RTÜK internetteki dizi yayıncıları hakkında sinsi planlar yapsa da internet dizileri televizyona el hareketi çekermiş gibi gelmeye devam ediyor.
Bu platformlarından en ilginciyse Puhu. Bedava olarak orijinal dizi izleyebildiğiniz Puhu, BluTV ve Netflix gibi sizden aylık bir para almıyor.Puhu bedava olduğu için dizi izlerken arada ürün yerleştirmeleri ve reklamlarla karşılaşabiliyorsunuz. Özellikle BluTV'yle karşılaştığımızda bu iyi bir fikir gibi duruyor çünkü zaten bu tür platformlara ülkemizde para verecek insan sayısı kısıtlı.
Puhu, deli gibi tutan Fi bitince hemen üstümüze 2 dizi serpiştireceğini açıkladı. Bu cumartesi çıkan Şahsiyet bunlardan ilki.
Açıkçası Fi ülkemiz dizilerinden kalite olarak ayrılsa da konu bakımından ilk iki bölümde 50 Shades'in daha iyi oyunculu hali gibi duruyordu.
Şahsiyet'se bizim daha çok görmek istediğimiz türde bir dizi. İlginç karakterlere ve televizyonda çok görmediğimiz bir konuya sahip. Dizide alzheimer olacağını öğrenen Haluk Bilginer, madem her şeyi unutacağım o zaman seri katil olayım diyor. Bu fikir bile seyirciye aa ben bu diziyi izlerim dedirtiyor.
Bir de cinayet masasında tek kadın olarak ayakta durmaya çalışan Cansu Dere'nin karakterine sahibiz.
Bu arada hatırlatalım. Normalde hiçbir televizyon dizisi izlemiyoruz. Yani diziyi eleştirdiğimizde siz önce kötü dizilere bakın bu diziyi nasıl eleştirebiliyorsunuz demeyin. Neyin iyi neyin kötü olduğunu kimse alınmadan konuşabilecek hale gelirsek bence diziler de o sırada baya bir gelişir.
Neyse, şimdi diziyi eleştirmeye geçebiliriz. Dizinin şu ana kadar ilk 3 bölümü yayınlandı ve biz izlediğimiz şeyden mutluyuz. Tek derdimiz Puhu'nun yeni bölümleri çıkarmak veya bunu öncesinde duyurmak konusunda deli gibi istikrarsız olması. Diziden spoiler vermeyeceğim ama karakterlerin motivasyonları da mantıklı ve orijinal. Örneğin Haluk Bilginer sıradan bir seri katil değil, kendi doğrularını hayatı boyunca içine attığı için alzheimer olacağını öğrendiğinde istediklerini yapmaya başlıyor. Haluk Bilginer, bu adamı çok iyi oynuyor. Bu sahneyi 10 saniye izlesek yeter.
Dizi bize küçük detayları vermekte ve bir atmosfer yaratmakta çok başarılı. Örneğin İstanbul'un bilinen yerleri dizide daha da çekici gösteriliyor. Zaten dizi size her şeyi olduğu gibi göstermiyor. Ana karakterimiz alzheihmer olacağı için bu normal bir şey. İlerki bölümlerde Haluk Bilginer'in karakterinin yaptıklarıyla bizim ekranda gördüğümüz şeyler umarız daha da farklılaşır ve neyin gerçek olduğunu anlamayız. Zaten Şahsiyet açıları ve ana karakterin güvenilirliğini engelleyen bir hastalığa sahip olması bakımından Mr. Robot'a biraz benziyor. Umarız Mr. Robot'ta yapılan hatalar burada yapılmaz çünkü biz Şahsiyet'i hikayesi ve yönetmenliğiyle severek izledik.
Ayrıca ilerde Cansu Dere ve Haluk Bilginer'in karakterleri arasında Death Note'taki Light ve L ilişkisine benzer bir şey yaşanacak gibi duruyor. Bu ikiliyi merakla bekliyoruz. Cansu Dere de gerçekten etkileyici bir performans sergiliyor. Kendisi son bir röportajında şunları söylemiş
“Her şeyin unutulduğunu, kendini fazla önemsememen gerektiğini ve her şeyi kontrol edemeyeceğini öğrendim. En önemli şeyin kişilik, vicdan olduğunu... Ve delirmemeyi.
Cansu Dere'ye deli gibi katılıyoruz. Biz de şu videomuzda bu konuyu ele almayı denemiştik.
Diziyle ilgili problemlerimiz genelde 2. bölümde oldu. Bu bölümde yönetmen etkili anlar yaratıyordu ama onun dışındaki bölümlerde hikaye hafif odağını kaybediyordu. Onun dışında dizi genelinde ne olduğunu anlamadığımız bir iki sahne bize gereğinden uzun geldi. Son olarak, dizi bazı olayları bize bir iki kere görüntüyü göstererek hatırlatıyordu. Bence akıllı bir şekilde ilerleyen ve iyi çekilen Şahsiyet bu hatırlama konularında seyirciye biraz daha güvenebilir.
Dizilerin belli bir sonu olmadığı için ilk çıktığında atıp tutmak zor oluyor. Henüz, Şahsiyet'tin çok küçük bir bölümünü gördük ama oldukça mutluyuz. Umarız dizi kalitesini arttırarak devam eder ve unutulmaz hale gelir.
Bizim başka videolar yapmamız için şimdilik kaçmamız gerekiyor ama instagram twitter falan filan. Hoşçakalın!