Рет қаралды 96,833
Namaz kılarken, aklımıza olur olmaz ilgisiz şeyler gelip takılır ve namazın neresinde, kaçıncı rekâtında olduğumuzu ve ne okuduğumuzu dahi unuturuz. İşte bu videomda namaz kılarken şeytanın bizlere neler yapmaya çalıştığını, namazımızı bozmak için veya namazın sevabını eksiltmek için ne tür hile yollarına başvurduğunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Namaz, şu dünya hayatımızda kalbimize kuvvet ve zenginlik, gireceğimiz kabirde gıda ve nur kaynağı, çetin bir mahkeme olan mahşerde de berat fermanımızdır. Nihai olarak da üstünden geçeceğimiz Sırat Köprüsünde elimizden tutup bir şefaatçi olarak bizi inşallah Cennete ulaştıracaktır.
Böylesine üstün bir ibadet olan namazda şeytan içimize dur durak bilmeden fitne atar. Çünkü bu şeytanın işidir. İnsanın derecesinin yükselmesini asla istemez.
Bir hadiste Allah Resûlü (a.s) kulun secde etmesiyle şeytanın perîşan oluşunu şöyle bildirmiştir: “İnsanoğlu secde âyetini okuyup secde edince şeytan ağlayarak uzaklaşır ve şöyle der: “Eyvah! Eyvah! İnsanoğluna secde etmesi emir olundu. O da secde edip Cenneti hak etti. Bana da secde etmem emir olundu; Ben ise emre karşı gelip Cehennemi hak ettim.” (Câmiü’s-Sağîr, 1/439)
Peşimizde böyle hasım ve düşman bir şeytan varken, onun içimize isteksizlik hali atması ve bizi en yüce, en nâzik ve en nezîh bir ibâdetten alı koymaya çalışması, onun mesleğinin gereğidir.
Osman İbni Ebî'l-As (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Ey Allah'ın Resûlü dedim, şeytan benimle namazımın ve kıraatimin arasına girip kıraatimi karıştırmama sebep oluyor, (ne yapayım, ne tavsiye buyurursunuz?)"
Aleyhissalâtu vesselâm bana şu cevabı verdi: "Bu Hanzeb denen bir şeytandır. Bunun geldiğini hissettin mi ondan Allah'a sığın. Sol tarafına üç kere ’tü tü’ şeklinde tükür!"
‘’Ben bunu aynen Rasulullah’ın buyurduğu gibi yaptım da Rabbim bu sıkıntımı benden giderdi.’’ (Müslim)
Arkadaşlar, namaz kılarken, aklımıza olur olmaz ilgisiz şeyler gelip takılır ve namazın neresinde kaçıncı rekâtında olduğumuzu ve ne okuduğumuzu unuturuz…
İşte bununla alakalı İbn-i Abbas Hazretleri (ra)'nden naklen Muaz b. Cebel rivâyet ediyor. Şeytan bir gün, Resûlullah (sav)'in yanına gelip ona insanlara namazda yaptığı hileleri şöyle anlattı:
“…Ya Muhammed, namazlarını erteleyeni şöyle kandırırım. O, her zamanki gibi namaza kalkmak ister; tutarım. Ona vesvese veririm. Derim ki: “Henüz vakit var. Sen de meşgulsün; hele şimdilik işine bak. Sonra kılarsın." Böylece o vakti kaçırır ve vaktinin dışında namazını kılar... Ve bu sebepten ahirette onun kıldığı namazı yüzüne atılır. Şayet o kimse beni mağlup ederse ona insan şeytanlarından birini yollarım... Böylece onu vaktinde namaz kılmaktan alıkoyar. O bunda da beni mağlup ederse... Bu sefer onun hesabını namazda görmeye bakarım. O namazda iken... “Sağa bak... Sola bak..." derim, O da öyle yaparsa, yüzünü okşar, alnından öperim. Sonra ona: “Sen çok kötü bir iş yaptın." derim ve böylece namazda onun huzurunu bozarım.’’
"Sen de bilirsin ki ya Muhammed! Her kim namazda sağa sola çokça bakar ve başka şeylerle meşgul olursa o namazın sevabı yok olur."
"Bunda da ona mağlûp olursam, yalnız başına namaz kıldığı zaman yanına giderim ve ona: çabuk çabuk kılmasını emrederim. O da başlar namazını çabuk kılmaya. Tıpkı horozun gagası ile yerden bir şeyler topladığı gibi."
"Bu işi ona yaptırmakta da başarılı olamazsam, bu sefer cemaatle namaz kılarken, onun yanına varırım. Orada onun başına bir gem takarım. Onu acele ettirerek imamdan önce hareket etmesini yani ruku ve secdesini imamdan önce yapmasını sağlarım. "
İşte... O böyle yaptığı için kıyâmet günü, Allah onun başını eşekbaşına çevirir.”
Yani Arkadaşlar anlayacağınız o ki, şeytan namazda insanın huşusunu bozup namazının sevaplarını eksiltme konusunda dur durak bilmez. Namazı bozmak için de her türlü hile yollarına başvurur.
O halde namazdan yılmayalım ve başarabildiğimiz kadarıyla huşû içinde kılmaya özen gösterelim. İsteksiz olduğumuz zamanlarda, hiç oralı olmadan, namazın bir fıtrat borcu olduğunu hatırlayarak namaza devam edelim. Şeytan bizimle uğraştığı halde bizim ısrarla ve şeytana inat namazı terk etmememiz, biz hissetmesek de, Allah’ın huzurunda daha fazîletli bir duruş teşkil edecektir. Şeytanın bizimle olan meşgûliyeti, bizim zevkimizi ve huzurumuzu kaçırsa bile, namazın fazîletinin daha da yükselmesine sebep olur.
Unutmayalım ki şu anda yapacağımız hiçbir işimiz kılınmayı bekleyen vakit namazından daha önemli değildir.