Fikretin metodolojik ve ilmi altyapısına diğerleri sahip olmadığı için çok çok yetersiz konuklar gelmiş.

Hubeyb, tatlı dilin zehirli bir salya, bebek yüzün aldatıcı bir serap gibi. Hiçbir ilmin ve usulün olmadığı halde Kuran ve Hadis hakkında "bence" diyerek bir sürü şey zırvalıyor ve kızlı erkekli toplantılarda Allah'ın ve Peygamberinin sözleri üzerinde gülerek ameliyat yapıyorsun. Normalde bir hastaneye gidip ameliyat odasına girsen o şöyle değil bence böyle yapılmalı, o ilacı değil şu tedaviyi uygun görüyorum desen, deli olarak yaftalanır, kovulur ve tekrarı halinde hapse tıkılırsın. Ama gel gör ki senin gibilerin İslam'ın en teknik ve ilim gerektiren, 1400 yıllık disiplinle günümüze ulaştırılan müktesebatını hiçe sayarak söz söyleyebildiği bir döneme denk geldik. İnsanlar safça senin ehli sünnete yakın durduğunu zannediyor ama bu gidişle ateşe doğru koşuyorsun. Senin zararını herkese anlatmaya devam edeceğim.

Hubeyb isimli delikanlıya sorun bakalım bir ateist "adaletsiz bir ateistten ise adaletli müslümanı tercih ederim" diye buyuruyor mu. İman bu kadar ucuz birşey mi ki kullar arasında hukuka riayetsizliğinin karşısına Allah'a iman gibi bir meseleyi karşısına koyuyorsun. Kaldı ki; Adalet kavramından senin ne anladığın ile bir Amerikalı, WASP'ın ne anladığı, Çin'li bir ateistin ne anladığı farklı şeyler. Sözün cazibesi, kendini "dünyaya kurtaracak akla sahibiyim, akıl zenginiyim" edasıyla problemlere bakmak, problem doğuruyor. Adaletli, adaletsiz farketmeksizin bir müslümanı daima tercih ederim. Aslında burada sorulması gereken bir soru "bir müslüman neden adaletsiz oldu". Bunu sorup, konuşttuğumuzda meseleleri çözeriz; yoksa uncularda, at pazarında oturup çay eşleğinde devlet kurup-devlet yıkmaktan öteye gidilmez, beyazıtın soğuk kaldırımında dayak yemekte aktivist yapmaz bizi.

Sorular cevaplanmadan önce biri tarafından sesli olarak okunsa daha güzel olur

5:50'de konu nedir? Bilen var mı acaba?

SAFSATA Araplaşma diye bir safsata yok! Olmadi da. Işin aslı bu, necip milletimizi dinimiz İslam'dan koparmak adına şeytanî bir sahtekarlıkla terkib edilmiş, çok sinsi, ince bir tuzak ve UCUZ ALGI OPERASYONUDUR... O vakit Allah cc, Araplık davasında miydi, Araplaştırsın diye mi Peygamber gönderdi demezler mi? Hayır bilakis! Islam bütün haşmetiyle Araplar başta olmak üzere bütün Müslüman olanları Islamlaştırdı ve BİRLEŞTİRDİ. Biz Araplaşmiyoruz bilakis Küresel ve yerel iblisoğullarınin, azgın azınlık, maskeli elit keferelerin 100 yildır örtülü bir sekilde uyguladığı laikleşme/sabatayistlestirilme projesine direnip, Hak indindeki tek makbul din Islam'a sariliyoruz. Onlar 'Laik Yahudi' oldugu için bizi de laiklik adi altinda yahudilestirme derdindeler. Ne var ki bu milletin sinesi asla Laik- maik olmamıştır, olmaz da biiznillah. Çünkü bu millet Allah'in cc yeryüzünde çekilmiş adalet kılıcı namiyla şereflidir...

Burasi İslam Toplumudur. Burada EŞREF-I MAHLUK olan HAZRETI INSAN kendisi için hazırlanmış en büyük ikram olan AZAMETLI ALLAH cc ile şerefyab olmak için birbiriyle yarışır. Herkesin olmazsa olmazi YÜCE SULTAN ALLAHU AZIMUŞŞANDIR. Herşey Onun cc ulu dergahina yaklaşmayi ve Onun cc izzetli dostluğunu kazanmayi kolaylaştırıp hızlandırıcı şekilde dizayn edilmiştir. Gençler ergenlik çağına gelip rüşdüne erince evlendirilir. Erkekler gözünü yere indirir, kadını rahatsız ederek onun Rabbiyle cc olan meşguliyetine mani olmaya sebeb olmaz. Kadınlar tesettüre bürünüp, erkeğe sevimli gözükmeyerek, fıtrat itibariyle kendisine çokça zaafı olan erkeğin kafasını, Rabbi cc yerine kendisiyle meşgul etmez. Allah cc. ile şerefyab olmak gibi daha fevki bulunmayan bir izzet-i ikrama nail olmak üzere yaratılmış Hazreti insan kafasını meşgul etmeye müsait bir varlık olan karşı cinsle, olur olmaz her yerde, yerli yersiz muhatab olmasin diye Islam toplumunda mumkun mertebe haremlik selamlik uygulanir. Lüzum etmediği müddetçe nâmahrem olan karşi cinsler birbirine muhatap olmaz, birbirine görmez. Bu toplumda herkes günlük hayatını Allahin cc ölçülerine uyarak götürmekte hemfikirdir. Bu konuda çok ciddi bir dayanişma birlik ve beraberlik sözkonusudur. Allah'in cc. ölçüleri dışına çıkılmaması gerektiği konusunda toplu bir konsensus vardır. Herkes aynı şeyi isteyip yaptığı için ibadetler zor değildir. Toplum tam bir sinerjiyle Allah'a cc adanmiş bir toplumdur. Işte bu İslam Toplumudur. Bu toplumda insanin karşı cinsin cazibesine muhatap olmasinin tek mümkünü helalidir. Kadin olsun, erkek olsun diğer bütün namahremlerle muhatap olmanın önü alindiği için karşı cinsle ilgili bütün meylini helaline yöneltir ki bu şekilde temel insanı ihtiyaclarini helal yoldan gidermekle bu ihtiyaclarin kafasını meşgul edip Rabbiyle meşgul olmasına mani olmasına da engel olur. Tipki bunun gibi bu toplumda kişinin bütün işlerinin ibadet olmasi Onun Rabbine cc daha hızlı ve engelsiz yol almasina sebeb olur.

Arkadas kadına cuma namazı farz olmamasindaki muazzam hikmetleri görmemek çapsizliktir. Mesela küçük süt cocugu olan bir kadin icin ne kadar zor olacagi ortada.

Şunu artik cok net goruyoruz ki, Dio ve benzerleri Küresel Şeytani mihraklarin ipini tuttugu bir proje karakterler. Muslumanlari Islamdan sıyırmak koparmak için, hassaten genclerin kafaları karışsın, bu iş bir akım ve moda olup dinden çıksınlar diye kurgulanmis bir toplum muhendisligi projesinin figüranlaridir. Dertleri hakikati aramak, yaratanı bulmak ve onunla irtibata geçmek, anlam aramak, inanmak vesair değil. Vazifeleri Tek kelimeyle IFSAD IFSAD IFSAD! Sorunun merkezi bu kısım. Şeytan askerleri eliyle bizimle oynuyor.

Ezcumle Varlığının inkarı bile varlığına kendi başına bir delil teşkil etmektedir.

Allah razi olsun ! "bizim icimizde bile müslümanlik tehdittir düsüncesi" veya bunlar topraklarini satti diyip katliami gölgede birakmak...bu konulara degindiginiz icin sagolun varolun

Çukurları öğrenmek yürümek isteyen herkesin işine yarar. Allah razı olsun.

Kardeşim bu 'tarla' çok isabetli ve güzel bir tercumedir. Evet cidden kadınlar, en başta evvela erkeğin sulbünden tohum ekip evlat ürünü aldığı ve bu manada pahabicilmez kiymette olan tarlası hükmündedir. Sonra helali olmakla eşini Allah'tan cc uzaklaştıran haramlarin önünü kapatan(onu muhafaza eden örtü olan) ve onu helal dairesinde kendisiyle tamamlayan duygusal/ruhanî ve cismanî ihtiyac ve açığını kapatan semere ve ürunleriyle (sevgi, muhabbet, dostluk, yardımcı, maddi manevi dayanışma, destek olma...vs. bakimdan onu donatip Rahman'a yaklaşmasını sağlayan tarlası hükmündedir ve bu cinsler icin karşılıklıdır. Ayeti eşlerin ukbadaki durumlarına taşıyacak olursak çok daha derin manalar da çıkar vesselam...

Bir defa akılla hakikat buragina bindikten sonra o burağın bizi taşıdığı ve akıl nurunun geride kalıp sönükleştigi ise yaramaz oldugu manevi duraklarda ki İDRAK ışığımız artık Kalp Nurudur. Yykselen alemlerin kendi kilit ve miftahlari başka başkadir. Buradan baktigimizda akıl ağirlikli olarak giriş kapisi ve avlunun anahtarı hükmündedir. Değeri de ona gore olur inanmis bir mümin ruhun gözünde....

Katilmadigim tek şey en son cümledeki en son kelimeniz. Akıl ve bilim degil, akıl ve İLİM. Bilim dünyevîdir, kesbîdir yani akıl ve fiilin semeresidir. İlim ise hem dunyevî hem uhrevîdir, aslen Allah cc vergisidir yani vehbîdir, kesbî tarafida vardır.

Akıl hakikatin kaynaği degil bürhanı yani delilidir. Hakikatin kaynaği Vahiy, dolayisiyla yaraticimiz Allah'imizdir cc. Akıl dünya/madde aleminin Nurudur. Madde otesinden gelen hakikatin kaynagi olamaz. Akıl/izan onun anlamlı ve mantiklı oldugunu gösteren lambadir, o yuzden de, Vahyin mana alemine dair bilgilendirmelerine ışık tutma gücü yoktur. Insan bu kisma inanmayi anlamli bulmus biri olarak kalp nuruyla ve zikir, muhabbet ve ibadetle ulasilir...Kalp ve akil nuru biri manevi digeri maddi olmak uzere mumini vahdaniyete kanatlandiran iki kanadidir.

Hey gidi! Medreseler Mantık, Arapça, Sarf, Nahv, Kelam,Tefsir, Hadis, Fıkıh...vesair vesair tüm gerekli ilimlerin talim edildigi ilim yuvaları idi ve boylece muazzam medeniyetleri ardimizca serip geciyorduk fethettigimiz yerlere. Allahim ne muazzez, ne Muhteşem bir inayetti o Ummet-i Muhammed'e. Aleyhisselam. Yeniden, yeniden, yeniden ihsan et Rabbıim.

İman, Kelam İlminin konusu. Amel, Fıkıh ve Tasavvuf İlminin konusu, ihsan Tasavvuf İlminin konusudur...

Mescitleri doldurmak için önce inşa etmek gerekir. Inşââ etmek için de inanmK, atanmak ve azmetmek lazımdır. Arkasindan o mescitlere akmak/ imar/doldurmak, sonra oradan elde ettiginiz ruhî donanimla kendisine boyun egdiginiz Allah'in cc size giydiridigi Islam zirhini giyerek, dünya denen vahşi hayvanlarla dolu ormanda selamette ve korunaklı yasamayi, ulvi bir medeniyet inşaa ve imar etmeyi yapabilirsiniz vs gelir. Tefsirde derinlestikce kişinin idrak seviyesi ve ufkuna göre çok daha derin anlamlar çıkar ve hepsi bir butunluk arzeder. Kendi Vahdaniyyeti içerisinde helozonik anlamlar katmanı vardır. İlk adım lafzî anlamdir. Bu yemişin kabuğu gibidir. Buradan lafzı devredisi bırakmak yanlış olur. Ondan başlayıp derinlesmeye yönelmek lazım. Somuncu Babanın ks. Bursa Ulu Camiinin açılışında Fatiha'yi 7 kez tefsir edişi böyle birseydir.

Asrin dunyadaki muesses şeytani duzenin ayak oyunlarini cok guzel resmetmiş.

Islam arap milliyetciligidir ve bizim aslinda TÜRK olarak isimiz olmaz...

Cocugun ismi ebubekir😅😅😅😅😅😅😅😅😅😅😅😅😅😅😂😂😂😂😂😂😂

Kafadan sakatlar kulübü

Bati icin akıl ve el yordamiyla yapilan Bilimsel deneyler hakikatin kaynagi olarak kabul ediliyor. Din icin hakikatin kaynagi acik ve net sekilde Vahiy dolayısıyla da Vahyeden Allahtir. Hakikatte Onun cc bize soyledikleri, anlattiklaridir.

SAFSATA Araplaşma diye bir safsata yok! Olmadi da. Işin aslı bu, necip milletimizi dinimiz İslam'dan koparmak adına şeytanî bir sahtekarlıkla terkib edilmiş, çok sinsi, ince bir tuzak ve UCUZ ALGI OPERASYONUDUR... O vakit Allah cc, Araplık davasında miydi, Araplaştırsın diye mi Peygamber gönderdi demezler mi? Hayır bilakis! Islam bütün haşmetiyle Araplar başta olmak üzere bütün Müslüman olanları Islamlaştırdı ve BİRLEŞTİRDİ. Biz Araplaşmiyoruz bilakis Küresel ve yerel iblisoğullarınin, azgın azınlık, maskeli elit keferelerin 100 yildır örtülü bir sekilde uyguladığı laikleşme/sabatayistlestirilme projesine direnip, Hak indindeki tek makbul din Islam'a sariliyoruz. Onlar 'Laik Yahudi' oldugu için bizi de laiklik adi altinda yahudilestirme derdindeler. Ne var ki bu milletin sinesi asla Laik- maik olmamıştır, olmaz da biiznillah. Çünkü bu millet Allah'in cc yeryüzünde çekilmiş adalet kılıcı namiyla şereflidir...

Konuklarınız çok sıkışık bir şekilde oturuyor. Birbirlerinin yüzüne bakacak ve mesafeli şekilde otursalar rahat edecekler. Ben izlerken daralıyorum.

❤❤❤

Dücane resmen sapıtmış..

Diomandzedeler derneği mi kurulmuş 😂😂😂

Maşallah, bu ne muazzam bir bakış açısı, ufuk açıcı..

Değildir.

Şu kanala keşke altay cem meriçde çıksa

İçimin yağları eridi, Öyle bir rahatladım ki, Şu Dücane denilen, ne üdüğü belli olmayan, ileri geri konuşan adama böyle net cevapların verilmesi beni çok rahatlattı. Dünya insanı içindeki pislikleri çıkarıp atmadığı sürece rahata ve huzura kavuşamayacak. Bu temizliğe yardımcı olanlara selam olsun. Allah onlardan razı olsun. Saygılar Fikret hocam.

Allah razı olsun hocam

Kur'an'ın yani ayetlerin yazılması, Peygamber vasıtasıyla bizatihi yaptırılıyor, şahit huzurunda. Bu her şeyi değiştirir. İşte bu tehaddi ye mevzu olan şeydir. Eğer yazdırılmasaydı tehaddi mümkün olamayacaktı. Tekrar yazıyorum, Peygamber bizatihi şahit huzurunda vahiy katibine her ayeti tek tek yardırıyor ve hangi surenin hangi sırasına geleceğini bildiriyor ve kontrol ediyor, Hafızlık müessesesini de atlamayalım, kelime kelime sırasına göre bütün ayetler tek tek ezberleniyor ve böylece iki müessese ihdas edilmiş oluyor. Vahiy katipliği müessesesi ve Hafızlık müessesesi. Kur'an'ın oluşumu ile, Hz. Peygamber'in Kur'an haricindeki söylediği sözleri, hal ve hareketlerinin başkaları tarafından yazılması arasında kategorik olarak mukayese edilemeyecek kadar fark vardır. Bu arada, hadise inanmaktan bahsediyorsunuz, hayır siz başkasının aktardığı sözün Hz. Peygamberin azından çıkıp çıkmadığına veya Hz. Peygamberin o hal ve hareket üzere olup olmadığına inanıyorsunuz. Ve bu bilgi aktarılana göre, tamamen anlam bakımından nakledilmiş, lafız olarak nakledişmiş değil. Uydurma hadislerin olduğunu herkes biliyor, bir tane bile uydurma ayetten bahsedilemiyor. Buradan farkı görün. Olayı bu şekilde ele alanın bile hatalı olduğunu söylemek yerinde olacaktır. Çünkü nihayetinde ortada bir söz var. Bu sözün doğruyu söylediğine, doğru, faydalı, gerçek olduğuna inanmaktan bahsedilmesi gereklidir. Siz konunun iş yarayacak noktasını bırakıp, bu sözün kaynağına ne kadar bağlı veya bağlı değil ile uğraşmak doğru bir şey değildir. Dolayısıyla, Ebu Hanife çok basit söylemiştir. Hz. Peygamber'in Kur'an'a aykırı bir şey söylemesi mümkün değildir. Eğer bir hadis Kur'an'a aykırı ise o hadis uydurmadır, Hz. Peygamber söylemiş olamaz. Yani burada görüleceği gibi esas kıstas Kur'an'ı Kerimdir. Hadis Kur'an'a uygunsa, bir gerçeği dile getiriyorsa, faydalıysa, doğru bir söz ise, bu sözün (hadisin) doğruluğuna neden inanmayalım, neden kabul etmeyelim. El Cevap: Hadislere inanırım, eğer doğruysa. (yani, Kur'an'a uygunsa) Bakın bu cevabı, aynı şeyi Kur'an ayetleri için söyleyemezsiniz. Kur'an ayetlerinin mutlak doğru ve gerçek olarak kabul etmek zorundasınız. (Ayetin doğruluğuna dış dünyadan veya başka yollardan deliller bulmalısınız) Hadislere inanır mısınız sorusu, İnanmak ile İman etmek arasındaki farkı bilmeyenlerin işidir. Düşük düzeyde akıl sahiplerinin işidir.

Hocam kestiğiniz yer çok sıkıntı umarım fark edersiniz

Kimse araplar gibi giyinmiyor zaten şalvar entari.değildir bizim giydiğimiz sarık cübbede araplara ait birşey değildir. Asırlar boyu ceddimiz böyle giyinmiş Osmanlı diyince akla o geliyor. Araplar gelmiyor. Türkçülüğe de dibine kadar düşman olman gerekiyor kardeşim. Türkçülük ırkçılıktır. Milletini sevmek farklıdır ama yüceltmek tanrı bizi seçti demek ırkını diğerlerinden üstün görmek hak değildir.

Aklın rehberi nakildir. Aklı ve zamanı yetmeyenleri unutmayalım.. Nakil olmazsa akıl şişenin içindeki sinekten farksızdır. Şişeden çıkmak mümkün değilse mümkün olsa bile zamanın yetmeyecekse nakil beklemekten başka yol yok... Bu hükme akılla ulaşmış olmam da aklı zorunlu yapmaz. Tesadüfen ya da yanlışlıkla da doğru karara varabilme ihtimalim var diye düşünüyorum.. Amaç Doğru karara varmış olduğundan emin olmak ise; Bu da zaten aklı aşan bir diğer konudur.. Not: Nakilci veya Selefi değilim hatta Akılcılığa daha yakınım şu an...

Şeriat deyip bir de araplaşmaya gerek yok demeleri çok tutarlı olmuş.

Sohbet edilebilecek özgür alan, sıkıntı çıkmadan herkes konuşabiliyor. Altay Cem Meriç'de gelsin ve onun fikirleride farklı perspektif.

HUBEYB GİZLİ KEMALİAST

Allah razı olsun. Ben arkaplanda çalan fon müziği beğendim gayet akıcı olmuş. Bilgileriniz için de çok teşekkürler.

8:42 İşin rengini değiştiren mesele bunun Allah'ın kitabı olduğu meselesi (Aslında söylenmek istenen, İnsan sözü olmadığı, Kur'an'ın ifadesi çünkü böyle) Tabi, Kur'an'ın insan sözü olmadığının ilk önce ortaya koyulması gerekiyor ki, bu Kur'an'ın Müslümanlardan talebi budur. Kur’an’ın soruyu nasıl ele aldığına bakınız; "Kur'an Allah kelamı mıdır?" sorusu mantık veya felsefenin veya kelam ilminin alanıdır, bilimsel olarak, yani gözlem, ölçüm ve deneyim ile ortaya koyulamaz. "Kur'an İnsan sözü müdür?" sorusu bilimin alanıdır, bilimsel olarak, yani gözlem, ölçüm ve deneyim ile ortaya koyulabilir. Çünkü insan sözünün örneği var elimizde, mukayese ederiz, yani benzerlik ölçümünü yaparız ve Kur'an'ın insan sözü olup olmadığını bilimsel olarak ortaya koyarız. Kur’an iddiası çok açıktır: 10/38 “Onu o uydurdu” mu diyorlar? De ki “Onun benzeri bir sure (3-5 satır yazı) getirin …” (Yani onu Muhammed mi uydurdu, yani İnsan mı uydurdu, yani ona insan sözüdür mü diyorlar) Getirilen yazının Kur’an benzerliğini ölçmek mümkündür. Yazı cümlelerden, cümleler kelimelerden, kelimeler ise harf kombinasyonlarından oluşur. Bunların hepsi nesneldir, ölçülebilirler. Ölçülebilen bir şeyin, benzerliği (dengi - misli) yani matematiksel ifade edersek, katları, misli - dengi tanımlıdır, yine ölçülebilir. Yazının yani kelimelerin veya cümlelerin anlamları, ifade ettikleri değer yargıları özneldir, ölçülemezler. Dolayısıyla bir yazının kesin bir benzerlik ölçümü anlamsal bakımdan yapılamaz. Yazının kesin bir şekilde benzerlik ölçümü, ancak nesnel öğelerinin ölçümü ile yapılabilir. Kur’an ayetleri muallak yani kesin olarak gerçekleştirilemeyecek bir şeyi Müslümana “De ki” şeklinde yöneltmez, yani olmayacak bir şeyin yapılmasını Müslümandan istemez. Bunu Kur’an’a yakıştırmak, Kur’an’a, ayete büyük iftiradır. Kur'an ilk pasajda bu olayı netleştirmiş, ele alınmıştır, ifade etmiştir. (Fatiha suresi ve Bakara suresi 25. ayete kadar.) 2. Bakara Suresi 23. Ayet: Eğer kulumuza (Muhammed’e) indirdiğimizden (Kur’ân’dan) şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi (benzeri) bir sûre getirin, Allah’tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz. 2. Bakara Suresi 24. Ayet: Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının. Ayetlerden görüleceği üzere; Şüpheniz varsa bu şüpheyi giderin, öyle devam edin deniyor. Ve çok ciddi bir yaklaşımla Meydan okunuyor, Ayette görüldüğü gibi, konu direkt olarak İnsan sözü iddiası (“onu kendi uydurdu” mu diyorlar?) olarak ele alınıyor ve Müslümanın vermesi gereken cevap, uygulanacak yöntem ortaya koyuluyor. Tartışılmıyor, karşı iddia hakir görülmüyor, tehdit edilmiyor, sadece eğer böyle düşünüyorsanız buyurun sizde onun benzeri uydurulmuş bir sure getirin deniyor ve karşı iddia sahiplerinin bunu asla yapamayacakları iddia ediliyor. Bu yaklaşım çok rasyonel, çok nesnel - bilimsel ve medeni bir yaklaşımdır. Büyük bir özgüveni barındırmaktadır. Meydan okumanın bizatihi Müslüman tarafından yapılması istenmektedir. Yani meydan okuma bir eylem barındırıyor ve bu süreci Müslümanın bizatihi kendisinin yönetmesi isteniyor. Sn. Fikret Çetin, siz bu süreci nasıl yönetiyorsunuz, Getirilecek olan bir yazının nesnel olarak Kur'an benzerliğini nasıl ölçüyorsunuz, size bir yazı versek Kur'an benzerliğini ölçebilir misiniz. Kullandığınız yöntem nedir? Veya geleneksel yorumu aktarın, nesnel bir benzerlik ölçüm yöntemi tarif ediliyor mu? Bu konuda video yapınız. Bekliyoruz.

Fikret Hocam kelam dersi almak istiyorum sizden. Nasıl iletişime geçebiliriz????

Baban Şafii annen hanefi ise Kürt olursun 😂

Olay bilimsel faaliyet ile başlar, (Gözlem, ölçüm, deneyim, Fizik) bilimsel bilgi elde edilir. Bilimsel bilgi her zaman tolerans barındırır, (hiç bir ölçü aleti kesin doğru olarak ölçüm yapamaz, fiziksel yetersizlik) Bilimsel bilgi, somut olandan elde edilir. Her zaman eksiktir. Bu eksikliği bilim insanı bilir. Bilimsel faaliyet bizi bir yere kadar destekler ve götürür. Vardığımız noktada isteklerimiz, sorunlarımız, olay çözümlenmemiştir. Soyut alanda çalışma gereklidir, ihtiyaç duyulur. Soyutlama felsefedir (Matematik, Mantık) bilgi edinme süreci devam etmektedir. Ontolojiden elde ettiğimiz, verilerin ve ilişkilerinin ortaya koymuş olduğu mantıksal bağlantıları, bağıntıları tanımlarız ve bu çerçevede soyutlama yaparız, ilerlemeye bilgi üretmeye devam ederiz. nihayetinde bir sona ulaşırız, vardığımız nokta aradığımız bilginin beynimizde oluşturduğu algı oluşumudur. İşte tam bu noktada, anlam ve değer arayışımız başlar. Bu arayışımıza ancak din cevap verir, verebilir. Görüleceği üzere din olgusu ontolojiye dayanan bir epistemolojik sürecin mantıksal bir düzlemde işletilmesiyle ulaşılan bir bilgi seviyesidir. Din dogmatik değildir, eğer siz din olgusunu bir dogma olarak Hristiyanlık gibi alırsanız Bilim ve Din çatışmasından bahsedebilirsiniz, fakat İslam'da bu çok farklıdır. İslam'ın insanlığa kazandırdığı en önemli bakış açısı bu yaklaşım olduğunu düşünüyorum. İnanç + Bilgi + İman sürecini inceleyiniz. Video akıcı fakat derin olmuş. İpi kısa olanlar kuyuyu çok derin zannedeceklerdir.

Allah akletmezlermi der akıl ile şuunati kainattaki hikmeti bilinir lakin onların kalpleri kararmış der , ben müminin kalbeni sıgarım der demek akıl lazım lakin tek yol değil zira akıl tartamaz Allahı yetmez ,kalp devreye girer ve mutmain yani tatmin olur hissiyat ve duygular şüpheler izale olur.Zira kalpsiz akıl şüpheci dir.

Konuşanların sesi az geliyor ..Bilginize ...

üşenmedim gittim 2 saat adamın videosunu izledim. adam ne demiş siz 2 saatin içinden 2-3 dakika alarak ne diyorsunuz. hayret edilecek bir şey.

❤❤ maşallah . . . . .. .