ÜZÜNTÜ VE ENDİŞEYİ YENMEK İÇİN DÜŞÜNCE METODU
Her birimizin başında atamadığı bir endişe ve üzüntü sıkıntısı vardır. Her birimiz bu sıkıntıdan kurtulup daha huzurlu ve mutlu bir yarın için duyarlı bir şekilde beklentilere giriyoruz. Öncelikle şunu belirteyim düşünce sistemimizi oluşturmadan başımıza gelecek üzüntü ve sıkıntılı işleri bize zarar vermeden bertaraf etmemiz zordur. Bunun için bu dersimizde sizinle bir formül üzerinde çalışacağız o formül şöyle ifade edilebilir.
Öncelikle hayatımızdaki şu gerçekleri fark etmemiz gerekiyor. Niçin endişelenip üzülüyorum?
İkinci sırada bu gerçekler üzerinde bir düşünce analizi yaparak neler yapabilirimi bulmamız gerekiyor.
Üçüncü sırada bir karar verip karar üzerinde uygulama girişimine başlamamız gerekiyor
Çok sıkıntılı olduğum bir zamanda kendisinin manevi gücüne hayran kaldığım Osman Hocama derdimi anlattıktan sonra, şunu sormuştum. Hocam, bu endişe ve üzüntülerden nasıl kurtulabilirim? Osman Hocam benim kafa karışıklığımı ve endişelerimi hissederek şöyle dedi: Ben otuz yıldır insanlara rehberlik yapıyorum. Günlük insanların dertleriyle hemhal oluyor; onları gözlemleyip yardımcı olmaya çalışıyorum. Şunu gördüm ki üzüntülerin çoğu insanların düşünmeden hareket etmeleri yüzünden oluşuyor. İnsanın gerçekleri objektif bir biçimde ortaya koyması halinde sorunların bilginin ışığında buharlaşıp uçtuğunu, insanın sakin ve rahat bir kafaya kavuştuğunu çoğu kere gözlemledim. Yapmamız gereken çözüm yolu: beni üzen şey nedir? Ne için üzmektedir? Neden bu duruma geldim? Ne zamandan beri bu durumdayım? Nasıl bundan kurtulabilirim? Nerede ne zaman da hareket edersem kurtulurum? ve kimden yardım isteyebilirim? diyerek kendine 5N1K sorularını sormasıdır.
İnsanlar sorunları üzerinden düşünmeden, onları nasıl hallederim mücadelesine girmeden üzüntülerini kendilerine yüklüyorlar. Bu çok şaşırtıcı bir durumdur. Ne yazık ki pek çok insan inatla iki kere ikinin beş ettiğini düşünüyor. Hatta beş ettiğini savunacak kadar kendini kaptırıyor. Bu durumda bilimsel ve akli bütün duygularını yitirerek hayatı kendine ve etrafındakilere cehennem ediyor.
Peki ne yapmalıyız. Hangi formül bize huzurlu ve mutlu bir kafaya kavuşturabilir. Benim kendi hayatımda uyguladığım iki tane önemli mantık var. Öncelikle diyorum ki ben bu güzellikleri yaşamayı hak ediyorum. Öyleyse beni üzen endişeye kaptıran şeyleri üzerimden atmak için çaba içinde olmalıyım.
Bu çaba içerisinde yürürken şunu fark ettim ki önüme alıp yazdığım bütün sorunları belli bir süre sonra çözüyorum. Yazmak, üzerinde düşünmemi sağlıyor. Böylece problemi kendi zihin dünyamda analiz etme fırsatı elime geçiyor. O halde sorunları çözmenin birinci kuralı gerçekleri fark etmektir. İkinci kuralı ise bu gerçekleri analiz edip üzerinde tefekkür etmektir. Üçüncü kuralı ise bir karar verip o kararı disiplinli bir şekilde uygulamaktır.
İmam Hatip hocam İhsan Bey hep bize şunu tavsiye ederdi. Bir sorununuz varsa, onun üzerinde tefekkür edin. Bir şeyi açıkça ortaya koymak onu yarı yarıya çözmektir.
Bir kişinin amacını belirleyememesi, kısır döngü içinde dönmesi, onun sinirlerini bozan en kötü durumlardan birisidir. Öyle ki bu durum onun hayatını zindana çevirebilir. Halbuki karara verdikten sonra çok güzel bir rahatlama sağlanır. En kötü karar karasızlıktan iyidir. Karar veren uygulamak için harekete geçer ve önünde bir hareket hayali oluşur. Her hayal insana bir ümit verir. Ümitler insan yaşamı için en büyük gelecek rahatlatıcılarıdır. Gelecek için rahatladıktan sonra yavaş yavaş uygulamaya başlamak kişinin endişesini giderir. Hareket en güzel endişe gidericidir. Yürüyen, çabalayan, meşgul olan insan endişeye zaman bulamaz. Boş kuruntulardan azade olur.
Elektrik mühendisi Cevdet Bey yeni bir ofis açmıştı. Büyük bir dükkân tesis etmişti. Fakat iş ile alakalı çok büyük endişelere sahipti. Endişelendikçe iş performansı düşüyor, kendi içinde adeta buhran geçiriyordu. Hayatı zindana dönmüştü. Bir arkadaşı Ona şu tavsiyeyi yaptıktan sonra çok rahatladığını bana söyledi. Arkadaşı, “ne endişe çekiyorsan önce onları yaz. Sonra da yapabileceklerini yaz. Sonra bunlar içerisinden birine karar ver ve kararını uygulamak için harekete geç.” Bu formülü sabahleyin kendi kendime uyguladığımda o gün işe çok rahat gittim. Akşama kadar büyük bir huzurla işimi yaptım. Anladım ki karar vermek, endişeyi gideren büyük bir davranıştır.
Karar verdikten sonra o karar üzerinde çok aşırı düşünmemek gerek. Kararı hızlı ve bilinçli bir şekilde uygulamak, zamana yaymamak daha iyidir.
CENGİZ DERE