😉😉😉😉😉😉😉😂😂😂😂😂😂😂😂😂

1969 da öldü rahmetli 1965 değil esas filmleri o senelerdi

@@aydingulmez1581 vahi öz yaz google hoca sana söylesin kaçta öldüğünü 😂😂😂😂😂😂😂😂😂😂😂😂😂

10 yasindayim su zaman nasil cabuk geciyo pes

Turist Ömer'i çekmeden önce o kadar meşhur değilmiş. Haliyle rolü de az.

@@birincitekilsahs963 sadri alışık ayhan ışık daha piyasa da yokken film yapıyordu koçum sadri alışık in en eski filmi diye yaz izle osmanlı zamanını anlatıyor

Sadri baba seti ziyaret etmis

film kadrosunda değil..çok iyi arkadaş olduklarından ziyaret esnasında sürpriz olarak dahil olmuş..dikkat ederseniz ''hey Ayhan''diye hitap ediyor..

Benden 15yas büyük film 🤗

@@cevriyedumen7251 🙂

Bi de kısa komedi bölümlerden oluşan Salon 4 adlı internet dizimize göz atıp abone olur musunuz? kzfaq.info/love/5obSBO81y1WfPODOKFzM5g

Two cousin seni beklerim öptüğüm yerde.nilufer de söylüyor

Yeni nesil bilmez. Sözleri harika. Portofino

Zeynchan 1.04.50 lerde oturan şahıs sadri alışık

1:05:05 te Sadri ALIŞIK Ayhan IŞIK ı tebrik ediyor tokalaşıyorlar ve ayhan ben bu adamı bir yerden tanıyorum ama nereden. diyor

Aşkın saati gelince filmindeki müzik ormandaki sahne de calan

Son derece zayıf bir senaryosu var, acele, özensiz, tutarsız. Biraz romantik biraz komedi. Sinemada her hafta yeni filmlerin çıktığı o dönemlerde, filmi satmak için ünlü olan ne kadar oyuncu varsa hepsine bir rol yazılıp filme dahil edilmiş. Ama yine de sırf bu oyuncular için bile izlemeye değer. Ben zaten bu filmleri konusunda ziyade BELGESEL niyetine izliyorum... Eski güzel Türkiye'nin güzel kalpli insanlarını, Eski İstanbul'un yaşantısını görebilmek için...

Senaryonun bir edebiyat şaheseri olmadığı açık bir gerçek. O dönemin Yeşilçam Sineması, izleyiciyi devamlı yeni filmlerle buluşturmak adına vızır vızır çalışyor ve yılda yüzlerce film çekerek de ekonomik bir çarkı döndürüyordu... Sonuçta da ortaya bu şekilde özensiz senaryolar çıkıyor. Tabi konusunu romanlardan ve edebi eserlerden alan Türk filmleri de var ama onlar azınlıkta. Zira Türk sinema seyircisi o dönemde en çok AŞK ve SEVGİ filmleri izlemeyi tercih ediyor Eee ne de olsa genlerimizde var; divan edebiyatını, aşkı ve gözyaşını sevmek, Leyla ile Mecnunları, Aslı ile Kerem leri dinlemeye bayılıyoruz... Türk sineması dünya'da AŞK'ın en çok işlendiği sinemadır.

1957 yapımı bir film izledim mesela bunun tam aksine daha az imkanlarla daha sağlıklı işler yapılıyormuş ne bir abartılı gülme ne komikten beter bir ağlama nede nayır nolamazlar var üstelikte ipe sapa gelir bir senaryosu var ve sürükleyici de aynı zamanda dönemin naifliği ile bütünleşmiş sade ve harika oyunculuklar ile bir başyapıt adeta ismi senin için yıl 1957

@@idilsevindi5061 Evet 1960 ve 70'lerde Yeşilçam'da "politik" ve "sosyal" içerikli filmler yapılmıyordu. Daha ziyade gırgır, şamata, komedi ve romantik aşk filmleri. O bahsettiğiniz türden filmler büyük yönetmenlerin ağır senaryolar üzerine yaptıkları işlerdir. Ancak yine de Yeşilçam'ın büyüsü dendiğinde akla 60'lar ve 70'ler gelir...