Рет қаралды 180,749
İslam dini yürek taşıyan her bir canlıya merhamet gösterilmesi gerektiğini emretmiştir. Dinimiz İslam’a göre bizler, bize zarar vermeyen hiçbir hayvanı veya canlıyı kesinlikle öldüremeyiz ve her canlının da hayatını korumaya gayret gösteririz. Çünkü bizleri yoktan var edip can veren Allah’tan başka hiç kimse bir cana kıyamaz. Ancak İslam dini, insanların canına zarar veren haşeratla ve zararlı mahlûkatla mücadele etmenin dini açıdan meşru olduğunu da belirtmiştir. Peki, İslam dinine göre kertenkele öldürmek caiz midir? Peygamberimizin Kertenkeleyi öldürene sevap vardır minvalindeki hadislerini nasıl anlamalıyız? İşte bu videomda bu konuya açıklık getirmek istiyorum.
Öncelikle bu konuyla ilgili hadislere bir bakalım. Ümmü Şerîk radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ona zehirli iri keleri öldürmeyi emretti ve:
“O, İbrâhim aleyhisselâm’a ateş üflerdi” buyurdu. (Buhârî, Enbiyâ 17)
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Zehirli iri keleri ilk vuruşta kim öldürürse ona şu kadar iyilik sevabı vardır. Onu ikinci vuruşta kim öldürürse, birincisinden daha az olmak üzere ona da şu kadar iyilik sevabı vardır. Eğer bir kimse onu üçüncü vuruşta öldürürse ona da şu kadar iyilik sevabı vardır.” (Müslim, Selâm 146)
Şimdi bu hadisleri nasıl anlamalıyız?
Hadiste bahsedilen Keler, kertenkeleye benzeyen bir sürüngen olup faydalı, zararlı, eti yenen ve yenmeyen çeşitleri vardır. Yani bir nevi kertenkeledir. Araplar iri kelere “semmü abras” adını verirler. Hadislerde öldürülmesi istenen kelerin işte bu iri, siyah benekli zehirli türleri olduğu anlaşılmaktadır. Arap dili âlimleri bunların çok pis ve zararlı olduğunu, kanı bir insanın bedenine sıçradığı takdirde orada alaca hastalığının meydana geleceğini ifade ederler.
Birinci hadiste Resûlullah Efendimiz’in zehirli kelerin öldürülmesine gerekçe olarak “O, İbrâhim aleyhisselâm’a ateş üflerdi” buyurduğu belirtilmektedir. Bir başka rivayette, Hz. İbrâhim ateşe atıldığı zaman bütün hayvanların o ateşi söndürmeye gayret ettikleri, sadece zehirli iri kelerin ateşe üfleyerek onu yakmaya çalıştığı (İbni Mâce, Sayd 12), yani şeytanın oyununa geldiği belirtilmektedir. Kelerin İbrâhim aleyhisselâm’ı yakan ateşe üflemesi bir gerçeğin ifadesi olabileceği gibi, onun insanoğluna verdiği zararın mecâzî bir anlatımı da olabilir.
Zehirli keleri ilk vuruşta öldürene yüz sevap, ikinci ve üçüncü vuruşta öldürene daha az sevap verilmesi onu öldürmeye, elden kaçırmamaya teşvik etmek için söylenmiş, bu zararlıyı ortadan kaldırmak suretiyle insanlara hizmet eden kimsenin daha çok sevap kazanacağı belirtilmiştir. Bu zararlı hayvanın Arabistan gibi sıcak bölgelerde çok bulunduğu, evlere girip yiyeceklere ve insanlara zarar verdiği ve tuza çok meraklı olduğu bilinmektedir. Bu sebeplere binaen “Her zararlı öldürülür” kaidesi gereğince zehirli iri kelerin öldürülmesi uygun görülmüştür.
Kelerin bir vuruşta öldürülmesinin sevap olması, eziyet vermeden ölmesini sağlamak içindir. Zîra hayvan ikinci darbeyi almadan yaralı olarak kaçabilir; bu da bir canlının eziyet görmesine neden olur. Buna göre insanlara zarar vermeyen hayvanları öldürmek caiz olmaz. Yoksa her görülen kertenkeleyi öldürmek caiz olmadığı gibi, öldürmenin kendisi de sevap olmaz. Eziyet vermeden zararından kurtulmanın yollarını aramak gerekir. Ancak öldürmekten başka çare yoksa bir vuruşta öldürmek gerekir ki, hayvan eziyet çekmesin.
Buradan kesinlikle İslam dininde kertenkelelerin öldürülmesine izin verilmiştir sonucu çıkarılamaz. Evet, İslam'da bir kertenkele türünün öldürülmesine izin verilmiştir. Ancak öldürülmesine izin verilen kertenkele zehirli olan ve zararlı olandır.
Yani zarar vermeyen hiç bir canlı öldürülemez. Öldürülmesi caiz olanlar ise, zararlı olan ve bu zararından başka türlü kurtulma imkânı olmayan hayvanlardır.
Zaten bir rivayette Hz. Aişe (r.a): "Resulullah (a.s) keler/kertenkele için fuveysık (fasıkcık) dedi ama, 'Öldürün!' diye emrettiğini işitmedim."(Buhârî, Bed'ü'l-Halk 14.) buyurdu.
Arkadaşlar! Sahih hadislerin verdiği bilgiye göre ahirette “Boynuzsuz hayvanın boynuzludan hakkı alınacaktır.” (Müslim,1, h no: 2582) Bu gibi sahih hadis rivayetlerinden anlaşılıyor ki, hayvanların da uyması gereken prensipler vardır.
“Canavarların ve vahşi hayvanların helal rızıkları ölü hayvanlardır. Sağ hayvanları parçalayıp rızık yapmak şeriat-ı fıtriyece haramdır; yapsalar ceza görürler.”
Buna göre bir kertenkelenin insanlara zarar vermesi, hayvanlara zarar vermesinden daha kötüdür. İşte kertenkelenin şeriat-ı fıtriyeye aykırı olarak “insanları zehirlemesi” doğru yoldan çıkmaktır ve bir fasıklıktır.
Netice olarak bu hadislerden bize düşen; sahih olduğu kabul edilen bir hadisin gerçekten Allah’ın elçisinden geldiğine ilmi olarak kanaatimiz varsa, onu doğrulamaktır. Yani “Allah’ın Elçisi dediyse kesin doğrudur.” demek, her müminin imanının gereğidir.