Рет қаралды 924
Düşüncelerinde yılların yorgunluğu... Zihninin ücra köşelerinde zamansızlığın sebep olduğu düş kırıklığı.. Yüzünde bir tane çizgi yok belki, ama ruhunda yılların örselenmiş kıvrımları.. Bedenin diri, derin sağlam.. Oysaki atmaktan yorgun düşmüş kalbinde, ömrünün son anına gelmiş bir kişinin kırışmış hatları var bitkin düşmüşlüğün sonucu.. Saçların en doğal en güzel renginde belki, ama aklar düşmüş zihnine, gözlerin buğulu.. Bedenin küçük bir masal çocuğu.. Zihninde yüz yaşına gelmiş bir bilgenin doygunluğu.. Ruhunda ise binlerce yıldır milyonlarca hayattan geçmiş bir zaman yolcusunun olgunluğu... Sıkışıp kalmışsın bu güzel bedende, ruhunsa haykırıyor kim olduğunu.. İçinde hissettiğin yaşlı beden misin sen, yoksa aynada gördüğün mü doğru?
Hangi ağlarla örüldü zihnin, hangi bağlarla kapatıldı gözlerin, hangi tellerle çevrildi kalbin? Kimin elindeydi ruhunu zincirleyen demirlerin? Nerede seni terk etti heveslerin? Ne ara uğurladın çocukluğunu, ne ara unuttun kanasa da oynamaya devam ettiğin dizlerini? Nerede bıraktın gülüşlerini, her an bir yenisini eklediğin? Ruhundaki çocuğa ne zaman veda ettin?