Çocukluğumda Eğil'den gelip Diyarbakır'a Dicle Nehri üzerinden odun taşıyan kelekleri hayranlıkla izlerdim. Köyümüz Dicle Nehri üzerinde Tilhan (Hantepe) adında bir köydü. Köye adını veren 60 metreye 60 metre yani 3600 metrekare olan handa yaşardı dedemler. Heyhat ne Diyrbakır'da gül, ipek böcekçiliği nede köyümüzde han kaldı.

Tavrını tarzını ve duruşunu çok begendim güzel kardesim. Abone sayının milyon olmasi dileklerimlerimle.emegine saglik.

Harikasınız emeğinize sağlık

Yaşar Kemal.. Ne yaşar ne yaşamaz..

Anlatımın çok iyiydi, çok beğendim teşekürler.

Merhaba çök güzel anlatınn yeni sini beklerim datçada selam sevgiler

Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun 🙏

Cok guzel olmus emeginize saglik. Ama bir dahakine gorselde paylasirsaniz daha guzel olur. En azindan Diybakir gibi guzide ve guzel bir sehri anlatirken fotograf ve gorselle bilmeyenler gorerek dinlerse daha etkileyici olur. Emeginize saglik.

maleysef sadığınız tüm diyarbakır ürünleri bu gün göremiyoruz emeğinize sağlık

Emeğinize sağlık

Tuluk,keçi koyun derisinden yapılmış yayık.

Yarıcı, ağanın toprağını, hasat edilen ürünün yarısı karşılığında topraksız köylünün kullanımına vermesi.

ben çocukken 1960 lı yıllarda nerede ise diyarbakirda surdaki her ev üç temel kısımdan meydana gelmekteydi 1 / havş ( kürtcede mutluluğa açık yaşam demektir ) unda havuz ve etrafında gülistan denen güllerin ekili olduğu akşam yemeginden sonra veya yemeklerden sonra çay kahve içilen sohbet edilen gülistanlar vardı , 2 / harem harem arapçada kullanılsada kürtçe bir kelimedir vede bizim yâşam yolumuz denen şimdiki oda dediğimiz yapınjn oldukça büyük şeklinde tüm ailenin birlikte yattığı kalktıği yerler 3 / evlerin dibinde yiyecek saklamak için mahsenler bulunurdu ayrîca bu üc temel kısmin yanında havşun bir tarafında mutfak kısmı , tuvalet vede ayrıca banyo kısımlarında bulunurdu ,

"Çukurova'nın ağası bitmez, biri gider biri gelir. Olsun, çukurova'nın ince memet'leri de bitmez." Yaşar Kemal denince bu replik yazılmazsa olmaz sanki. 😅

❤👏👏👏👏❤

Tuluk, şişirilen kuzu yada koyun derisi.

Zulüm gül mü bıraktı Diyarbakırda! Diyarbakırın gülleri tükendi.Çocukluğumuzda yazın her evde gül suyu içilirdi.

Tuluk dediği koyun derisinden yapılma tulumdur.

Tuluk=Tulum.

Yuuh Tuluk bilmezsin Yaricıliķ bilmezsin Ayıp ayıp biraz araştırmayın. Yarıda bırakıyorum dinlemiyecem

biraz haksızlık var bu tafifte asla kötü kokmazdı vede fakirlik olsada sur içi çok güzeldi ,ayrica ben u sen de komple karahubür denen çok iri dut veren dut ağaćları vardj diyarbakirda bir kimse torununa vasiyet ederken benim için dut ağaci dikin ki kuşlar yediklerinde sevabı bana dokunsun derlerdi , ayrıca şehrin her yerinde badem ağaçlarj vardi hemen hemen her evde .