Batujoy siz oyunları sıkılmadan oynayın diye kendisi oynar, özetleyerek hap halinde tüm bilgiyi size sunar. Batman Arkham , GTA, Mafia gibi çeşitli oyun serilerine uyarladığım bu konsepti şu an God of War serisine uyguluyorum.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
●Instagram; / batujoy
●Steam; steamcommunity...
●Discord; / discord
●İletişim, iş birliği, sponsorluk için: batuhandemirbas@gmail.com
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ascension ve Chains of Olympus’un hikayesini anlattıktan sonra, hikaye sıralaması olarak 3. Oyuna geçsek de, bu videoda epey geriye gidiyoruz ve God of War’un başta sadece Playstation 2 için, 2005 yılında çıkmış olan ilk oyununu ele alıyoruz. Serinin bir ve ikinci oyunu, 2009 yılında tekrar revize edildi ve güncellenmiş grafikler, 1080P 60FPS, başarım desteğiyle birlikte bu sefer Playstation 3 sahiplerinin beğenisine sunuldu.
Oyun Ege Denizi’nde başlayıp üzerinize çerçöp sayılabilecek adamları atıp kare, üçgen gibi saldırıları öğretirken, çok geçmeden buradaki asıl boss’un Hydra adında bir deniz canavarı olduğunu anlıyoruz. Mitolojide birden başla başı olan, kesildiğinde yenisi çıkan ve nefesi bir insanı öldürebilecek kadar zehirli olan bu yaratık, başka nerede karşımıza çıktı sizce tahmin edin. Evet, önceki iki videoda verdiğim örneğin aynısı. Hades. Bu arada bu oyunu da oynamanızı şiddetle tavsiye ederim.
Tek tesellisi denizde olup, bir limandan öbürüne yelken açıp tanrıların dediklerini yapsa da, ne kadar şarap tüketse veya yatağına ne kadar kadın alsa da, dünyadaki hiçbir şey zihnini saran bu dehşetten kurtaramıyor adamı. Athena’ya haykırıyor ve “Ben size 10 yıl boyunca sadık bir şekilde hizmet ettim, ne zaman bitecek artık bu kabuslar?” diye serzenişte bulunuyor. Buna karşılık Athena da “Senden son bir görev istiyoruz. Biz şu an konuşurken bile Ares, benim şehrim Atina’ya saldırıyor. Zeus tanrıların birbirleriyle savaşmasını yasakladığı için bunu yapan sen olmak zorundasın.” diyor.
Kratos, Ares’e yemin etmeden çok önce bile fethetme arzusuyla yanıp tutuşan bir adammış. Kahin bunlarıp görüp “Athena neden senin gibi birini gönderdi?” dese de eldeki tek seçenek, tek umut Kratos. Kahin size bir tanrıyı öldürmenize yarayacak dünyada sadece tek bir eşya olduğunu, bunun da tanrılar tarafından çöle saklandığını söylüyor. Pandora’nın kutusu ismindeki bu eşyayı aramaya birçok kişi gitse de, hiçbiri geri dönmemiş.
Kutuyu Ares’ten almayı başaran Kratos, binlerce yıldır gömülü olan bu gücü serbest bırakıyor ve savaş tanrısıyla aynı boya ulaşarak bir mücadeleye girişiyor. Ares, Kratos’un tüm silahlarını elinden alarak, onu ailesinin ölümünü yeniden yaşatarak zihinsel olarak mahvetmek istese de, Kratos köprü olarak kullanılan tanrıların kılıcını alıyor ve Ares’in göğsüne saplayarak savaş tanrısını öldürmeyi başarıyor.
Böylece şehir kurtulsa da, aynısını Kratos için söyleyemiyoruz. Athena’ya bu kabusun silinmesi için yalvarsa da, kadın size diyor ki “Biz sana günahlarının affı için söz verdik, affoldu da. Fakat kafandaki görseller sonsuza dek seninle kalacak.”
Hiçbir kurtuluşu olmayan Kratos, Yunanistan’ın en yüksek dağına çıkıyor, Ege Denizi’ne bakıyor ve oyunun başındaki o meşhur sözü söylüyor. Artık umut kalmadı diyerek kendini aşağı attığında Kratos, tanrıların başka planları olduğu için göğe yükseliyor. Ares’in ölümüyle boşalan tahtı doldurmak için yeni bir savaş tanrısına ihtiyaç var.